Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 880
Toplam 17242872
En Fazla 25928
Ortalama 2752
Üye Sayısı 160834
Bugün Üye Olan 147
Online Ziyaretci
 
 

Kardeşlik ve Dostluğa Açılan Pencere

SELAM

“es-Selam” (Haşr, 59/23.) O’nun en güzel isimlerinden biridir.
15/06/2015

Bizleri yoktan var eden Allah: “Müminler ancak kardeştir.” (Hucurat, 49/1.) ve “Müminler bir birlerinin dostudur.” (Tevbe, 9/71.) buyurmaktadır. Kadın-erkek, Acem-Arap Hz. Âdem’in birer evlatları olarak beşeriyette kardeştirler. Dinde kardeşlik ise bunun bir adım daha ötesinde başka bir anlam ve derinlik kazanır. Mekkeli muhacirler ile Medineli ensar arasında tesis edilen “muahat” bunun pratiğe yansımış hâlidir. “Allah kalplerinizi kaynaştırdı. Onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz” (Âl-i İmran, 3/103.) diyen Allah devamla Peygamberine; “Dünya kadar para harcasaydın onların gönüllerini böylesine birbirine raptedemezdin” buyurmuştur. Buradan kardeşlik ve dostlukta ilahî inayet ve Rabbani hidayetin kulların yanında olduğunu anlıyoruz.

Genelde İslam tarihi özelde Anadolu kültürü “Candan önce canan”ı önceleyen örneklerle do ludur. Nitekim “Bin dost çok, bir düşman az değildir” anlayışının temsilcilerinden biri olan Ebu Süleyman Darani, “Tüm dünya benim olsa, bunu bir lokma hâline getirip bir kardeşimin ağzına koysam, yine de fazla bir şey yaptım diyemem” derken aynı zat bu defa bir başka ifadesinde benzeri bir yaklaşımla, “Bir dostumun ağzına koyduğum lokmanın tadını kendi ağzımda hissederim” diyebilmiştir. Amasyalı Akif ise,

“İş tahammül etmededir bâr-ı hukuk-ı sohbete

Sanma kim vardır hüner teksir-i yâran etmede”

Demek suretiyle dost ve kardeşliğin çoğaltılması gerektiğine vurgu yapmaktadır.

Ne yazık ki pek çok açmazlarla baş başa kaldık. Evlerimizi büyüttük, ama ailelerimizi küçülttük.

Geçimimizi sağlamayı başardık, ancak birbirimizle geçinmeyi başaramadık. Denizde balıklar gibi yüzmek, havada kuşlar gibi uçmak biz insanoğlu için adeta sıradanlaştı, ama ne var ki bütün bunları başarırken, kardeşçe, dostça yaşamayı bir türlü başaramadık. Çok fazla zaman tüketiyor, çok çabuk kızıyor, çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz. İletişim araçlarıyla haddinden fazla vakit harcıyor, ne var ki çok az okuyor, çok az birbirimizle sohbet ediyor ve çok az şükrediyoruz. Gelinen bu noktada yüz yüze ilişkiler yerine sanal ilişkileri tercih etmeye başladık. Yüz yüze gelsek dahi birbirimizin yüzüne daha az bakıyoruz, iletişime geçmeden ayrılıp gidiyoruz. Otobüs ve trenlerde, uçakta yan yana koltuklarda, bir birimize selam vermeden, hal-hatır sormadan ve hatta birbirimizle tanışma gereği bile duymadan uzunca yolculuğumuzu bitiriyoruz.

Galiba mülk (milk) âlemini abat ederken, melekût âlemini ihmal ettik. Modernite Çoğumuzun dikkatini dağıttı. Gözün gördüğü şeyler artınca, gönül daha çok şeylerle meşgul olmaya başladı. Bu arada iç dinginliğin, sükunetin temini için farklı meditasyon teknik ve seanslarına yönelenlerimiz oldu. Stres, depresyon, gerilim, korku, endişe, çaresizlik, yalnızlık, boşluk, cinnet, sıkıntı, intihar, memnuniyetsizlik insanımızın belini büktü.

Hâlbuki kadim selam medeniyetinin sakinleri olarak bizler buna layık değil ve bunu hak etmedik!

Rahmanın kulları, esenlik Peygamberinin ümmeti, barış yurdunun daimi çocukları olarak birbirimizin derdiyle dertlenmek, birbirimizin yarasına merhem olmak dururken, acaba yaraya tuz basmak da neyin nesiydi?

Kardeşlerim! Vakit çok geç olmadan selam ile başlayalım kelama. Selamlaşma, iletişim kurmanın, iletişim toplumsal bütünleşmenin, toplumsal bütünleşme ise iyi bir insan olmanın temel koşuludur. Hatta selamlaşmayı bir başkasından bekleyerek değil, ilk adımı kendimiz atarak başlatalım. Kur’an’da otuz üç defa geçen ve müminlerin tam on iki kez selamlandığı bu sihirli kelime “Selamün aleyküm” ile dostluğa, kardeşliğe, insanlığa, yardımlaşmaya, dayanışmaya yeniden ve beraberce “merhaba” diyelim!

