Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4961
Toplam 17249054
En Fazla 25928
Ortalama 2752
Üye Sayısı 161275
Bugün Üye Olan 258
Online Ziyaretci
 
 

İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

Ümmet birliğinin sembollerinden birisi de hac farzını yerine getirmektir. Hac ibadeti, İslam’ın diğer ibadet türlerini içine alacak boyutta olan külli bir ibadettir. Örneğin; namaz, bedenî; zekât, mali; hac ise hem bedeni ve hem de mali bir ibadettir. Bu bağlamda hac, bütün ibadetlerin zübdesi gibidir.
02/10/2017

İnsanın yaratılış gayesi, sadece Allah’a kulluk etmek ve O’nun verdiği sayısız nimetlere karşı şükür vazifesini yerine getirmektir. Bu manada yapılan ibadetlerin birey ve toplum hayatı için birçok faydaları vardır. Bu faydaların başında Müslümanların birlik ve beraberliklerini pekiştirme, cemaat şuurunu diri tutma gelir. Çünkü İslam cemaat dinidir. İşte bu makalemizde, İslam’da, âkil baliğ çağına ulaşmış gücü nispetinde kadın-erkek her mükelleften istenen farz ibadetlerin Müslümanların birliğine nasıl katkıda bulunduğunu örneklerle açıklamaya çalışacağız.

Bilindiği gibi İslam’da namaz ibadeti, kelime-i şehadetten sonra İslami pratiğin başında gelir. Elbette, İslam namazdan ibaret değildir ama imanın baş göstergesi namazdır. Kur’an-ı Kerim’de geçen birçok ayette, “Namazlarınızı kılınız ve zekâtlarınızı da veriniz.” (Bakara, 2/43, 82, 110.) emri gramer bakımından da çoğul kalıbında kullanılır. Hitap doğrudan Müslüman topluluğa yöneliktir. Peygamber Efendimiz de namaz kılmayı ve zekât vermeyi, İslam’ın beş temel esasından birisi olarak nitelendirmiştir. (bkz. Zebîdî, Zeynüddîn, Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-î Sarîh Tercemesi, (çev. Ahmed Naim), Ankara 1978, II, 28.) İslam, cemaat dinidir. Namazın cemaatle kılındığı mekânın adı, mescit/camidir. Caminin en büyük fonksiyonu, toplayan olmasıdır. Bundan dolayı dinimiz Müslümanları camiye ve cemaate katılmaya teşvik etmiştir. Cemaate devam etmenin önemi konusunda Hz. Peygamber’den gelen pek çok rivayet vardır.  Bu rivayetlerden bazısı şöyledir:

“Bir kimse evinde güzelce temizlenir de Allah’ın farzlarından birini ödemek için mescitlerden birine giderse, attığı adımlardan biri günahlarını siler, diğeri de onun derecesini yükseltir.” (Nevevî, Muhyiddîn, Riyâzü’s-Sâlihîn, (çev. H. H. Erdem), Ankara 1976, II, 380.)

“Mescitlere devamı alışkanlık hâline getiren kimseyi görürseniz, onun tam manasıyla mümin olduğuna şehadet edin.” (Nevevi, age. II, 384.)

 “Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namazdan daha faziletlidir.” (Buhari, Ezan, 30.)

“Cemaatle kılınan namazın sevabı yalnız başına kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir.” (Nevevi, age. II, 386.)

Görüldüğü gibi bu rivayetlerde namazların cemaatle kılınması teşvik edilmektedir. Her ibadette olduğu gibi namaz ibadetinin de sosyal boyutları vardır. Beş vakit namazda Müslümanlar bir araya gelmekle sosyal iletişim kurmaktadırlar. Bu durum düşünce ve eylemde onların birliğini artırır. Cemaat duyarlılığı, Müslümanların maslahatı için büyük önem taşır.  Birbirlerinin sevinç ve kederlerini paylaşırlar. Namaza katılanlar arasında bir nevi sosyal açıdan grup arkadaşlığı meydana gelir. Özellikle bu durum, “grup terapisi/tedavisi” açısından çok faydalıdır. Ayrıca cemaatle kılınan namaz “vehimli” kimselerin tedavisinde de son derece etkilidir. İslam’ın cemaatle namaz kılmayı tavsiye etmesinin arka planında en kuvvetli unsur,  ümmet bilincinin uyanması ve korunmasını sağlamaktır. Çünkü modern hayat insanları birbirinden ayırıyor. Cami ise, onları tekrar bir araya getirip kaynaştırıyor. Namazın bu içtimai eğilimini, bu toplumsallaştırma sürecini cuma, teravih ve bayram namazları tamamlamaktadır.

