Emperyalist sistem, Ýslam toplumlarýnýn, kendilerini, inançlarýný, kültür ve uygarlýklarýný inkara zorluyor. Farklýlýða saygý, çoðulculuk, otoriterlik karþýtlýðý gibi, modern zamanlarýn etkili ve çekici kliþeleri, içinde yaþadýðýmýz barbarlýk dönemi ile birlikte tarihe gömülmüþtür. Bu dönemde akla ve adalete veda edilmiþtir. ABD'nin "terörizm" bahanesi ile sürdürdüðü tek taraflý hegemonya, ve müdahalecilik, özellikle Ýslam dünyasýnda ve bütün dünyada, baskýcý, barbar ve tüm rejimlere cesaret veriyor. Ýslami hareketlere karþý bu rejimler açýkça kýþkýrtýlýyor. Her tür muhalefet "terörizm" etiketiyle damgalanabiliyor.
Emperyalist dünya sistemi,düþünceleri ve terimleri yansýtan terimlerle deðil, yapýsý gereði gücü yansýtan terimlerle konuþmaktadýr. Yeni emperyalizm kültürel terör aracýlýðýyla Amerikan hayat tarzýný Ýslam Dünyasýna ihraç ediyor. Kültürel baskýlarla Ýslam Dünyasý toplumlarýnda, Amerikan hayat tarzý lehinde bir deðiþim saðlanmasý amaçlanýyor. Afganistan ve Pakistan'dan baþlayarak dini algý biçimi ve söylemi ABD çýkarlarý doðrultusunda þekillendirilmek isteniyor. ABD bütün dünyada gerçekleþtirmek istediði tüm amaçlar için, 'terörizmi' bir maske olarak kullanýyor. Bütün dünyada açýkça ve sýnýrsýzca terör sömürüsü yapýyor. ABD bütün terörizmleri ve bütün teröristleri deðil, yalnýzca bir gurup teröristi dünya gündeminde tutmaya çalýþýyor. Zayýflar, güçsüzler, ABD çýkarlarýna hizmet etmek istemeyenler, kendi kaderlerine sahip çýkmaya çalýþanlar, tehdit ediliyor, korkutuluyor ve kendilerine, sizin geleceðiniz, baðýmsýzlýðýnýz ve iradeniz yok deniliyor. Hedonizmi, lüksü, konforu bir yaþama biçimi haline getiren modern toplumlar, yaþanan post modern barbarlýk karþýsýnda sessizliklerini koruyor. Ýnsanlýk ailesine, deðerlerine deðil de, yalnýzca kendi uluslarýna karþý sorumlu ve borçlu olduðunu düþünen ideolojiler, kültürler ve toplumlar uygar olamazlar, uygarlýk adýna konuþamazlar. ABD askeri devleti, daha fazla yayýlmacýlýðý, daha fazla iþgali amaçlýyor. ABD önderliðindeki emperyalist iktidar, etkisini sürdürebilmek için sahte gerekçeler icat ediyor. Bu konuda üretilen tanýmlar gerçekleri yansýtmýyor.
Terörizmle mücadele politikalarý sýnýrsýz bir þekilde kötüye kullanýlýyor, adalet kötüye kullanýlýyor. Uluslar arasý iliþkilerde tek yanlýkçýlýk kural haline geliyor. 20. Yy. boyunca dünyanýn pek çok ülkesinde hükümet darbeleri gerçekleþtiren, pek çok ülkede gizli terör olaylarýný yöneten, çýkarlarý istikametinde kullanmak üzere pek çok ülkede eli kanlý diktatörleri istihdam eden, dostlarýnýn iþlediði vahþeti, barbarlýðý ve cürümleri ödüllendiren, sýnýrsýz siyasal þiddet kullanarak Ýslam Dünyasý toplumlarýný terörize eden, küresel gücünü tahkim etmek üzere bütün rakiplerine gözdaðý veren, nüfuz alanlarýný geniþletmek için keyfi savaþlar çýkaran ABD, bugün de pek çok ülkenin iç iþlerine sistematik bir biçimde müdahale halindedir. ABD'nin militer ve faþist uygulamalarý karþýsýnda uluslar arasý hukuk susmaktadýr.
Burada yazdýklarýmdan ABD önderliðindeki emperyalist dünya sisteminin sýnýrsýz, sorgulanamaz, mutlak ve ebedi bir güce sahip olduðu sonucu çýkartýlmamalýdýr. Dünya sistemi sanýldýðý kadar güçlü olmadýðý gibi, yine sanýldýðý kadar da güçsüz de deðildir. Dünya sisteminin saldýrgan ve aþaðýlayýcý politikalarý, egemenlik siyasetleri, saplantýlara ve propagandaya dayalý vicdaný olmayan düþünceleri, uluslar arasý sorumluluk ve iþbirliði anlayýþýný yýkan uygulamalarý, yeni emperyalizmin inþa ettiði yeni toplama kamplarý, kesinliði olmayan, aþýrý ve dogmatik medyatik kliþelerle Ýslam Dünyasý ülkelerinin içerisine düþtüðü çaresizlik ve teslimiyetçilik, Ýslami gerçekliðimizi bütün boyutlarýyla sorgulamamýzý zorunlu kýlýyor.
