Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6471
Toplam 17255904
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161624
Bugün Üye Olan 274
Online Ziyaretci
 
 

Ağır emanet

Size, sarıldığınız sürece bundan sonra asla sapıtmayacağınız bir şey bıraktım: Allah’ın Kitabı." (Müslim, Hac, 19.)
13/07/2012

Allah Rasulü (s.a.s.), Veda Haccı’nı eda ederken Arafat meydanında ashabına yaptığı konuşmasının sonunda şöyle buyurdu: “Size, sarıldığınız sürece bundan sonra asla sapıtmayacağınız bir şey bıraktım: Allah’ın Kitabı.” (Müslim, Hac, 19.)

 

Rivayetin bazı tariklerinde geçen “sekaleyn” (iki ağırlık) kelimesinden dolayı “sekaleyn hadisi” olarak maruf olan bu rivayet, İslam tarihinin birinci asrında ortaya çıkan siyasi ihtilafların ve sosyal çalkantıların hadisleri nasıl etkilediğini, bu etkiye maruz kalmış rivayetlerin de dinî anlayışları nasıl şekillendirdiğini göstermesi bakımından çarpıcı bir örnektir. Hadisin burada verdiğimiz tarikından ayrı olarak, “Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünneti.” (Muvatta’, Kader, 3.), “Allah’ın kitabı ve ehlibeytimi.” (Tirmizi, Menakıb, 32.) ikilisini içeren tariklar da vardır ve bunlar yaygınlık bakımından daha meşhurdur. Hadisle ilgili yapılan önemli bir araştırmada, (Bünyamin Erul, Sünnet Kavramı ve Sekaleyn Rivayetleri Üzerine, İlahiyat yayınları, Ankara 2007.) rivayetin 16 farklı sahabiden gelen otuz versiyonu incelenmiş, isnatsız olarak gelen dördü dışında, Hz. Ali’den dört, Ebu Said el-Hudri ve İbn Abbas’dan üçer, Zeyd b. Erkam, Cabir b. Abdullah ve Ebu Hureyre’den ikişer, geri kalan sahabilerden de birer rivayet nakledilmiştir. Ebu Said el-Hudri’den nakledilen üç rivayette, bu sahabinin, bir konuşmadan, “Kitap”, “Kitap-Sünnet”, “Kitap-Ehlibeyt” şeklinde üç farklı metin aktarıyor görünmesi gerçekten ilginçtir. İlgili rivayetler erken kaynaklarda isnatsız, hicri 3. ve 4. Asır kaynaklarında ise zayıf isnatlarla nakledilmiştir. Senet yönünden yapılan bir incelemede otuz versiyonun ikisinin sahih, birinin uydurma, diğerlerinin ise zayıf olduğu görülmüştür. (A.g.e., s. 159.)

Araştırmaya göre, klasik Hadis Usulü değerlendirmesi yönünden, “Kitap-Sünnet” versiyonları içinde sahih olanı yoktur. “Kitap-Ehlibeyt” versiyonları içinde, Zeyd b. Erkam rivayeti isnat yönünden sahihtir. Ancak bu rivayetin metninde Hz. Peygamber, ümmetine, Allah’ın kitabını bıraktığını ifade ederken ashabına da ehlibeytini hatırlatmaktadır. Araştırmacıya göre “vefatının yaklaştığını hisseden Allah Rasulü dostlarına, Allah’ın kitabına sımsıkı sarılmalarını,kendisinden sonra evlenmeleri yasak olan eşlerini ise himaye etmelerini tavsiye etmiştir. Bu tıpkı bir babanın, vefatı öncesinde çocuklarına, annelerine iyi bakmalarını tavsiye etmesi gibidir. Söz konusu hatırlatma, zaman içinde, mezhepler arası tartışmaların da etkisiyle ‘Allah’ın kitabı’ ile birlikte bırakılan iki esasa dönüşmüş olmalıdır.” (A.g.e. s. 161.) “Kitap-Ehlibeyt” rivayeti sahih kabul edilirse bu yorum makul görünmektedir.

