Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 744
Toplam 17242736
En Fazla 25928
Ortalama 2752
Üye Sayısı 160811
Bugün Üye Olan 124
Online Ziyaretci
 
 

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMİNDE İLİM / Prof. Dr. Şakir GÖZÜTOK

Resulüllah (s.a.s.), bizzat kendisinin öğretmenlik yaptığı Suffa’da kalanlara da ders verirdi. Suffa'da kalanlara, genellikle okuma ve yazma, Kur’an ilimleri, akait ve kıraat gibi konular öğretilirdi.
16/12/2019

İlim kavramının değişik dönemlerde farklı manalar yüklendiği ve farklı alanlara hamledildiği ve zaman zaman da anlam kayması yaşadığı görülmüştür. Cahiliye Dönemi’ndeki Araplarda yazılı bir gelenek olmadığı için ilim adına da kayda değer bir disiplinden söz etmek zordur; bu münasebetle Müslümanların ciddi bir ilim tevarüs ettiklerinden söz edilemez. Resulüllah (s.a.s.) döneminde ilimle ifade edilen daha çok dinin tamamıyla ilgili konulardır; şüphesiz dinin merkezinde de Kur’an bulunmaktaydı. Ancak Resulüllah’ın vefatından sonra ilim denildiğinde, Resulüllah’ın sünneti ve sünnetin nakli ile ilgili konular anlaşılmıştır. Çünkü bu dönemde dinin yegâne kaynağı olan Kur’an’ın anlaşılması için Resulüllah’ın (s.a.s.) sünnetine şiddetle ihtiyaç vardı. Söz gelimi Ahmed b. Hanbel, Halife Mutasım tarafından Kur’an’ın mahluk olup olmadığı konusunda imtihana çekildiğinde “Ben sadece ilmi bilen biriyim, bu konuda bir bilgim yok.” (Yakubî, Ahmed b. Yakub b. Cafer, Tarihu’l-Yakubî, Tah: Abdulemir Mehnâ, Şirketu’l-Alemiyyi li’l-Matbuat, 1. Tab, Beyrut, 2010, c. 2, s. 430.) demiştir. İmam Ahmed, “ilmi bilen biriyim” derken yalnızca hadis ile ilgili konuları bilirim demek istemiştir, çünkü herkes onun hayatını Resulüllah’ın sünnetini öğrenmeye adadığına şahit olmuştu.

Taha Suresi’nde “Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce, Kur’an’ı okumakta acele etme.” ihtarı yapıldıktan sonra: “'Rabbim ilmimi arttır.' de.” (Taha, 20/114.) diye Resulüllah’ın (s.a.s.) daha fazla ilmi talebe davet edilmesi, risalet görevini eksiksiz yerine getirilmesi için ilahi mevhibelerin artırılmasını istemesi içindir ki bu da din ile ilgili bilgilerdir. Allah-u Teâlâ, Resulüllah’tan ilmin arttırılmasını talep etmesinden başka bir şeyin ziyadesini istemesini emir buyurmamıştır. Dolayısıyla Resulüllah zamanında ilim denildiğinde, merkezinde Kur’an’ın olduğu ve çoğunlukla dinin marifetinin anlaşılmasını sağlayan hususlar ve konular akla gelmekteydi. Ümmü Kesir binti Yezid el-Ensariyye, dinî konularda merak ettiği bazı hususları öğrenmek için kız kardeşi ile birlikte Resulüllah’ın yanına girdiklerinde Ümmü Kesir’in “Ya Resulüllah, kız kardeşim sana bir soru sormak istiyor, fakat utanıyor.” demesi üzerine Resulüllah’ın (s.a.s.): “Sorsun, zira ilim talep etmek farzdır.” buyurması (Ebu Nu’aym el-İsfehanî, Ma’rifetu’s-Sahabe, c. 6, s. 3554.) da o dönemde ilim ifadesinin daha çok dinî meselelere hamledildiğini göstermektedir.

