Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4836
Toplam 15292738
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Modernliðin Sapkýnlýklarý
28/04/2009 - 16:28
 
Modern endüstriyel uygarlýk, yalnýzca son derece yýkýcý, yok edici silahlar üretmekle kalmadý, bu yýkýcý, yok edici silahlarý, ahlaksýzca, merhametsizce, büyük bir zevkle kullanabilecek ýrkçý-faþist yýðýnlar da üretti. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde, silah/savaþ/ölüm endüstrisi, ürettiði dehþetengiz yeni silahlarý Afganistan'da, Irak'da, Filistinde-Gazze'de masum insanlar, çocuklar ve kadýnlar üzerinde test ediyor. Ýþgal altýnda tutulan Ýslam coðrafyasý, ayný zamanda silah laboratuvarý olarak kullanýlýyor. Ýnsanlýk hayatýný ahlaki deðerlerden baðýmsýz hale getiren, moder uygarlýk biçimi, yalaný/ikiyüzlülüðü/ahlaksýzlýðý zorunlu kýlan bir siyaset biçimi de geliþtirdi. Ýslam dünyasý toplumlarý, son iki yüz yýl içerisinde çok kapsamlý bir ideolojik-kültürel entegrasyona tabi tutuldular. Ýdeolojik entegrasyonun en korkunç ve barbar dayatmalarýna biz Türkiyeli Müslümanlar maruz býrakýldýk.