 İsnat yönünden sahih kabul edilen diğer rivayet, yani bizim burada açıklamasını yaptığımız Cabir b. Abdullah rivayeti, Müslümanların sarılmaları gereken tek emanetten yani Allah’ın kitabından bahsetmektedir ve 30 rivayetin 29’unda ortak olan da budur. O hâlde sevgili Peygamberimiz’in Veda Hutbesi’nde ashabına ve dolayısıyla kıyamete kadar yolunu takip edecek ümmetine bıraktığı ağır emanet Kur’an-ı Kerim olmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber’in, Allah’ın Kitabı yanı sıra kendi sünnetinden bahsetmesi, tarihî açıdan pek uygun görünmemektedir. Zira “sünnet” ıstılahi anlamını Allah Rasulü’nün vefatından sonra kazandığı gibi Kur’an’dan sonra teşrii bakımdan sünnetin yer aldığı kullanımlar da onun vefatından sonradır. Sünnetin ıstılahi anlamda bizzat Hz. Peygamber tarafından kullanıldığını gösteren meşhur rivayetlerin problemleri araştırmacılar tarafından ortaya konulmuş bulunmaktadır. Ancak buradan hareketle, Hz. Peygamber’in dinî ve ahlaki örnekliği olarak Kur’an’dan ayrı düşünülemeyecek olan sünneti göz ardı ettiğimiz gibi bir sonuca ulaşılmamalıdır. Çünkü sünnetin meşruiyetinin kaynağı Kur’an’dır ve Hz. Peygamber’in rehberliği ve örnekliği olmadan dini yaşamanın imkânı da yoktur. Hz. Peygamber, Kur’an’ı insanlara tebliğ eden, öğreten, açıklayan ve uygulayan otoritedir ve bu görevlerin hepsi ona bizzat Cenab-ı Hak tarafından verilmiştir. O hâlde bizim burada yapmak istediğimiz şey, Hz. Peygamber’in çeşitli amaçlarla istismarına karşı çıkmak, onun dinî otoritesinin geçmişteki bazı siyasi ihtilaflara dayanak olarak kullanılmasını önlemektir.

 

Yorumlamaya çalıştığımız hadisin diğer bazı tariklerinde yer alan “ehlibeyt” tabiri de ihtilaflara konu olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’in eşlerinin uyarıldığı bir ayette onları tanımlamak için kullanılan nötr bir tabir (Ahzab, 33/33.), hicri birinci asırdaki siyasi ihtilafların izlerini taşıyan bazı rivayetlerde, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i içine alan dar çerçeveli özel bir kategoriye dönüşmüş, Allah Rasulü’nün çok sevdiği bu değerli insanlar, başlarına gelen çok acıklı ve talihsiz olaylar yetmezmiş gibi kendi isimleri etrafında oluşturulan siyasi ve dinî tartışmaların odağı hâline getirilmişlerdir. Hâlbuki Hz. Peygamber’in diğer ashabı ve daha sonra gelen Müslümanlar gibi bu muhterem insanlar da Hz. Peygamber’in ümmetine bıraktığı ağır emanetin yani Kur’an-ı Kerim’in muhatabıdırlar. Onların, bu sorumluluğu müdrik bir hayat yaşadıklarında hiç şüphe yoktur. Her Müslüman gibi, Allah’ın kulu ve Rasulü’nün ümmeti olmak şerefi onlar için de en yüce idealdi. Hangi amaçla olursa olsun, Hz. Peygamber’in kendisinin de tabi olmak ve sarılmak zorunda olduğu Allah’ın kitabının yanına, ona tabi olmakla şeref bulan insanların dinin bir rüknü gibi ilave edilmesi makul olmadığı gibi bu, o insanlara gösterilmesi gereken saygıyla da kâbili telif değildir. İşte açıklamaya çalıştığımız hadise bir şekilde idrac edilen (katılan) “ehlibeytî” veya “ıtretî” (soyum) tabirlerini makul bulmayan veya kabul etmeyen diğer gruplar da Kur’an gibi dinin en önemli kaynağının yanında olsa olsa “sünnet” olabilir düşüncesiyle, “peygamberinin sünneti” eklemesini yaparak kendi yaklaşımlarını ortaya koymuşlardır.

Konuyla ilgili yapılan bir araştırmadan hareketle yorumlamaya çalıştığımız hadis, “Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, ayrılığa düşmeyin.” (Âl-i İmran, 3/103.) diyerek kendisine çağıran Allah’ın kitabına bizi emanet etmekte, onu da bize ağır bir emanet olarak bırakmaktadır. Hz. Peygamber’in sünnetine uyarak ona layık bir ümmet olmanın da o aziz Peygamberi ölesiye seven yakınları ve arkadaşlarının değerini layıkıyla takdir etmenin de ancak bu emanetin hakkını vermekle mümkün olacağını hatırdan çıkarmamak gerekir.