İslam’da namaz gibi bedeni ibadetlerin yanında bir de zekât gibi mali bir ibadet vardır. İslam’da zekât, sosyal bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Hakiki anlamını, Medine’de cemaatin teşekkül etmesiyle kazanmıştır. Kur’an’da zekâtın namazla birlikte zikredilmesi, ze- kâta verilen önemin büyüklüğünü gösterir. Zira zekât, mümin olmanın şartlarından sayılan bir ibadettir. (bkz. Tevbe, 9/11.) Bu açıdan dinimizde zenginlik standardını yakalayan her Müslümanın malının kırkta birini Kur’an’da sarf yerleri belirtilen kimselere vermesi, dinî, içtimai ve vicdani bir sorumluluktur. Bu yüzden zekât, modern anlamda sosyal güvenlik müesseselerinden daha etkilidir, sınıfsal çatışmaların önüne geçer. Zenginlerin kayıtsızlığını ve yoksulların sefaletini ortadan kaldırır. Kasalarla birlikte gönüllerin de açılmasını beraberinde getirir. Bu sebeple toplumsal düzen açısından sosyal bir güvence olan zekât gibi dinamik bir kurum asla ihmal edilmemeli, olabildiğince işlerlik kazandırılmalıdır.

Bedenle yapılan ibadetlerden birisi de ramazan ayında tutulan oruçtur. (bkz. Bakara, 2/183-184.) Kur’an’ın kendisinde inmeye başladığı ramazan ayı, sosyal boyutu olan bir aydır.  İslam dininde ramazan ayı, toplu ibadet ayı olarak kılınmıştır. Bütün Müslümanlar aynı şekilde belirlenmiş zaman diliminde oruçlarını tutarlar ve namaz için camide toplanırlar. Böylece ibadetin içtimai boyutta tezahür eden coşkusunu hep birlikte yaşarlar. Ferdi olarak yapılan oruç ibadeti, içtimai bir ibadet hâlini alır. Bir kimse tek başına oruç tutarsa, ahlaki ve ruhi faydalar elde eder ama toplu olarak tutulan oruçta bu faydalar daha çok elde edilmiş olur. Ayrıca, ramazan ayının manevi havası, bütün toplum kesimlerinde iyilikleri öne çıkarma, kötülüklerden sakınma ve takva ruhu ile donanma gibi ahlaki alışkanlıklar kazanmamıza hizmet eder. Müslüman muhayyilesinde oruç, birliğin göstergesidir. Mazeretsiz ve aleni olarak ihlal edilen oruç ibadeti Müslüman vicdanında hoş karşılanmadığı gibi toplumun iç dayanak ve diriltici dinamiklerinin zedelenmesi olarak algılanır. Kaldı ki İslam’da oruç tutmak sadece dinî, şahsi bir mesele olmayıp, sosyal bir mükellefiyettir. Oruca, kral sarayında olduğu gibi, bir köy kulübesinde, bir filozofun evinde ve bir işçinin meskeninde de rastlanır. Bu yönüyle oruç, İslam toplumlarında sosyal vahdetin en önemli manevi dayanağıdır.

Diğer yandan ümmet birliğinin sembollerinden birisi de hac farzını yerine getirmektir. (bkz. Âl-i İmran, 3/97.) Hac ibadeti, İslam’ın diğer ibadet türlerini içine alacak boyutta olan külli bir ibadettir. Örneğin; namaz, bedenî; zekât, mali; hac ise hem bedeni ve hem de mali bir ibadettir. Bu bağlamda hac, bütün ibadetlerin zübdesi gibidir. Hac, her yıl tekrarlanan bir çağrıdır. Müslümanlar niçin her yıl hac için çağrılırlar? Hac salt bir ibadet midir? Hac bir ticaret midir? Hac bir İslam kongresi midir? Aslında bunların hepsidir. Eğer bu çağrının hikmeti iyi kavranmış ve gereği yapılmış olsaydı bugün İslam dünyası zafiyet ve dağınıklık içinde yaşar mıydı? Aslında hac ve umre ibadetleri, dünyanın değişik bölgelerinden Mekke’ye gelmiş ırkı, rengi, dili ve coğrafyası farklı Müslümanlarla evrensel kardeşlik dayanışmasının sergilendiği ve sunulduğu muhteşem bir imkân ve fırsattır. Bu manada hac, küresel ölçekte ortaya çıkan sorunlara cevap bulmanın da iyi bir fırsatıdır. Müslümanların ufkunun gelişmesine katkıda bulunan hac; ilmî, siyasi, harsi, fıkhi, irfani boyutlarıyla Müslümanların yıllık akdettikleri uluslararası bir İslam kongresidir. Hac görevini yapan bir Müslüman, ümmet okyanusunda çağlayan olmaya ve rahmet denizinde damla olmaya gitmiştir. Ben olarak giden Allah’ın misafiri, biz şuuruna erecektir.

Netice olarak İslam’da ibadetlerin en büyük yararlarından birisi, bütün bir yeryüzünde ümmet birliğini sağlamaktır. Cemaat hâlinde kılınan namazlar, tutulan oruçlar, kutlanan bayramlar, verilen zekâtlar, sadakalar,  kesilen kurbanlar, her sene tekrarlanan hac ve umre ibadetleri, ümmet bilincini sağlamak ve Müslümanlar arasında birliği pekiştirmeye hizmet eder. Eğer günümüzde ibadetlerin bu birleştirici ve bütünleştirici yönleri gerçekleşmiyorsa, arıza kısa zamanda tespit edilip tedavisine bakılmalıdır. Kusur ibadetlerde değil, bu ibadetleri şekil, mana ve hikmet bütünlüğünden kopuk olarak yerine getiren biz Müslümanlardadır.

