Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4973
Toplam 17249066
En Fazla 25928
Ortalama 2752
Üye Sayısı 161276
Bugün Üye Olan 259
Online Ziyaretci
 
 

TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

“Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir …” (İsra, 17/9.)
03/01/2018

Öldükten sonra bize sorulacak üçüncü şey, “Kitabın nedir?” sorusudur. Çünkü bizler, bu dünya hayatında hangi kitapları okuyup benimsiyorsak, kişilik ve şahsiyetimiz ister istemez ona göre şekillenmekte; rehber edindiğimiz kitaplar yanlış olduğunda, bizim kişiliğimiz ve yaşam tarzımız problemli, doğru olduğunda ise düzgün ve güzel olmaktadır.

Bu noktada Allah Teala, bizlere rehber olmak üzere Hz. Âdem’den itibaren pek çok suhuf ve kutsal kitap göndermiştir. Maalesef bunlar, zaman içinde ya unutulup kaybolmuş, ya da aslı değiştirilip büyük ölçüde tahrif edilmiştir. Bunun üzerine Yüce Allah, Hz. Peygamber (s.a.s.) aracılığıyla insanoğluna kıyamete kadar hidayet rehberi olmak üzere son kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’i indirmiştir: “Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.” (Şura, 42/7.)

Allah Teala, Kur’an vahyini Hz. Peygamber (s.a.s.) ve onun güzide ashabı aracılığıyla ilahî koruma altına almış ve onun aracılığıyla önce cahiliye Arap’ını, ardından da diğer milletleri içine düştükleri karanlıktan aydınlığa çıkarmıştır: “Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicr, 15/9.)

Bu noktada biz Müslümanların, bugün içine düştüğümüz maddi ve manevi çıkmazlardan kurtulmak için tıpkı Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ve onun yolundan giden ecdadımız gibi yeniden Kur’an’a dönmemiz ve onu iyi bir şekilde tanıyıp doğru olarak okumamız gerekir: “Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir…” (İsra, 17/9.)

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Kur’an’ı okumamış, bilakis yaşamıştır. Zira müjde içeren bir ayet veya sure okurken “Allahü Ekber”, “Sübhanallah” diye haykırmış, manası dehşet veren ayetler karşısında gözlerinden yaşlar boşalmıştır. Bunun ötesinde Hz. Peygamber (s.a.s.); “Benim saçımı ve sakalımı Hud, Vakıa, Mürselat, Nebe’ ve Tekvir sureleri ağarttı.” buyurmuştur. İnsanın saçını, ancak dert ağartır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), söz konusu surelerdeki güçlü mesajları dert edinmiş, bu durum onun saçını sakalını ağartmıştır: “Sen, beraberindeki tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud, 11/112.)

Hz. Peygamber’in yolundan giden onun güzide ashabı, Kur’an’ı bizzat onun emrettiği ve Hz. Peygamber’in gösterdiği şekilde tertil üzere; yani anlayıp, özümseyip yaşayarak okumuştur. Öyle ki onlar, okuyuşlarını şöyle formüle etmişlerdir: ‘Biz, Kur’an’dan on ayet öğrenince, bunlardaki helal, haram, emir ve yasakları iyice öğrenip hazmetmeden sonraki on ayete geçmezdik.’

Bu konuda tefsir ilminde otorite olan büyük sahabi İbn Abbas şunları söyler: ‘Ağır ağır ve anlamını düşünerek yalnız bir sure okumayı, Kur’an’ın tamamını okumaktan daha çok seviyorum.’

Hz. Ali Efendimiz ise, şu sözleriyle bu konuda adeta son noktayı koyar: ‘Kendisinde idrak ve anlayış bulunmayan ibadette hayır olmadığı gibi, düşünmeksizin yapılan kıraatte de hayır yoktur.’

Bu bağlamda mahiyeti itibarıyla Kur’an okumak, onun hem maddi hem de manevi yönüne hakkını tam olarak vermeyi gerekli kılar. Buna göre salt meal okumak, orada ilahî kaynaklı lafızlar ve onların ifade ettiği bütün manalar mevcut olmadığı için gerçek anlamda bir Kur’an okuma olmadığı gibi, sadece metni telaffuz edip onun anlamından bihaber olmak da ideal anlamda bir Kur’an okuyuşu değildir. Çünkü bu okuyuşta da, Allah’ın bildirdiği ilahî mesaj ve buyruklar anlaşılmamaktadır: “Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.” (Yusuf, 12/2.)

