Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 93
Toplam 15292886
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Tarihin Sýnavýndan Geçmek
23/10/2009 - 10:11
 
Ýslam toplumlarý, modern zamanlar boyunca, hayatýn her alanýnda, doðrudan hissettikleri meydan okumalara gereði gibi karþýlýklar vermek yerine; pasif bir savunma, içe kapanma, yada geçmiþe sýðýnma durumunu seçmiþler, mevcudu muhafazayý baþarý telakki etmiþlerdir.

Ýslam toplumlarýnda, yeni ve farklý yorumlarýn, çözümleme ve paylaþýmlarýn birlik ve dayanýþmalarý/alýþkanlýklarý bozabileceði, statükolarý sarsabileceði endiþesiyle; Ýslami yorum dondurulmuþ,  içtihad çabasý imkânsýz hale getirilmiþ, bu suretle de bütün statükolara dokunulmazlýk ve süreklilik kazandýrýlmýþtýr. Statükolara dokunulmazlýk ve süreklilik kazandýrýlýnca düþünsel/kültürel/entelektüel çabalara, üretime, hareketliliðe ihtiyaç duyulmamýþ, bu nedenle de karþý karþýya bulunduðumuz meydan okumalara bütüncül-nitelikli yanýtlar verilememiþtir. Toplumlarýmýzda düþünce faaliyetlerinin dondurulmasý, durdurulmasý, sona erdirilmesi, taklitle yetinilmese, þekilciliðin yöntem haline getirilmesi, aklýn iþlevlerinin hafife alýnmasý, insan iradesinin küçümsenmesi gibi nedenlerle tarihsel bir týkanma durumu yaþanýyor. Emperyalizmin her türlüsüne fiilen maruz kalan toplumlarýmýz, statükolarý mutlaklaþtýrdýklarý için, hiçbir deðiþim/dönüþüm arzusu taþýmýyor, hiçbir deðiþim/dönüþüme ihtiyaç duymuyor. Kültürel statükolar deðiþmediði/deðiþtirilemediði için, siyasal statükolarda deðiþmiyor/deðiþtirilemiyor.  
        Modern zamanlar boyunca kendi inanç ve dünya görüþlerine yönelik öz güvenlerini yitiren toplumlarýmýz, bugün, modern gerçeklikle, bugünün gerçekliði ile yüzleþmeye cesaret edemiyor. Ýslam toplumlarýnda hayatýn her alanýný etkileyen konformizm meþruiyet/kutsallýk kazanýnca; koþullar, tarih, ihtiyaçlar, toplumlar deðiþse de yenileme ve yeniden yapýlanma zorunluluðu duyulmuyor. Konformizmi kabul etmek, statükolarý kabul etmek; bu günün tarihinin edilgen nesneleri olmayý kabul etmek anlamýna geliyor. Yenilemeye, içtihad’a ihtiyaç duymayan bir bünyenin edilgen bir nesne olmakla ilgili bir sorununun olmadýðý anlaþýlýyor. Bu vahim durum, Müslümanlar olarak hepimizin algýsal bir arýnmaya, temizlenmeye, algýsal bir bütünlüðe ne kadar çok ihtiyacýmýz olduðunu gösteriyor. Ýnsan aklýný ve iradesini tahrif eden bir gelenek/kültür doðal olarak, aklýn ve iradenin iþlevlerini, belirleyiciliði ve hayatiyeti için yeni bir baþlangýç yapamýyor.
       Her þeyin göreceli hale geldiði bu günün dünyasýnda, her tür ahlaki ilke ve ölçü belirsizleþiyor. Modern zamanlar boyunca kendisini tarihin merkezsine koyan Avrupa, Avrupalý olmayanlarý da  ‘çevre’ ye yerleþtirdi. Çevre tanýmý her tür nitelikten yoksun, aþaðýda olaný ifade etmek üzere kullanýldý, halende yoðun bir biçimde kullanýlýyor. Çevre konumuna mahkûm edilen Ýslam toplumlarý, bu konumlarý sebebiyle her türlü yýkýcý, yakýcý, kirli, yabancýlaþtýrýcý dayatmalara açýk hale getirildi. Çevre koþullarýna intibak etmeleri saðlanan, çevre koþullarýna boyun eðen Müslümanlar Ýslam`ý, hayatýn ve tarihin dýþýnda yaþayan bir tür maneviyatçýlýða