Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 134
Toplam 15292927
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Tehlikeli Savrulmalar
03/08/2011 - 11:27
 
Günümüzde, Müslümanlar olarak bir gelecek perspektifi üzerinde çalýþmamýz gerekiyor. Bu perspektifi oluþturmadan önce, geçmiþe yönelik ilgilerimizi eleþtirel bir bilinç içerisinde þekillendirmemiz icap eder.

Tarihi inþa etme iradesine sahip olmayan toplumlar, bir þekilde tarihin kurbaný / kurbanlarý oluyor. Tarihi etkileyecek eylemler gerçekleþtirmediðimiz taktirde, tarihe maruz kalmaya devam edeceðiz. Nerde hangi alanda ve hangi toplumda olursa olsun, sorumluluklarýnýn gereklerini yerine getirmeyerek, eylemde bulunmayanlar; sorumsuzluklarý yüzünden karþý eylemlerin nesnesi haline gelirler. Siyasal bir varlýk olarak özgür olmadýðýmýzda, bir karar verme iradesine sahip olmadýðýmýzda, olaylarý etkileme gücüne sahip olmadýðýmýzda, özgürlüðümüzün bir anlamý olamaz. Geleceði hazýrlayan koþullarý/zemini/iklimi üretmeksizin geleceði  konuþmak, hastalýklý ütopyalar üzerine konuþmak gibidir. Ütopyalar için çok büyük çabalar gerekir. Çaba harcamaksýzýn, sorumluluk almaksýzýn ütopik umutlar içersinde yaþamak marazi bir durumun adýdýr.

Tarihinden, kültür ve uygarlýk deðerlerinden mahrum edilen toplumlar, yalnýzlýða ve geleceksizliðe terk edilmiþ toplumlardýr. Türkiye örneðinde görülebileceði üzere, ideolojik safsatalarla engellenen, ufku kapatýlan, ideolojik sýnýrlar içerisine hapsedilen toplumlarda; ilgilerimiz/uðraþlarýmýz, özgün-temel vazgeçilmez baðlamlarýndan koparýlýyor. Yabancý kimlik kaynaklarýna yönlendirildiðimiz için, hepimiz kültürel diasporalarda yaþýyoruz. Müdahale altýndaki hayatlardan, baðýmsýz düþünceler, tarzlar çýkmýyor.

Günümüzde, Müslümanlar olarak bir gelecek perspektifi üzerinde çalýþmamýz gerekiyor. Bu perspektifi oluþturmadan önce, geçmiþe yönelik ilgilerimizi eleþtirel bir bilinç içerisinde þekillendirmemiz icap eder. Kimi zaman geçmiþin hafýzasý bugünü anlamsýz/etkisiz hale getirebilir. Geçmiþin hafýzasý bugüne hayat veren bir kavrayýþ biçimi içermelidir. Ýslami bütünlüðe, temellere gönülden ve bilinçli bir baðlýlýk içersinde olan aktivistler ve kültür adamlarý Ýslam dünyasý çapýnda ortak bir kültürel duyarlýlýk oluþturabilmelidir. Kültürel bir proje hayata geçirilmeden, ekonomik ya da politik bir proje hayata geçirilemez. Bu konuda hepimizin heyecanlý düþüncelere ihtiyacýmýz vardýr. Bizler Müslümanlar olarak çeþitlilikleri birleþtiren kuþatýcý temellere sahibiz. Karþý karþýya bulunduðumuz, kabul etmek istemediðimiz, sorgulamadýðýmýz çok tehlikeli savrulmalarý aþarak, Ýslami dil’e, söylem’ e yeni bir soluk kazandýrabiliriz. Ýslami çevrelerin, Ýslami iddialarýný birer birer terk ederek, kiþisel dindarlýk biçimleri seçiyor olmalarý kayýtsýz kalýnabilecek, sessizlikle geçiþtirilebilecek bir durum deðildir. Kavramlarda yaþanan ve bir gerçekliðe dönüþmeyen Ýslam yaklaþýmý, asla kabul edilemez.

