Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6473
Toplam 17255907
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161625
Bugün Üye Olan 275
Online Ziyaretci
 
 

Kur’an hayatımızın neresinde?

Peki, yaşadığımız hayata baktığımızda Kur’an’ın yeri neresidir? Onu hangi amaçla okumaktayız?
15/10/2010

Kur’an Allah tarafından insanlık için gönderilmiş son uyarı ve son çağrının adıdır. Son nebi vasıtasıyla bize sunulan bu mesaj, kendisine verilen hayat nimetini kimin daha güzel amel edeceğini sınamak için yaşadığımızın hayat süresi için bir kılavuz görevini görmektedir. Bir hidayet, bir ışık, bir burhan ve bir rahmettir. O öncelikli olarak müminler ve muttakiler için; daha geniş zaviyede ise tüm insanlık için bir rahmet vesilesidir. Muhatabı ise biz insanlardır. Bu nedenle “İnsan ve Kur’an, ikizdir." sözü söylenmiştir.

Yazımızın başlığını yaygın bir soru olan “Kur’an hayatımızın neresinde?" sorusu ile başlattık. Bu noktada hayatın manası üzerinde biraz durmakta yarar vardır. Yüce kitabımız Kur’an, dünya hayatını tanımlarken onun bir geçimlik meta’ olduğunu (Bakara,212; R a’d, 26; Gâfir, 39),insana süslü gösterildiğini (Bakara, 212), onun bir aldatıcı olduğunu (Bakara,185) ve her an bizleri aldatabileceğini, (Lokman, 33;Fâtır, 5) kimi insanların bu sınavda dünyayı ahret karşılığında satın alarak (A’raf, 130)ve onu tercih ederek (İbrahim, 13)bu sınavda kaybedenlerden olduğunu halbuki yüce yaratıcının hayatı da ölümü de bizim hangimizin daha güzel amel edeceğini denemek için yarattığını bildirmektedir.(Mülk, 2)

Yeri göğü ve ikisi arasındakini başıboş yaratmamış olan Yüce Allah (Sa’d, 27; Enbi ya, 16)insanı da başıboş yaratmamıştır. Çünkü kâinatta küreden zerreye her şey anlamlı olup bir amaç için yaratılmıştır. İnsanın da bu hayatı yaşamasının bir gayesi ve amacı vardır. O da kulluktur. Ayette bu husus, “Ben insanları ve cinleri ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat, 56)ifadesi ile yerini almıştır.

Bizlerin hiç ama hiç unutmaması gereken bir diğer gerçek, bu hayatın sonunda yine Rabbimize döneceğimiz gerçeğidir. O’na geri döndüğümüzde de, Rabbimizin bize soracağı en başta gelen sorulardan birisi de gönderdiği kitabı ile bağımızın ne olduğu sorusu olacaktır.

Ahiret gününün farklı sahnelerini bize tasvir eden Kur’an’ın değindiği konular arasında, peygamberin kavmini Allah’a şikâyet edeceğidir. Bizim için o gün lehte ya da aleyhte tanık olacak olan Sevgili Rasulün,(Nisa, 41; Kâf, 21; Hadîd, 19) bizler şefaatini beklerken karşılaşmamız muhtemel olan bu şikâyet, dünyada iken Kur’an’ı terk etmekle alakalı olacaktır. Ayette bu husus şöyle dile getirilir: “Ve (o gün) Rasul şöyle diyecek: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı terk edilmiş bir obje haline getirdi ..." (Furkan, 30)

Müfessirler ayetin metninde geçen “mehcûr" ifadesini izah ederken bunun, terk etmek, iman etmemek, ondan yüz çevirmek ve onu sâhir yada kâhin sözü gibi görmek suretiyle gerçekleşece bileceğini söylerler. (Örnekler için bkz. Taberî, İbn Ce-rîr, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli’l-Kur’an, Müessesetu’r-Risâle,1420/2000, XIX/264; İbn Kesir, Ebu’l-Fidâ İsmai l b. Ömer,Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azim, Dâru Tayyibe, 1420/1999, VI/108;Reşid Rıza, Tefsîru’l-Kur’âni ’l-Hakîm, Hey’etü’l-Mısrıyye, XI-I/266;)İbn Kesir ise bu terkin içine, Kur’an’ı ezberlemeyi, içerdiği anlamları düşünmeyi ve tedebbür etmeyi ihmal etmenin, onun emir ve yasaklarına imtisal etmeyi bırakmanın da girdiğini söyler.(İbn Kesir, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azim, VI/108)