“es-Selam” (Haşr, 59/23.) O’nun en güzel isimlerinden biridir. Birer mümin olarak bizler “Abdü’s Selam”, yani selamın kullarıyız. Bizleri “selam” kökünden türeyen ve “Müslüman” olarak isimlendiren, dinimize barış, sevgi, esenlik anlamları katıp etik bir kavramla ilintilendiren ve dolaysıyla “İslam”ı seçen Allah’a binlerce kez şükürler olsun. Bununla birlikte O bizlere, “Selam yurdunun yolcuları” (Yunus,10/25.) ve “Daru’s- selam”ın (Enam, 127; Araf, 46; Zümer, 73.) daimi sakinleri diye seslenmiştir.

Bizim inanç sistemimizde “kul hakkı” her şeyden önce selam alıp vermekle başlar. (Buhari, Cenaiz 2; Müslim, Selam 4-5.) Selam vermeyi sünnet, selamı almayı ise farz bilen bir geleneğin sahipleriyiz. Keza bizim kültürümüzde selam cennet kelamı olarak kabul edilir. (Nisa, 4/86.) Müslümanlar ebedi istirahatgâhları cennette ‘boş bir söz’ değil; sadece selam işitirler. (Meryem, 19/62.) Peygamberimiz ise bize cennete giden yolun selam dan geçtiğini öğretir: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; iman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevme den de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir işi göstereyim mi? Selamı aranızda yaygınlaştırınız.” (Müslim, İman, 17.)

Anadolu coğrafyasında selam medeniyetinin sakinleri olarak yeniden birbirimizle iletişim kurmaya, yeniden birbirimizin hal ve hatırını sormaya, yeniden kalplerimize giden yolu Yunus’ça, Mevlana’ca, Hacı Bektaş-ı Veli’ce bulmaya çalışmak zorundayız. Müslüman, Peygamberin nezih diliyle tanıdık ve tanımadıklarından tanrı selamını (Buhari, İman, 20.) esirgeme melidir. Modern dünyanın barışı temsil eden beyaz güvercini ve zeytin dalından önce bizim sevgi medeniyetimizin selamı çoktan keşfedilmişti. Bu anlamda zeytin dalı toprağın, tabiatın mahsulü iken, dil ile verilen samimi bir selam kendi canımızın mahsulüdür.

Selam ‘benden sana zarar gelmez’ demektir.

Selam, kardeşin kardeşe dua etmesi, kardeşin kardeşe iyi dilekte bulunması demektir.

Selam, herkese cennet yurdu ve kurtuluş yolu sizin olsun demektir.

Selam, sen de benim gibi Allah’ın bir kulusun diyebilmenin bir diğer adıdır.

Malatyalı Niyazi Mısri (ö. 1693), bize insanların tek bir nefisten yaratıldıklarına dair Kur’anî gerçeği (Nisa, 4/1.) hatırlatarak, insanların gidip gelmek, tanışmak, selamlaşmak ve dostluk kurmak gibi ilişkilerinin, aradaki sevgiyi arttıracağını söylemektedir. Yine Kars’ta şehit düşen derviş meşrep Ebu’l-Hasan Harakani (ö.1034); “Türkistan’dan Şam’a kadar olan sahada bir din kardeşimin parmağına batan diken benim parmağıma batmıştır. Onun ayağına çarpan taş benim ayağıma çarpmıştır. Bir yürekte hüzün varsa bilin ki o yürek benim yüreğimdir.” demiştir. Mevlana ise mürşidi Şemsi Tebrizi (ö. 1247)’nin kendisine bir şey öğrettiğini beyan ederek onu bizimle paylaşmıştır: “Dünyada bir tek mümin üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin. Ben de biliyorum ki yeryüzünde üşüyen müminler var, ben artık ısınamıyorum.”

Ötelerden sesi duyulan Yunus Emre; “Gelin tanış olalım, işin kolay kılalım” derken kardeşliğe, dostluğa çağrı yapmaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli; “Gelin canlar bir olalım” çağrısıyla yâd olanları bilişmeye, tanışmaya, selamlaşmaya ve akabinde kardeş olmaya davet etmektedir.

Kardeşlerim! Hepimiz aynı kilimin desenleri, aynı tarağın dişleri, aynı gitarın telleri, aynı gökkuşa ğının farklı tonlardaki renkleriyiz. Gün ellerimizi yumruk yapma günü değildir. O hâlde geliniz hep beraber önce ellerimizi, sonra kollarımızı ve sonra kalplerimizi birbirimize açalım! Şu üç günlük dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmenin gayretini güdelim.