Yukarıdaki ifadelerimizden Resulüllah döneminde ilmin, yalnızca dinî konulardan ibaret olduğunu iddia ettiğimiz anlaşılmamalıdır. Zira sahabeden Ebu Zer’in (r.a.): “Resulüllah (s.a.s.) bize, bir kuşun iki kanadıyla uçmasının ancak ilimle olduğunu, miras bırakmıştır.” (İbn Hibban, Sahih, İlim, (H. No: 65), c. 1, s. 267.) buyurması, dinî ilimlerin dışında, tabiatın sırrının anlaşılması, insanlığın saadeti ve mutluluğu için gerekli diğer ilimlerin de bu minvalde ele alındığı ortaya koymaktadır. O hâlde Resulüllah döneminde ilim, daha çok dinî konuları ihtiva etmekle birlikte, diğer ilmi disiplinlere de teşmil edilmiştir. Nitekim “Bizim çocukların üzerinde hakkımız olduğu gibi onların da bizim üzerimizde hakları var mıdır?” diye soran sahabeye, Resulüllah’ın, “Evet, çocuğun anne ve babası üzerindeki hakkı, ona okuyup yazma (kitabet), yüzme ve atıcılığı öğretmesidir.” (Beyhakî, Sünenü’l-Kübra, Sebk, 1 (H. No: 19742), c. 10, s. 26.) şeklindeki cevabı, ilim yelpazesinin genişliğini ifade etmektedir. Keza Resulüllah’ın, “Hikmetli söz müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa, almaya en çok onun hakkı vardır.” (Tirmizi, İlim, 19.) buyurması, evrensel bir ilim anlayışının ve dinî konuların dışındaki ilimlerin kazanılmasına bir çağrıdır. Resulüllah’ın getirdiği bu anlayış sayesinde, ilmin önündeki dinî, ırki, cinsî ve coğrafi bütün sınırlar kaldırılmıştır. Bundan dolayı Bedir esirlerinden okuryazar olanların, müşrik olmalarına rağmen yazıyı Müslümanlara öğretmeleri fidye bedeli olarak kabul edilmiştir. (Hâkim, Müstedrek, c.2, s.152.) İlim ifadesinin her türlü bilgiyi ihtiva eden disiplinlere hamledilmesinden dolayıdır ki Resulüllah’tan (s.a.s.) sonra Müslümanlar kendilerine lazım olan her çeşit fennî rahatlıkla diğer din, ırk ve coğrafyaya sahip milletlerden almışlardır.

Kur’an’da doğrudan ve dolaylı olarak ilme atıf yapan ayetlerin neredeyse tamamının, Müslümanların ilmi elde etmek için uygun şartlara sahip olmadıkları ve bunun eğitimini yapmak için fırsat ve imkânların bulunmadığı bir dönemde yani Mekke’de nazil olması, inananların zihin yapısını ilmi bir anlayış üzerine bina etmeye matuftur. Resulüllah (s.a.s.), “İlim talep etmek her Müslümana farzdır.” (İbn Mace, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvinî, Sünen, Tah: Muhammed Fuad Abdulbaki, Daru'l-Fikr, Beyrut, Ts., Mukaddime, 17.) buyurarak bu mesajı desteklemiş ve ilmi, hayatın mihverine yerleştirmiştir.

Elbette ilmin elde edilebilmesi için lazım olan yegâne araç yazıdır. Resulüllah’ın (s.a.s.), Araplarda öteden beri süregelen şifahi (sözlü) kültür aktarım geleneğinin yanında, bilgiyi yazıyla buluşturması, ilmin olabildiğince süratli yayılmasını sağladığı gibi kalıcı olmasını da beraberinde getirmiştir. Resulüllah (s.a.s.) buna işaret etmek üzere: “İlmi, yazıyla kaydediniz.” (Hâkim, Müstedrek, c.1, s.188.) 

Resulüllah (s.a.s.), bizzat kendisinin öğretmenlik yaptığı Suffa’da kalanlara da ders verirdi. Suffa'da kalanlara, genellikle okuma ve yazma, Kur’an ilimleri, akait ve kıraat gibi konular öğretilirdi. İsfehani de Suffa ehlinin sürekli meşguliyetinin Kur’an’ı anlamaya çalışmak ve onu tamamen öğrenmeye yönelik olduğunu kaydetmektedir. (Ebu Naim el-İsfehani, Hilyetu'l-Evliya, c.1, s.342.) Resulüllah’ın (s.a.s.) bu özel gayretleri sayesinde, kendisine nübüvvet geldiğinde çok az sayıda olan okuma yazma bilenlerin oranı İslam’dan sonra o kadar yükselmiştir ki bir müddet sonra Medine’de okuma yazma bilenlerin sayısını tespit etmekte zorlanmaktayız. Bu inanç ve gayretle ilme sarılan Müslümanlar, insanı hayrete düşürecek bir ilerleme katetmişlerdir. Öyle ki hicri birinci yüzyılın sonlarına doğru, İslam dünyasında okuma yazma bilenlerin sayısı bütün dünyadaki okuma yazma bilenlerin sayısından daha çoktu. (Fuat Sezgin, Bilim Tarihi Sohbetleri, Soh: Sefer Turan, Timaş Yay., 5. Bsk., İstanbul, 2013, s. 120.)