dönüþtürdüler. Ýslam`ýn genel kavramlarýndan baðýmsýz bir Ýslami dil/ söylem olamayacaðý unutuldu. Koþullar böyle gerekiyor diye günümüzde Ýslamýn temel kavramlarýndan baðýmsýz hiçbir müeyyidesi bulunmayan bir dil kullanýlýyor. Tevhidi dil, ulusçuluklarýn, mezhepçiliklerin, hizipçiliklerin, aðýr saldýrýlarýna maruz býrakýlýyor. Toplumlarýmýz siyasal anlamda oportünist bir geleneðin etkisi altýnda bulunduðu için, siyasal duyarsýzlýk bir gelenek biçiminde varlýðýný sürdürüyor.
       Ýslam toplumlarýnda kültürel statükolarýn deðiþmemesi, deðiþtirilememesi durumunda, siyasal anlamda hiç bir þeyin deðiþmeyeceðini bilmek/anlamak gerekiyor.
       Kültürel statükolarý deðiþtirebilmek için, entelektüel anlamda bir devrim yaþamamýz, bir devrim gerçekleþtirmemiz gerekiyor.
        Bilincimize, kalbimize, hayatýmýza ayný Ýslami ölçüler hayat verir.  Kalbimizin niteliklerini, derinliklerini yok sayarak bir siyasal akýl/bilinç oluþturamayýz. Siyasal akla, bilince herhangi bir katkýsý olmayacak, siyasal akla ve bilince ihtiyaç duyan kalbi niteliklerin kendi baþýna bir deðer taþýmayacaðýný anlayabilmeyiz. Aklýmýzýn, kalbimizin, hayatýmýzýn her durumda tevhidi bir duyarlýlýða, tavra, tercihe ihtiyacý var. Var olmak demek bir tercihte bulunma iradesine sahip olmak demektir. Var olmak demek farkýnda olarak yaþamak demektir. Ýslam`da birey yoktur gibi bir kolaycýlýðý seçerek bireysel sorumluluklarýmýzý savsaklayamayýz. Kur`aný Kerim bizlere, hiç kimsenin bizim þahsi sorumluluklarýmýzý yüklenemeyeceðimizi ancak kendi içtenlikli kiþisel çaba ve gayretlerimizin ürünlerini/karþýlýklarýný alma istihkakýna sahip olduðumuzu öðretir, bu vesile ile de, her birimizin bireyselliðine vurgu yapar. Cemaat, kiþisel tercihlerinin kiþisel çabalarýnýn kiþisel sorumluluklarýnýn bilincinde olan müminlerden oluþtuðu zaman cemaat olur. Kendi düþünceleri, sorumluluklarý tercihleri olmayan, yalnýzca cemaat liderini taklit eden bireylerin oluþturduðu þeyin adý cemaat deðil sürüdür,  yýðýndýr.
          Günümüz Ýslami cemaatleri, mutlaklaþtýrýlmýþ, ebedileþtirilmiþ, dokunulmaz kýlýnmýþ, statükolara maruz býrakýldýklarý bu statükolarý aþabilecek cesarete, birikime sahip olmadýklarý için her durumda, hep güçlülerin, hep iktidarlarýn ve saltanat sahiplerinin yanýnda yer alýyor. Bu nedenler bu cemaatlerin Ýslami devrimler, devrimci dönüþüm ve inanýþlarý, direniþ düþüncesini, direniþ hareketlerini anlamalarý/ paylaþmalarý mümkün görünmüyor.
          Ýslam toplumlarý, modern/küresel/seküler/liberal etkiler karþýsýnda etkisiz bir sürüklenme durumu yaþýyor. Bu sürüklenme durumu böylece devam edemez. Ýslamýn özgün, vazgeçilmez tevhidi temelleri, tevhidi dünya görüþü, hayat tarzý yeni bir inþa süreci içersinde tarihe ve hayata kazandýrýlarak güncelleþtirilebilir. Bunun için sahip bulunduðumuz tarihsel birikim eleþtirel bir seçicilikle gözden geçirilerek yaþanabilir hale getirilebilir. Ýslam tarihini kendi zamanýmýzýn sorunlarýna cevap teþkil edebilecek þekilde yeniden yorumlayarak, tarihi bir kez daha yaþayabiliriz. Tarihi bir kez daha yaþayabilmek için, bu günün tarihi karþýsýnda sorumlu bulunduðumuz sýnavdan baþarýyla geçebilmeliyiz. Hiçbir