  Modern uygarlýðýn takdis ederek evrenselleþtirmek iste diði Avrupamerkezci bütün deðerlerin Gazze'nin yaþadýðý son iþgal ve istilalar sýrasýnda bütünüyle iflas ettiðini; Avrupamerkezci yapýlarýn/siyasetlerin ýrkçý-militarist Siyonizmin sýnýrsýz vahþe tini/canavarlýðýný çok sefil ve çok aþaðýlýk sessizlik politikala rýyla nasýl onayladýðýný gördük. "Ýnsan haklarý" söyleminin ne kadar büyük bir yalan olduðuna bütün bir insanlýk tanýklýk etti, ediyor. Modern Batý dünyasý "demokrasi"yi ve "demokrasi" mücadelelerini yüceltirken, Ortadoðu'daki tek "demokrasi"yi, seçilmiþ Hamas yönetimini yalnýzlaþtýrýyor, Hamas karþýsýnda saltanatçý Ortadoðu diktatörlüklerini destekliyor. Hamas'ýn baþarýsýnýn Ýslam'ýn ve Müslümanlarýn baþarýsý olarak deðerlendirilmesinden bütün Batý duyasý çok korkuyor. Direniþ mücadelelerinin baþarýya ulaþmamasý için saltanatçý rejimler Amerika ve Ýsrail'le yardýmlaþýyor. Siyasal tercihlerini Amerika ya da Avrupa'nýn tercihleri/çýkarlarý doðrultusunda yapmaya mahkûm olan ülkeler, Filiþtin'e/Gazze'ye insani yardýmlar yaparken, kesinlikle siyasal yardýmda bulunamýyor. Türkiye'de insani yardým kampanyalarýna öncülük ederken, siyasal yardým yapma iradesi gösteremeyen ülkeler arasýnda bulunuyor. Sistematik soykýrým ve katliamlar devam ederken, katil siyasetler devam ederken, realpolitik hesaplar maalesef gündemde tutulabiliyor. Filistin ve Gazze mücadelesi Arap dünyasý yönetimleri eliyle yalnýzlaþtýrýlýyor. Filistin'in ve Filistinlilerin var olma haklarý 1948 yýlýndan beri tanýnmýyor. Irkçý-militarist Siyonizmin vahþetin son noktasýný, canavarlýðýn son noktasýný temsil eden soykýrým uygulamalarýnýn insanlýk çapýnda uyandýrdýðý dehþet ne kadar büyükse; bu vahþet karþýsýnda siyasal dünyanýn kayýtsýzlýðý da bir o kadar dehþet uyandýrýcýdýr. Günümüzde siyasal dünyanýn hangi ölçüde kirlendiði, hangi ölçüde lekelendiði, hangi ölçüde vahþetle bütünleþtiði, ýrkçý Siyonizm karþýsýnda sergilenen ikiyüzlülüklerle daha somut bir biçimde görülebilir hale gelmiþtir. Ýslam dünyasý ülkelerinde sokaklara yansýyan duyarlýlýk ve sorumluluk duygularýyla, yönetici kadrolarýn tavrý arasýnda büyük uçurumlar oluþtuðunu görmek gerekir. Teatral duygusallýklarla hiç bir politik etki uyandýrýlamayacaðýný görmek gerekir. Ýslam toplumlarý, Ýslam ailesi/Ümmeti çok ciddi bir bilinç aþýnmasý/erozyonu/parçalanmasý yaþadýðý için, çok ama çok küçük kimi romantik jestlerle,  teatral duygusallýklarla yönlendirile-biliyor; menkýbeler/kerametler/rüyalar ve hamasetle kalpleri kazanýlabiliyor, destekleri alýnabiliyor. Aziz Ýslam ailesinin, çok hayati, çok aðýr sorunlarla karþý karþýya bulunduðu bir dönemde, bu sorunlarý çözümlemek üzere bir dayanýþma zemininde bütünleþmek varken; mezhep misyonerliklerine tevessül etmek, ya da mezhep karýþýklýklarý temelinde olaylarý yorumlamak, mazur görülebilir, makûl karþýlanabilir bir durum deðildir. Ayný þekilde, aziz Ýslam ailesinin büyük bir bunalýmla karþý karþýya kaldýðý bir dönemde; îslami entelektüel hayatýn, somut sorunlarla yüzleþmek ve hesaplaþmak yerine; batýniliðe yönelmesi, batini uðraþlarý, dili/tarzý/söylemi yeni bir moda gibi algýlamasý, hiç bir þekilde anlaþýlmasý mümkün olmayan marazi bir durumun adýdýr.
