Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6478
Toplam 17255911
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161625
Bugün Üye Olan 275
Online Ziyaretci
 
 

Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

Bireylerin menfeatlerine bakılmaksızın toplumun menfaitini sağlamayı ve kamu düzenini korumayı hedefleyen hükümler, Allah Hakkı olarak isimlendirilmiştir.
05/10/2012

Herhangi bir kavramın yeri ve önemi o kavramın, içerisinde yer aldığı dildeki diğer kavramlarla meydana getirdiği ilişkinin veya gramer bağlarının zenginliği ve çeşitliliğinden anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında denilebilir ki hak kavramı, Kur’an’ın en temel kavramlarından biridir. Çünkü bu kavram insanın manevi hayatıyla birlikte maddi hayatını da kuşatmaktadır. Manevi tarafıyla insanın Allah’a ve nefsine karşı olan hakları, maddi tarafıyla da sözgelimi, fakirin hakkı, dostluk hakkı, akraba hakkı, komşu hakkı, koca hakkı, zevce hakkı, misafir hakkı, yolcu hakkı, hayvan hakkı vb. hakları ifade etmektedir. Manevi hakların başında yer alan hukukullah (Allah hakkı) tabii ki, önem ve öncelik bakımından bütün hakların önündedir. Çünkü bu haklar, tüm varlığımızı kendisine borçlu olduğumuz yaratıcımızın bizim üzerimizdeki haklarıdır. Hâl böyle olunca onları görmezden gelmek kulluğa asla yakışmayacak bir davranıştır. O hâlde her insanın başta gelen en temel görevi, bu haklardan doğan sorumlulukları yerine getirmek olmalıdır. Bu da hiç kuşkusuz iman ve ibadet sorumluluğu anlamına gelmektedir.

Ancak bir bireyin iman edip bütün zamanını ibadetle geçirerek biraz önce ifade etmeye çalıştığımız beşerî ilişkilerden doğan maddi haklar konusunda ihmalkâr davranması, İslam hukukuna göre ahlaki değildir. (Buhari, Savm, 51–55.) Bu bakımdan denilebilir ki, kul hakları da tartışmasız derecede önemlidir. Esasen böyle olduğu içindir ki, fert ve toplumların hak ve sorumluluklarının belirlenmesi ve dengelenmesi konusunda Kur'an azami titizliği göstermiştir. Hatta hakların ıskatı açısından bakıldığında kul haklarının çok daha ağır olduğu anlaşılmaktadır. Zira Allah Teala, merhametlilerin en merhametlisidir. Dilerse kulu üzerindeki -şirk hariç- tüm haklarından vazgeçebilir. Ama hak sahibi kulları razı edip helalleşmek o kadar kolay değildir. Bu yüzden kul hakkıyla Allah’ın huzuruna gitmemeye büyük ölçüde özen göstermek gerekmektedir. Aksi hâlde ahirette Hz. Peygamber’in diliyle müflis kişi konumuna düşmemek elde değildir.

İslam âlimleri hakları Allah hakkı, kul hakkı diye iki ana esas üzere tasnif etmişlerdir. Bu tasnif daha çok hakkın sahibine, mahiyetine ve sağladığı yararın genel ve özel oluşuna göre düzenlenmiştir.

Allah hakkı

Bunlar herhangi bir şahsa has olmayıp herkesin yararına olan haklardır. Yüce Allah’ın tüm emir ve yasaklarını bu grupta değerlendirmek mümkündür. Zira kullarla ilgili olsa da her şer'i hüküm aynı zamanda Allah’ın hakkıdır. Çünkü hakları kullara bahşeden Allah’tır. Esasen bu tür hakların Allah’a izafe edilmesi, tüm toplumun menfaatini ilgilendiren ve toplum hayatının devamı için vazgeçilmez nitelikteki hükümlerle ilgili olmaları sebebiyledir. Bundan dolayıdır ki, bireylerin menfaatlerine bakılmaksızın toplumun menfaatini sağlamayı ve kamu düzenini korumayı hedefleyen hükümler, Allah hakkı olarak isimlendirilmiştir. (Hasan Hacak, “Hak”, İslam’da İnanç, İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, İstanbul 1997, II, 137.) Sözgelimi namaz, zekât, oruç, hac gibi ibadetler bunlardan bazılarıdır. Zira namaz sahibini kötülüklerden ve fuhuştan alıkoymakta, zekât kişiye malını başkalarıyla paylaşma alışkanlığı kazandırmak suretiyle ruh temizliği gibi ahlaki bir erdemliliğe ulaştırmakta; oruç mümine fakir kimselerin durumlarını düşünme fırsatı vererek yardım etme bilinci kazandırmakta; hac ise sosyal ve ekonomik katkılarıyla tüm Müslümanlara maddi ve manevi yarar sağlamaktadır. 

