Seküler kültür, bütün toplumlarda büyük boþluklara, büyük çeliþkilere, belirsizliklere, anlamsýzlýklara, deðersizliklere ve iliþkisizliklere neden oluyor.
Seküler bireyler ya da topluluklar, bir türlü gideremedikleri bir eksiklik duygusu yaþýyor, manevi tatminsizlik/çöküntü yaþýyor. Ahlaki sýnýrlarý, deðerleri, ölçütleri umursamayan bir dünyada yaþýyoruz. Ýnsan hayatý, insanlýk hayatý, medya tarafýndan kuþatýlýyor, enformasyon bombardýmanýna maruz kalýyor. Medya denilince aklýmýza, kültürel yozlaþma, bayaðýlaþma ve kirlenme geliyor. Yeni medya alanýný dijital kültür dolduruyor. Yapay dünyalara, yapay hayatlara, yapay iliþkilere doðru savruluyoruz.
Din''i, ahlaki, ilahi referanslara ihtiyaç duymayan, seküler-rasyonel birey, her tür kötülüðe açýk hale geliyor. Sekülerleþtirme politikalarý, din''i bir boþ zaman ilgisi haline getirmeye çalýþýyor. Bu politikalar, din''i, siyasal iþlevlerinden, içeriðinden, anlam ve amacýndan baðýmsýzlaþtýrmak istiyor. Türkiye''de yýllardýr yaþadýðýmýz/gördüðümüz üzere, seküler zihniyet/irade, din''i kamusal alandan çýkarmak için sistematik bir mücadele yürütüyor. Türkiye''de resmi ideoloji din''den boþaltýlan alanlarý milliyetçilikle dolduruyor. Her yerde olduðu gibi Türkiye''de de, ulus-devlet, romantik mitolojilerle destekleniyor, romantik halk milliyetçilikleri icat ediyor. Ýslami duyarlýlýk ve bilinç belirleyici konumda olabilseydi, günümüzde milliyetçilikler ve ýrkçýlýklar bu kadar tahripkar olmayacaktý.
Ýslamýn kuþatýcý evrensel deðerleri/erdemleri hayatýn dýþýna çýkarýldýðýnda, ortaya çýkan boþluklar, biyolojik soyu ön plana çýkaran, kan''ý kutsayan sapkýnlýklarla doldurulmaya çalýþýlýyor. Irk tanýmýnýn modern zamanlarýn kurgusu olan bir taným olduðunu bilmek gerekir. Tekleþtirilmiþ bir ulusal kültür, etnik kimlikle sýnýrlý bir kültür, hiçbir þekilde kuþatýcý olamýyor. Hangi toplumda yaþýyor olurlarsa olsunlar, insanlar etnik kimlikleriyle deðil. Ýnsani erdemlerle, ahlaki kimlikleriyle temayüz ederler. Ýnsani/ahlaki iliþki, etnik kimlik saplantýlarýndan baðýmsýz olarak gerçekleþtirilen iliþkidir. Ýnsanlar birbirlerini sahip olduklarý Ýnsani/ahlaki niteliklere göre deðerlendirmelidir. Farklýlar birbirleriyle ahlaki ölçüler içerisinde iletiþim/etkileþim içerisinde olurlarsa, farklýlýklar sorun olmaktan çýkar. Ýnsaný, insanlýðý, gökleri, yerleri, yaratýlýþýn tüm somut tezahürlerini tefekkür edenler, varoluþun bütün boyutlarýný anlamaya çalýþanlar için farklýlýklar sorun olmaz. Ýnsan, anlayarak, anlamaya çalýþarak, anlamlý bir varoluþa sahip olabilir. Akýllarýný ve kalplerini varoluþun bütün renklerini anlamak için kullanmayanlar ilahi hikmete kapalýdýr. Aklýn ve kalbin bütüncül bakýþý, insana, ilahi sýnýrlara riayet ederek yaþamayý öðretir. Ýlahi vahiy yoluyla hidayete muhatap olanlar, tüm insanlarýn doðal eþit haklara sahip olduklarýna inanýr. Eþit doðal haklarla, modern "insan haklarý" kavramý birbirine karýþtýrýlmamalýdýr. Modern "insan haklarý" ideolojik bir kavram olarak gündemdedir. Her ideolojik yaklaþým, "insan haklarý" kavramýnda da görülebileceði üzere, her ideoloji taraftarýnýn yalnýzca kendi çýkarlarýný gözetmeyi esas alýr. "Ýnsan haklarý" kavramý tek yanlý, ideolojik ve çýkara göre içerik deðiþtiren bir kavram olduðu için itibarýný çoktan yitirmiþtir. Ýnsan haklarý tanýmý yerine, çok kapsamlý, çok derinlikli, çok etkili ve evrensel boyutlu adalet kavramýný kullanmak gerekir. Her tür bencillik, bireycilik, çýkarcýlýk, hýrs, kibir, ihtiras, aþýrýlýk, þehvet vb. gibi olumsuz özellikleri ancak ilahi hidayet iklimi içerisinde yaþayarak