İbn Teymiyye de bunu daha veciz bir ifade ile şöyle özetler: “Kur’an’ı okumayan onu terk etmiştir. Kur’an’ı okuduğu halde onun anlamlarını düşünmeyen onu terk etmiştir. Kur’an’ ı okuyup anlamını düşünse de muhtevası ile amel etmeyen onu (yine) terk etmiştir." (Sâbûnî,Muhammed Ali, et-Tibyân fî Ulû-mil’-Kur’an, el-Mektebu’l-Asriyye, 1430/2009, s. 10) Böyle bir şikâyetle yüz yüze gelmemek için bize düşen, Kur’an ile olan bağımızı yeniden gözden geçirmektir. Bize verilen bu dünya hayatındaki yaşam sürecinde, neyi nerede ve niçin yapmamız gerektiğini öğrenmenin en kestirme yolu yüce kitabımız Kur’an ile olan bağımızı kurmak ve ona göre bir hayatı tanzim etmektir. Çünkü verilen hayatın tekrarı ve yenilenmesi söz konusu değildir. Ömür sermayesi de sürekli erimekte, hayat ölüme doğru hiç durmadan devam etmektedir.

Gönderdiği nebi ile bize tenezzülde bulunan Yüce Rabbimizin bu son mesajı, bizim için kendisine tutunacağımız bir kulp, bir ip ve bir kılavuzdur. Tamamen bir hayırdan ibaret olan bu Kur’an-ı mecîdin (Bakara, 105) bir nimet ve rızık olduğu da ayette şöyle vurgulanmıştır: “Şimdi siz,bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz."(Vakıa, 81-82)

Ayrıca bu kitap, bize bir güçlük ve sıkıntı olsun diye de indirilmemiştir. (Taha, 2-3)Sadece bize ait problemlere bir çözüm ve hakem olma amacıyla inzal buyrulmuştur. (Nisa, 59-60; Ahzab, 36)Buda, öncelikle ona iman etmek ve akabinde de kendisine ittiba etmekle gerçekleşebilecek bir husustur.

Peki, yaşadığımız hayata baktığımızda Kur’an’ın yeri neresidir? Onu hangi amaçla okumaktayız? Aileden eğitime, toplumsal olaylara kadar bizim gündelik tüm eylemlerimizde Kur’an’ın konumu nerdedir? İşlerimizde “Allah bu hususta ne der?" ifadesinin karşılığı olarak “Kur’an bu konuda bizden ne ister?" sorusunu kendimize sorabiliyormuyuz? Buna sağlıklı cevap verebilmek için de Kur’an ile aramızdaki bağın çok iyi olması tabiiki kaçınılmazdır. Sahi onu niçin okuruz? Ne kadar okuruz? Nerede ve hangi zamanlarda ve kimler için okuruz? Hiç onu kendimiz için okumayı deneyebildik mi ? Günün ve ayın belirli zamanlarından, dinî gün ve gecelere ait özel ibadetlerimizin arasına sıkıştırdığımız birtakım okumalar dışında bir program çerçevesinde Allah’tan bizzat kendimize iniyormuş gibi bu ilahî vahiyle yüzleşmeyi hiç denedik mi?

Onu ne kadar tanıyoruz? Tanınmayan bir şey ne kadar anlaşılır ve ne kadar sevilir? Eğer Kur'an tanınmazsa, neye inanılacağı, nasıl yaşanılacağı bilinmez. Bu durum kişiyi çözemeyeceği, altından kalkamayacağı bir sürü problemle karşı karşıya bırakacaktır. Bizleri yaratan Yüce Rabbimiz, bu Kur’an’ın bir dağa indirilmiş olması durumunda onun Allah’a olan saygısından paramparça olacağını söyler (Haşr, 21) ve iman edenlerin kendilerine inen bu vahiy ile kalplerinin ürpereceği vaktin ne zaman geleceğini sorar. (Hadid, 16)

Günümüz Müslümanının bu çağrıya kulak vermesi her zamankinden daha elzem gözükmektedir. Bizler, ondan uzaklaştıkça gün yüzü görmedik aslında. Başımıza ne geldi ise Kur’an’a karşı duyarsızlaşıp onu mehcûr/metrûk bırakmamız sebebiyle geldi. Hâlbuki biz ona yaklaştıkça hakikate yaklaşmanın büyük mutluluğunu,huzurunu ve heyecanını, aşk ve coşkusunu bulur; ondan uzaklaştıkça, zanların, vehimlerin, erdemsizliklerin, büyüklenmenin bataklığına saplanırız.

