Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 460
Toplam 15293253
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK
28/06/2012 - 12:43
 
Bugünün dünyasýnýn gerçeklerini teþhis/teþrih et­mekle, bu gerçeklere boyun eðmenin çok farklý þeyler oldu­ðunu söylemeye çalýþýyoruz.

 

Ýçerisinde yaþadýðýmýz gerilim ve belirsizlik döne­minde, Müslümanlar olarak karþý karþýya bulunduðumuz olaylarý, ta­rihsel, kültürel, siyasal baðlamlarýndan kopararak deðerlendireme­yiz. Günümüzde Ýslami toplumlarýnda, özellikle de Arap-Ýslam toplumlarýnda, üzerinde yeteri kadar durmadýðýmýz yeni bir geliþme/deði­þim yaþanýyor. Bu toplumlar Ýslam aracýlýðýyla deðil, “sivil top­lum” ve “demokrasi” söylemi aracýlýðýyla dönüþtürülüyor. Sözünü ettiðimiz dönüþümle ilgili olarak, pek çok Batýlý vakýf-enstütü-düþünce kuruluþu-araþtýrma merkezi yýllardýr yoðun bir biçimde “siyasal liberalleþme” ve “sivil toplum” projesi yürütüyor. Proje, Ýslami partileri, hareketleri etkisizleþtirmek, marjinalleþtirmek yerine; bu partileri destekleyerek, seçim yoluyla iktidara gelme­lerine “izin” vermek biçiminde yürütülüyor. Buradan anlýyoruz ki; toplumlarýmýzda “demokratik” süreçler de, sömürgecilerin izinleri­ne tabi tutuluyor.

Ýslam toplumlarý, Ýslami cemaatler, partiler, hareket­ler; Ýslami zeminde düþünceler/eylemler/inþa’lar gerçekleþtireme­dikleri içini; bu konuda zihinsel yetersizlik, bilinç yetersizliði içerisinde bulunduklarý için, bitip tükenmeyen, düþünsel/kültürel/ siyasal/askeri aþaðýlanmalara katlanmaya devam ediyor. Emperyal sömürgeci zulüm özellikle zihinsel planda etkisini/müdahalesini sürdürüyor. Sömürgeci zulmün zihinsel iþleyiþi karþýsýnda her na­sýlsa hiç bir çözüm üretme iradesi ortaya koyamýyoruz. Bu defa, Ýslam;   maalesef Müslümanlar tarafýndan dýþlanýyor. Ýslamýn karþý karþýya bulunduðu aþaðýlanma, yozlaþma, yabancýlaþma karþýsýnda Ýslami çevreler büyük bir kayýtsýzlýk, duyarsýzlýk sergiliyor. Ýslamýn merkeziliði ve evrenselliði inancý ciddi bir biçimde sav­saklanabiliyor, Ýslamýn asli niteliklerinden ve tevhidi yörünge­sinden uzaklaþtýðýmýzý farketmiyoruz. Kiþisel dindarlýklar, aile dindarlýklarý, hizip dindarlýklarý ile yetinebiliyoruz. Din dili, romantik mistikleþtirme zemininde gerçekleþiyor. Bütün durumlara alýþtýðýmýz için, alýþtýrýldýðýmýz için, hiç bir anormallik bizle­ri rahatsýz etmiyor. Zihinsel köleleþme, kendilerine ait inanç ve düþünceleri olmayanlarýn kiþiliklerini de yok ediyor. Kendilerine ait özgün/baðýmsýz düþünce ve tercihleri olmayanlar hiç bir þey üretemiyor, yapamýyor; baþkalarýnýn ürettiklerine, yaptýklarý­na öykünüyor, onlarý tüketiyor. Düþünce hayatýmýz, edebiyat hayatýmýz, kültürel hayatýmýz daha çok suya sabuna dokunmayan konular etrafýnda yoðunlaþýyor. Her konuda, ancak, eleþtiril­mesi halinde sorun çýkarmayacak konularý eleþtirebiliyoruz, Ýslami cemaatler yüz kýzartýcý, utanç verici oportünizm hika­yeleri biriktiriyor. Ýslami cemaat olarak bilinen cemaatlerin, küresel/emperyal iktidarýn çýkarlarýna hizmet eden yorumlar, davranýþlar, konumlar, iliþkiler içerisinde bulunmasý; bütün bu iliþkileri “hoþgörü” diliyle meþrulaþtýrmaya çalýþmasý, ka­yýtsýz kalýnmasý mümkün olmayan çok büyük bir inhiraftýr. Bu cemaatler, cemaat liderinin düþünceleriyle sýnýrlý tek tip bir düþünce, tek tip davranýþlar dünyasýna kapanarak, bu dün­yayý kutsallaþtýrarak milli bir Müslümanlýk oluþturmaya çalýþý yor, Türkiye’ye özgü çözümlemeler geliþtiriyor. Cemaatler, men­suplarýný farklý bir þey düþünemeyen, düþünmeye cesaret edeme­yen bir örnek otomatlara dönüþtürüyor. Her otomat, büyük kalabalýðýn, küçük bir parçasýna dönüþüyor. Cemaatler de moda'ya uy­ma konusunda çok yetenekli olduklarýný kanýtlýyor. Liberal za­manlarla uyumlu, liberal kültüre, hayat tarzýna karþý “hoþgö­rülü” olan cemaat, merkezden sürülenlerin yanýnda olmak, on­larla birlikte görünmekten çok korkuyor. Merkezde bulunan­lara öykünerek, onlarý tebcil ederek, onlar tarafýndan tebcil edilmeyi bekliyor. Hayatlarý bütünüyle imajlarla oluþturulan cemaat liderleri, kamusal bir fetiþ haline geliyor. Ýslami bütüne yabancýlaþan, Ümmet kaygýsý taþýmayan cemaat, aynen Amerika ve Ýsrail gibi Ýslamcýlýðý, Ýslamcý mücadeleyi bir patoloji olarak görüyor.