 

Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ / Diyanet Aylık Dergi

 

Bu yazı 2851 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DİNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIŞ, DUYGU VE BİLGİ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EĞİTİMİ / Dr. Ekrem KELEŞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, İMTİHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 İNSANLIĞA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIŞ DİNİ İSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KİMLERDİR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ın ışığında insanlığa model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHİRET MUTLULUĞUNUN YOLU: AMEL-İ SALİH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBİMİZİN BİZLERE KUTSAL EMANETLERİ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSİBET KAVRAMI  ÜZERİNE PSİKO-SOSYOLOJİK  DEĞERLENDİRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 İSLAM MEDENİYETİNİN BAŞKENTLERİ: MEKKE, MEDİNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA: GELİN RABBİMİZİ DOĞRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIŞ GAYEMİZ: İBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MİSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVİ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 İLAHÎ RİSALET ELÇİLERİNİN MİSYONU: İNSANLIĞI ÇATIŞTIRMAK DEĞİL BARIŞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 İSLAM’IN HEDEFİNDE İNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERİM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELİŞLER

n

21/09/2016 - 03:28 İSLAM'IN İSTEDİĞİ DÜZEYE ULAŞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 İnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCİD GERÇEĞİ

n

18/01/2016 - 02:22 EĞER BİLMİYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEĞİ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, İnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EĞİTİMİ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMŞULUKTA KUR’ANİ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPİNİZ ÂDEM’DENSİNİZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ı, Tabiatı ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Şükür-Şâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METİNLEŞME TARİHİ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandır

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAŞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIŞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Başka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem İmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inşasında Kur’an öğretimi ve öğreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliği

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEŞLİK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENİŞİ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESİ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUĞU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI İLE BULUŞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarımız günahlarımızdandır

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

n

03/09/2012 - 04:28 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karşısında nebevi duruş

n

13/07/2012 - 11:07 Ağır emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ı öğrenmeyi/ öğretmeyi öğrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koşun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanın Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ı Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeştir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramının Anlamı

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin şiarı:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramı

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiği Gibi İnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ınTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ı sen de oku,anla ve yaşa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ın değerleri ve onların sıra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ı öğrenme ve öğretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ın Öngördüğü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ı Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatımızın neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düşünmek Kur'anın Emri

n

28/04/2010 - 11:55 İlk muhatabının dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ın Işığında Sorumluluk Duygusu ve Davranış Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatımızda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Bağlantı İçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ı Nasıl Okuyalım ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabın Kur'ân'ı Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site İçi Arama

16 Zilhicce 1446 |  12.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"İyiler kesinlikle cennettedir. Koltuklar üzerinde etrafı seyrederler. Yüzlerinde mutluluğun parıltısını görürsün. Kendilerine damgalı, mükemmel bir içki sunulur. Onun içiminin sonu pek hoştur. İşte nefis bir hayat isteyenler bunu istesin, bu yolda yarışsınlar. O içkiye tesnîm pınarının suyu da katılmıştır. O pınardan ancak Allah’ın rızâsını kazananlar içerler."

( Mutaffifîn sûresi - 22)

Bir Hadis

Ebû Abdullah Nu’mân İbni Beşîr (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Ya saflarınızı düzeltirsiniz, ya da Allah Teâlâ sizin aranıza düşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilâf koyar da birbirinizden yüz çevirirsiniz.

Buhârî, Ezân 71; Müslim, Salât 127. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 93; Tirmizî, Mevâkît 53; İbn Mace, İkâme 50

Müslim’in bir başka rivâyeti şöyledir:

Hz. Peygamber (s.a.v.) sanki okları düzeltir gibi saflarımızı düzeltirdi. Bizim buna alıştığımızı görünceye kadar böyle yapmaya devam etti. Kendisi bir gün namaza çıktı ve namaz kıldıracağı yerde durdu. Tam tekbir almak üzere iken göğsü saf hizasından dışarı çıkmış bir adam gördü. Bunun üzerine şöyle buyurdu:

Ey Allah’ın kulları! Ya saflarınızı düzeltirsiniz, ya da Allah Teâlâ sizin aranıza düşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilâf koyar da birbirinize yüz çevirirsiniz.

Müslim, Salât 128

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey rabbimiz! Bizi ve bizden önceki iman etmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı kötü bir düşünce ve duyguya yer bırakma. Rabbimiz! Kuşkusuz sen çok şeatlisin, çok merhametlisin.”

Haşr Suresi- 10

Hikmetli Söz

Allah’a dayan sa’ye sarıl hikmete ram ol
Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com