Ýsrail, 1948 yýlýndan beri sýk sýk Ýslam dünyasýnýn îslami iradesini ve bilincini test ediyor, bu irade ve bilince meydan okuyor, biz Müslümanlarýn bütün mukaddeslerini açýkça/küstahça istiskal ediyor. Biz Müslümanlarýn bütün mukaddeslerimiz ýrkçý-militarist Siyonizmin tanklarý altýnda açýkça eziliyor, yerlerde sürükleniyor. Bu tahammül edilemez durum karþýsýnda Ýslami cemaatler, partiler, yapýlar, konjonktürel tercihler yaparak; koþullarla bütünleþerek; resmi siyasetlere boyun eðerek; statükolarý savunarak; statükolarýn emrine girerek", olaylarýn dayattýðý yol/yöntem ve dili meþrulaþtýrarak; hiç bir haklý gerekçeleri olmadýðý halde direniþ hareketlerini, Ýsrail'le ayný hizaya koyarak; hiç bir þartta bir karþý duruþ, dik duruþ sergileme ihtiyacý duymaksýzýn, hiç bir riski göze almaksýzýn, hiç bir bedel ödemeyi düþünmeksizin, hep koþullarýn ve rüzgarýn istediði yönde tercihler yaparak; koþullarýn mahkûmu haline gelmiþlerdir. Bu aðýr koþullar içerisinde büyük bir varoluþ ahlakýný/umudunu/uf-kunu ve sorumluluðunu Afganistan'da, Irak'ta ve Filistin'de yal-nýzca direniþ mücadeleleri temsil ediyor. Direniþ mücadeleleri, karþý karþýya bulunduðumuz utanç verici konumlar içerisinde biz-lere hayatýn içerisinde taþýmamýz gereken sorumluluklarý ihtar ediyor. Bizler, bütün bunalým dönemlerinde olduðu gibi, bu dönem de de, bir þekilde normal hayatlarýmýzý sürdürüyor, direniþ mü-cadelelerine iliþkin destek eylemlerini tatil günü etkinliklerine dönüþtürüyoruz. Direniþ mücadeleleri, inançlarýmýzla, hayatlarýmýz arasýndaki çeliþkileri/uçurumlarý bizlere hatýrlatýrken; teslimiyet/hoþgörü mücadeleleri de, hayatlarýmýzla, inançlarýmýz arasýnda hiç bir çeliþki yokmuþ gibi sýradan hayatlarýmýzý sürdürmemize yardým ediyor. Teslimiyetçi yaklaþýmlarýmýz sebebiyle 1948 yýlýndan bu yana her dönemde yalnýzca Filistinlilerin taviz vermek zorunda býrakýldýðýný, Siyonist ýrkçýlýðýn hiç bir konuda en küçük bir taviz vermediðini hatýrlamalýyýz. Bu noktadan hareketle her teslimiyetçiliðin neden olduðu aðýr baðýmlýlýklar üzerinde düþünebilmeliyiz.
Günümüz dünyasýnda iletiþimin küreselleþmesi, medya ürünlerinin, küresel pazara kolaylýkla taþýnabileceðini gösterdi. Bugün bir yanda haber/kültür/eðlence ihracý yapan ülkeler var, bir diðer yanda da haber/kültür/eðlence ithali yapan ülkeler var. Bütün toplumlar tek yanlý bir haber alýþveriþi içerisinde bulunuyor Haber tekellerini ellerinde tutanlar pek çok konuda medya karartmalarý yapabiliyor. Modern Batý dünyasý ideolojik fetihler için her tür imkaný kullanýyor. Toplumlarýmýz küresel sömürü aygýtlarý tarafýndan teslim alýnýyor. Ekonomik ve siyasal egemenlikleri ciddi bir biçimde zaafa uðratýlan Ýslam dünyasý ülkeleri, yalnýzca kültürel milliyetçiliklere sýðýnmak suretiyle kendilerini ifade etmeye çalýþýyor. Kültürel milliyetçilikler de, olumsuz ve çarpýk temsiller olarak ortaya çýkýyor. Hayatýn her alanýnda haksýz ve adaletsiz tahakküm biçimlerine karþý direniþ ahlaki bir sorum-luluk haline geliyor. Ýslam dünyasý ülkelerinde siyasal baðýmsýzlýk, büyük güçlerin çýkarlarýna göre þekilleniyor. Ýslam dünyasýn da yalnýzca El Cezire televizyonu, Batýlý medya tröstleri tarafýn dan yürütülen haber tekelini