Resulüllah (s.a.s.) döneminde ilimden yalnızca erkekler istifade etmezlerdi; kadınlar da istedikleri zaman ilim öğrenmek üzere bir eğitim ve öğretim merkezi olan Mescid-i Nebevi’ye gelirlerdi. Nitekim Mescid-i Nebevi’de erkeklere tahsis edilmiş ve yatılı da kalınabilen Suffe’de gerçekleştirilen öğretimin yanında, kadınların da gündüz devam ettikleri Suffetu’n-Nisa (Kadınlar Suffası) da mevcuttur. Kadınların ilme rağbeti o kadar dikkate şayan bir durum göstermiştir ki Resulüllah (s.a.s.), o gün için mescidin mevcut olan üç kapısından birini kadınlara tahsis etmek için niyetini izhar etmiştir. (Resulüllah (s.a.v.), Mexid’in üç kapısından birini işaret ederek: "Keşke şu kapıyı kadınlara ayırsaydık" buyurmuştur. Bkz: Ebu Davud, Salat, 17, 54.) Resulüllah’ın bu arzusu, Hz. Ömer’in hilafeti döneminde gerçekleşmiştir. (Ebu Davud, Salat, 17.) Bunun yanında kadınların: “Ya Resulüllah, senin sözlerini hep erkekler alıp gidiyorlar. Bize de bir gün ayır ki o gün sana gelelim; sen de Allah'ın sana öğrettiği şeylerden bize öğretirsin.” şeklindeki talepleri üzerine, Resulüllah (s.a.s.), onlara da öğretim için ayrı bir gün ayırmıştır. (Müslim, Birr, 47.) Böylece arzu eden kadınlar, Resulüllah’a gelip ilim tahsil etmekte serbesttiler.

İlim tahsil etmede kadın ve erkekler arasında bir ayırımın yapılmadığını göstermek üzere Resulüllah (s.a.s.), mescitte eğitim ve öğretimde bulunurken bazen erkekler ile kadınların saflarının arasında durur, (Taberanî, el-Mu'cemu'l-Kebir, c. 24, s. 16.) bazen de doğrudan kadınların arasında ayakta durarak hitabetini sürdürürdü. (Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 17.) Fakat çoğu zaman erkekler arasında ayakta durarak öğretimde bulunurdu. (Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 31.)

Müslümanlar arasında yaygınlaşan bazı ilimlerin temeli Resulüllah döneminde atılmıştır. Gerek Kur’an’ın ve gerekse Resulüllah’ın doğrudan veya dolaylı işaret buyurdukları bazı konular, çok geçmeden müstakil ilimler halinde ele alınmaya başlanmıştır.

Başta Müslümanların günlük hayatını tanzim ve insanların birbirleriyle ilişkilerini bir düzene bağlamak üzere hukuk (fıkıh) ilmi olmak üzere, Kur’an’ın güzel okunmasını sağlamak için kıraat ve anlaşılmasının kolaylaştırmak için de edebiyata önem verilmiş,

Resulüllah’ın sözlerini nakletmek üzere hadis ilimleri ihdas edilmiştir. Öteden beri Araplar arasında nakledilen Eyyamu’l-Arap ve kıssalar, tarih ilminin arka planını oluşturmuştur. Resulüllah’ın hutbesinde kıssalara yer vermesi, bazı kimselerin naklettikleri kıssalara atıf yapılması, (Müslim, Fiten, 24.) Müslümanlarda tarih bilincinin oluşmasına ve de bunun bir ilim olarak tahsil edilmesine vesile olmuştur. Keza başta Kur’an olmak üzere dinî metinlerin yazılması, yazı ilminin gelişmesine; feraizin anlaşılması ve paylaşımı için matematik ilmine; Kur’an’ın sık sık tabiat olayları ve gökyüzüne dikkat çekmesi astronomi ilmine, kıblenin her zaman Müslümanlara ibadet için lazım olması ve kıble yönünün bilinmesinin şart olması coğrafya ilmine ilgiyi artırmıştır. 

Resulüllah (s.a.s.), ilmi, inananların düşüncelerinin ve hayatlarının merkezine yerleştirmeye çalışmıştır, bunu ortaya koymak üzere ilim meclislerini, Müslümanların müştak oldukları cennet bahçelerine benzetmiştir. (Taberanî, el-Mu'cemu'l-Kebir, c.11, s.78.) Bu nebevi teşbihin yer ettiği gönüller, cennet bahçelerinin meyvelerini dünyada dermek için fırsat buldukları her anda ilim meclislerinden istifade etmek istemişler ve bu istekleri sayesinde dünya tarihinde göz kamaştıran İslam medeniyetini inşa etmeyi başarmışlardır.

