Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 6501
Toplam 17255934
En Fazla 25928
Ortalama 2753
Üye Sayısı 161626
Bugün Üye Olan 276
Online Ziyaretci
 
 

En Hayırlı Azık

"(Ey müminler! Ahiret için) azık hazırlayın. Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri! Öyleyse bana karşı gelmekten sakının." (Bakara, 197.)

05/09/2011

İçerisinde yaşadığımız sosyal ve kültürel şartlar, İslam kültürünü çok yönlü olarak etkilemektedir. Bu etkilenmelerden biri de, Kur’an’ın cihat, mücahit vb. kavramlar alanında meydana geldi. Söz konusu kavramlar sadece anlam değişikliğine uğramadı, ne yazık ki, Kur’anî içeriklerinden uzaklaşıp olumsuz çağrışımlar yüklendiler.

Şükür ki, ‘takva’ ve ‘muttaki’ kelimeleri, zikrettiğimiz kavramlara göre asli muhtevalarını ve anlamlarını büyük ölçüde korumaktadır. Çünkü kullanıldıklarında, ‘ideal bir dindarlık’ veya ‘ilahî buyrukları yerine getirme konusunda hassasiyet sahibi insan’ akla gelmektedir. Ancak günümüzde ‘takva’nın deruni bir hal, içsel bir yöneliş olmaktan, şeklî yönü öne çıkan

bir boyut kazandığı veya böyle algılandığı da bir gerçektir. ‘Takva’ kelimesi, lügat manası itibarıyla bir şeyi ‘korumak’ anlamına gelen ‘v-k-y’ kökünden türemiştir. Yine aynı kökten türeyen ‘itteka’ kelimesi bir tehlikeden ve zarardan bir şey aracılığı ile ‘korunmak’, sakınmak, çekinmek ve korkmak anlamlarını içerir. ‘Muttaki’ de bu kelimenin ism-i failidir. Yani korunan, sakınan, çekinen, korkan anlamlarına gelmektedir.

Mümin, Allah’ın buyruklarını çiğnemekten, günahlardan, cehenneminden sakınır ve çekinir. Yarın O’nun huzurunda vereceği hesaptan endişe eder. Ancak O’nun korumasına girmeyi, O’na sığınmayı arzular. Merhum Hamdi Yazır’ın da ifade ettiği gibi, en kapsamlı ve en güvenceli koruma O’na aittir. Çünkü insanın koruması, geleceğe hâkim olamadığı gibi, şimdiki zararları gidermek için de yeterli değildir. Bundan dolayı gerçek korunma ancak Allah’ın korumasına girmekle gerçekleşebilir. Aslında Rahman sıfatı dolayısıyla inanan-inanmayan herkes Allah’ın korumasındadır. Fakat müminler, Allah’ın korumasına girmeyi arzular ve Rahîm sıfatı sebebiyle de buna mazhar olurlar. (Bakara, 2’nin tefsiri)  

Kur’an, daha ilk ayetlerinde, bir anlamda, muhatap kitlesini belirler ve ‘muttakilere’ bir hidayet rehberi olduğunu ifade eder. (Bakara, 2.) Takva şuuru kişiye bir bilgilenme ve aydınlanma imkânı verir. Kalbin kapılarını ilahî çağrıyı almaya ve kabullenmeye müsait bir hale getirir. Kalbi takvaya hazırlayan Kur’an’dır; Kur’an’ın çağrılarını almaya hazırlayan da takvadır. Takva, kalbin ritminin Kur’an’ı almaya ve özümsemeye ayarlanmasıdır.

Ebu Hüreyre’ye nispet edilen bir benzetmede takva şöyle anlatılır: “Yolda yürürken dikenler görürsün; ya yolu değiştirirsin ya da dikene dokunmadan geçmenin bir yolunu arar ve bulursun; işte takva da budur; hayatı Allah Teala’nın yasakladığı kötülüklere bulaşmadan yaşamaya çalışmaktır.” 

Muttaki, şehvet-şöhret, makam mevki, para-pul ihtiraslarının önüne serdiği dikenli yolda manevi hayatını çizdirmeden yol alma çabasını sürdüren kişidir. O, günahın tuzağına düşmeden, dalaletin çamuruna bulaşmadan yaşama mücadelesi verir. Gönlündeki takva meşalesinin inkâr ve isyan rüzgârıyla sönmesine fırsat vermemek için çırpınıp durur. 

Takva, Allah’a karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olmamızdır.