kýrmayý baþardý. Günümüzde iletiþim sistemleri, ideolojik, ekonomik, politik egemenlik/iktidar sistemleriyle birlikte hareket ediyor. Medya ürünlerinin Batýlý içeriði konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Elektronik iþgal, kuþatma ve abluka yeni baðýmlýlýk biçimleri oluþturuyor. Hepimiz ideolojik gündeme, egemen gündeme, emperyal gündeme mecbur býrakýlýyoruz. Ýdeolojik ufuklarla kýsýtlandýðýmýz için, ortak bir insani ufkun içerisinde yaþamayý baþaramýyoruz. Ýhtiraslarýna tutsak olanlarla, hiç bir insani etkileþim kurulamýyor. Bir direniþ dili ve bilinci gerçekleþtirmeyi baþaramayan herkes,  bir biçimde ideolojik denetimi ve gündemi kabul ediyor. Her yerde seküler insan haklarý tanýmýnýn etkisizliðini, çarpýklýðýný ve tek yanlýlýðýný görebiliyoruz. Küresel iletiþim, her toplumda, farklý hayat tarzlarýna tanýk olan bireyleri, kendi hayat tarzlarýna yabancýlaþtýrýyor. Ýletiþimin küreselleþmesi hayat tarzlarýný dönüþtürüyor. Medya ürünlerinin küreselleþmesi farklý kültürler arasýndaki mekansal engelleri ortadan kaldýrýyor. Ýletiþimin küreselleþmesi, insanlarýn yerel olmayan bilgi biçimleriyle tanýþmalarýný da kolaylaþtýrýyor.
Modern hayat tarzý cinselliði tensel bir iliþki biçimi olarak algýlýyor, cinselliði bir tür hayvanlýða indirgiyor, içgüdüsel bir þey olarak görüyor. Cinselliðin, helal-haram, boyutuna, ruhsal/ahlaki/deruni boyutuna, sevgi/saygý/baðlýlýk boyutuna önem vermediði için cinselliði ticarileþtiriyor. Modern kültür kadýnlarý cinsel zevk nesneleri olarak kullanýyor. Kadýnlar kendilerine dayatýlan biçimlere mahkûm ediliyor. Günümüzde kadýnlar aileyi deðil, kariyeri tercih ediyor. Aile karþýtý bir dil savunulabiliyor. Ruhu olmayan beton kentlerde yaþadýðýmýz için, ruhu olmayan beton karakterlerle karþýlaþý-yoruz. Burada aziz Ýslam uygarlýðýnýn bir kentler uygarlýðý olduðunu; hayata yeni çýkan Ýslam uygarlýðýnýn büyük kentler kurarak tarihin dikkatini çektiðini; Ýslami kentlerin ruhu olan kentler olduðunu; Ýslami mimarinin ruhu olan, estetik derinliði olan bir mimari olduðunu; büyük uygarlýklarýn ifadesi olan Ýslami kentlerin bugün de Ýslam tarihini temsil etmeye devam ettiklerini hatýrlamak ve hatýrlatmak gerekiyor.
Modern zamanlar her alanda yapay hayatlar, yapay dün-yalar, yapay iliþkiler oluþturdu. Modern zamanlar çýkarcý-maddeci hayat tarzlarýný, dünya görüþlerini meþrulaþtýrdý. Sekü-ler hayat, arzular ve zevklerden ibaret bir hayata dönüþtü. Kapitalist küreselleþme, bütün insani/toplumsal deðerlerin çözülmesine/daðýlmasýna neden oldu, insanlarý, tüketici birey-ciliklere sürükledi.
Makinelerin, araçlarýn, çýkarlarýn, hesaplarýn dünyasýna katlanmak zorunda deðiliz. 
Kiþiliksizleþtiren bir dünyaya, gündelikliklere mahkûm deðiliz. Bir deðer sistemine ihtiyaç duymadýðý gibi, kendisi de bir deðer sistemi oluþturamayan, pozitivizmi ve çýkarý bir deðer olarak dayatan modernlikleri takdis etmek durumunda deðiliz.  Ýnsaný insana, insaný kendisine yabancýlaþtýran bir dünyada, ahlaki ve tarihsel baðlamý bulunmayan ideolojik kliþe lerin dünyasýnda, Ýslami varoluþun bütün renklerine bütün bir varlýðýmýzý açmalýyýz. Yalnýzca Batý dünyasýna özgü bir modeli dayatan içi boþ evrenselliði sorgulayabilmeliyiz. Tarihin, ideolojik/ýrkçý sýnýrlar içerisine hapsedilmesi her zaman çok tehÝlkeli sonuçlara yol açmýþtýr, bugün de açmaktadýr. Anti-Semitizmin bir Avrupa ideolojisi olduðunu burada kaydetmek gerekir.
