Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 480
Toplam 15283734
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

KUR’AN’DA MUSÝBET KAVRAMI

 ÜZERÝNE PSÝKO-SOSYOLOJÝK  DEÐERLENDÝRMELER

Kur’an bir mutlaklýk atfetmez, çünkü Kur’an hoþa gitmeyen bir olayda (musibet) “hayýr” da olabileceðine iþaret eder.
30/03/2018

Arapça “savb” kökünden türeyen ve “ulaþmak”, “isabet etmek”, “bela gelmek” gibi anlamlarý olan “esâbe” fiilinin ism-i failidir. Ansýzýn ve þiddetle gelen felaket, bela, sýkýntý, kýsacasý insana ve çevresine yönelik her türlü nahoþ olaylarý niteler. “Musibet” kelimesi Kur’an’da 10 ayrý ayette geçmektedir. Dinî literatürde genelde þerri tanýmlayan bir kavram olarak kullanýlsa da Kur’an ecel-i müsemma ile gelen “ölüm” için de musibet ifadesine yer verir. (Maide, 5/106.) Bununla birlikte musibetle iliþkilendirildiði anlamda þer kavramýna Kur’an bir mutlaklýk atfetmez, çünkü Kur’an hoþa gitmeyen bir olayda (musibet) “hayýr” da olabileceðine iþaret eder. (mesela bk. Bakara, 2/216.)

Tarih boyunca insanoðlu çeþitli felaketleri iþlenen günahlara karþý veya günahlardan piþmanlýk duymak için gönderilen birer musibet olarak algýlamýþtýr. Bu algý þeklini ortak bir tarihsel tecrübe olarak birçok din veya kültürde tespit etmek mümkündür. (mesela bk. F. Vercleyen, “Bizans Döneminde Ýstanbul’da Depremler: Halk Üzerinde Etki”, 302; M. Bayka, “Roussea, Voltaire ve 1755 Lizbon Depremi”, s. 27-31.) Ýslam da bu konuda dünya hayatýnýn bir imtihan dönemi olduðu ve varlýk âleminin ancak Allah’ýn kudreti altýnda hayatiyetini devam ettirdiði, dolayýsýyla da insanlarýn Allah’tan gelen müdahalelere açýk olduklarý inancýyla, yaþanan bazý olumsuz olaylarý ilahî kaynaða atfetmektedir. Ýlahî kaynaða atfedilen bu olaylar dinî literatürde azap/gazap/bela/musibet gibi kavramlarla ifade edilir. Ýslâm’a göre asýl ceza ve mükâfat ahirette olmakla birlikte dünyada da çeþitli þekillerde cezalandýrýlma söz konusudur. (Nur, 24/2.) Kur’an’da ve hadislerde yer verilen Nuh, Hud, Salih, Lut, Þuayb’ýn (a.s.) kavimleri ile ilgili anlatýmlar bunun tarih boyunca çeþitli þekillerde gerçekleþtiðini göstermektedir. Kur’an musibetlerin genelde tabiattan (yeryüzünden ve gökyüzünden) insana yönelik olarak gerçekleþtiðini ifade etmekle birlikte insandan insana yönelik olarak da gerçekleþtiðine iþaret etmektedir. (En’âm, 6/65.)

Gerek kutsal kitaplarda zikredilen bu tarihî helak vakalarý, gerekse kendi yaþantýmýzda veya baþkalarý nezdinde gerçekleþtiðini müþahede ettiðimiz çeþitli menfi olaylar “kötülüklerin niçin var olduðu?” düþüncesinin zihnimizde yer etmesine neden olmaktadýr. Ýnsanoðlunun karþýlaþtýðý musibet veya genel anlamda kötülükler olarak deðerlendirdiði ve de ilahî iradeye atfettiði bu olaylarla ilgili olarak “kullarýna karþý çok merhametli ve kullarýna zulmetmez” sýfatlarýyla idrak edilen Allah’ýn böyle olaylara neden izin verdiði konusu din felsefesinin önemli konularýndan olmuþ ve düþünürleri kamplara bölmüþtür. Din tarafýnda yer alan filozoflar bu durumu “theodicy (teodise)” kavramýyla açýklayarak “en yüksek iyiliðin meydana gelebilmesi için fenalýðýn gerekli olduðu” þeklinde açýklamýþlardýr. Yine ayný mentaliteden yola çýkan bazý psikologlar ise “ruhsal yapýmýzýn iyiliði ancak onun tam zýddý olan somut kötülükleri hissederek algýlayabileceðini” savunmuþlardýr. (mesela bk. David Wulff, Psychology of Religion, s. 468.)