Bugün, Ýslam dünyasý toplumlarý, bu toplumlarda faaliyet halinde bulunan cemaatler, edilgenliði bir gelenek/tarz halinde getirmiþlerdir. Bu yüzden sözü geçen toplumlar/cemaatler, her türlü inisiyatiften yoksundur. Bu cemaatler, Türkiye’de de görüldüðü üzere, ibadetler ve manevi inançlarla sýnýrlý bir din anlayýþýna ikna edilmiþlerdir. Ýslam toplumlarýndan söz ederken, kendilerini Ýslama nispet eden toplumlardan söz ediyoruz. Ýslam tarafýndan þekillendirilen toplumlardan deðil. Aziz Ýslam, hiçbir þekilde, hiçbir milliyetçilikle uzlaþtýrýlamazken, kimi cemaatler, cemaat çýkarlarý için milliyetçilikle Ýslami uzlaþtýrmaya çalýþýyor. Hangi nedenle olursa olsun, milliyetçilikleri meþrulaþtýrmaya çalýþmak demek, her hangi bir etnik aidiyettin, bir baþkasýna üstünlüðünü meþrulaþtýrmaya çalýþmak demektir. Böylesi bir durumun adý yalnýzca faþizm olur.

Ýslam, insanlarý tek bir cemaat olarak kabul eder, bu nedenle de etnik bütün ölçütleri reddeder. Zaman ve mekânla sýnýrlandýrýlmasý mümkün olmayan Ýslam, evrenin bütünlüðü, fýtri yasalarýn evrenselliðini ve kiþisel iradenin önemini temsil eder. Müslüman olmak demek, bütüncül bir var oluþ/hayat felsefesine sahip olmak demektir. Ýslam tehdit altýndayken, mezheplerin ve etnik topluluklarýn kendi aralarýnda karþýtlýklar ve çatýþmalar yaþýyor olmalarý kabul edilemez, mazur görülemez. Ýnsan olmak, evrensel insanlýðýn bütün renklerine açýk olmakla mümkün olabilir. Her Müslüman hayatýný ahlaki bir sorumluluk temelinde þekillendirir. Hiçbir Ýslami cemaat, hiçbir gerekçeyle, büyük insanlýk sorunlarý, acýlarý, trajedileri dýþýnda, bu sorunlar, acýlar ve trajedilerle ilgilenmeksizin kendisine özgü bir gündem oluþturamaz. Gerçek böyle iken, günümüzde kurulu düzenlerin rýzasýný/ güvenini kazanmaktan baþka çabalarý olmayan kimi cemaatler, teslimiyeti seçerek, utanç verici kayýtsýzlýklar,ilgisizlikler ve sorumsuzluklar sergiliyor. Halen karþý karþýya bulunduðumuz trajedileri hiçbir biçimde gündemlerine almayan bu cemaatler, aziz Ýslam ümmetinin çocuklarý açlýktan kýrýlýrken; korkunç paralar harcayarak, çok pahalý, çok gösteriþli toplantýlar düzenleyerek yalnýzca liderlerinin imajlarýný parlatmaya çalýþýyor.

Ýslam toplumlarýnda, muhafazakâr, geleneksel düþünme ve yaklaþým biçimleri, tevhidi bilincin/algýnýn dejenere edilmesi sonucunu doðurduðu gibi; bu yaklaþým biçimleri ayný zamanda statükolarla da bütünleþtiler. Her alanda algýsal bir yabancýlaþma yaþandýðý için, yaþamýmýzý tevhid’i bir dünya görüþüne, bir hayat tarzýna dönüþtüremiyoruz. Tevhid; bir dünya görüþü ve hayat tarzýna dönüþmeyince, hiçbir zaman, hiçbir þey’e “hayýr” diyemeyen, hiçbir yabancýlaþmayý sorgulama ihtiyacý duymayan statükocu çevrelere “evet” diyen cemaatler popülarite kazanýyor. Tevhid’i; bir dünya görüþü ve hayat tarzýna dönüþtüremediðimiz için, ibadetlerimizin, içerisinde yaþadýðýmýz dünyaya yönelik düzenleyici etkileri yok, ibadetler daha çok ahiret hayatý için, icra ediliyor. Kur’an-ý Kerim daha çok ibadetler sýrasýnda okunuyor. Ýbadetlerimizi içerisinde yaþadýðýmýz dünyanýn Ýslamileþtirilmesi doðrultusunda gerçekleþtirmiyoruz. Tevhid’i, bir dünya görüþü ve hayat tarzýna dönüþtürmeyen cemaat hareketleri günümüz dünyasýnda utanç verici ittifaklar, uzlaþmalar ve mutabakatlar içersine giriyor, çýkarlarý için bütün iktidar biçimleriyle iþ birliði yapýyor, hiçbir direniþ mücadelesine, düþüncesine, ahlakýna, bilincine, kültürüne sahip çýkmýyor. Tevhid’i bilinç ve bütünlüðe yabancýlaþan cemaatler, gruplar, Ýslami etkinlik adýna yalnýzca metafizik/mistik/hikemi spekülasyonlarla varlýklarýný ve etkinliklerini devam ettirmeye çalýþýyor. Metafizik spekülasyonlardan ibaret olan Ýslami söylem, günümüz tarihinin sorunlarýyla, ihtiyaçlarýyla, beklentileriyle ilgisi olmayan bir çerçeve oluþturuyor.

