Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6517
Toplam 17255950
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161626
Bugün Üye Olan 276
Online Ziyaretci
 
 

Oruç Kalkandır

Ebu Hüreyre’den nakledildiğine göre Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Oruç kalkandır.”(Müslim, Sıyam, 162.)
30/06/2014

Orucu anlamak, sorumluluğumuzu yerine getirmenin ötesinde bu ibadetin ruhuyla bütünleşerek onun bizi Rabbimizin rızasına eriştirmesini sağlamak için her oruç tutacağımızda hatırlamamız gereken bir hadis vardır: “Oruç kalkandır.”

Orucun anlamını, önemini, nasıl tutulması gerektiğini ve hatta maksadını oldukça özlü bir şekilde ifade eden bu hadis-i şerif, Sevgili Peygamberimiz’in oruçluya yol gösteren hikmet dolu sözlerindendir.

“Oruç kalkandır.” Peki, ama neye/kime karşı? Oruç, Rabbimizin belirlediği süre boyunca yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır. Bu tanımdan hareketle diyebiliriz ki oruç; öncelikle kişinin nefsani arzularına karşı bir kalkandır. Her ne kadar hem iyiliği hem de kötülüğü ilham etmişse de Yüce Yaratan, “Nefisler kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır.” (Nisa, 4/128.) Dolayısıyla başıboş bırakıldığında nefis, süfli arzuların peşine düşerek insana hep kötülüğü emreder (nefs-i emmare). Açgözlü ve oldukça haris davranır, kendi çıkarları Elif Erdem Diyanet İşleri Uzmanı söz konusu olduğunda kimseyi tanımaz, haktan hukuktan uzaklaşır. Başkalarının haksızlığa uğraması pahasına kendi istekleri (heva) doğrultusunda yaşamasını ister; insanın ve böyle yaşadığında çok mutlu olacağını söyler ona. Hâlbukidevamlı nefsini besleyen insanın ruhu aç kalır. Zira bencillikle, cimrilikle, kibir ve gururla azgınlaşan nefis, insanı insan yapan diğerkâmlık, fedakârlık, cömertlik ve tevazu gibi ulvi duyguların kalbe yerleşmesine mani olur. Oysaki ruh, bu latif duygularla beslenir, olgunlaşır. İnsan da ancak cismani ve ruhani yönlerini dengede tutabildiği zaman mutmain olur. Bu nedenle hevasına uyarak yaşayan, Kur’an-ı Kerim'in tabiriyle "hevasını kendisine ilah edinen" (Furkan, 25/43.) kişi aslında kendi kendisine zulmetmiş, haksızlık etmiş olur. İşte bu yüzden Allah Rasulü, akıllı insanın nefsine hâkim olup ölümden sonrası için çalışan kimse olduğuna dikkatleri çekmiş (Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyame, 25.) ve şu sözleriyle nefisle mücadeleyi bir tür cihat kabul etmiştir: “Mücahit, Yüce Allah’a itaat yolunda nefsinin isteklerine karşı mücadele eden kimsedir.” (İbn Hanbel, VI, 22.) Oruç, bu kutsal mücadelede insana destek olan eşsiz bir ibadettir. Çünkü oruç, koyduğu yeme, içme gibi yasaklarla nefsin beslendiği en önemli kaynakları, bir süreliğine yok ederek onun güçsüz kalmasını sağlar. Azgınlaşarak kendisini doğru yoldan saptırmasına engel olur. Bu özelliğinden dolayı Rasulüllah, evlenme imkânı bulamayan gençlere oruç tutmayı tavsiye etmiş ve orucun şehveti kıran bir araç olduğunu dile getirmiştir. (Buhari, Savm, 10.) Dolayısıyla kurallarına uygun bir şekilde oruç tutan kişi nefsine karşı bir kalkan edinmiş olur.

“Oruçlu, saygısızlık yapmasın, ahlaksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, ‘ben oruçluyum.’ desin.” (Buhari, Savm, 2.) diyen Sevgili Peygamberimiz orucun günahlara ve şeytanın telkinlerine karşı da bir kalkan olduğunu bildirmektedir. Oruçlu kişi, Rabbine ibadet hâlinde olduğu bir günlük zaman diliminde O’nun hoşlanmayacağı her şeyden uzak durur. Sadece büyük günahlara düşmekten çekinmekle kalmaz; gündelik hayatta umursamadan işleyebildiği günahları bile, ibadetine zarar vereceği endişesiyle terk eder. Böylece oruç, kişinin günah işlememe konusundaki hassasiyetini geliştirir. Müminin elini harama uzanmaktan, dilini yalana ve gıybete alet olmaktan, kalbini kötü duygularla kararmaktan korur. Helal olan yiyecekleri yemesine bile izin vermediğinden haram olanlara yaklaşmasını imkânsız kılar.