Seküler düþüncenin, seküler yasalarýn, seküler kurumlarýn, seküler hayat tarzýnýn belirleyici olmaya devam ettiði bir dünyada/hayatta/toplumda, Ýslami aidiyetlerimizin, tercih­lerimizin, uðraþlarýmýzýn ne anlama gelebileceðini konuþmuyor ve tartýþmýyoruz. Her þeyin Batý ölçüleriyle ölçüldüðü bir dün yâda, aziz Ýslam'da Batý ölçülerinin sýnýrlarý içerisine soku­luyor, yani seküler sýnýrlar içerisine çekiliyor. Seküler bir zihin için, dinin, hayatý/tarihi biçimlendirebilecek, belirle­yici bir güç olmasý kabul edilebilir deðildir. Toplumlarýmýz­da gerçekleþen ayaklanmalarýn, isyanlarýn niteliðini ve yörün­gesini teþrih etmekte güçlük çekiyoruz. Ortadoðu'da “Arap Baharý” olarak tanýmlanan süreçte, liberal-demokratik em­peryalizm, Müslüman unsurlara cephe almak yerine; özellikle genç kuþaklarý kendi dünya görüþüne kazandýrma yolunu seçti. Genç kuþaklar bu süreçlerle birlikte liberal/demokratik ala­na dâhil oldular.

Ýçerisine kapandýðýmýz eski kliþeler, karþý karþýya bulunduðumuz yeni geliþmeleri saðlýklý bir biçimde deðerlendirme konusunda yetersiz kalýyor. Ýçerisinde bulunduðumuz baðlamý, yöntemi, ufku yeniden tanýmlayabilmeli, kapsamlý bir farkýndalýk oluþturabilmeliyiz. Günümüzde de görülebileceði üzere, hiç bir ülkede/toplumda neoliberal-seküler-demokratik söyleme, dayatmaya, baskýya, homojenleþtirmeye, artýk hiç kimse karþý çýkmýyor, bu dayatmalara karþý kimse isyan etmi­yor, Ýslami baðlamda zihinsel yýkýmýn ne kadar derinleþti­ðini farketmiyoruz. Küreselleþme karþýsýnda toplumlarýmýz baðýmlý hale geliyor, evcilleþiyor. Çeliþkili, bulanýk, sorunlu düþünce yapýlarý arasýnda gidip geliyoruz.