sorunu, geçmiþi taklit ederek çözümleyemeyiz. Herhangi bir sorunu çözümleyebilmek için, Ýslamýn bütün zamanlarý kuþatan ruhuna baþvurarak ve bugünün imkanlarýný dikkate alarak çözümlemeler yapabiliriz. Þimdiyi gereði gibi yorumlayamadýðýmýz, çözümleyemediðimiz, deðerlendiremediðimiz takdirde, gelecek için umutlu olamayýz. Ýçerisinde yaþadýðýmýz gerçekliði bütün boyutlarýyla tartýþmaya açýk olmalýyýz. Yüklenmemiz gereken Ýslami sorumluluklarýn bilincinde olduðumuzu iddia edemeyiz. Dar ufuklu hizip/cemaat dili ve söylemiyle bir gelecek bilinci oluþturamayýz. Sorumluluk ufkunu insanlýk ölçeðinde geniþ tutmalýyýz. Ýslami dilin söylemin, bilincin insani dünyalarý, bir bütünlük içerisinde kavuþturarak, bu dünyanýn bütün boyutlarýna iliþkin cevaplarý üretmesi gerekir.
        Aziz Ýslam, aklýmýza, kalbimize, hayatýmýza hayat veren, aklýmýza, kalbimize, hayatýmýza vaziyet eden aklýmýzý, kalbimizi, hayatýmýzý yöneten bir hakikat sisteminin adýdýr.
        Bugün, aziz Ýslam`a ve onun hayatý/tarihi yönetebileceðine iliþkin inancýmýz/güvenimiz sarsýldýðý için koþullara sýðýnýyor, koþullara göre hareket ediyoruz. Modern seküler zamanlara kadar Ýslam koþullara vaziyet ediyor, koþullarý yönetiyor, gerektiðinde deðiþtiriyor, dönüþtürüyordu. Þimdi ise koþullar Ýslam`a ve Müslümanlara vaziyet ediyor.
Ýslam toplumlarýnýn içerisinde yaþadýklarý týkanma,  çürüme,  sürekli geri çekilme, teslimiyetçilik durumlarýný aþmak, yeni baþlangýçlar yapmak, yeni bir hareketlilik ve yeni bir inþa faaliyeti gerçekleþtirmek üzere, etkili tayin edici bir içtihat ortamý/iklimi oluþturmalarý zorunlu hale gelmiþtir. Günümüzde etkili olmayan eski cevaplarý savunmak, eski cevaplarý/çerçeveleri mutlaklaþtýrmak, bu güne özgü çözümlemeler için yeni cevaplar aramaya karþý çýkmak aziz Ýslam ümmetini büyük bir çýkmaza sürüklüyor. Etkili bir düþünsel entelektüel varoluþ, hareket ve hareketlilik ancak içtihatla saðlanabilir.  Gerçekliðin beklentileri, sorunlarý, ihtiyaçlarý her gün deðiþiyor. Bu durum yeni kadrolarý, yeni çözümleme biçimlerini,  yeni yeteneklerin ortaya çýkmasýný gerektirir. Tekdüze gerçeklikler, basmakalýplýklar içerisinde hayatýmýzý sürdüremeyiz. Ýçerisinde yaþadýðýmýz zamaný ve dünyayý etkileyemeyen, içerisinde yaþadýðýmýz zamanýn ve dünyanýn dikkatini çekemeyen bir kültür, geçmiþi efsanevileþtirerek hiçbir yere varamayýz. Eski metinler, bütün eleþtirel bir yoruma tabi tutulmasý kadar doðal bir yaklaþým olamaz. Geçmiþ, bu gün ve gelecek ilgisini bir ölçü ve denge içerisinde yaþatmak gerekir. Müslümanlar, farklý düþünme yorumlama biçimlerine müsamaha göstermeyen aþýrýlýklarý yüzünden birbirleriyle yabancýlaþýyor. Cemaatler birbirlerini anlamaya/paylaþmaya çalýþmak yerine, kendi yorumlarýný diðerlerine dayatmaya çalýþýyor. Dünya nimetlerine ve hazlarýna yönelik ölçüsüz/aþýrý baðýmlýlýk ve ilgi Müslümanlarý erdem ve bilgeliklerden uzaklaþtýrýyor.