aþabiliriz. Ýlahi hidayet ona yönelen herkese açýktýr. En güzel þekilde yaratýlan insan, akýl/irade/eylem bütünlüðünü her koþulda eksiksiz temsil ederek, ilahi hakikate özgü sorumluluklarý yerine getirir. Hayatýmýzý/varoluþumuzu ilahi vahyin sýnýrlarýný koruyarak nitelikli kýlabiliriz. Ýlahi vahyin sýnýrlarýný gözetenler her tür aþýrýlýktan, ayrýntýdan, faydasýz bilgiden, tartýþmadan ve ilgiden sakýnýrlar. Her tür ibadetimizle, toplumsal sorumluluklarýmýzý yerine getirerek, zikir ve irfan yoðunluklarý yaþayarak, þaný çok yüce Rabbimizle dostluk/yakýnlýk kurmaya çalýþmalýyýz. Bütün varoluþ sorunlarýný/meselelerini, evrensel hakikatin tezahürleri olarak algýlamalýyýz. Ýlahi irade ile uyumlu her nefs mükemmelliðe ve mutluluða ulaþabilir. Ýslam nazarýnda en büyük otorite Ýlahi vahiydir. Aklýmýz, bilincimiz, kalbimiz, ilahi vahiyle uyumlu olmak zorundadýr. Günümüzde bireyler, toplumlar her tür deðerden, erdemden ve anlam sisteminden baðýmsýz olduklarý için arabesk ve paranoyak hayatlar yaþýyor. Günümüze egemen olan zihniyet, anlamlarýn gücüne deðil, araçlarýn gücüne inanýyor. Araçlarýn gücü de, araçsal bir akýlcýlýðý öne çýkarýyor.
Hayatýn ve varoluþun her safhasýnda, onurlu ve soylu kararlýlýklara sahip olabilmek için, niteliksel baþlangýçlar yapabilmeliyiz. Niteliksel baþlangýçlar için, öncelikle gündelik hayatýn bayaðýlýklarýný aþmalýyýz. Hepimizi kuþatan geliþmeleri, olaylarý küresel iktidarýn çýkarlarý doðrultusunda deðerlendirmek zorunda deðiliz. Büyük karar merkezlerinin, yaklaþýmlarýna, yorumlarýna, çözümlemelerine mahkûm deðiliz. Hayatýmýzý bu yaklaþým ve yorumlara göre düzenleyemeyiz. Her alanda, her konuda kendi yaklaþýmlarýmýz, yorumlarýmýz, çözümlemelerimiz olmalý. Kendimiz için, kendi dünya-ahiret görüþümüz için var olmalýyýz. Küresel karar merkezlerinden baðýmsýz, düþüncelerimiz, tercihlerimiz olmalý. Güçlü ve kuþatýcý bakýþ açýlarýna ve ilgilere sahip olmalýyýz. Akýntýyla birlikte deðil, akýntýya karþý yüzmeliyiz. Gündemi dönüþtürebilecek düþüncelerimiz ve yanýtlarýmýz olmalý. Kamuoyu algýlarýný etkileyebilecek güçlü/zengin düþüncelerimiz/erdemlerimiz olmalý. Bir insaný, sahip olduðu bilinç/bilgi/ahlak güçlü kýlar, para ve iktidar deðil. Paranýn ve iktidarýn gücü aldatýcý, yabancýlaþtýrýcý, sarhoþ edici ve çürütücü bir güçtür. Paranýn ve iktidarýn gücünü putlaþtýranlar, hayatý kötüye kullanmýþ olurlar. Kiþiliðimizin, ruhumuzun, kalbimizin güçlü ve zengin olabilmesi için, duygu ve düþüncelerimizin, inanç ve eylemlerimizin bir bütünlük içerisinde olmasý gerekir. Onurlu bir kiþilik, hiçbir iktidar biçiminden hiçbir þey beklememekle kazanýlabilir. Her tür davranýþ baðýmsýzlýðý ve olgunluðu, zihinsel ve düþünsel bir olgunlukla saðlanabilir. Ýçerisinde yaþadýðýmýz reklam ve pazarlama çaðýnda, Müslümanlar, hiçbir Ýslami etkinliði, çabayý, ilgiyi reklam ve pazarlama nesnesi haline getirmemelidir.
Bununla birlikte, onlarýn ikisi (annen ve baban) hakkýnda bir bilgin olmayan þeyi bana þirk koþman için, sana karþý çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatýn) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve bana 'gönülden-katýksýz olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüþünüz yalnýzca banadýr, böylece ben de size yaptýklarýnýzý haber vereceðim.
( Lokman sûresi - 15)
Bir Hadis
Ýbni Ömer (r.a)’dan rivayet edildiðine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu:
Yalnýz þu iki kiþiye gýpta edilmelidir:
Biri, Allah’ýn kendisine verdiði Kur’ân ile gece gündüz meþgul olan kimse, diðeri, Allah’ýn kendisine verdiði malý gece gündüz harcayan kimse.