Dindarlığımızın, Mevla’ya yapmamız gereken kulluğumuzun zirvesidir. O, aslında kalbe ait, görünmez, deruni bir yöneliştir; ancak yaptığımız amellerin ‘olmazsa olmaz’ şartıdır. Dinî hayatımızın temeli, Mevla ile olan rabıtamızın esasıdır. Bütün hayatımızda yaptığımız amellerin özünü o oluşturur ve hayatımız bu sayede değer kazanır. Allah katındaki değerimiz de onunla ölçülür. Yaşadığımız bu hayattan geriye kalacak ve Allah’a varacak olan da takvamızdan başkası değildir. Nitekim kurban bağlamında konu şu şekilde dile getirilir: “Fakat unutmayın ki ne onların etleri, ne de kanları asla Allah’a ulaşacak değildir. Lakin O’na ulaşan tek şey, kalplerinizde beslediğiniz takvadır.” (Hac, 37.)  

Dinler tarihinin de ortaya koyduğu şekilde, zaman içerisinde insanlar, dinî hayatlarını özden yoksun, şeklî birtakım törenlere dönüştürürler. İşte bu ayet, zahiri öne çıkaranlara, içsel derinlikten nasibini alamayan ritüellere Kur’an’ın verdiği bir cevaptır. İnsanlar çoğunlukla şeklî olarak bir takım ibadetleri yerine getiriler ve böylece görevlerini yaptıklarını zannederler. Oysa bundan daha zor olanı, yapılan ibadetle beraber içsel bir derinliğin yakalanması ve Allah’a karşı saygı şuurunun artmasıdır.  

Kur’an takvayı, Arapların günlük yaşantıları açısından oldukça önemli olan ‘azık’ örneğiyle anlatır. Günlerce süren bir çöl yolculuğuna imada bulunur. Bu yolculukta iki şey çok önemlidir: Bunlardan birisi güvenlik ise; diğeri de yanımıza alacağımız yiyecek ve içecek maddeleridir. Eğer yanımızda erzakımız yoksa uçsuz bucaksız çölün bir yerinde aç susuz perişan olmamız işten bile değildir. İşte çıkmış olduğumuz bu hayat yolculuğunda da takva bu denli önemlidir. Onsuz manevi hayatımızı sürdürmemiz mümkün değildir. Nitekim ayet şöyle diyor: “(Ey müminler! Ahiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri! Öyleyse bana karşı gelmekten sakının.” (Bakara, 197.) Nasıl ki beden aç bırakıldığı takdirde ölüm kaçınılmazsa, manevi hayat da takva gıdasından mahrum olursa ölüme mahkûm olur. 

Yine Kur’an takvayı elbiseye benzetir. Şöyle ki, “Ey Âdem’in evlatları!

Bakın size edep yerlerinizi örteceğiniz giysi, süsleneceğiniz elbise indirdik. Fakat unutmayın ki en güzel elbise, takva elbisesidir.” (A’râf, 26.) Elbise nasıl ki insanı sıcaktan, soğuktan korursa, takva da dünyada manevi düşüş ve yok oluştan, ahrette de hüsrana ve zarara, dolayısıyla mahcubiyete uğramaktan onu korur. Elbise nasıl ki yağmurda doluda, karda kışta bizleri sağanaktan, soğuktan koruyorsa, takva elbisesi de mahşerin o kasvetli gününde yalnızlık ve mahcubiyetin donduruculuğundan bizleri koruyacaktır. Yine elbise, güneşin yakıcı etkisinden bizleri nasıl muhafaza ediyorsa, takva elbisesi de inkârın, isyanın sebep olduğu hem dünyanın hem de ahiretin ateşinden ve yakıcılığından koruyacaktır.  

Takva vurgusu Kur’an’da tekrar tekrar geçer; bunun hikmetini anlamak zor değildir; çünkü insan her an bir şuursuzluğa ve gaflete kapılma riski ile karşı karşıyadır. İşte insan, bu duruma karşı uyanık olmaya, Rabb’ine karşı saygıda kusur etmemeye çağırılmaktadır. 

Kur’an, takva sahiplerinden bahsettiği her durumda en güzel müjdelerini verir. Meselâ Talâk sûresinin ilk sayfasında peş peşe gelen ayetler bunun en etkileyici örnekleridir. Herhangi bir yorum yapma gereği duymadan bunları meal olarak veriyoruz: “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah onu dert ve sıkıntıdan kurtarır. Onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır.  Allah’a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir.” (Talâk, 2-3.) “Kim Allah’ı sayıp O’na karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun işinde bir kolaylık verir.” (Talâk, 4.) “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa Allah onun günahlarını örter, mükâfatını bol bol verir.” (Talâk, 5.)