Din'i fanatizm konusunda, ýrkçý/faþist fanatizm konusunda îsrail'le yarýþabilecek bir baþka ülke bulunamaz. Hiç bir halkýn, diðer halklardan farklý olarak çok özel nitelikleri olmadýðýný bilmek gerekir. Irkçý, milliyetçi, mezhepçi, hizipçi dil her zaman çok yaralayýcý etkiler uyandýrýr. Her kültür, her dil, her yaklaþým, insanýn evrensel karakterinin korunmasý konusunda duyarlý olmak zorundadýr. Irkçýlýklar bütün kültürel renkleri yok eder. Her kültür kendi, özgün yanýný koruyarak diðer kültürleri iliþki kurabilir ve kurmalýdýr. Kültürel alýþveriþ, kültürler arasý alýþveriþ anlaþýlabilir ve kabul edilebilir bir durumdur
Ancak, kültürel hegemonya anlaþýlabilir ve kabul edilebilir deðildir. Ýdeolojik ya da kültürel hegemonya yoluyla zihinleri köleleþtirilenlerin, bedenlerinin özgür olmasýnýn hiç bir deðeri olamaz.
Endüstriyel hayat tarzý, küresel kapitalizmin himayesi altýnda varlýðýný sürdürüyor. Endüstriyalizm, bir diðer yanda hayatýn bütün boyutlarýný tahrip ediyor.    Bugün, tehditkar bir modernizmle karþý karþýyayýz, bu nedenle hiç bir þekilde modernizmi putlaþtýrmamalýyýz. Modern zamanlarda, hayatýn her safhasýnda yaþanan çözülmeler, yabancýlaþmalar nedeniyle, toplumlar net bir kimlik bilincine sahip deðiller. Bu çözülmeler, yabancýlaþmalar nedeniyle, hayatýn bütün boyutlarý barbarca ticarileþtiriliyor; ruhsuz, ahlaksýz, niteliksiz bir kültür üretimi gerçekleþtiriliyor. Eðlence endüstrisi kitlelerin hayatlarýný acýmasýzca israf etmelerine yol açýyor.
Modern eðitim biçimi, eðitimli cahiller yetiþtiriyor. Hangi toplumda olursa olsun, eðitimli cahillerin ahlaki kaygýlarý, vicdani kaygýlarý yoktur. Bütün faþizm biçimlerinin ortak yanlarý, akla ve ahlaka karþý olmalarýdýr. Her faþizm biçimi akýlsýz ve ahlaksýz eylem biçimlerine öncelik tanýr. Mitlerle desteklenen ýrksal üstünlük safsatalarý, ortaya çýktýðý her yerde büyük cana varlýklara neden oluyor. Bugün; Filistin'de, Gazze'de yaþandýðý üzere, ýrka dayalý ideolojiler, tarihsel kötülüklere cesaret veriyor. Irk'a dayalý ideolojiler, sistematik terör, vahþet, canavarlýk, ýrk emperyalizmi, nüfus mühendisliði, tehcir ve imha hareketlerini çoðaltýyor, büyütüyor.
Modern zamanlar boyunca bilimsel ve teknolojik geliþmelerin; insani/toplumsal düþüncelerin ve deðerlerin geliþmesine, insani dünyanýn vazgeçilemez temel niteliklerine bir katkýda bulunmadýðýný biliyoruz. Bilim ve teknoloji daha çok kapitalist çýkarlar adýna kullanýlýyor; bilim, sanayileþme ve askeri teknoloji üzerinde yoðunlaþýyor. Ýnsanlýðýn dünyasý, modernliðe ait kuramsal çerçevelerle ahlaki bir dünyanýn mümkün olmadýðýný görüyor. Modernliðin her alanda nihilist yaklaþýmlar ürettiðini bugün daha çok görebiliyoruz. Kendisini merkeze koyan modern Batý dünyasý, Batýlý olmayan dünyaya bir nesne muamelesi yapýyor, kendisini özne olarak konumlandýran Batý, nesneler üzerinde güç uygulayabileceðini düþünüyor. Batý'nýn coðrafi bir taným olmadýðýný, ideolojik ve ýrkçý bir tahakküm projesi olduðunu belirtmek gerekiyor.