         Ýslami bir mücadele ahlaki bir dünya inþa etme mücadelesidir, ahlaki saðlýðýný yitirmiþ ahlaki bir duyarsýzlýk içerisinde bulunan Müslümanlarýn Ýslam adýna yürüttükleri çabalardan bir sonuç beklenemez. Ahlaki bir toplum oluþturabilmemiz için siyasal bir düzene ihtiyacýmýz vardýr. Siyasal bir düzeni gerçekleþtirebilmemiz için, takvayý toplumsal alana taþýmak, toplumsal alanda yaþatmak ve toplumsal hayatýn her safhasýnda görünür kýlmak gerekir. Günümüzde Müslümanlar, Müslümanlarýn hayat hakkýna saygý duymayan, Müslümanlarýn inançlarýna ve onurlarýna saygý duymayan ve bütün bir yeryüzünü her anlamda fesada düþüren bir sistemin tahakkümü altýnda bulunuyor. Ahlaki ve vicdani kaygýlarý bulunmayanlar her tür kötülüðü, her tür bayaðýlýðý, her tür hayâsýzlýðý gerçekleþtirebiliyor. Dinin mutlaklýðýna karþý çýkanlar bu gün ideolojilerini kimliklerini ýrklarýný mutlaklaþtýrýyor. Bilimsel-endüstriyel geliþme ve dünya görüþü hayatýn bütün boyutlarýnýn kirlenmesiyle, kirletilmesiyle sonuçlandý. Ýdeolojik/ýrkçý canavarlýklarýn kendisine rahatlýkla yer bulabildiði bu çaðýn engin bilgeliklere ihtiyacý var.
         Modern dünyanýn tahakküm edici egemenliði karþýsýnda Müslümanlar, yenilmiþlik psikolojisinin bir tezahürü olarak batý dünyasýnýn onaylayabileceði, modern fesat sisteminin kabul edilebileceði bir Ýslam algýsý doðrultusunda uzlaþý yaklaþýmlarý geliþtiriyor.  Sözünü ettiðimiz uzlaþý yaklaþýmlarý, uygulamalarý giriþimleri; Ýslam toplumlarýnda tarihsel statükolara raðmen varlýðýný sürdüren direniþ kültürünü etkisiz kýlmayý, direniþ kültürünü ‘terörizm’ ile eþitlemeyi amaçlýyor. Ýslam toplumlarýnda hicri üçüncü yüzyýldan itibaren durdurulan siyasal muhalefet ve direniþ faaliyetleri, siyasal otoritenin her durumda dokunulmaz kýlýnmasý sonucunu doðurmuþ, bu geliþme, her duruma müsamaha ile bakmayý mümkün kýlan siyasal bir oportünizmi doðurmuþtur. Bütün bu nedenlerle günümüzde, özelliklede Türkiye`de Ýslami cemaatler gelenekçi, muhafazakâr özellikleri sebebiyle, direniþ kültürüne, direniþ mücadelelerine karþý çok mesafeli çok soðuk bir tavýr sergilemektedir. 
Ahlaki bir dünya inþa etmek, ahlaki sorumluluklar almak suretiyle mümkün olabilir. Hayatýn her alanýnda takva ile sorumluluk duygusuna birlikte sahip olunmalýdýr. Sorumsuz insanlarýn, sorumsuz cemaatlerin/topluluklarýn takvasýndan söz edilemez. Direniþ kültürüne, direniþ mücadelesine kapalý bir Ýslami cemaat düþünülemez. Birbirlerinin etkinliklerine kayýtsýz kalan cemaatlerin bencillikleri maruz görülemez. Her cemaat bir alýþkanlýða dönüþtürdüðü özel yorum ve yaklaþýmlarýný meþru ve dokunulmaz sayýyor. Karþýsýna çýkan her yeni fikri, her düþünceyi ve yorumu þüphe ile karþýlýyor. Farklý düþünce ve yorum sahiplerine de ‘ þüpheli’ muamelesi uyguluyor.
         Tevhid`in, din`i anlamda kuramsal bir çerçevede konuþulduðu, toplusal/siyasal anlamda konuþulmadýðý, yaþanmadýðý bir dönemden geçiyoruz. Ýlahi var oluþun, hakikatin, hayatýn bütünlüklerinin bozulmasý, parçalanmasý, bu bozulma ve parçalanmalarýn normal karþýlanmasý sebebiyle ‘þirk’ bir hayat tarzý haline geliyor. Bu parçalanmalar nedeniyle, kaybettiðimiz bütünlükler nedeniyle, tarihin sýnavýndan geçen davranýþlar, duruþlar gerçekleþtiremiyoruz. Var oluþun/hayatýn anlam ve amacýný yok sayan bir maddileþme ihtirasý hepimizi kuþatýyor. Bu kuþatma Ýslami ve insani yanýmýzý azaltýyor. Hesapçý akýl alanýna geçen, para tarafýndan baþtan çýkarýlan dostlarýmýz /arkadaþlarýmýzla