Kur’an vahyinin gönderiliş gayesi, insanlığa hidayet etmek; yani ona her konuda doğruyu göstermek suretiyle doğruya yöneltmektir. Bunun tam olarak gerçekleşebilmesi için Kur’an okumanın şu dört aşamayı içermesi gerekir:

1. Dille düzgün telaffuz:Kur’an vahyinin lafzı Allah’a aittir. Bu nedenle Kur’an okurken öncelikle onun lafzına hakkını tam olarak vermemiz gerekir. Aksi takdirde lafızda yapacağımız bir hata, doğrudan onun sonraki boyutlarını da etkileyecek ve böylece maksat hâsıl olmayacaktır. Bu husus, Kur’an’da şöyle ifade edilir: “Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onu, hakkını gözeterek okurlar” (Bakara, 2/121.)

2. Akılla doğru anlama:Allah Teala, Kur’an’da insanlığı dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştıracak sayısız ilahî mesaj bildirmiştir. Bu mesajları doğru bir şekilde alabilmek için okuduğumuz ayetleri öncelikle doğru bir şekilde anlamamız gerekir. Bu husus, Kur’an’da şöyle ifade edilir: “Anlayan bir toplum için ayetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.” (En’am, 6/98.)

3. Kalple iyice özümseme:Hidayete ulaşmak için Kur’an’ı salt anlamak yetmez. Bilakis ayetlerde verilmek istenen mesaj ve dersleri tek tek tespit edip bunları iyice özümsememiz gerekir. Nitekim Yüce Allah, bizlere Kur’an’da bunu emreder: “(Rasulüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sad, 38/29.)

4. Uzuvlarla tam olarak uygulama:Hidayete ulaşmanın son aşaması, Kur’an’da bizlere bildirilen ilahi buyrukların gereğini yerine getirmek; yani onları tam anlamıyla hayata geçirmektir. Kur’an’da bu husus, şöyle ifade edilir: “Rabbinden sana vahyolunana uy.” (En’am, 6/106.)

Bir örnek vermemiz gerekirse, Kur’an’da; “Bir de akrabaya hakkını ver.” (İsra, 17/26.) buyrulmaktadır. Bu ilahî buyruğun hidayet gayesini gerçekleştirebilmek için önce onu düzgün bir şekilde telaffuz etmemiz, ardından manasını anlamamız, sonra dayı, amca, hala, teyze, vb. kendi akrabalarımız bağlamında gerekli dersleri çıkarıp bunları özümsememiz ve son olarak da onları tek tek arayıp hâl ve hatırlarını sormamız, ihtiyaç duydukları hususlarda kendilerine yardımcı olmamız gerekir. Aksi takdirde bu ayeti salt telaffuz etmek, fakat onu anlayıp kendisinden gerekli dersi almamak ve gereğini yerine getirmemek, ayetin hidayet gayesi gerçekleşmeyeceği için gerçek manada bir “Kur’an okuma” olmayacaktır.

 Bizatihi Kur’an vahyi, bizlere onu nasıl okumamız gerektiğini öğretir. Şöyle ki öncelikle “kıraat” kavramıyla Kur’an okuyuşunda niceliğin değil, niteliğin ön planda olması vurgulanır: “Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun.” (Müzzemmil, 73/20.)

İkinci olarak “tilavet” kavramıyla, okunan ayetlerin sadece lafız itibarıyla değil, bilakis aynı zamanda anlam, hüküm ve uygulama itibarıyla takip edilip izlenmesi istenir: “(Rasulüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl.” (Ankebut, 29/45.)

Bu bağlamda en önemli kavram “tertil”dir. Şöyle ki Kur’an vahyi nazil olmaya başladığında Mekke müşrikleri Kur’an’ın tedricen parça parça nazil olmasına itiraz ederler. Allah Teala, bu itirazı gerekçesini de belirtmek suretiyle şu şekilde reddeder: “İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.” (Furkan, 25/32.)

Buna uygun olarak Allah Teala, bizlerden Kur’an’ı tıpkı nazil olduğu gibi “tertil” üzere; yani ağır ağır ve tane tane anlayıp özümseyerek okumamızı ister: “…ve Kur'an'ı ağır ağır, güzel güzel oku!” (Müzzemmil, 73/4.)