Bizler, neoliberal özgürlükler istemiyoruz.

Ýslami özgürlükler istiyoruz.

Bugünün dünyasýnýn gerçeklerini teþhis/teþrih et­mekle, bu gerçeklere boyun eðmenin çok farklý þeyler oldu­ðunu söylemeye çalýþýyoruz.

Bizler, kendimizi Allah'ýn (c.c.) istediði doðrul­tuda dönüþtürerek, Ýlahi baðýþlara mazhar olabilecek nitelik­lerle güçlendirdiðimizde, muktedirler/müstekbirler karþýsýnda Ýlahi yardýma hak kazanacak, Ýslami onurla onurlandýrýlaca­ðýz. Ýlahi mazhariyete istihkak kazandýðýmýzda hiç bekleme­diðimiz ve umut etmediðimiz bir anda tarih bize yardým ede­bilir. Tarihin bize yardým etmesini istiyorsak, bizler de aziz Ýslam'a yardýmcý olmalýyýz. Ýmkânsýzlýklar önce bizim zihnimizde ve kalbimizde baþlar. Allah’a gereði gibi yönel­diðimizde, gereði gibi hazýrlandýðýmýzda, gereði gibi dav­randýðýmýzda ilahi imkânlar ve umutlarla buluþabiliriz. Ken­dimizi, dünyanýn muktedirleri/müstekbirleri karþýsýnda ezik, pasif, edilgin, çaresiz, umutsuz bir þekilde konumlandýrmamalýyýz. Bu tür bir konuklanma bize hiç bir çýkýþ yolu býrakmaz, bu tür bir konumlanmanýn sonu köleliktir. Ýslami onurumuz ve özgürlüðümüz her türlü pragmatiz­min, her türlü oportünizmin üzerindedir.

Yapýsal sorunlarýmýzýn kaynaðýnda kayýtsýzlýklarýmýz ve sorumsuzluklarýmýz vardýr.

Hiç kimsenin bizim adýmýza bir sorumluluk yüklenemeyeceðini hatýrlamalýyýz. Ýslam nezdinde, hâþâ, her þeyi bilen, gören, her þeyi bildiðine inanýlan hatasýz kimseler yoktur. Cemaat liderlerinin efsanevileþtirilmeleri, kahramanlaþtýrýlmalarý, kutsallaþtýrýlmalarý Ýslami olmadýðý gibi insani ve ahlaki de deðildir. Laikleþtirilmiþ bir hayatýn içerisinde, laikleþtirilmiþ bir toplumun ve siyasetin içerisinde, Ýslami bir bütünlük içerisinde yaþayabileceðimizi zannetmek çok büyük bir yanýlsamadýr. Ýslam ile sekülerizmin, liberalizmin, kapitalizn yan yana gelmeleri, getirilmeleri, birbirleriyle uzlaþtýrýlmalarý, bir sentez oluþturmalarý kabul edilebilir, temellendirilebilir. Ýzah edilebilir, meþru sayýlabilir bir durum deðildir Bilmek gerekir ki; Ýslam hiç bir milliyete ait deðildir, hiç bir coðrafyaya ait deðildir. Bugün söylemlerimizle, eylemleri­miz arasýndaki uzaklýk büyüyor. Ýslami eðitimin bir bütünlük içerisinde gerçekleþtirilemediði bir dünyada, Ýslami bir top­lumdan söz edemeyiz. Ýslami deðiþimin, Ýslami eðitimle, öðretimle, terbiyeyle, bilinçle baþlayacaðýný unutmamalýyýz. Kur'aný Kerimin nasýl okunacaða, nasýl anlaþýlacaðý konusunda teknik anlamda bitip tükenmek tartýþmalar yaptýðýmýz için, Kur'aný Kerim'in nasýl uygulanacaðý konusu hiç gündemimize girmiyor.