 

Prof. Dr. Şakir GÖZÜTOK / DİYANET AYLIK DERGİ

 

Bu yazı 2070 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 İMAN VE SAMİMİYET

n

08/08/2022 - 10:21 İSLAM’IN ASLİ KAYNAKLARINI DOĞRU ANLAMANIN YÖNTEMİ ÜZERİNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGİ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALİH VE BAKİ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENİN ÇALDIĞI İNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHİDDEN HİDAYETE  NEBEVİ RİSALET

n

12/01/2021 - 11:25 İŞTE TOPLUMUMUZUN HÂLİ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDİMİZİN HİCRET YOLCULUĞU

n

06/10/2020 - 11:27 ŞEHİTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI İTİBARIYLA İSTİĞFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLİK NEREYE GİDİYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ŞİMDİ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMİLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESİNİ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ŞEHR-İ RAMAZAN VE SORUMLULUK BİLİNCİ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLİMİZE ŞÜKREDEBİLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUĞUN EN GÜZEL KIVAMI: İHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUŞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMİNDE İLİM / Prof. Dr. Şakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HİCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZİKİR: KALPLERİ DİRİLTEN İKSİR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELİŞ BİLİNCİNİ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVİ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 İnancı kuşanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kılmak ve Takva Sahibi İmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEİZMİ VE ATEİZMİ BESLEYEN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR İBADETSİZLİ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ MESCİD-İ AKSA VE MÜBAREK ŞEHİR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFİS İLE MÜCADELE CİHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DİNÎ TEBLİĞDE DİL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’İ GÜNÜMÜZ İNSANINA DOĞRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 İNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DİN AŞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DİN GÜVENLİĞİ BAĞLAMINDA DİNİN DOĞRU ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Başından Serçe Geçen Bir Çocuktur  İSMAİL

n

12/07/2017 - 10:42 İNSANLIĞA KARŞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FİTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBİ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENİYETİ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEĞİŞEN MAHREMİYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DİNLERİ KİMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADİS İLMİ”NİN İSLÂMÎ İLİMLER ARASINDAKİ YERİ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERİNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRİKAYA DÜŞENLER GİBİ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BİR GÜVEN ABİDESİ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadın Başka Bir Versiyonu: İFTİRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMİ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz İslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VİCDANIMIZIN "Selfie"SİNİ ÇEKEBİLİR MİYİZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boş Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kişilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaşamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an İkliminde İyiliklerle Dinamik Bir Hayat İnşası

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’İN MESAJINI DOĞRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoğunlaşmış İbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLİME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huşu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alnı Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALİ (Ö: 40/660)’NİN KUR’AN-I KERİM ANLAYIŞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ı İlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 İlim, Marifet ve Hikmet İlişkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccın Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-İ FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVİH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Şeytanın Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeşlik ve Dostluğa Açılan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaşan Sinsi Düşman: Şeytan

n

12/06/2015 - 03:38 İnsanın Temel Bir Zaafı

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERİN BİR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuşanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Şiddet Karşısında rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADİSLERİN DOĞRU ANLAŞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKİP EDİLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanın Varlıkla İmtihanı

n

23/12/2014 - 04:12 İslami Bakışla Varlık ve Servet Algımız

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHİY İLİŞKİSİ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabır-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunması Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 İslam’ın Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan İklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETİ TATİL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’İN ADÂLET ANLAYIŞI

n

09/04/2014 - 02:07 BİR YÖNETİCİ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ın Korumasını Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazı

n

10/02/2014 - 02:47 Değerini Bilemediğimiz İki Eşsiz Nimet: Sağlık ve Boş Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site İçi Arama

15 Zilhicce 1446 |  11.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

O, Hayy (mutlak diri) olandır. O'ndan başka İlah yoktur.

Öyleyse dini yalnızca O'na halis (saf ve içten) kılanlar olarak O'na dua edin.

Alemlerin Rabbine hamd olsun.


( Mü’min sûresi - 65)

Bir Hadis

Âişe'den (r.anha) rivayetle,

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Rızkı kazanmada ve ihtiyaçlarınızı karşılamada sabahın erken saatlerini tercih ediniz. Çünkü sabahın erken saatlerinde bereket ve başarı vardır."

Cami'üs Sağir, 3123

Bir Dua

“Allah’ım! Ciddi ve şaka yollu yaptıklarımı, yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı
affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim.”

(Müslim, Zikir, 70)

Hikmetli Söz

Ey insan! Sen küçük bir
cisim olduğunu iddia
edersin, ama en büyük
âlem senin içinde
gizlidir.

Cimrilerin hâli ne
gariptir. Fakirler gibi
yaşarlar, zenginler gibi
hesap verirler.

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com