Müslümanlar olarak, özgün, özgür, evrensel bir entelektüel mimari oluþturmak, bu çaðýn söylemini gerçekleþtirmek zorundayýz. Kavramsal ve algýsal bir yenilenmeye cesaret edemediðimiz için bastýrýldýðýmýz, etkisizleþtirildiðimiz için, Batý’dan ödünç alýnmýþ kavram ve kurumlarla düþünmeye çalýþýyoruz. Ýslam düþüncesinin, kavram ve kurumlarýnýn, modern-seküler yorumlarla sýnýrlandýrýlmasý kabul edilebilir bir durum deðildir.

Ýletiþim alanýndaki geliþmeler,  teknolojik alandaki geliþmeler, Yirminci Yüzyýlýn baþýndan beri, hayatýn her alanýnda, seküler yaklaþýmlarýn egemen olmasý ve küreselleþmesiyle birlikte, bütün toplumlarda kültürel yapýlarý etkiledi, bu kültürleri kendi tarihsel ve özgün baðlamlarýna yabancýlaþtýrdý, bu kültürlerin kendi özelliklerinin ve yapýsal niteliklerinin kaybolmasýna neden oldu. Keþifler yoluyla, ticaret yoluyla, sömürgeleþtirme yoluyla, kültürel emperyalizm yoluyla Batýlýlaþma, küresel bir dönüþüm gerçekleþtirdi. Kapitalizm yoluyla ekonomik deðiþim gerçekleþtirilirken, ulus devlet yoluyla da politik deðiþim gerçekleþtirildi.

Kültürlerin kitleselleþmesi her toplumda kültürleri niteliksizleþtirdi. Tüketim kültürü ile sýnýrlý bir hayat tarzý ve dünya görüþü sebebiyle, herkes statülerini sergileyerek, fark edilme çabasý/tutkusu içerisine girerek varolma yolunu seçti. Piyasanýn sömürgeleþtirdiði bir dünyada, ahlaki deðerlerden baðýmsýz bireyler þeyleþmiþ varoluþlar yaþýyor. Hayatýn modernleþtirilmesi, mekanikleþtirilmesiyle birlikte hayat bütünüyle ruhsuzlaþtýrýldý. Tek boyutlu hesap yapan akýl, modern insanýn tutkularýný kontrol etmeyi baþaramýyor.

Kýþkýrtýcý bir kitlesel pazarlama ve kitlesel reklâmcýlýk döneminde, moda,  yeni bir sömürü biçimine dönüþtürüldü. Kadýn cinselliðini sömüren bir modernlik biçimi, sorgulanamaz hale getirildi. Bireyler medya kültürünün nesnesi  haline getirildiler. Her yerde, her alanda korkunç bir yapaylýk sahneye çýktý. Karþýlýklý baðýmlýlýðýn yoðunlaþmasý/hýzlanmasý, modern/postmodern ahlaksýzlýklarýn, kötülüklerin her toplumda zemin kazanmasýna yol açtý.

Günümüz dünyasýnda küreselleþme karþýsýnda savunmasýz olan toplumlar sürekli olarak kültür ithal ediyor, hiç bir þekilde kültür ihraç etmiyor. Bir toplumun kültür ihraç edebilmesi için, günümüz insanýnýn ilgisini çekebilecek, kalbini kazanabilecek nitelikte kültürel ürünler üretebilmesi gerekir. Bu konuda, Ýran’ýn, günümüz entelektüel dünyasýnýn ilgisini çekecek ölçüde sinema ihraç ettiðini kaydedebiliriz. Kültürel sömürgecilik/emperyalizm geçmiþin sorunu deðil bu günün ve þimdinin de sorunu. Kültür emperyalizminin neden olduðu parçalanma, yabancýlaþma, özgün kültürlerin yapýlarýn,  geleneklerin yýkýmýna neden oldu. Taklitçi bir kültür algýlarýmýzýn davranýþlarýmýzýn, hayat tarzýmýzýn bozulmasýna yol açtý. Hayatýn teknik akýlla biçimlendirilmesi, hayatýn bütünlüðünün bozulmasýyla sonuçlandý. Aklýn da, fýtratýn da, ilahi varoluþ tarafýndan belirlenen doðal sýnýrlarý var. Aklýn ve fýtratýn doðal yasalarýna isyan eden laik/modern kültür, bireyi ahlaki ve vicdani sýnýrlar içerisinde tutmayý baþaramýyor.