Bunun sağlanabilmesi için yapılması gereken husus, kendimizi Kur’an’a açmak ve vahye koşup Kur’an’ın önünde diz çökmektir. Her türlü şeytani ve nefsani niyet ve düşüncelerden, hem aklımızı hem de kalbimizi arındırarak yeniden euzü besmele çekmektir. Kendimizi vahyin karşısında bir öğrencisi gibi telakki ederek ondan mezun oluncaya kadar sürecek olan bir eğitime katılmaktır. Vahyi her okuyuşumuzda ilk defaokuyormuş gibi bir hassasiyet göstermek, günün en bereketli zaman dilimi olan geceyi yada seheri ona ayırmak; vahiy, tarihsel bir zaman dilimi içerisinde belirli bir topluma ve onların ihtiyaçlarına göre nazil olmuş olsa da Kur’an’ı okuduğumuzda sanki bize o an iniyormuş gibi bir eda ile okumak bizi farklı bir zamana ve duyguya götürecektir. Kuşkusuz Kur’an’ı okurken kişi bütün varlığıyla vahye kulak vermeli, şahsî görüş yâda kanaatlerini geri plana çekmelidir. Kur’an’ın belirli periyotlarla kendimiz için en uygun birimler/bölümler halinde az da olsa devamlı bir şekilde okunması, hem onun anlaşılmasında, hem de anlaşılanın zihin ve kalpte pekiştirilmesinde önemli yararlar sağlayacaktır. Ayrıca vahye bütüncül bir bakış açısıyla bakarak okumak; onun iç bütünlüğe ve tutarlılığa sahip olduğunun farkında olmak, vahyin indiriliş sürecinde var olan tedriciliği dikkate alarak kendimizde benzer bir eğitim sürecini tatbik etmeye çalışmak, nihayet onu bir yaşam kitabı haline getiren bir anlayışla okumak, ondan feyz olmak için önemli ilkelerdendir. Tüm bunlar anlama ve yaşama geçirme merkezli okumanın olmasa olmazlarıdır.

 

Bu yazı 4699 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DİNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIŞ, DUYGU VE BİLGİ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EĞİTİMİ / Dr. Ekrem KELEŞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, İMTİHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 İNSANLIĞA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIŞ DİNİ İSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KİMLERDİR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ın ışığında insanlığa model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHİRET MUTLULUĞUNUN YOLU: AMEL-İ SALİH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBİMİZİN BİZLERE KUTSAL EMANETLERİ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSİBET KAVRAMI  ÜZERİNE PSİKO-SOSYOLOJİK  DEĞERLENDİRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 İSLAM MEDENİYETİNİN BAŞKENTLERİ: MEKKE, MEDİNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA: GELİN RABBİMİZİ DOĞRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIŞ GAYEMİZ: İBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MİSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVİ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 İLAHÎ RİSALET ELÇİLERİNİN MİSYONU: İNSANLIĞI ÇATIŞTIRMAK DEĞİL BARIŞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 İSLAM’IN HEDEFİNDE İNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERİM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELİŞLER

n

21/09/2016 - 03:28 İSLAM'IN İSTEDİĞİ DÜZEYE ULAŞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 İnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCİD GERÇEĞİ

n

18/01/2016 - 02:22 EĞER BİLMİYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEĞİ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, İnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EĞİTİMİ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMŞULUKTA KUR’ANİ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPİNİZ ÂDEM’DENSİNİZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ı, Tabiatı ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Şükür-Şâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METİNLEŞME TARİHİ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandır

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAŞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIŞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Başka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem İmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inşasında Kur’an öğretimi ve öğreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliği

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEŞLİK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENİŞİ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESİ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUĞU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI İLE BULUŞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarımız günahlarımızdandır

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

n

03/09/2012 - 04:28 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karşısında nebevi duruş

n

13/07/2012 - 11:07 Ağır emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ı öğrenmeyi/ öğretmeyi öğrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koşun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanın Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ı Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeştir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramının Anlamı

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin şiarı:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramı

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiği Gibi İnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ınTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ı sen de oku,anla ve yaşa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ın değerleri ve onların sıra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ı öğrenme ve öğretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ın Öngördüğü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ı Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatımızın neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düşünmek Kur'anın Emri

n

28/04/2010 - 11:55 İlk muhatabının dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ın Işığında Sorumluluk Duygusu ve Davranış Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatımızda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Bağlantı İçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ı Nasıl Okuyalım ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabın Kur'ân'ı Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Faiz yiyenler (kıyâmet günü mezarlarından) ancak şeytan çarpmış kimselerin kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların, "esasen alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennemliktir, orada temelli kalacaklardır. Allah faizi mahveder, sadakaları bereketlendirir. Allah koyu nankör ve günahkâr olan hiç kimseyi sevmez.
İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekâtı verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız, mevcut faiz alacaklarınızın peşini bırakın, vazgeçin."

( Bakara sûresi - 275)

Bir Hadis

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurur:

“Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içinde kendisine iyi davranılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar arasında en kötü ev ise içinde kendisine kötü davranılan bir yetimin bulunduğu evdir.”

(İbn Mâce, Edeb, 6)

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Rabbim! Bütün işlerimdeki ölçüsüzlüğümü, cahilliğimi ve hatamı bağışla. Sen bunları
benden daha iyi biliyorsun.

(Buhârî, Deavât, 60; Müslim, Duâ, 70)

Hikmetli Söz

Komşunla münakaşa etme. Zira misafirler gider o kalır.


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com