     Yirminci Yüzyýl; insani, ahlaki, felsefi, edebi, kültürel idealler açýsýndan yoksul bir çað'dý, tek yanlý bir geliþme çaðýydý, rölativist bir çaðdý, kuralsýzlýk çaðýydý. Yirmibirinci Yüzyýlda ayný özellikleri sürdürüyor. Yirmibirinci Yüzyýlda da,her hangi bir anlam, deðer, ahlak sisteminin çerçevesi içerisine yerleþtiremeyeceðimiz olaylar, gerilimler, çatýþmalar, yalnýzlýklar yaþýyoruz. Ýnsanlýðýn dayanabileceði, güvenebileceði, umut edebileceði, hiç bir ahlaki/vicdani yasa deðer sistemi yok. Bu aðýr koþullar içerisinde, bu koþullara müdahale edebilecek bütün imkanlara sahip bulunan Ýslam ve Ýslami irade ise; tarihin içerisinde, tarih sahnesinde deðil, tarihin ve hayatýn dýþýnda yaþatýlýyor. Günümüzde, açýkça itiraf etmeliyiz ki; Ýslam, ruhani/batini bir bilgelik biçimine dönüþtürülmüþtür. Ýslami düþünce hayatýnýn kendisini tekrar etmeye baþlamasýyla birlikte, entelektüel durgunluk-düþüþ-çöküþ ve gerileme dönemlerine girilmiþtir. Bugün, din'i hayat tefsir'e dayalý bilgiler yerine,tevil' e dayalý bilgilerle varlýðýný sürdürüyor. Batýni spekülasyonlarla gizli anlamlar peþinde koþuluyor. Sýradanlaþmalar bir türlü aþýlamýyor. Sýradanlaþmalarý kimse aþmak istemiyor, kimse bu durumdan rahatsýz deðil. Yenilenmeye kapalý, savunmacý bir dini hayat tarzýný sürdürüyoruz. Yüz yýl boyunca ayný metni, ayný eseri, hiç bir biçimde tartýþmaksýzýn, bu metnin/eserin bugün ne anlama geldiðini düþünmeksizin, bu metnin/ eserin yazarýný kutsallaþtýrarak, masum telakki ederek, metin yazarýnýn ilahi ayrýcalýklara sahip olduðunu iddia ederek, dünyayý/ha-yatý/olaylarý/tarihi yalnýzca bu zatýn ufkuyla/birikimiyle sýnýrlandýrarak; bir baþka alime, harekete, yoruma, yaklaþýma kapýlarýný kapatan; bir baþka hareket olup olmadýðýný, bir baþka yorum biçimi olup olmadýðýný hiç merak etmeden, temsil ettikleri yorumu ebedileþtiren cemaatlerimiz var. Bu tür bir yorum ve yaklaþýmla hiç bir þekilde yeni bir baþlangýç yapýlamaz. Bu sýradanlýklarla/alýþkanlýklarla hiç bir alanda bir etki oluþturulamaz, yeni bir inþa gerçekleþtirilemez, hiç bir Ýslami mücadele verilemez. Her alanda statükolar kendilerini tekrar ediyor. Entelektüel üretim yapýlmayýnca entelektüel eylem de gerçekleþtirilemiyor. Baðýmsýz düþünceler, entelektüel çerçeveler, açýlýmlar, geliþtirme iradesi gösteremeyen toplumlar savunmacý dile/tavra mecbur oluyor. Kendi kendisini tekrarlayan yapýlar, düþünceler, toplumlar yeni gerçeklikler karþýsýnda bir varlýk ortaya koyamazlar. Entelektüel, düþünsel yapýlar, yeni gerçeklikleri çözümleyebilecek, yorumlayabilecek bir hareket-lilik ve dinamizm içerisinde olmak zorundadýr.