Allah'ın kullar üzerindeki haklarından bazıları da dini yalnız Allah’a has kılmak (Bakara, 2/193.), Allah’a ortak koşmamak (Lokman, 31/13.), Allah’ı mutlak şari olarak kabul etmek (En’am, 6/57.), verdiği nimetlere karşı Allah’a şükretmek (Bakara, 2/172.), O’na secde etmek (Fussılet, 41/37.), haccı Allah için yapmak (Âl-i İmran, 3/97.), ganimetlerin taksimi konusunda Allah’ı hakem kabul etmek (Enfal, 8/1.), şefaat yetkisinin sadece Allah’ın iznine bağlı olduğuna inanmak (Zümer, 39/44.), tüm ibadetleri Allah’a tahsis edip O’nun için yaşamak (En’am, 6/162.) vb.den ibarettir.

Esasen tüm hakların belirleyicisi Allah'tır. Bu yüzden hakları Allah hakkı, kul hakkı diye birbirinden kesin hatlarıyla ayırmak da pek mümkün değildir. Ancak burada asıl olan Allah haklarının önceliğidir. Yani ister Allah’ın kendi zatını ilgilendiren ister kamu yararına belirlenen haklar olsun, Allah hakkı olarak bilinen tüm haklar kul haklarına nispetle uygulamada mutlak bir önceliğe sahiptirler. Nitekim bir hadiste kulun ahirette ilk olarak Allah hakkı olan namazdan hesaba çekileceği, şayet namazında bir eksiklik söz konusu ise, bu durumda kişinin hüsrana uğrayacağı belirtilmektedir. (Tirmizi, Salat, 188.) Ancak bütün bunlara rağmen Kur’an, şirk hariç Yüce Allah’ın irade etmesi neticesinde tüm haklarından vazgeçerek kulların günahlarını bağışlayacağını da ifade etmektedir.

Kul hakkı

Bireylerin menfaatleriyle ilgili olan ve fertlerin söz sahibi olduğu haklara da kul hakkı denilmektedir. Kul hakları genel ve özel olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Genel olanlar, toplumda bulunan bütün fertleri ilgilendiren yani onların ortaklaşa sahip oldukları haklardır. Özel olanlar ise, kamuya açık olmayıp bireyin kendisine ait olan haklardan ibarettir. Sözünü ettiğimiz özel haklar arasında yaşama hakkı, kişisel özgürlükler, özel hayatın gizliliği, seyahat etme ve yerleşme hürriyeti, mülkiyet hakkı, düşünce ve inanç özgürlüğü, öğrenim hakkı bunlardan bazılarıdır. Bu haklar içerisinde en önemlisi, yaşama hakkıdır. Bu yüzden Kur’an yaşam hakkını hiçbir etnik ayırıma gitmeden, hiçbir inanç ve düşünce mensubiyeti gözetmeden mutlak olarak savunmaktadır. O, bir taraftan “Hata en olması dışında bir müminin başka bir mümini öldürmesine asla izin verilemez…” (Nisa, 4/92.), “Kim bir insanı kasten öldürürse, onun cezası cehennemdir ve o kimse Allah’ın lanetine müstahak olmuştur.” (Nisa, 4/93.) diyerek, haksız yere cana kıymayı çok büyük bir günah sayıp yasaklarken; diğer taraftan da "Her kim bir kişiyi haksız yere öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir…” (Maide, 5/32.) şeklinde evrensel bir ilke koyarak bir insanı öldürmeyi bütün insanlığı öldürmekle eş değerde görmektedir. Allah Rasulü (s.a.s.) de aynı amacı gerçekleştirme adına Veda Hutbesi’nde: “Ey insanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur…” (Tirmizi, Cihad, 28; İbn Mace, Menasik, 84; Ebu Davud, Menasik, 67.) demek suretiyle yaşam dokunulmazlığının kutsallığına vurgu yapmaktadır.