 

Bu yazı 3579 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DİNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIŞ, DUYGU VE BİLGİ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EĞİTİMİ / Dr. Ekrem KELEŞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, İMTİHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 İNSANLIĞA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIŞ DİNİ İSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KİMLERDİR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ın ışığında insanlığa model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHİRET MUTLULUĞUNUN YOLU: AMEL-İ SALİH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBİMİZİN BİZLERE KUTSAL EMANETLERİ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSİBET KAVRAMI  ÜZERİNE PSİKO-SOSYOLOJİK  DEĞERLENDİRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 İSLAM MEDENİYETİNİN BAŞKENTLERİ: MEKKE, MEDİNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA; GELİN KUTSAL KİTABIMIZI DOĞRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLİDİ İMANDAN TAHKİKİ İMANA: GELİN RABBİMİZİ DOĞRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIŞ GAYEMİZ: İBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 İBADETLERİN  BİRLİĞİMİZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MİSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVİ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 İLAHÎ RİSALET ELÇİLERİNİN MİSYONU: İNSANLIĞI ÇATIŞTIRMAK DEĞİL BARIŞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 İSLAM’IN HEDEFİNDE İNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERİM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la İlişkilerimizde Tıkanıklık Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELİŞLER

n

21/09/2016 - 03:28 İSLAM'IN İSTEDİĞİ DÜZEYE ULAŞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 İnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCİD GERÇEĞİ

n

18/01/2016 - 02:22 EĞER BİLMİYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEĞİ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, İnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EĞİTİMİ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMŞULUKTA KUR’ANİ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPİNİZ ÂDEM’DENSİNİZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ı, Tabiatı ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Şükür-Şâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METİNLEŞME TARİHİ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandır

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAŞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIŞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Başka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem İmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inşasında Kur’an öğretimi ve öğreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliği

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEŞLİK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENİŞİ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESİ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUĞU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI İLE BULUŞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarımız günahlarımızdandır

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı

n

03/09/2012 - 04:28 Şeytanın kardeşleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karşısında nebevi duruş

n

13/07/2012 - 11:07 Ağır emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ı öğrenmeyi/ öğretmeyi öğrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koşun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanın Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ı Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeştir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramının Anlamı

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin şiarı:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramı

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiği Gibi İnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ınTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ı sen de oku,anla ve yaşa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ın değerleri ve onların sıra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ı öğrenme ve öğretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ın Öngördüğü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ı Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatımızın neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düşünmek Kur'anın Emri

n

28/04/2010 - 11:55 İlk muhatabının dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ın Işığında Sorumluluk Duygusu ve Davranış Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatımızda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Bağlantı İçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ı Nasıl Okuyalım ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabın Kur'ân'ı Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Mü'minler ancak kardeştirler.
Öyleyse kardeşlerinizin arasını ıslah edin (düzeltin) ve Allah'tan sakının (korkun), umulur ki rahmet olunasınız.


( Hucurat suresi - 10)

Bir Hadis

Ebû Musa (radıyallâhu anh) anlatıyor:

Hz. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli, misk taşıyanla ateş körüğü çeken insanlar gibidir.
Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alırsın."

Buhârî, Büyû 38; Zebâih 31; Müslim, Birr 146

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Rabbim! Beni, annemi, babamı, inanmış olarak evime girenleri, mü’min erkekleri ve mü’min kadınları bağışla, zalimleri ise daima helak et.”

Nûh Suresi 28

Hikmetli Söz

Çok söz, kişiyi unutkan yapar.
Üzerine hakikaten konduğu bir terazinin ağır gelmesi haktır. Yine üzerine batılın konduğu bir terazinin de hafif gelmesi haktır.
Allah ile mahlukatından hiçbiri arasında bir nesep bağı yoktur. Allah’a yakınlık ancak O’na itaat ve emirlerine tabi olmakla mümkündür.
Allah, kulunun amelsiz sözünden razı olmaz.
Dostuna dost ol ve bütün arkadaşlarına eşit davran, hepsininde haklarına riayet et!
İnsanlara iyilik etmek, kişiyi afetlerden ve belalardan muhafaza eder.
Mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.
Ne söylediğini, ne zaman söylediğini iyi düşün!
Hiçbir bela yoktur ki, ondan daha kötüsü olmasın.
Hakk’ı tanıyan ariflerin kölesi ol!
Zülüm, ahde vefa vefasızlık ve hile kimden bulunursa zararlarını yine kendilerine dokunur.


Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com