Ahlaki kaygýlardan baðýmsýzlaþtýrýlan bir dünyada yaþýyoruz.
Günümüzde bütün iliþkiler kiþisel çýkar temelinde þekilleniyor. Ýliþkilerimiz kutsal alana, ölçülere, ilkelere yabancýlaþýyor. Seküler kültürde bir cemaaat fikri, düþüncesi, dayanýþmasý ve iliþkisi bulunmadýðý için, bireysel tercihler, düþünceler ve kararlar öne çýkýyor. Ýnsani anlamlar, iliþkiler ve deðerler alaný yoksullaþýyor ve boþalýyor.
Günümüze özgü anlayýþ ahlaki denetimden yoksun bulunduðu iðin, yanlýþ ve tahripkar bir özgürlük anlayýþýdýr. Bugünün dünyasýnda, çok yýkýcý ve çok olumsuz geliþmeler insani ahlaki açýdan denetlenemiyor ve sorgulanamýyor. Bu nedenledir ki, güncel dünya koþullarýný savaþlar, ýrkçýlýklar, yoksulluklar, adaletsizlikler, faþizmler, karanlýk politik iliþkiler ve küresel karmaþa oluþturuyor. Küresel emperyalizm gündemi baþka yerlere, baþka alanlara taþýyor. Ýnsanlýk amerikan icadý sorunlara mecbur tutuluyor.
Ýnsanlýk dünyasýyla ve kitlelerle bir iliþkisi bulunmayan, insanlýðý ve kitleleri temsil etmeyen, yalnýzca tekelleri temsil eden kitle iletiþim araçlarý, küresel gündemi oluþturuyor. Tekelleri temsil eden medya düzeni, karþýt görüþlerin, zayýflarýn, muhaliflerin temsiline imkan tanýmýyor. Laiklik egemenlerin, egemenliklerini sürdürebilmek için bir ideolojik araç olarak kullanýlýyor. Dünya ölçeðinde Müslümanlarýn özgürlüklerin sistemin keyfi denetimi ve baskýsý altýnda tutuluyor Ýnsanlýðý bir bütün olarak algýlamak ve anlamak ahlaki bir davranýþtýr. Ýnsanlýðýn bir bölümünü sahip bulunduktan inançlarý sebebiyle yanlýþ anlamak ve yanlýþ anlatmak, ahlaksýzlýktýr ve doðal bir tutum deðildir. Günümüzde hem küresel sistem, hem de ulus devletler Müslümanlarla ilgili olarak sýnýrlandýrýcý kýsýtlamalar koymak suretiyle sistemli bir ahlaksýzlýk imlemektedir.
Ýnsanlýk dünyasýnda ideolojik ayrýmcýlýktan ve ýrk düþüncesinden daha tehlikeli ve daha tahripkâr bir düþünce yoktur. Her ýrkçýlýk kendisini ezeli ve ebedi bir ulus olarak görür.
Bir milliyete baðlý olmayý bir kan sorunu olarak görmek yerine, bir kültür sorunu olarak görmek gerek. Her milliyetçilik, hayatýn her alanýna hastalýk derecesinde sosyal, kültürel, fiziksel, siyasal kýsýtlamalar, sýnýrlamalar üretir, bu sýnýrlamalarý çoðaltýr ve tahrik erler. Milliyetçiliklerin geliþtirdiði bu yapay, bu gayn insani sýnýrlar dýþýnda kalan herkes, aþaðýlanýr ve düþman muamelesi görür.
Aziz Ýslâm hepimizden en geniþ ufuklara, çerçevelere, hassasiyetlere, ilgilere sahip olmamýzý ister. Aziz Ýslâm renk ve milliyet ayýrt etmeksizin, bütün yeryüzünde gerçekleþen her tür insani, ahlaki, kültürel, düþünsel, entelektüel geliþmeye ve oluþuma açýk olmamýzý öðütler. Hizip adamý olmak, en dar ufuklarýn, daha doðrusu ufuk-suzluðun adamý olmak demektir. Ýslâm, ahlaki olmayan sýnýrlarý, ayrýmcýlýklarý kaldýrýyor, evrensel bir kimlik öneriyor, tüm insanlýða sesleniyor, herkes ,için, herkesin paylaþacaðý deðerler üretiyor. Bu nedenledir ki, hepimizin evrensel Ýnsanlýk deðerleriyle özdeþleþen bir çerçeveye, ufka, kültüre ve eðitime ihtiyacýmýz vardýr. Ýslâm uygarlýðý etnik uyum ve kültürel çeþitliliðin en güzel þekilde yaþandýðý bir uygarlýktýr, bu uygarlýk farklý unsurlara dini özgürlük ve özerklik tanýmýþtýr.