 Bunlar dikkate alındığında okunan Kur’an ayetlerinin manalarının mutlaka akılla buluşturulması, kalple özümsenmesi ve uzuvlarla eyleme konması gerektiği çok açık bir şekilde anlaşılır: “Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâlâ akıllanmaz mısınız?” (Enbiya, 21/10.)

Prof. Dr. Muammer ERBAŞ

Diyanet Aralık 2017

 

Bu yazı 8814 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DİNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIŞ, DUYGU VE BİLGİ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EĞİTİMİ / Dr. Ekrem KELEŞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, İMTİHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 İNSANLIĞA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIŞ DİNİ İSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KİMLERDİR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ın ışığında insanlığa model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHİRET MUTLULUĞUNUN YOLU: AMEL-İ SALİH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBİMİZİN BİZLERE KUTSAL EMANETLERİ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSİBET KAVRAMI  ÜZERİNE PSİKO-SOSYOLOJİK  DEĞERLENDİRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 İSLAM MEDENİYETİNİN BAŞKENTLERİ: MEKKE, MEDİNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA: GELİN RABBİMİZİ DOĞRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIŞ GAYEMİZ: İBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MİSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVİ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 İLAHÎ RİSALET ELÇİLERİNİN MİSYONU: İNSANLIĞI ÇATIŞTIRMAK DEĞİL BARIŞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 İSLAM’IN HEDEFİNDE İNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERİM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELİŞLER

n

21/09/2016 - 03:28 İSLAM'IN İSTEDİĞİ DÜZEYE ULAŞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 İnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCİD GERÇEĞİ

n

18/01/2016 - 02:22 EĞER BİLMİYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEĞİ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, İnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EĞİTİMİ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMŞULUKTA KUR’ANİ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPİNİZ ÂDEM’DENSİNİZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ı, Tabiatı ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Şükür-Şâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METİNLEŞME TARİHİ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandır

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAŞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIŞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Başka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem İmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inşasında Kur’an öğretimi ve öğreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliği

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEŞLİK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENİŞİ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESİ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUĞU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI İLE BULUŞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarımız günahlarımızdandır

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

n

03/09/2012 - 04:28 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karşısında nebevi duruş

n

13/07/2012 - 11:07 Ağır emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ı öğrenmeyi/ öğretmeyi öğrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koşun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanın Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ı Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeştir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramının Anlamı

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin şiarı:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramı

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiği Gibi İnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ınTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ı sen de oku,anla ve yaşa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ın değerleri ve onların sıra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ı öğrenme ve öğretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ın Öngördüğü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ı Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatımızın neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düşünmek Kur'anın Emri

n

28/04/2010 - 11:55 İlk muhatabının dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ın Işığında Sorumluluk Duygusu ve Davranış Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatımızda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Bağlantı İçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ı Nasıl Okuyalım ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabın Kur'ân'ı Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site İçi Arama

16 Zilhicce 1446 |  12.06.2025

Bir Ayet

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kur'an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz.

( Araf Sûresi - 204)

Bir Hadis

Ebû Muhammed Ka’b b. Ucre (r.a.)’tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.), (bir gün) yanımıza çıkagelmişti. Ona ‘Ey Allah’ın Resulü! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, fakat sana nasıl salavât getireceğiz?’ diye sorduk. Bunun üzerine Resulullah (s.a.): ‘Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdun mecîd. Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdun mecîd. (Allahım! İbrâhîm’in ev halkına rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve Muhammed’in ev halkına da rahmet et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allahım! İbrâhîm’in ev halkına hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e ve Muhammed’in ev halkına da hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin.)’ diye dua ediniz, buyurdu.”

[Buhârî, Deavât 32; Müslim, Salat 66 (406)]

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine gark eyle! Sen merhamet-
lilerin en merhametlisisin.”

A’râf Suresi 151

Hikmetli Söz

Ahirette selamet istersen kimseyi incitme. Bir çocuk görünce, "Bu günah işlememiş masumdur. Ben günahkarım, bu benden üstündür" de. Kendinden yaşlı birisini gördüğün zaman da, "Bu benden çok ibadet etmiştir. Benden efdaldir" de.

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com