Musibet kavramý dinî literatürde daha çok afet ve hastalýk gibi olumsuz olaylar için kullanýlmaktadýr. Azap kavramýnýn bu anlamý kapsayan geniþ bir kullanýmý var ise de azap daha aðýr bir cezalandýrmayý kapsamakta, genellikle de “kâfirler”, “müþrikler” ve “zalimler” gibi kavramlarla birlikte kullanýlmaktadýr. Musibet kavramý ise inananlara yönelik bir cezalandýrma veya imtihan çaðrýþýmýnda bulunmaktadýr. Azap ile musibet kavramýnýn ayrýldýklarý bir diðer nokta da musibetin dünyaya yönelik, azabýn ise hem dünya hem de ahirete, daha çok da ahirete yönelik bir cezalandýrma kavramý olarak kullanýlmasýdýr. 

Kur’an’da musibete sebep olarak zikredilen eylemler þu þekilde tasnif edilebilir.

1. Ýnsanýn kendi eylemlerinin karþýlýðý olarak.Þûra suresinin 30. ayetinde þöyle buyurulur: “Baþýnýza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle iþledikleriniz yüzündendir. (Allah iþlediklerinizin) birçoðunu da affediyor (bu yüzden musibetler vermiyor). (Ayrýca bk. Nisa, 4/79; Rad, 13/31.) Burada önemli olan nokta insanýn irade sahibi ve kötülükleri engelleme kabiliyeti bulunan bir varlýk olduðuna dikkat çekilmesidir. (bk. Ý. Karagöz, Kur’an’a Göre Musibetler, s. 68.) Mesela Uhut Savaþý’nda okçularýn Hz. Peygamber’in emrini tutmayarak yerlerini terk etmeleri sebebiyle Müslümanlar aðýr kayýplar vermiþti. Bu olayý anlatan Âl-i Ýmran suresinin 165. ayeti Müslümanlarýn kayýplarýný kendi kabahatlerinin sonucu gerçekleþen bir musibet olarak tanýmlar: “(Bedir’de) iki katýný (düþmanýnýzýn baþýna) getirdiðiniz bir musibet, (Uhut’ta) kendi baþýnýza geldiði için mi “Bu nasýl oluyor!” dediniz? De ki, o kendi kusurunuzdandýr. Þüphesiz Allah’ýn her þeye gücü yeter.”

2. Bir imtihan þekli olarak.Bakara suresi 155-156. ayetlerde musibete bu anlamýn yüklendiði görülmektedir: “Sizleri biraz korku, biraz açlýk, biraz maldan-candan ve hasýlattan eksiklikle imtihan edeceðiz. Müjdele o sabýrlýlara ki, baþlarýna bir musibet geldiði vakit ‘Biz Allah’tanýz ve O’na döneceðiz’ derler.” (Ayrýca bk. Enbiya, 21/35.) Bu ve benzeri ayetlerle birlikte hadislerde de maruz kalýnan sýkýntýlarla mücadele etme ve onlarýn varlýk sebebini anlama çabasýnýn kiþiye Allah katýnda mükâfat kazandýracaðý anlatýlmaktadýr. (Muvatta, Cenaiz, 42; Müslim, Cenaiz, 2; Ýbn Mace, Fiten, 23, Cenaiz 2, 55; en-Nesai, Cenaiz, 22.)

3. Ýnkârdan imana geçme sebebi olarak.Kur’an inkâra karþýlýk asýl büyük azabýn ahirette olduðunu, ama “yakýn azap” olarak nitelediði dünya azabýnýn da “belki inkârdan vazgeçerler” ümidiyle insanlara verildiðini belirtir. (Secde, 32/21.)

4. Allah’ýn nimetlerinden/emirlerinden yüz çevirmeye karþýlýk olarak.Maide suresi 49. ayette: “...Yine yüz çevirirlerse bil ki, Allah onlarýn baþlarýna mutlaka bir musibet getirmek istiyor” buyurulmaktadýr. (Ayrýca bk. Araf, 7/94-96.)

5. Haksýzlýk/zulüm edenlere bu davranýþlarýnýn karþýlýðý olarak.Araf suresinin 162. ayetinde “... Zulmü âdet etmeleri sebebiyle biz de üzerlerine semadan bir azap salýverdik.” buyrulmaktadýr. Kur’an haksýz yere azap edilmeyeceðini (bk. En’âm, 6/131; Hûd, 11/117; Þuarâ, 26/208-9.), ama azap edildiði takdirde de bunun alçaltýcý ve aþaðýlayýcý olacaðýný ifade eder (Bakara, 2/90; Nisa, 4/37; Maide, 5/36; En’âm, 6/70.) 