Bugünün dünyasýnda Müslümanlar olarak ne ifade edi­yoruz sorusuna samimi/dürüst yanýtlar bulabilmeliyiz.

Bugünün dünyasýnda etkili deðilsek ki, deðiliz bu Ýslamýn bizim kiþisel hayatlarýmýzda gereði gibi etkili olmamasýndan kaynaklanýyor.

Ýslam bizlerin kiþisel hayatýmýzdan uzaklaþtýkça, toplumsal hayatýmýzdan da uzaklaþýyor.

Zihinsel sömürge durumunu devam ettiren halklarýn, toplumlarýn bir milli marþa, bir bayraða sahip olmalarýnýn ne anlama geldiði konusunda ciddi bir biçimde düþünmemiz gerekir.

Ýslam bir irade halinde tarihe çýkmýþ, tarihi dönüþ­türmüþtür. Müslümanlar bu iradeyi yitirdikleri için, bugün modern-seküler tarih tarafýndan dönüþtürülüyor.

Ýslamýn tek boyuta indirgenmesi, tarihle/siyasetle, dünya ile ilgilenmeyen bir yaklaþýmla sýnýrlandýrýlmasý, sembolik ve batini anlamlarýn meþrulaþtýrýlmasý, toplumsal içerik üretmeli yerine, mistik/geleneksel akla kapanmasý, Müslümanlarý aþýlmasý güç bir konformizme sürükledi

Ýlahi irade, ilahi hikmet ve anlamlar/deðerler bizler bunlarý gerçeðe dönüþtürelim için, bizlere teklif edilmiþtir. Amellerimiz, imanýmýzýn somut bir yansýmasýdýr. Ýmanýmýz gerçek olduðunda, amellerimiz de gerçek olacaktýr.

Geçmiþi etkin bir güç olarak yaþatmakla, bir anýlar malzemesi olarak yaþatmak birbirinden çok ayrý þeylerdir. Her hangi bir nedenle geçmiþe bir dokunulmazlýk kazandýrmaya çalýþmamalýyýz Eleþtirel bir tarih yaklaþýmýna sahip olabilmeliyiz. Tarih kahra­manlýk öyküleri anlatmaktan ibaret bir alan deðildir. Tarih, antikacýlý yapmak demek deðildir. Batýlýlarýn “tarih bitti” iddialarýný geçersiz kýlabilecek bir entelektüel-zihinsel irade ortaya koyabi­liriz. Etkili bir düþünce sistemi oluþturarak Ýslami bütünlüðü ye­niden oluþturabiliriz. Zihinsel bir irade oluþturamadýðýmýz takdirde, düþünce dünyasýný sarsamayýz.

Ýnsanýn sorumluluðu kendi eylemleriyle tanýmlanýr.

Popüler güncel baðlamýn sýnýrlarýný aþabilecek bir ilgi alaný açabilmeliyiz. Her yeni merak, her yeni keþif, yeni þeyler öðrenmemizi saðlar. Her alanda umutlarýmýzý somutlaþtýrabilmemiz için, öncelikle Müslüman aklýn sömürgelikten ve içerisinde bulun­duðu krizden kurtarýlmasý gerekir. Yenilenme köklerden kopuþ anla­mýna gelmez. Sömürgecilik çaðý devam ederken, ütopyanizme ve romantizme sýðýnamayýz.

Ezoterik ve gnostik bir dini yaklaþýmla/yorumla, düþün­ceyle hiç bir insanlýk sorunu çözümlenemez.

Bir deðer-anlam-inanç sistemini bir bütünlük içerisinde uygulayabilmek ve sürdürebilmek için, pek çok fedakârlýðý göze al­mak gerekir.