Irk kategorilerine göre, ýrk merkezli çözümleme, yorumlama, açýklama gayretleri benzersiz bir ilkelliktir. Ayrýca Aziz Ýslâmý bir ýrkýn þemsiyesi altýnda, bir ýrkla özdeþ kýlarak yorumlamak, açýklamak da benzersiz bir sapkýnlýktýr.
Günümüzde insanlýk durumlarý ideolojik terimlerle tanýmlandýðý için, gerçekler gereði gibi yansýtýlmýyor. Ýnsanlýk durumlarý hakikatin ve vicdanýn gereklerine göre deðil, egemenlerin bakýþ açýklarýna ve çýkarlarýna göre deðerlendiriliyor. Ýdeolojik temellere dayalý insan haklan tanýmý sýnýrlý/ ayrýmcý bir tanýmdýr. Ahlaki temellere dayalý insan haklarý tanýmý evrensel bir çerçeveye sahiptir.
Ahlaki anlamý olmayan bir hayata ve iliþkiler sistemine katlanýlamaz. Ahlaktan vazgeçmek, vahþeti seçmektir. Tercihlerimizi her koþulda onur ve erdemden yana kullanabilmeliyiz. Her koþulda ahlaki bir dünya görüþünü temsil etmeliyiz. Ahlaký kiþisel bir seçim olarak deðil, ortak bir seçim olarak algýlamalýyýz.
Gayri ahlaki ve gayri insani ayrýcalýklarýn, ayrýmcýlýklarýn ve eþitliksizliklerin bulunduðu toplumlarda hiçbir suretle adaletten söz edilemez.
Hiç bir çöküþ ahlaki ve kültürel çöküþ kadar kötü olamaz.
En büyük üstünlük ekonomik ve politik üstünlük deðil, askeri ve ideolojik üstünlük deðil; ahlaki üstünlüktür.
Büyük bir kayýtsýzlýk çaðýnda yaþýyoruz. Afganistan'da, Filistin'de, Çeçenistan'da, yaþanan kitlesel katliamlar ve iþlenen büyük savaþ suçlarý insanlýk dünyasýnda gereði kadar bir yanký uyandýrmýyor. Kayýtsýzlýk, benmerkezcilik, hissizlik ve duygusuzluk durumu ürküntü veren boyutlara ulaþýyor. Ýnsanlar günlük, kýsa vadeli tutkulara mahkûm oluyor. Ben-merkezci bireyler yalnýzca bir hesap makinesi iþlevi görüyor. Cismani olan kutsal olanýn önüne geçiyor. Bütün iliþkiler sorumluluk duygusundan baðýmsýzlaþýyor. Bütün bir insanlýk egemen ideolojiler söylemin saldýrýsý/iþgali ile karþý karþýya bulunuyor.
Ýnsanlýðýn, dünyayý doðru bir çerçeve içerisinde algýlamasý zorlaþýyor. Çok büyük bir deðerler krizi ile karþý karþýya içerisinde bulunduðumuz dönemde, tarih karþýsýnda tavýrsýz kalamayýz. Koþullara direnç gösterme yeteneði kazanmalýyýz. Günlük basit çýkarlar için uzun vadeli anlam ve amaçlardan vazgeçmemeliyiz. Günü kurtarmaya yönelik, çýkarcý eylemlerden/iliþkilerden ibaret olan, seçim dönemleriyle sýnýrlý bir etkinliðe dönüþen politik zihniyete itibar etmemeliyiz. Hayatýn he alanýnda ehliyet ve liyakat ölçütlerine göre hareket etmek adil olmanýn ilk þartýdýr.
Adalet, neyi hak etmiþsek ona sahip olmamýzdýr.
Köklü, anlamlý, derinlikli ve kuþatýcý bir deðiþim için her alanda risk almak gerekir. Risk alabilecek kadar cesaretli, þecaatli ve nitelikli olmayanlar hiçbir deðiþime Öncülük edemezler.
Bütün saðlýklý inþalar, temiz ve güzel niyetler, içtenlikli ve ahlaki çabalar üzerinde yükselir.