Ancak bütün bunlara rağmen günümüz İslam dünyasında haksız yere kıyılan canlar, dökülen kanlar nedeniyle yaşam hakkı gibi en temel hak ve hürriyetlerin ihlal edilmesini, üstüne üstlük Türkiye gibi cennet bir vatanda özellikle kadınlara yönelik çoğu ölümle sonuçlanan insanlık dışı eylemleri anlamak mümkün değildir. Hele hele son günlerde Türkiye'deki bazı erkeklerin eşlerine yönelik cahiliye dönemini bile geride bırakan yaşam hakkı saldırıları, genelde tüm insanlığı özelde ise ülkemizde yaşayan herkesi derinden üzmektedir. O hâlde bu tür hak ihlallerine son vermek hem dış dünyada hem de kendi ülkemizde insan hak ve hürriyetlerine saygılı bir toplum oluşturmak için başta yaşam hakkı olmak üzere, Kur'an'ın kişi hak ve hürriyetleriyle ilgili değer hükümlerini hayata geçirmekten başka çaremiz yoktur.

 

Bu yazı 6679 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DİNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIŞ, DUYGU VE BİLGİ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EĞİTİMİ / Dr. Ekrem KELEŞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, İMTİHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 İNSANLIĞA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIŞ DİNİ İSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KİMLERDİR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ın ışığında insanlığa model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHİRET MUTLULUĞUNUN YOLU: AMEL-İ SALİH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBİMİZİN BİZLERE KUTSAL EMANETLERİ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSİBET KAVRAMI  ÜZERİNE PSİKO-SOSYOLOJİK  DEĞERLENDİRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 İSLAM MEDENİYETİNİN BAŞKENTLERİ: MEKKE, MEDİNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA: GELİN RABBİMİZİ DOĞRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIŞ GAYEMİZ: İBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MİSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVİ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 İLAHÎ RİSALET ELÇİLERİNİN MİSYONU: İNSANLIĞI ÇATIŞTIRMAK DEĞİL BARIŞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 İSLAM’IN HEDEFİNDE İNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERİM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELİŞLER

n

21/09/2016 - 03:28 İSLAM'IN İSTEDİĞİ DÜZEYE ULAŞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 İnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCİD GERÇEĞİ

n

18/01/2016 - 02:22 EĞER BİLMİYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEĞİ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, İnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EĞİTİMİ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMŞULUKTA KUR’ANİ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPİNİZ ÂDEM’DENSİNİZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ı, Tabiatı ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Şükür-Şâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METİNLEŞME TARİHİ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandır

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAŞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIŞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Başka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem İmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inşasında Kur’an öğretimi ve öğreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliği

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEŞLİK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENİŞİ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESİ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUĞU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI İLE BULUŞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarımız günahlarımızdandır

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

n

03/09/2012 - 04:28 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karşısında nebevi duruş

n

13/07/2012 - 11:07 Ağır emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ı öğrenmeyi/ öğretmeyi öğrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koşun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanın Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ı Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeştir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramının Anlamı

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin şiarı:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramı

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiği Gibi İnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ınTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ı sen de oku,anla ve yaşa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ın değerleri ve onların sıra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ı öğrenme ve öğretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ın Öngördüğü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ı Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatımızın neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düşünmek Kur'anın Emri

n

28/04/2010 - 11:55 İlk muhatabının dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ın Işığında Sorumluluk Duygusu ve Davranış Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatımızda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Bağlantı İçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ı Nasıl Okuyalım ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabın Kur'ân'ı Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ve İhtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyde, (artık) onun hükmünü vermek (ancak) Allah'a aittir. İşte budur Rabbim olan Allah. Ben O'na tevekkül ettim ve (yalnızca) O'na yöneldim.

( Şûrâ sûresi - 10)

Bir Hadis

Adî İbni Hâtim (ra)’den rivayet edildiğine göre;

Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Yarım hurma vermek suretiyle de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz. O kadarını da bulamayanlar, güzel bir sözle olsun kendilerini korusunlar.”


Buhârî, Edeb 34, Zekât 10, Müslim, Zekât 66-70

Bir Dua

"Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla"

Mustazafların Duası (Nisa Suresi 75)

Hikmetli Söz

Hayırda ve hak edene harcamada israf olmadığı gibi, israfta da hayır yoktur.

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com