Bugün bütün toplumlarda Müslümanlar dýþardan gelen her etkiye açýk durumdalar. Bizler her þeyden etkileniyoruz, ancak ne yazýk ki kimseyi etkileyemiyoruz. Sömürgeci akýl, Ýslam toplum'larýna özgü bütün gerçeklikleri tahrif ediyor. Avrupa, nasýl olma­mýzý, nasýl siyaset yapmamýzý, hangi kavramlarý/ölçüleri öne çý­karmamýzý, hangi modeli uygulamamýzý istiyorsa, Müslümanlar da ne yazýk ki o doðrultuda hareket ediyor. Bizler, hangi konuda ne yapmamýz gerektiðini, hep onlar dayatýyor.

Eleþtirel yeteneklerimizi kaybettik, ya da eleþtirel yeteneðe hiç bir zaman sahip olamadýk.

Hep geçmiþte yaþadýðýmýz için, kendimizi yenileyemediðimiz için kendi kendimizi taþralýlaþtýrdýk.

Dayatma yoluyla, öykünme yoluyla toplumlarýmýza kazan­dýrýlan sömürgeci kültür, bugün, Türkiye’de de yaþanýldýðý üzere büyük ölçüde toplumsal bir zemin kazanmýþtýr. Toplumla­rýmýzda modern-seküler kültür yabancý kültür muamelesi gör­müyor. Üzerimizde uygulanan modern-seküler-liberal iktidar Ýslami düþüncelerimizi, eylemlerimizi, ufkumuzu sýnýrlandýrý­yor, kuþatýyor, çarpýtýyor. Bu iktidar özellikle, Müslümanlar­la ilgili olarak çok farklý bir dünya oluþturuyor, bu dünyayý Batýlý dünya görüþünden, hayat tarzýndan çok daha aþaðý bir konuma yerleþtiriyor. Hayatýn her alanýnda modern-seküler iktidar tarafýndan kontrol ediliyoruz. Hep sömürgecileri suçladýðýmýz için, kendi aþýrýlýklarýmýzý, çarpýklýklarýmýzý, taþralýlýklarýmýzý, hizipçiliklerimizi, bencilliklerimizi, mezhep çi/cemaatçi takýntýlarýmýzý görmüyoruz. Nasýl bir dünyada ya­þadýðýmýzý, bu dünyada nasýl düþünmemiz gerektiðini, ne tür çözümlemeler yapmamýz gerektiðini, nasýl hareket etmemiz gerek tiðini, nasýl eylemde bulunmamýz gerektiðini, neler üretmemiz gerektiðini bilmiyoruz. Gerçekçi analizler üzerinde çalýþmak yerine, romantik/amatör analizler yapýyor, bu analizler teme­linde ucuz/bayaðý tartýþmalar yapýyoruz. Mezhepçi önyargýlar, mezhepçi/partizan karþýtlýk duygularý içerisinde cereyan eden tartýþmalardan bir sonuç çýkmayacaðýný düþünmüyoruz. Analitik akýl yerine, mezhepçi aklý ikame ettiðimiz için acele sonuçlar çýkarma telaþý içerisindeyiz. Ciddi çözümlemeler yapma yetene­ðine sahip olmayanlar, haksýz suçlamalara kolaylýkla yönele­biliyor, yanlýþ öngörüleri sahipleniyor. Zihinlerimizin emperyal haber tekellerinin yorumlarýna mahkûm olmasý, zihinsel bir karmaþaya neden oluyor. Her türlü propogandadan çok kolay et­kileniyoruz.