Musibet veya azap gerçekleþme þekli açýsýndan deðerlendirildiðinde ise Kur’an’ýn belli bir süre tanýnmasýndan sonra (bk. Yunus, 10/11; Nahl, 16/61; Hac, 22/48; Fatýr, 35/45.) veya aniden gerçekleþen (bk. Araf, 7/4-5; En’âm 6/42-47; Ankebut, 29/53.)

iki þekilden söz ettiði görülmektedir. Musibet karþýsýnda insanlarýn tavýrlarýna gelince Kur’an üç türlü davranýþ biçimi belirlemektedir.

1. Sabretme.(Bakara, 2/155-156; Al-i Ýmran,  3/186, Hadid 57/22-23.)

2. Önce Allah’a sýðýnma, ama daha sonra vazgeçme. (Yunus, 10/12 2223; Nahl, 16/53-55.)

3. Ümitsizlik.(Ýsra, 17/83; Rum, 30/51.)

Kur’an’ýn musibet veya azap ile ilgili ifadeleri dikkate alýndýðýnda herhalde üzerinde durulmasý gereken nokta musibetin var olup olmadýðý deðil, neyin musibet olup olmadýðýdýr. Bir olayýn musibet olup olmadýðý konusu elbette görecelidir. Bazýlarý için felaket olarak deðerlendirilebilecek bir olay baþkalarý için o kadar olumsuz bir anlam ifade etmeyebilir. Mesela þiddeti fazla olmayan bir deprem Japonya’daki çocuklar için bir eðlence anlamý taþýrken ayný þiddetteki bir sarsýntý, saðlýklý yapýlaþmanýn olmadýðý bir baþka ülke çocuklarý için felaket anlamý taþýyabilir. Günlük yaþantýdaki sýradan olaylar da bu þekilde algýlanabilir. Kur’an-ý Kerim de “hayýr zannettiðiniz þeylerde þer, þer zannettiðiniz þeylerde hayýr olabilir” öðretisiyle bu algýnýn deðiþkenliðine iþaret etmektedir. Dolayýsýyla, olaylarýn algýlanmasýnda, yani neyin musibet olup olmadýðý konusunda bir göreceliliðin olduðu muhakkaktýr. Bu da her kiþi veya toplumun olaylarý kendi psikolojik ve sosyolojik yapýsýna göre deðerlendirebileceði anlamýný taþýmaktadýr.

Musibet duygusunun psikologlara göre bilinçaltýndan kaynaklanan nedenleri vardýr. Buna göre insanlar baþlarýna gelen çeþitli olaylarý göreceli olarak musibet þeklinde deðerlendirirler. Bunun nedeni insanda var olan suçluluk duygusudur. Bu duygu insanýn daha önceden düþündüðü veya gerçekleþtirmeyi planladýðý kötü duygularýnýn bilinçaltýnda yer etmesi ve orada bastýrýlmasýndan kaynaklanmaktadýr. Ýnsan kötü olduðuna inandýðý bu düþünce ve duygularýndan ve hatta gerçekleþtirdiði eylemlerinden dolayý kendisinin cezalandýrýlmasý gerektiðine inanýr. Ýþte bazý olaylarýn musibet olarak deðerlendirilmesinin ardýnda bu psikolojik duygu yatmaktadýr. Kýsacasý, kiþi bilinçaltýna bastýrdýðý kötü duygularýndan dolayý psikolojik olarak cezalandýrýlmaya hazýrdýr. (Mesela Bk. S. Freud, The Psychopathology of Everyday Life, s. 323.) Bu cezalandýrýlma psikolojisi ruhsal yapýya “yaptýðým ya da düþündüðüm kötü þeyin karþýlýðýný ödedim” þeklinde farkýnda olunmayan psikolojik bir rahatlama ile de katkýda bulunabilir. Musibete kutsal bir anlam kazandýrýlmasýnýn, onun ilahî kaynaklý olarak görülmesinin arka planýnda bu psikolojik gerçeklik vardýr. Çünkü eðer kiþi musibetin “kendi gerçekleþtirdiði yanlýþ bir eylem veya düþünceden kaynaklandýðýna” inanmýþsa, kendisine musibet gönderme yetki ve liyakatini de ancak kötülükten ârî, kâdir-i mutlak bir varlýða, yani Allah’a atfedecektir. Doðal felaketlerin musibet olarak deðerlendirilmesinin ardýnda da yine bu atýf mantalitesi etkili olabilir. Çünkü insanoðlu tabiatla mücadelesinde XXI. yüzyýlda ulaþtýðý noktaya raðmen tabiatýn ilahî kudretin kontrolü altýnda olduðu inancýný korumaktadýr. Yaþanan toplumsal bozulmalarýn bizatihî kendilerinin birer musibet olarak görülmemesi ve bu konuda hep doðal felaketlerde yoðunlaþýlmasý da bu tespiti onaylayan bir veri olarak görülebilir.