Hayatýmýzýn anlam ve amaçlarýnýn yabancý bir irade tarafýnda belirleniyor olmasý, kabul edilebilir bir durum deðildir. Ýnançlarýndan, kültürlerinden ve uygarlýk deðerlerinden uzaklaþtýrýlan toplumlar, toplumsal hayatýn temellerini, dayanaklarýný, yapý taþlarýný kaybederler. Deðerli, anlamlý amaçlarý olmayan toplumlar hiçliðe ve umutsuzluða düþerler. Kendi düþüncelerine ve görüþlerine uygun niteliklere ve ölçülere sahip olma özgürlükleri bulunmayan toplumlarýn varoluþlarý, sahte bir varoluþtur. Kendi niteliklerini temsil etme özgürlükleri yok edilen toplumlar, egemen toplumlarýn niteliklerini temsile açýk hale gelirler. Her tür baskýdan gerçek anlamda rahatsýz olan, bu baskýlardan nefret eden, bu baskýlara karþý direnen, özgürlüklerine deðer veren, özgürlüðü hayati bir hak telakki eden, baskýlara karþý sessiz, sorumsuz ve kayýtsýz kalmayan toplumlar, özgürlüðe istihkak kazanýr. Bir toplumun saðlýklý bir bünyeye sahip olabilmesi için, o toplumu oluþturan unsurlarýn, her alanda sorumlu davranmalarý, toplumlarýnýn daha nitelikli bir noktaya gelmesi için çaba harcamasý gerekir.
Toplumlarý oluþturan unsurlarýn bencil çýkarlar ve özel amaçlar için mücadele etmesi halinde, ilgili toplumlar büyük bir yozlaþmaya maruz kalýrlar. Günümüz insaný, hayatýn maddi olmayan yönü hakkýnda bilgisi, görgüsü ve duyarlýðý bulunmayan bir kültür ve uygarlýðýn, mekanik dünya görüþlerinin olumsuz etkileri altýndadýr. Günümüz insaný, egemen bürokratik ve ideolojik aygýtlar aracýlýðýyla düþüncesizleþtirilmekte ve akýlsýzlaþtýrýlmaktadýr. Bürokratik ve ideolojik aygýtlar, insanlýðýn hayrý için çalýþan insanlar yetiþtirmek yerine, devletlerin çýkarlarý doðrultusunda koþullandýrýlan kiþiliksiz bireyler yetiþtiriyor. Kiþiliðe önem vermeyen resmi eðitim biçimleri, resmi amaçlara uygun tek tip bireyler üretiyor.
Bütün erdemlerin kaynaðý ilahi hakikattir. Ýlahi hakikatten baðýmsýz olan dünya görüþleri, hiçbir zaman bütün insanlýðý içeren bir duyarlýða sahip olamadýlar. Ýnsanlýk arasýndaki, uluslar arasýndaki ayrýmlar yapay ve zorlama ayrýmlardýr. Ýnsanlýða ve toplumlara, þu yada bu ulusun haklýlýðý, soyluluðu, kahramanlýðý, üstünlüðü fikri yerine, ortak bir insanlýk fikri ve düþüncesi kazandýrýlmýþ olsaydý, dünyamýzda bugün yaþandýðý ölçüde düþmanlýklar olmayacaktý. Modern zamanlar boyunca, modern düþünce akýmlarýnýn bazýlarý, düþüncelerimizin ve davranýþlarýmýzýn temelinde cinselliðin bulunduðunu, bazýlarý ise, düþünce ve davranýþlarýmýzýn ekonomik koþullar tarafýndan belirlendiðini, bazýlarý da düþünce ve davranýþlarýmýzýn kiþisel çýkar/yarar duygularý tarafýndan belirlendiðini iddia etmiþler, insan ve insanlýk konusunda bütünlükçü bir çözümleme yapamamýþlardýr.
Evrensel deðer yargýlarýnýn kaynaðý olan din'den baðýmsýz olan modern/laik akýl, kimi gerçek parçalarý üzerinde yoðunlaþmýþ ve evrensel bütünlüðe ulaþamamýþtýr. Ýnsanlýðýn evrensel niteliði olan düþünsel, kültürel, bilimsel, entelektüel, estetik baþarýlarýnýn, bütün kültürlerin ve uygarlýklarýn katkýlarý ile gerçekleþtirilmiþ bulunduðunu unutmamak gerekir.