Ýslam toplumlarýnda büyük altüst oluþlar Batýlýlaþma ile baþladý. Günümüzdeki ayaklanmalar, isyanlarda büyük ölçü­de Batý'dan esinlenen genç kuþaklarýn öncülüðünde gerçekleþi­yor. Her Batýlýlaþma/modernleþme giriþimi/toplumlarýmýzýn gelecek ufkunu kapattý. Ulus-devlet modelini kabul etmek, laik milliyetçilikleri kabul etmekle sonuçlandý.  Napolyon'un1798 de, Aydýnlanmayý temsil eden bilim adamý, sanat adamý, fel­sefe adamý, düþünce adamlarýndan oluþan 165 kiþilik bir kadro öncülüðünde Mýsýr'ý iþgali ile birlikte, Arap-Ýslam dünyasý her alanda sömürgecilerin ilgi ve denetim alaný içerisine girdi. Ye­rel tarihlerin, yerel siyasetlerin, yerel kültürlerin neden oldu­ðu farklý Ýslami yorumlar sebebiyle günümüzde ne yazýk ki, Ýslami bütünden söz edemiyoruz. Müslüman halklar çok milletli duygusal bir bütün teþkil ediyor. Sözünü ettiðimiz duygusal bütün, örgüt­lenme yeteneðine sahip olmadýðýmýz için, Ümmet'e dönüþtürülemiyor. Ümmet olabilmek için, ortak zihne, ortak bilince, ortak uf­ka sahip olanlarýn ulusal sýnýrlarý aþarak ortak bir sorumluluk alanýnda buluþmalarý gerekir. Müslümanlar olarak tarihsel konu­mumuzun ve sorumluluklarýmýzýn bilincine vardýðýmýzda iyimser olabiliriz. Konformizmin, statükoculuðun, muhafazakârlýðýn ya­nýltýcý iyimserliklerine itibar etmemeliyiz.

Büyük bir yýkýmlar çaðýnda var olabilmek için önce­likle içerisinde bulunduðumuz özgüven zaaflarýný gidermenin yol­larýný bulabilmeliyiz.

Akýþkan bir dünyada, statükolarý korumaya devam ede­meyiz, duraðanlýðý savunamayýz.

Küresel çapta olup bitenler karþýsýnda daha çok bilgiye sahip olabilmeliyiz.

  Taþra'ýn sürekli olarak kendisini tekrar ettiðini hatýrlamalýyýz.

   Hiç bir þekilde vazgeçemeyeceðimiz, geciktiremeyeceðimiz, savsaklayamayacaðýmýz sorumluluklarýmýzý eksiksiz bir biçimde yerine getirme kararlýlýðý içerisinde bulunmalýyýz. Bizler, Müslümanlar olarak ne doðu'ya, ne de batý'ya aitiz. Ýnsanlýðý ilgilendiren bütün temel sorunlar ilgi alanýmýz içe­risindedir.

Ýnsani dünyalarýn, ahlaki dünyalarýn, adil dün­yalarýn çöküþünü hazýrlayan, çöküþüne katkýda bulunan neoliberal-seküler kültür karþýsýnda, birlikte varoluþu gerçekleþtiren bilgeliði yeniden keþfedebiliriz, hayata kazandýrabiliriz.


Bu Makale 4423 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ýþte bu, onlarýn cezasý olan cehennemdir. Küfür üzere olmalarý, âyetlerimi ve Resullerimi alay konusu edinmeleri sebebiyledir.


( Kehf sûresi - 106)

Bir Hadis

Ebû Saîd el-Hudrî radýyallahu anh’dan rivayet edildiðine göre,

Hz. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:

“Cihadýn en faziletlisi, zâlim sultanýn karþýsýnda hakký ve adaleti söylemektir.”


(Ebû Dâvûd, Melâhim 17; Tirmizî, Fiten 13)

Bir Dua

“Allah’ým! Senden hayýrlý olan iþleri yapmayý, aklýn ve dinin çirkin gördüðü þeyleri terk etmeyi ve fakirlerin sevgisini istiyorum.”


(Mâlik, Duâ, No: 508)

Hikmetli Söz

Gönlünde Allahü Tealanýn aþkýný taþýyanlar dünya ile tamamen alakalarýný kesmiþlerdir. Bunlar halk içinde Hak ile olurlar. Bir an Allahü Tealayý unutmazlar.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com