Amerika, petrol çýkarýlan bölgelere intikal için, günümüzde olduðu gibi askeri müdahaleler, iþgaller gerçekleþtiriyor. Petrol, emperyalizm için her zaman hayati bir önem taþýyor. Biçimsel bir baðýmsýzlýk içerisinde bulunan Ýslam ülkeleri, emperyalist/kapitalist çýkar savaþlarý için çok elveriþli bir konumda bulunuyor.
Günümüzde, Ýslam ülkeleri, ekonomik/politik çýkar oyunlarýnýn nesnesi haline getirilmiþtir. Ýslam dünyasý ülkeleri, dolaylý yönetim biçimleriyle yönetiliyor. Görünüþte, biçimsel olarak yerel unsurlarýn yönettiðini görüyoruz, ancak, Amerika''nýn bilgi ve onayý olmaksýzýn bu ülkeler bir irade ortaya koyamýyor.
Sanayi devrimi, endüstriyel devrim, militarizmin ve silahlanmanýn sýnýrsýz yükseliþine zemin hazýrladý, savaþ teçhizatý konusunda olaðanüstü imkanlara sahip oldu. Günümüzde, küresel ekonominin ideolojikleþmesi/politikleþmesi, militarizmin ekonomik çýkarlarýna hizmet ediyor. Silah endüstrisinin, savaþ ekonomisinin her durumda/her zaman yeni düþmanlara ihtiyaç duyduðunu görüyoruz. Kapitalist kültür, yaðmacý güdüleri ve sýnýrsýz açgözlülüðü besliyor, büyütüyor.
Ýdeolojik katýlýklar ve taþlaþmýþlýklar her toplumda insani duyarlýlýklarý öldürüyor. Kültür ve uygarlýk yapýlarýndan köklü bir kopuþ yaþýyoruz. Ýdeolojik þiddet, bireylerin ve toplumlarýn düþünce yeteneklerini yitirmelerine neden oluyor. Bireyler, toplumlar hissizleþtirildikleri, duygusuzlaþtýrýldýklarý için, siyasal felaketler, insani felaketler sýradanlaþýyor. Hem yerel planda, hem de küresel planda sýk sýk travmatik müdahalelere maruz býrakýlýyoruz. Nerede olursa olsun, her homojenleþtirme ve tektipleþtirme giriþimi büyük bir paranoya ve büyük bir faþizm demektir. Farklýlýklarý göz ardý eden her anlayýþ faþizme hizmet eder. Bizler Müslümanlar olarak, koþullarý sorgulamak, koþullara direnmek bir yana, koþullara uyum saðlamak amacýyla bir yýðýn ilkesizliðe baþvuruyoruz. Ufkumuzu ve temellerimizi yitiriyoruz. Politik hukuk, adalete yabancýlaþýyor. Yýkýcý gerilimlere, depresif havalara/ortamlara mecbur tutuluyoruz. Karþýlýklý bir güvensizlik ortamýnda iletiþim imkansýz hale gelebiliyor. Karþý karþýya bulunduðumuz ideolojik þiddet sebebiyle, Ýslami ilkeleri, çerçeveleri, yaklaþýmlarý, ölçüsüz bir biçimde esnetiyoruz, deforme ediyoruz. Bütün baðlýlýk biçimleri aþýnýyor. Ýlkel polemikler, niteliksel deðerlendirmelere geçit vermiyor. Türkiye, bugünün dünyasýnda hiç bir kategoriye tabi tutulmasý mümkün olmayan benzersiz bir ülke olmaya doðru götürülmek isteniyor. Yapýsal sorunlarý olan bir düzenin, bu sorunlarý tartýþmak yerine, bu düzeni otoriter yöntemlerle sürdürmeye çalýþmasý, ideolojik baðnazlýðýn aþýlamaz boyutlara ulaþtýðýný gösteriyor. Kimi ideolojik kavramlarýn sorgulanmalarý gerekirken, bu kavramlar dokunulmaz kýlýnýyor. Her þeyi kýsa zamanda kanýksayan bir zihniyetin kurbanlarý haline geliyoruz. Hem yerel anlamda, hem de küresel anlamda dayanýlmaz hale gelen ideolojik bir kirlilik karþýsýndayýz.
Vahþi ve acýmasýz bir çaðda yaþýyoruz.
Faþist bir çaðda, yaþýyoruz.