Günümüzde tüm Ýslam toplumlarý yoðun bir biçimde iletiþim saldýrýlarý ile karþý karþýya bulunuyor. Edilgenliði bir kader gibi yaþadýðýmýz için, bir gelecek öngörümüz yok, hazýrlýklarýmýz yok. Toplumlarýmýz iletiþim saldýrýlarý karþýsýnda savunmasýzlýk ve dirençsizlik içerisindeler. Enformasyon gücünü elinde tutan batý dünyasý, egemenlik yetenekleri kýsýtlanmýþ olan ülkelerde, bu ülke yönetimlerinin ve toplumlarýnýn kontrol edemediði etkiler/süreçler oluþturuyor. Küresel dünyada, fikir, bilgi, imge hareketlilikleri her geçen gün yoðunlaþýyor. Toplumsal küresellik, toplumlarýn zihin dünyalarýný kültürel/politik tercihlerini etkiliyor. Coðrafi ve siyasal sýnýrlarý aþan fikirler, kimliklerin dönüþmesine neden oluyor.

Farklýlýk, ötekilik gibi sorunlar, modern zamanlarýn icadý olan sorunlar. Modern batý düþüncesi; ‘öteki’ ve ‘karþýt’ düþüncesini icat ederek, bu düþünceye dayalý bir kimlik oluþturuyor. Ýslam imparatorluklarý döneminde uygarlýklar çatýþmasý yoktu, uygarlýklar etkileþime/kaynaþmaya açýktý. Günümüzde özellikle Türkiye’de yaþadýðýmýz üzere; Müslüman bilinci yerine Türk bilinci ikame edilince, ciddi etnik sorunlar baþ gösterdi. Etnik/dogmatik aþýrýlýklar, kendi dillerini/kültürlerini kullanamayan, kendi dillerine/ kültürlerine yabancýlaþtýrýlan, kendi dillerinin/kültürlerinin göçebesi haline getirilen Kürt topluluklarý gibi topluluklar oluþturdu. Bütün bunlar yapýlýrken anadili/kültürü yasaklanmýþ, dýþlanmýþ/ötekileþtirilmiþ unsurlardan itaat/baðlýlýk beklenemeyeceði unutuldu, düþünülemedi. Irkçý sapkýnlýklar nedeniyle, tüm toplumlarýn/halklarýn/kültürlerin/dillerin eþit ahlaki öneme sahip olduklarý gerçeði dikkate alýnmadý. Türkiye’de bütün dönemler boyunca otoriter/ideolojik/ devletçilik ve ideolojik modernlik gündemde olduðu için, bütün tanýmlar ideolojik çýkarlar doðrultusunda sömürüldü.

Günümüz dünyasýnda, insanlýðýn karþý karþýya bulunduðu sorunlar, bunalýmlar, krizlerin ahlaki nedenleri hiç konuþulmuyor. Ahlaktan baðýmsýz bir ekonominin, ahlaktan ve adaletten baðýmsýz bir siyasetin her zaman büyük bunalýmlara neden olduðu tartýþýlamýyor. Bugünün entelektüel hayatý, politik hayatý, ahlaktan bahsetmeye cesaret edemiyor. Kapitalist ihtiraslar adýna milyonlarca masum insanýn kaný akýtýlabiliyor. Kapitalist ihtiraslar uðruna bütün bir insanlýða büyük/eþsiz yalanlar söylenebiliyor. Modern uygarlýk ve hayat tarzý; kapitalist ihtiraslarý, yalanlarý, hýrsýzlýklarý, katliamlarý meþrulaþtýrmak için, Sürekli olarak bir araç olarak kullanýlabiliyor.