Müminin nefsine (nefs-i emmareye), günahlara ve şeytana karşı kalkan olmakla oruç, aslında “yalnızca Allah’a kul olarak” yaşamayı öğretir insana. Onu bu yolda eğitir, geliştirir. Zira oruç tutan insan, Rabbinin rızasını tercih ederek nefsinin isteklerine gem vurur ve onu hâkimiyeti altına almayı öğrenir. Normal yaşantısında gün boyu yemeden içmeden duramazken, yalnızca iki öğünle beslenmeye başladığında, aslında ihtiyacının ne kadar fazlasını tükettiğini anlar. Böylece nefsinin "zaruri" olarak dayattığı bazı şeylerin “ihtiyaç”tan ziyade, "isteğe bağlı tercihler" olduğunu fark eder; azla yetinmeyi, şükretmeyi öğrenir. Sabırla tanışarak nefsini terbiye eder. Oruçla gün boyu ibadet hâlinde olan insan, her an Allah ile birlikte olduğunu tekrar hatırlar ve O’nun sınırlarını aşmama konusunda daha dikkatli davranır. Şeytanın telkinlerine karşı daha uyanık olur ve günahlara dalmadan helal sınırlar içerisinde yaşamanın zevkine varır. Belki de varlığını bile unuttuğu iradesini fark eder, onu diriltip güçlendirir. Nefsinin esiri olmaktan kurtulduğu gibi şeytanın esiri olmaktan da kurtularak sağlıklı düşünmeye başlar ve Rabbinden gelen hakikatleri daha iyi anlamaya hazır hâle gelir. O’na karşı sorumluluklarının bilincinde olarak yaşama gayretinde olur ve böylece Yüce Allah’ın razı olacağı kâmil bir mümin olma yolunda ilerler.

Zaten, birtakım emir ve yasaklara uymakla tutulan orucun nihai hedefi de inananları bu seviyeye eriştirmektir. Rabbimiz oruç yükümlülüğümüzü bildiren ayetinde bunu açıkça beyan etmiştir: "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." (Bakara, 2/183.)

Oruç, kalkan olma vasfıyla iradeyi kuvvetlendirerek, müminin bu kalkanı kalıcı bir korumaya dönüştürmesine yani takva zırhına bürünmesine yardımcı olduğunda, asıl amacına ulaşmıştır. “Yalanı ve yalana göre hareket etmeyiterk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur!” (Buhari, Savm, 8.) diyen Rasulüllah bu hususa dikkatleri çekmiş ve böyle olmadığı takdirde orucun değerini yitire ceğini şu sözleriyle ifade etmiştir: “Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır.” (İbn Mace, Sıyam, 21.) Ne mutlu orucu nefsine, şeytana ve nihayetinde cehenneme karşı kalkan edinerek Reyyan kapısına ulaşanlara!

 

Bu yazı 3241 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DİNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIŞ, DUYGU VE BİLGİ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EĞİTİMİ / Dr. Ekrem KELEŞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, İMTİHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 İNSANLIĞA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIŞ DİNİ İSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KİMLERDİR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ın ışığında insanlığa model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHİRET MUTLULUĞUNUN YOLU: AMEL-İ SALİH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBİMİZİN BİZLERE KUTSAL EMANETLERİ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSİBET KAVRAMI  ÜZERİNE PSİKO-SOSYOLOJİK  DEĞERLENDİRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 İSLAM MEDENİYETİNİN BAŞKENTLERİ: MEKKE, MEDİNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA: GELİN RABBİMİZİ DOĞRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIŞ GAYEMİZ: İBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MİSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVİ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 İLAHÎ RİSALET ELÇİLERİNİN MİSYONU: İNSANLIĞI ÇATIŞTIRMAK DEĞİL BARIŞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 İSLAM’IN HEDEFİNDE İNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERİM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELİŞLER

n

21/09/2016 - 03:28 İSLAM'IN İSTEDİĞİ DÜZEYE ULAŞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 İnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCİD GERÇEĞİ

n

18/01/2016 - 02:22 EĞER BİLMİYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEĞİ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, İnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EĞİTİMİ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMŞULUKTA KUR’ANİ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPİNİZ ÂDEM’DENSİNİZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ı, Tabiatı ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Şükür-Şâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METİNLEŞME TARİHİ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandır

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAŞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIŞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Başka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem İmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inşasında Kur’an öğretimi ve öğreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliği

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEŞLİK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENİŞİ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESİ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUĞU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI İLE BULUŞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarımız günahlarımızdandır

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

n

03/09/2012 - 04:28 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karşısında nebevi duruş

n

13/07/2012 - 11:07 Ağır emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ı öğrenmeyi/ öğretmeyi öğrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koşun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanın Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ı Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeştir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramının Anlamı

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin şiarı:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramı

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiği Gibi İnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ınTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ı sen de oku,anla ve yaşa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ın değerleri ve onların sıra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ı öğrenme ve öğretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ın Öngördüğü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ı Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatımızın neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düşünmek Kur'anın Emri

n

28/04/2010 - 11:55 İlk muhatabının dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ın Işığında Sorumluluk Duygusu ve Davranış Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatımızda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Bağlantı İçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ı Nasıl Okuyalım ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabın Kur'ân'ı Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

(Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz. Şükredecek bir toplum için biz âyetleri işte böyle değişik biçimlerde açıklıyoruz.



( Araf Sûresi - 58)

Bir Hadis

İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahuanh) anlatıyor:

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Kişinin anne ve babasına sövmesi büyük günahlardandır" buyurmuşlardı. Orada bulunanlar:
"Hiç kişi anne ve babasına söver mi?" dediler.
"Evet! Kişi, bir başkasının babasına söver, o da babasına söver; annesine söver, o da bunun annesine söver!" buyurdular."

Buhârî, Edeb 4; Müslim, İman 146; Tirmizî, Birr 4; Ebu Davud, Edeb 129

Bir Dua

“Allah’ım! Hatalarımı, bilerek, cahillikle ve dalgınlıkla yaptığım kusurlarımı bağışla.
Bunların hepsi bende mevcuttur.”

(Buhârî, Deavât, 60)

Hikmetli Söz

Olgunluk üç şeyde gereklidir:

Musibetlere sabır,
isteklerde aşırıya kaçmamak
ve isteyene vermek.



Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com