        Günümüzde insanlýk, hiç bir umuda yer býrakmayan faþizmlerle kuþatýlmýþ bulunuyor. Modern zamanlarda/ egemen ýrkçý ideolojiler, insanlýðý indirgeyici ikili karþýtlýklar içerisine hapsettiler. Ýkili karþýtlýklar sömürgeciliði meþrulaþtýrmak üzere icat edildi. Sömürgecilik sonrasý dönem, toplumlarýmýzýn kolonyal taklitçiliklerle bütünleþtiði dönemler oldu. Sömürgeciliðin mirasý olan katý ideolojik sýnýrlar aþýlamadý.
12 nci yüz yýl boyunca Avrupa, Endülüs Ýslam Medeniyetinden bilgi/bilim/kültür ithal ediyordu. Seçkin Avrupalýlar çocuklarýný eðitim için Endülüs'e gönderiyordu. Endülüsten aldýklarý bilgileri kültürü kendi yerel gerçeklikleriyle bütünleþtirerek hayata geçiren Avrupalýlar bu bilgi, bilim ve kültürle Rönesans ve Reformu gerçekleþtirdiler. Kimi Batýlý tarihçiler, Bizans ve Ýspanyada, Müslümanlarýn geliþini yerli halklarýn çok iyi karþýladýklarýný, Müslümanlarýn yönetimini despot Hýristiyan yöneticilerin yönetimine tercih ettiklerini kaydetseler de; Batý uygarlýðý, Ýslam uygarlýðýndan aldýðý bilimsel, felsefi, hikemi katkýlarý, matematik ve týp alanlarýnda aldýklarý katkýlarý bugün unutmuþ görünüyor. Burada asýl konuþulmasý, tartýþýlmasý ve somutlaþtýrýlmasý gereken soru þudur: Batý uygarlýðýna hayat veren Ýslam uygarlýðý ve Ýslam iradesi tarihten nasýl/niçin ve ne zaman çekilmiþtir? Bu uygarlýðýn ve iradenin tarihe yeniden dönmesi için ne yapmak gerekir? Bu yakýcý sorular üzerinde düþünerek, bu yakýcý sorularýn yanýtlarýný vermek zorundayýz.
Endülüs Ýslam uygarlýðýndan alman katkýlarla yükseliþe geçen Avrupa,17 nci yüzyýlda bilimsel devrimleri, 18 nci yüzyýlda Aydýnlanma'yý, 1780 lerde Ýngiliz sanayi devrimini, 1789 da Fransýz siyasal devrimini gerçekleþtirdi, özellikle sanayi devrimi Avrupa'mý ekonomik açýdan çok güçlenmesine ve Avrupalý olmayan toplumlara tahakkümüne yol açtý. Batý dünyasý sahip bulunduðu teknik ve ekonomik üstünlüðü, ayný zamanda bir kültürel/entelektüel üstünlük olarak da ihraç etmeye çalýþtý. Bu durum, özellikle son ikiyüzyýlda Batý dünyasý ile, Batý olmayan dünya arasýnda yoðun çatýþma ve gerilimlere neden oldu. Toplumlarýmýzýn kültür ithal eden toplumlar olmaktan çýkarak, kültür ihraç eden toplumlar seviyesine çýkarýncaya kadar bu çatýþma ve gerilimler devam edecek. Toplumlarýmýz kendi bünyele-rine uygun olmayan kültürel tarzlarý ithal ettikleri için, sürekli olarak kültürel sarsýntýlar geçiriyoruz. Modern dünyayý ve modern zamanlarý oluþturan kültürel dinamikler, rasyonelleþme ve sekülerleþme, aklýn din'den, din'in akýldan baðýmsýzlaþmasý sonucunu doðurdu. Din'den baðýmsýzlaþan akýl, her tür kötülüðe karþý büyük bir duyarsýzlýk/kayýtsýzlýk sergiledi. Din'den baðýmsýz akýl, tek bilgi biçimi olarak, bilimsel bilgiye yaslandý. Bu durum, insani anlam ve deðerlerin, insani durumlarýn ve yöneliþlerin, bilimsel bilginin ilgi alaný dýþýna çýkarýlmasý demekti. Sýnýrlarý teknik akýlcýlýk tarafýndan belirlenen bilim anlayýþý, insani deðerlere itibar etmedi. Teknik akýlcýlýk tarafýndan desteklenen bilim anlayýþý, ideolojik/ýrkçý akýldýþýlýklarýn tahakkümü karþýsýnda bu akýldýþýlýklara müdahale bir yana, bu akýldýþýlýklarýn aracý haline geldi. Bütün mutlaklara karþý savaþan modern bilim, sonunda kendi kendisini mutlaklaþtýrarak içerisinden çýkamayacaðý derin bir çeliþkiye düþtü Ýnsani varoluþun yalnýzca akla indirgenmesi, insani bütünlüðü: bozulmasýyla sonuçlandý. Kibirli bir bilim zihniyeti insani varoluþun ahlaki/manevi boyutlarýna yabancý kaldý. Yararcýlýðýn tek "deðer" haline gelmesiyle birlikte, toplumlarýmýz, her tür hikmetten, içtenlikten, samimiyetten uzaklaþtý. Yararcýlýk toplumlarý temel insanlýk duygularýna yabancýlaþtýrdý. Bilimsel ve teknik aklýn egemenliði anlamýna gelen modernlik tarihi ideolojik bir tarih haline getirdi. Ahlaki temelleri olmayan ideolojik bir tarih içerisinde gerçekleþen, sýnýrlarý belirsiz bir deðiþim, her toplumda farklý içimlerde bir anarþiye yol açtý. Sekülerleþme, akýlcýlaþma, modernleþme, modern tarihi her tür bilgelikte ve ahlakilikten uzaklaþtýrdý. Ahlaki sýnýrlarý, çerçevesi ve boyutlarý olmayan bir özgürlük anlayýþý modern zamanlarýn putu haline geldi.
Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönem koþullar ne kadar kirli ve bulanýk olursa olsun, rüzgar hangi yönde eserse essin, bizler, Müslümanlar olarak ahlaki baðýmsýzlýðýmýzý korumalýyý Her durumda, her yerde ve her þartta, sadece sorumlu/bilinçli samimi insanlar olarak yaþamalýyýz, insan olarak yaþamalýyýz. Hiç kimse, hiç birimizde bir olaðanüstülük ve aþýrý nitelik vehmetmeye kalkýþmamalý. Sadece ve sadece samimi insani özel-liklerimizle anýlmalýyýz. Ahlaki bir sesi, duruþu, tavrý, yü-rüyüþü temsil çabasý içerisinde bulunmalýyýz. Ýçimizde büyüyen acýlarý soylu dayanýþmalarla azaltabiliriz. Halen karþý karþýya bulunduðumuz karanlýk tarihsel koþullarý aþabilecek bir irade oluþturmanýn yollarýný birlikte bulabiliriz. Hayatý/tarihi/insaný anlamlý ve onurlu kýlan þey direniþtir. Siyonist ýrkçýlýk karþýsýnda içerisine düþtüðümüz siyasal felç/zillet durumu bir kader olamaz. Köleleþerek vazolunamaz, direnerek varolunabilir. Direnerek, insani/ilahi deðerleri/anlamlarý çoðaltabiliriz. Köleleþmek, bütün bilgeliklere, insanlýk onuruna ve ahlakiliðe veda etmek demektir. Herkesin kendi statükosunu korumak için ahlaksýzca sustuðu, kendi çýkarlarý için, hep güçlülerin ve egemenlerin yanýnda yer aldýðý bir dönemde hakikatin sesi olmaya devam etmeliyiz. Kendini ve kendi hizbini beðenmiþlik kadar büyük bir dar görüþlülük olamaz. Kendisini ve hizbini beðenenler, bu konuda eleþtiriye kapalý olanlar baþka akýllara, fikirlere, görüþlere, tecrübelere ihtiyaç duymazlar, bu nedenlede narsist bir dargörüþlülüðe mahkûm olurlar.
Onurlu insanlar, her yerde, her durumda bir yüzlü olurlar, bir sözlü olurlar. Ýnsan, söze verdiði deðerle, deðer kazanýr. Sözlerine sadýk kalmayanlarýn insani yanlarý eksik kalýr. Katý/soðuk/bulanýk/kirli siyasal hesaplarýn dünyasýna mahkûm olmak; hepimizin ahlaki ve vicdani yanýmýza zarar veriyor, hasar veriyor. Katý/kirli siyasal hesaplarýn dünyasýna mahkûm olduðumuzda, korkunç olaylara tanýk olduðumuz halde, normal hayatlarýmýzý sürdürmeye devam edebiliyoruz. Katý/kirli siyasal hesaplarýn dünyasý, adaletten yana olanlarý, direniþten yana olanlarý yalnýzlaþtýrýyor. Siyasal hesaplarýn, siyasal çýkarlarýn dünyasýna mahkûm olmak, bütün içtenliklerin bozulmasý anlamýna geliyor, samimiyetin ortadan yok olmasý anlamýna geliyor. Yeni hiç bir þey üretmeden, yeni hiçbir þey inþa etmeden, koþullarla birlikte sürüklenmek, bir beklentisizlik içerisine girmek, sýkýcý tekdüzeliklerle bütünleþmek; bir bilinç karmaþasýnýn, bir deðerler ve anlamlar karmaþasýnýn sonucudur.


Bu Makale 4420 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

18 Sevvâl 1445 |  27.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Öyle insanlar vardýr ki, hiç bir bilgiye dayanmaksýzýn Allah hakkýnda tartýþýp durur, her azgýn ve hayasýz þeytanýn peþine takýlýr.


( Hacc Suresi - 3)

Bir Hadis

Allah Rasulü (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“..Ramazan ayý öyle bir aydýrki; evveli rahmet, ortasý maðfiret ve sonu Cehennem ateþinden kurtuluþtur...”

Et-Ter ðib, c. 2, s.72

Bir Dua

“Allah’ým! Kötü ahlaktan, nefsânî arzulardan, kötü iþlerden ve ayýp þeylerden beni
uzaklaþtýr.”

(Ýbn Hibbân, Ed’ýye, No: 960)

Hikmetli Söz

Ýki þey ahmaklýða dalâlet eder: Hiç bir sebep yokken gülmek; sormadan haber vermek.

Malik bin Dinar 


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com