Musibet veya afet olgusunun din açýsýndan deðerlendirilmesindeki en önemli nokta neyin afet olup olmadýðýdýr. 17 Aðustos Depremi’nden sonra geniþ bir toplumsal yelpazeyi kapsayacak þekilde doðal afet ve din iliþkisi üzerine gerçekleþtirilen söylem ve tartýþmalarda da bu problem açýk olarak görülmüþtür. Kur’an-ý Kerim geçmiþ kavimlerle ilgili olarak, bazý kavimlerin çeþitli hatalarý nedeniyle helak edildiðini bildirmektedir. Kur’an’a inanan bir kimsenin buna inanmamasý düþünülemez. Onlarca ayet geçmiþ kavimlerin yaþadýðý benzeri olaylarý aktarýr ve onlarýn helak edildiðini beyan eder:

“Bizim onlardan önce nice nesilleri helak etmiþ olmamýz kendilerini yola getirmedi mi? Hâlbuki onlarýn yurtlarýnda gezip dolaþmaktalar.

Bunda, elbette akýl sahipleri için ibretler vardýr.” (Tâhâ, 20/128.)

“Nice memleketlerin halkýný zulüm yaparken yok ettik. Artýk çatýlarý çökmüþ, kuyularý metruk, saraylarý bomboþ kalmýþtýr. Yeryüzünde dolaþmýyorlar mý ki, orada olanlarý kavrayacak kalpleri, iþitecek kulaklarý olsun. Ama yalnýz gözler kör olmaz, fakat göðüslerde olan kalpler de körleþir.” (Hac, 22/45-46.)

Bu ve benzeri ayetler, evrenin hükümranýnýn Allah olduðuna ve Allah’ýn insanlarý tabiatýn vahþi yüzü ile cezalandýrabileceðine iþaret eder. Bu ayetlere inanan müminlerin böyle bir ihtimali göz ardý etmeleri mümkün deðildir. Kýsacasý, Allah bazý hatalarý, zulümleri veya küfürleri nedeniyle bazý kavimleri deprem, tufan vb. vasýtalarla helak ettiðini bu ayetlerle bildirmekte dir. Ortada Allah tarafýndan gerçekleþtirilen bir belirleme söz konusudur. Yani “falan þey nedeniyle filan olay olmuþtur” þeklinde bir ilâhî tespit söz konusudur. Buradan çýkarýlacak sonuç, Allah’ýn yok etme, cezalandýrma gücüne sahip olduðu inancýdýr.

Aksi takdirde, bugün yaþanýlan bir felaketin falanca olay nedeniyle Allah’ýn cezasý veya musibeti olduðu tespitine varmak Allah’a ait olan bu belirleme yetkisini üstlenmek anlamý taþýr. Dolayýsýyla, Allah’ýn geçmiþte hatalarý yüzünden kavimleri helak ettiðine inanmak ile bugün meydana gelen bir felaketin o tür bir felaket olduðunu belirlemek baþka þeylerdir. Biz insanlar böyle bir ilahî belirleyicilik rolünü üstlenemeyiz. Allah’ýn kullarýna verdiði böyle bir yetki yoktur. Bu yetkiye talip olunarak yapýlan yorumlar aslýnda ya psiko-sosyolojik ya da yanlýþ dinî motivasyonlarýn tezahürüdür.