Unutmayınız ki İslam ve insanlık âlemi bu medeniyetin ve bu toprağın sahip olduğu kardeşlik, hoş görü, diğerkâmlık, yardımlaşma ve paylaşma erdemine eskisinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Bu konuda etrafımıza bakınmaya ve bunu bir başkasından beklemeye ne hakkımız ne de haddimiz vardır. Mademki söze selamla başladık, yine selamla bitirelim: sözü Bizim Yunus’a verelim:

“Biz dünyadan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Bizim için hayır dua

Edenlere selam olsun!” vesselam!

 

Diyanet Aylık Dergi Mayıs / Prof. Dr. Ömer YILMAZ

 

Bu yazı 3390 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 İMAN VE SAMİMİYET

n

08/08/2022 - 10:21 İSLAM’IN ASLİ KAYNAKLARINI DOĞRU ANLAMANIN YÖNTEMİ ÜZERİNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGİ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALİH VE BAKİ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENİN ÇALDIĞI İNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHİDDEN HİDAYETE  NEBEVİ RİSALET

n

12/01/2021 - 11:25 İŞTE TOPLUMUMUZUN HÂLİ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDİMİZİN HİCRET YOLCULUĞU

n

06/10/2020 - 11:27 ŞEHİTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI İTİBARIYLA İSTİĞFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLİK NEREYE GİDİYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ŞİMDİ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMİLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESİNİ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ŞEHR-İ RAMAZAN VE SORUMLULUK BİLİNCİ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLİMİZE ŞÜKREDEBİLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUĞUN EN GÜZEL KIVAMI: İHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUŞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMİNDE İLİM / Prof. Dr. Şakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HİCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZİKİR: KALPLERİ DİRİLTEN İKSİR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELİŞ BİLİNCİNİ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVİ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 İnancı kuşanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kılmak ve Takva Sahibi İmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEİZMİ VE ATEİZMİ BESLEYEN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR İBADETSİZLİ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ MESCİD-İ AKSA VE MÜBAREK ŞEHİR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFİS İLE MÜCADELE CİHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DİNÎ TEBLİĞDE DİL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’İ GÜNÜMÜZ İNSANINA DOĞRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 İNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DİN AŞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DİN GÜVENLİĞİ BAĞLAMINDA DİNİN DOĞRU ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Başından Serçe Geçen Bir Çocuktur  İSMAİL

n

12/07/2017 - 10:42 İNSANLIĞA KARŞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FİTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBİ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENİYETİ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEĞİŞEN MAHREMİYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DİNLERİ KİMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADİS İLMİ”NİN İSLÂMÎ İLİMLER ARASINDAKİ YERİ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERİNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRİKAYA DÜŞENLER GİBİ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BİR GÜVEN ABİDESİ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadın Başka Bir Versiyonu: İFTİRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMİ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz İslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VİCDANIMIZIN "Selfie"SİNİ ÇEKEBİLİR MİYİZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boş Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kişilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaşamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an İkliminde İyiliklerle Dinamik Bir Hayat İnşası

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’İN MESAJINI DOĞRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoğunlaşmış İbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLİME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huşu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alnı Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALİ (Ö: 40/660)’NİN KUR’AN-I KERİM ANLAYIŞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ı İlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 İlim, Marifet ve Hikmet İlişkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccın Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-İ FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVİH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Şeytanın Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeşlik ve Dostluğa Açılan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaşan Sinsi Düşman: Şeytan

n

12/06/2015 - 03:38 İnsanın Temel Bir Zaafı

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERİN BİR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuşanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Şiddet Karşısında rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADİSLERİN DOĞRU ANLAŞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKİP EDİLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanın Varlıkla İmtihanı

n

23/12/2014 - 04:12 İslami Bakışla Varlık ve Servet Algımız

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHİY İLİŞKİSİ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabır-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunması Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 İslam’ın Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan İklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETİ TATİL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’İN ADÂLET ANLAYIŞI

n

09/04/2014 - 02:07 BİR YÖNETİCİ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ın Korumasını Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazı

n

10/02/2014 - 02:47 Değerini Bilemediğimiz İki Eşsiz Nimet: Sağlık ve Boş Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site İçi Arama

15 Zilhicce 1446 |  11.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

De ki: "Bize yararı ve zararı olmayan Allah'tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da: "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç şüphesiz Allah'ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk."

( En'âm Suresi - 71)

Bir Hadis

Hz. Ali (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre

Resûlullah (s.a.s.), Müslümanlara şu duayı öğretti: “Allah’ım! Bana helâl rızık nasib ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!”

Tirmizi, “Deavat”, 110

Bir Dua

“Allah’ım! Kötü ahlaktan, nefsânî arzulardan, kötü işlerden ve ayıp şeylerden beni
uzaklaştır.”

(İbn Hibbân, Ed’ıye, No: 960)

Hikmetli Söz

Şudur cihanda en beğendiğim meslek, Sözün odun gibi olsun hakikat olsun tek. d Enbiya yurdu bu toprak, şüheda burcu bu yer, Bir yıkık türbesinin üstüne, Mevlâ titrer.


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com