haberleþmeyi/konuþmayý/dayanýþmayý/iliþki kurmayý baþaramýyoruz. Nitelikli hayatlar yaþamadýðýmýz, için maddeci içgüdüler tarafýndan engelleniyoruz. Müslüman olarak, ufkumuzu ezeli ve ebedi bilgelikler ahlaki mükemmellikler belirliyor olsaydý, maddi ihtiraslara boyun eðmeyecektik. Ýslami baðýmlýlýklar tevhidi temeli olan baðlýlýklar olmaktan çýkýyor, kiþisel baðlýlýklara dönüþüyor. Müslüman kitleler islamýn evrensel ilkelerini anlamak ve anlatmak yerine, cemaat liderlerinin mitolojilerini anlatýyor, yaþatýyor. Bilinçsiz kitleler bu mitolojiler aracýlýðýyla sömürülebiliyor. Ýnsani erdemlerin yerini maalesef ulusal etnik aidiyet asabiyeti alýyor. Ýnsani erdemler hayatýmýzdan çekilince hayatýn deruni/ niteliksel boyutlarý yok oluyor. Etnik asabiyet ve baðnazlýk sebebiyle ortak insanlýk fikrini esas alan Ýslami esaslara yabancýlaþýyoruz. Allah’ýn (c.c) hidayetinin evrensel bir barýþ olduðunu, hidayetin hiçbir halkýn, toplumun inhisarýnda olmadýðýný unutuyoruz.        
        Müslümanlar olarak hepimiz çok yoðun bir biçimde ahlaki bir özeleþtiri yapabilmeliyiz. Eleþtirel bir hareket baþlatabilmeliyiz. Medyatik güncelliklerle sýnýrlý ilgiler içerisinde kalamayýz. Ýnsanýn kendi yetersizliklerinin de bilincinde olmasý gerekir. Çevremizde kaygýsýz bireysel varoluþlarýn, edilgen kayýtsýzlýklarýn çoðaldýðýný görmeliyiz. Bencilliklerin, hizipçiliklerin, ýrkçýlýklarýn, maddi ihtiraslarýn, kayýtsýzlýklarýn, insaný en mükemmel yeteneklerini tahrip ederek, insaný çok aþaðýlýk konumlara sürüklediðini fark etmeliyiz. Bencillikler, maddi ihtiraslar, hizipçilikler, ýrkçýlýklar, ahlaki bilincimizi, ahlaki var oluþumuzu ciddi bir biçimde kirletiyor, bozuyor. Ebedi/evrensel gerçekliðin bilgisinden, bilincinden, ahlakýndan uzaklaþýyoruz. Ýslami çevreler olumsuz yönde, liberalleþme yönünde deðiþiyor. Kuraný Kerimin ýþýðýnda yeni ufuklar açmamýz, Ýslami bilim/sanat/siyaset/ felsefe/hikmet alanlarýnda günümüz dünyasýna hitap edecek eserler vermemiz, etkili akýmlar oluþturmamýz gerekirken, geçmiþe iliþkin öyküler üzerinde spekülasyonlar  yapmaya devam edebiliyoruz. Geçmiþi bütünüyle geçmiþe hapsedemeyiz. Geçmiþin bu gün üzerindeki etkilerini dikkate alabilmeliyiz. Geçmiþin bu gün üzerindeki etkisi, Müslümanlarý teslimiyet alanlarýna sürgün etmek olmamalý.
 


Bu Makale 4399 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ey iman edenler, akitleri yerine getirin. Ýhramlý iken avlanmayý helal saymaksýzýn ve size okunacaklar dýþta tutulmak üzere, hayvanlar size helal kýlýndý. Þüphesiz Allah, dilediði hükmü verir.

( Mâide sûresi - 1)

Bir Hadis

Ali Ýbnu'l-Huseyn, Ebu Hureyre (radýyallahuanh)'den naklediyor:
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kiþinin malayani þeyleri terki Ýslam'ýnýn güzelliðinden ileri gelir."



Tirmizî, Zühd 11; Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 3

Bir Dua

“Allah’ým! Bize imaný sevdir, kalplerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itatsizliði ve isyaný sevdirme, kerih göster, bizi doðru yolu bulanlardan eyle.”

(Hâkim, Deavât, No: 1868)

Hikmetli Söz

Cennet cömertlerin cehennem câhillerin yeridir.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com