 

 

Prof. Dr. Ali KÖSE / DÝYANET AYLIK DERGÝ

 

Bu yazý 9437 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DÝNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIÞ, DUYGU VE BÝLGÝ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOÐRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EÐÝTÝMÝ / Dr. Ekrem KELEÞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, ÝMTÝHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDÝMÝZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 ÝNSANLIÐA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIÞ DÝNÝ ÝSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KÝMLERDÝR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ýn ýþýðýnda insanlýða model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHÝRET MUTLULUÐUNUN YOLU: AMEL-Ý SALÝH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBÝMÝZÝN BÝZLERE KUTSAL EMANETLERÝ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSÝBET KAVRAMI  ÜZERÝNE PSÝKO-SOSYOLOJÝK  DEÐERLENDÝRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 ÝSLAM MEDENÝYETÝNÝN BAÞKENTLERÝ: MEKKE, MEDÝNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLÝDÝ ÝMANDAN TAHKÝKÝ ÝMANA; GELÝN KUTSAL KÝTABIMIZI DOÐRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLÝDÝ ÝMANDAN TAHKÝKÝ ÝMANA: GELÝN RABBÝMÝZÝ DOÐRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIÞ GAYEMÝZ: ÝBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 ÝBADETLERÝN  BÝRLÝÐÝMÝZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MÝSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVÝ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 ÝLAHÎ RÝSALET ELÇÝLERÝNÝN MÝSYONU: ÝNSANLIÐI ÇATIÞTIRMAK DEÐÝL BARIÞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 ÝSLAM’IN HEDEFÝNDE ÝNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERÝM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLÝKLERÝ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la Ýliþkilerimizde Týkanýklýk Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la Ýliþkilerimizde Týkanýklýk Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELÝÞLER

n

21/09/2016 - 03:28 ÝSLAM'IN ÝSTEDÝÐÝ DÜZEYE ULAÞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 Ýnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCÝD GERÇEÐÝ

n

18/01/2016 - 02:22 EÐER BÝLMÝYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEÐÝ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, Ýnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EÐÝTÝMÝ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMÞULUKTA KUR’ANÝ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPÝNÝZ ÂDEM’DENSÝNÝZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ý, Tabiatý ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Þükür-Þâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARÞISINDAKÝ DURUÞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METÝNLEÞME TARÝHÝ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandýr

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAÞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIÞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Baþka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem Ýmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inþasýnda Kur’an öðretimi ve öðreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliði

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Þeytanýn kardeþleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEÞLÝK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENÝÞÝ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESÝ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUÐU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDÝNÝ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI ÝLE BULUÞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarýmýz günahlarýmýzdandýr

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ý Kerim’de hak kavramý

n

03/09/2012 - 04:28 Þeytanýn kardeþleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karþýsýnda nebevi duruþ

n

13/07/2012 - 11:07 Aðýr emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ý öðrenmeyi/ öðretmeyi öðrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koþun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanýn Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ý Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeþtir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramýnýn Anlamý

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin þiarý:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramý

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiði Gibi Ýnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ýnTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ý sen de oku,anla ve yaþa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ýn deðerleri ve onlarýn sýra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ý öðrenme ve öðretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ýn Öngördüðü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ý Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatýmýzýn neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düþünmek Kur'anýn Emri

n

28/04/2010 - 11:55 Ýlk muhatabýnýn dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ýn Iþýðýnda Sorumluluk Duygusu ve Davranýþ Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatýmýzda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Baðlantý Ýçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ý Nasýl Okuyalým ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabýn Kur'ân'ý Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site Ýçi Arama

17 Sevvâl 1445 |  26.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Onlar, sýrf “Rabbimiz Allah’dýr!” demelerinden dolayý haksýz yere yurtlarýndan çýkarýlmýþ kimselerdir. Eðer Allah’ýn, insanlarýn bir kýsmýný diðer bir kýsmýyla def etmesi olmasaydý, manastýrlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allah’ýn ismi çok zikredilen mescidler elbette yýkýlýp giderdi. Allah, kendi (dîni)ne yardým edene mutlaka yardým eder! Muhakkak ki Allah, elbette Kavîdir, Azîzdir.



( Hacc Suresi - 40)

Bir Hadis

Hz. Berâ (radýyallâhu anh) anlatýyor:

Hz. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ýki müslüman karþýlaþýp musâfahada bulununca,

ayrýlmalarýndan önce (küçük günahlarý) mutlaka affedilir."



Ebû Dâvud, Edeb 153; Tirmizî, Ýsti'zân 31

Bir Dua

“Allah’ým! Bana doðru olaný ilham et ve beni nefsimin þerrinden koru.”

(Tirmizî, Deavât, 70)

Hikmetli Söz

Kim iradesini dininin
hizmetçisi yaparsa,
her güç ona boyun
eðer. Kim de dinini
isteklerine alet ederse,
baþý dertten kurtulmaz.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com