Gazze''de yaþanan benzersiz trajedi, faþizmin dehþetini göstermeye yeter. Milyonlarca masum insan, Ýslami bir partiyi seçtikleri için, korkunç bir biçimde cezalandýrýlýyor. Ýðrenç, sefil, barbar, modern politikalar, masum/mazlum/mahzun/çaresiz/silahsýz/güçsüz/sahipsiz bir halka canavarca zulümleri reva görüyor. Sessizliðimiz, tepkisizliðimiz, Amerika ve Ýsrail''in hayasýz egemenliklerini pekiþtiriyor. Küreselleþme, her tür emperyalist kötülüðü örten bir maske haline getirilmiþtir. Müslümanlar olarak karþý karþýya bulunduðumuz tarihsel, temel sorunlarla yüzleþmek yerine, hiç bir sorunumuz yokmuþ gibi, mistik teselli kaynaklarýna yöneliyoruz. Modern tarihin küstah meydan okumalarýna gereði gibi yanýt vermek üzere hiç bir ciddi hazýrlýðýmýz yok. Teni bir düþünsel, kültürel, entelektüel, siyasal heyecana ihtiyacýmýz var. Köhne ideolojik akýl her yerde yalnýzca kaos üretiyor. Üniversiteler, ideolojik baský merkezlerine dönüþtürülüyor. Ýdeolojik akýl, hiç bir þekilde inandýrýcý olmayý baþaramýyor. Ýdeolojik engizisyonlar karþýsýnda yapacaðýmýz tek þey, gerçekliði deðiþtirmek ve tarihe müdahale etmek üzere yeni bir irade oluþturmaktýr. Yeni bir irade; yeni bir aþk ve yeni bir bilinç ister. Ucuz umutlara ve ucuz baþarýlara yaslanarak, yanlýþlarý trajik bir biçimde tekrar edemeyiz. Hamasi bir saðcýlýkla, içi boþ bir muhafazakarlýkla, popülist bir yol ve yöntemle, hiç bir yapýsal dönüþüm gerçekleþtirilemez, yeni bir baþlangýç yapýlamaz. Ýdeolojik kliþelerin, dilin, yaklaþýmýn hayata ve topluma hiç bir þey kazandýrmadýðýný artýk öðrenmek gerekir. Hiç bir ahlaki meþruiyeti bulunmayan, her tür deðerden, deðer sisteminden baðýmsýz oluþumlar, yapýlar, düþünceler; Türkiye''de gördüðümüz üzere; kendilerine yönelik sorgulamalarý ideolojik maskeler kullanmak suretiyle bertaraf etmeye çalýþýyor.

Günümüz dünyasýnda, içerisinde yaþadýðýmýz toplumda da, ekonomik pragmatizm, hiç bir insani, ahlaki, yaklaþýma, çözüme izin/imkan vermiyor. Bu nedenle, bütün bir insanlýk acýmasýz ve sistematik bir yýkým yaþýyor. Maddi refaha ulaþan toplumlarýn, maddi olmayan çok derin insani/ahlaki sorunlarý var. Sanayi Devriminin çok aðýr tahribatýný yaþayan kimi Batýlý düþünürler bugün, rahatlýkla bir karþý-Sanayi devriminden söz ediyor. Maddi refah ve bireysel özgürlük, bütün deðer ve anlam yapýlarýnýn çökmesine neden oluyor.
Toplumsal bilinci, duyarlýðý ve vicdaný uyandýrmaksýzýn hiç bir dava kolay kazanýlamaz. Hangi alanda olursa olsun, kolay kazanýlan her þey kolay kaybedilir. Bencillik için hiç bir çaba gerekmez. Digerðamlýk için erdemli nitelikler gerekir. Her bencillik bir bayaðýlýktýr. Hiç bir bencillikten kuþatýcý, kapsayýcý, tutarlý bir eylem, yorum çýkmaz, çýkarýlamaz. Hiç bir grup, lider, kiþi kendi yorumunu, uygulamasýný, tarzýný nihai bir yorum ve tarz olarak dayatamaz. Hiç bir parça -hizip- tek basýna kendi yorumunu mutlaklaþtýramaz; her parça''nýn bütünün ýþýðýnda deðerlendirilmesi, yorumlanmasý gerekir. Bütünden kopmuþ bir parça, tek baþýna bir hayatiyet sahibi olamaz.
Gerektiðinde içerisinde bulunduðumuz konumu radikal anlamda gözden geçirebilmeliyiz. Niceliksel kimi hareketlenmeleri, niceliksel çoðalmayý, yüzeysel/törensel çekicilikleri, niteliksel bir deðiþime dönüþtürmeyi baþaramadýðýmýzý itiraf etmeliyiz. Küresel sistemin edilgen nesnesi haline getirilmiþ toplumlar olarak yaþamaya devam edemeyiz.