Tarihin tüm trajedilerini bütün boyutlarýyla yaþayan Müslümanlar olarak, maruz býrakýldýðýmýz tüm kötülükler karþýsýnda, hala toplumsal, kültürel entelektüel bir öfke’yi yükseltememiþ olmamýz çok düþündürücüdür. Bütün bu olup bitenler karþýsýnda, tarih karþýsýnda kayýtsýz kalan ve aziz Ýslam’ý yalnýzca bir gönül iþine indirgeyen çevreler ciddi bir biçimde ahlaki ve entelektüel bir muhasebe yapabilmelidir. Ýslam toplumlarý olarak maalesef eleþtirel bir kamuoyuna sahip deðiliz. Bu nedenle din’i etiket taþýyan her þeye duygusal bir baðlýlýkla baðlanýyor, alternatif keþifler yapma ihtiyacý duymuyoruz. Olaylarýn yoðunluðu sebebiyle, insanlýðýn serüvenini gereði gibi takip etmiyoruz. Olaylarý çok konuþuyor, ancak insanlýðý konuþmuyoruz. Ne pahasýna olursa olsun, onaylanma ve kýnanma kaygýsý taþýmaksýzýn yolumuza devam etmeliyiz. Yenilenme ve deðiþim için yola çýkanlar, çabalarýnýn yanký bulmamasý durumunda düþ kýrýklýðý yaþamazlar, çabalarýný derinleþtirerek sürdürürler. Kalabalýklarýn ilgi ve desteði çoðu kez, cemaat lideri üzerinde, politik lider üzerinde sarhoþ edici etkiler uyandýrýr, bu etkiler tehlikeli etkilerdir.

Görsel dilin önem kazandýðý, sözel dilin önemini yitirdiði günümüzde, gündelik varoluþun basit ayrýntýlarýyla oyalanýyor, gerçek sorunlarý, gerçek sorumluluklarý ihmal ediyoruz. Bu nedenle zaman zaman gündelik var oluþlarýmýzý sorgulayabilmeliyiz. Öteki’ni, ya da ötekileþtirileni yok ederek varolmalýyýz,  varolmak, birlikte var olmaktýr. Ötekileþtirilenlerin hassasiyetlerine, taleplerine açýk olmak insani bir erdemdir. Her durumda haklý olmayabiliriz, baþkalarýnýn düþünceleri de önemli/deðerli olabilir. Her iliþki, her uzlaþý iki irade arasýnda cereyan eder. Sizin iradenizi yok sayan bir irada ile iliþki kuramaz, uzlaþý saðlayamazsýnýz. Sizin iradenizi tanýmayan bir irade ile diyalog kuramazsýnýz. Ahlaki bir direniþ eylemi, sözün ahlakýna sahip çýkýlarak gerçekleþtirilebilir. Söylediklerimizin, yazdýklarýmýzýn sorumluluðunu almalýyýz. Düþüncenin, fikirlerin, sözün gücünü hafife almamalýyýz.

Bilinçli amaçlara sahip olmalýyýz.

Kendi anlam ve amaçlarýmýz hakkýnda kendi kararlarýmýzý alamýyorsak, dýþarýdan belirleniyorsak bu durum özgür bir iradeye sahip olmadýðýmýz anlamýný taþýr. Koþullara göre deðiþen yorumlar, düþünceler, tutarsýzlýklara, parçalanmalara neden olur. Bu nedenle yorumlama sistemimizi baðýmsýzlaþtýrabilmeli, koþullara göre belirlememeliyiz. Sorumsuz yorumlardan, yaklaþýmlardan kaçýnmalýyýz. Evrensel insanlýk düþüncesinin, kültürünün, etnik ve kültürel farklýlýklarý bir sorun olarak görmediðini bilmeliyiz.  Farklý kültürlere bir etnografý olarak bakmamalýyýz. Medyatik baþarýlar kazanmak ve ilgi toplamak için, kesinlikle sansasyonel bir dil ve tarza tenezzül etmemeliyiz.

Kendimiz olmayý, kendimiz kalmayý bir kimlik ve kiþilik sahibi olmayý gereði gibi baþarabilseydik, her tür “ötekileþtirme” giriþimine direnebilecektik. 


Bu Makale 4409 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Ýþte onlarýn ilimden yana ulaþabildikleri (son sýnýr) budur. Þüphesiz, senin Rabbin; kendi yolundan sapaný en iyi bilen O'dur ve hidayet bulaný da en iyi bilen O'dur.

( Necm sûresi - 30)

Bir Hadis

Ebu Hureyre (r.a.)’tan rivayet edildiðine göre;

Allah Rasulü (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Erkek olsun kadýn olsun her mümin kimsenin kendisine, çocuðuna ve malýna devamlý olarak musibet iner."

(Kiþi bütün bunlara sabredip tahammül gösterirse, günahsýz olarak Yüce Allah’a kavuþur.)

Tirmizî, ez-Zühd 56 (2399)

Bir Dua

“Allah’ým! Kýyamet gününde cennet, korku gününde güven istiyorum. Allah’ým!
Verdiðin ve vermediðin þeylerin þerrinden sana sýðýnýyorum.”

(Hâkim, Deavât, No:1868)

Hikmetli Söz

Ýnsan, bir ilmi öðrendikçe kusurunu daha ziyade anladýðý zaman alim olur.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com