 

Bu yazı 3235 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 İMAN VE SAMİMİYET

n

08/08/2022 - 10:21 İSLAM’IN ASLİ KAYNAKLARINI DOĞRU ANLAMANIN YÖNTEMİ ÜZERİNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGİ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALİH VE BAKİ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENİN ÇALDIĞI İNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHİDDEN HİDAYETE  NEBEVİ RİSALET

n

12/01/2021 - 11:25 İŞTE TOPLUMUMUZUN HÂLİ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDİMİZİN HİCRET YOLCULUĞU

n

06/10/2020 - 11:27 ŞEHİTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI İTİBARIYLA İSTİĞFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLİK NEREYE GİDİYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ŞİMDİ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMİLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESİNİ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ŞEHR-İ RAMAZAN VE SORUMLULUK BİLİNCİ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLİMİZE ŞÜKREDEBİLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUĞUN EN GÜZEL KIVAMI: İHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUŞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMİNDE İLİM / Prof. Dr. Şakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HİCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZİKİR: KALPLERİ DİRİLTEN İKSİR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELİŞ BİLİNCİNİ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVİ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 İnancı kuşanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kılmak ve Takva Sahibi İmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEİZMİ VE ATEİZMİ BESLEYEN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR İBADETSİZLİ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ MESCİD-İ AKSA VE MÜBAREK ŞEHİR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFİS İLE MÜCADELE CİHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DİNÎ TEBLİĞDE DİL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’İ GÜNÜMÜZ İNSANINA DOĞRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 İNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DİN AŞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DİN GÜVENLİĞİ BAĞLAMINDA DİNİN DOĞRU ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Başından Serçe Geçen Bir Çocuktur  İSMAİL

n

12/07/2017 - 10:42 İNSANLIĞA KARŞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FİTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBİ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENİYETİ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEĞİŞEN MAHREMİYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DİNLERİ KİMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADİS İLMİ”NİN İSLÂMÎ İLİMLER ARASINDAKİ YERİ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERİNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRİKAYA DÜŞENLER GİBİ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BİR GÜVEN ABİDESİ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadın Başka Bir Versiyonu: İFTİRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMİ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz İslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VİCDANIMIZIN "Selfie"SİNİ ÇEKEBİLİR MİYİZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boş Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kişilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaşamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an İkliminde İyiliklerle Dinamik Bir Hayat İnşası

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’İN MESAJINI DOĞRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoğunlaşmış İbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLİME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huşu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alnı Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALİ (Ö: 40/660)’NİN KUR’AN-I KERİM ANLAYIŞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ı İlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 İlim, Marifet ve Hikmet İlişkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccın Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-İ FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVİH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Şeytanın Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeşlik ve Dostluğa Açılan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaşan Sinsi Düşman: Şeytan

n

12/06/2015 - 03:38 İnsanın Temel Bir Zaafı

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERİN BİR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuşanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Şiddet Karşısında rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADİSLERİN DOĞRU ANLAŞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKİP EDİLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanın Varlıkla İmtihanı

n

23/12/2014 - 04:12 İslami Bakışla Varlık ve Servet Algımız

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHİY İLİŞKİSİ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabır-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunması Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 İslam’ın Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan İklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETİ TATİL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’İN ADÂLET ANLAYIŞI

n

09/04/2014 - 02:07 BİR YÖNETİCİ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ın Korumasını Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazı

n

10/02/2014 - 02:47 Değerini Bilemediğimiz İki Eşsiz Nimet: Sağlık ve Boş Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site İçi Arama

17 Zilhicce 1446 |  13.06.2025

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.

( Âl-i İmrân sûresi - 92)

Bir Hadis

Ebu Hureyre (r.a.)’tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Rasulullah (s.a.v.): “Bugün hanginiz oruçlu olarak sabahı etti?” diye sordu. Ebu Bekr (r.a.): ‘Ben’ deyince, bu sefer: “Bugün hanginiz bir yoksula yemek yedirdi?” diye sordu. Ebu Bekr ‘Ben’ dedi. Bu sefer:“Bugün aranızdan kim bir cenazenin peşinden gitti?” diye sordu. Ebu Bekr: ‘Ben’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah Rasulü (s.a.v.): “Bugün hanginiz bir hasta ziyaret etti?” diye sordu. Ebu Bekr yine: ‘Ben’ deyince, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu özellikler bir adamda bir arada bulunursa o kişi mutlaka cennete girer.”

İbn Huzeyme, Sahih, III, 304; İbn Hibban, Sahih, V, 177

Bir Dua

“Allah’ım! Kederden, üzüntüden, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve halkın galeyana gelerek taşkınlığından sana sığınırım.”

(Nesâî, İstiâze, 25)

Hikmetli Söz

İyi bir dilekle selamlanırsan, daha iyisiyle karşılık ver. Bir el sana ihsanda bulunursa, ona daha fazlasını ver. Bununla birlikte fazilet ilk başlayanındır.

Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com