Ýslam dünyasý toplumlarýnda, Ýslami düþünce hayatý, modern-seküler zamanlar boyunca tahakküm üreten kolonyalist dil/söylem/ideoloji/kavram ve kurumlar karþýsýnda entelektüel bir yetersizlik ve niteliksizlik sergiledi. Modern/seküler emperyal dil ve söylem; kendi ilkeleriyle birlikte, arzu ve ihtiraslarýný toplumlarýmýza sömürgecilik yoluyla dayattý. Bu dayatma karþýsýnda düþünce ve kültür hayatýmýz Ýslami baðlamda sistematik bir eleþtiri ve yorum üretemedi, direniþ gerçekleþtiremedi. Hepimiz içerisinde yaþadýðýmýz toplumlarda kültürel yabancý haline getirildik. Bugün, halen, modern seküler zamanlarýn gerçekleri/yapýlarý karþýsýnda açýkça bir týkanma durumu yaþýyoruz. Ýslam toplumlarýný doðrudan ilgilendiren merkezi/hayati sorunlar karþýsýnda, ne yazýk ki sessizliðimizi koruyoruz.
Emperyal-küresel etkiler karþýsýnda yaralayýcý, incitici bir savunmasýzlýk içerisinde bulunuyoruz. Yaþadýðýmýz bütün felaketlerin kaynaðýnda emperyalist etkiler arayan Garbiyatçý bir mantýða sahip olduðumuz için/kendi zaaflarýmýzý tartýþmýyoruz. Zihinsel çatýþma ve karmaþayý aþma liyakati gösteremiyoruz.
Zamaný biçimlendirmesi gereken Ýslam, günümüzde zaman tarafýndan þekillendiriliyor, zaman tarafýndan tanýmlandýrýlýyor, konumlandýrýlýyor. Ýslam toplumlarýnda yaþanan deðiþin hareketleri, ayaklanmalar, isyanlar emperyal statükonun beklentileri, sýnýrlarý, dili ve mantýðý doðrultusunda yol alabiliyor. Arap toplumlarý arasýnda derin parçalanmalar, derin istikrarsýzlýklar yaþanýyor. Bu durum Ýsrail'in daha da güçlenmesine yol açýyor. Eleþtirel güce/bilince sahip bir ufkumuz ve dilimiz olmadýðý için, Libya ve Suriye'de yaþanan iç savaþlarda emperyalizmin, emperyalist politikalarýn yanýnda yer alabiliyoruz. Özellikle Ortadoðu'da yaþanan geliþmelerle ilgili olarak ahmaklýk derecesinde düþsel ve romantik bir dil kullanýyoruz, yaklaþým sergiliyoruz.
Ortadoðu'da yaþanan geliþmelerle ilgili olarak, medya tarafýndan üretilen sansasyonel ayrýntýlar, sansasyonel öyküler ve spekülasyonlar üzerinde tartýþmalar yapýyoruz. Medya'nýn temel insanlýk sorunlarýyla ilgilenmediðini unutuyoruz. Küresel gerçekliði anlamaya çalýþmýyoruz. “Demokrasi” maskesi altýnda sürdürülen haçlý seferlerini analiz etmiyoruz. Ýdeolojik savaþlarýn bütün yoðunluðuyla sürdüðünü fark etmiyoruz.
Emperyal statüko ila hesaplaþamýyoruz, bu statükonun kav ramlarýný reddedemiyoruz. Ortadoðu ayaklanmalarý; yerel tiranlarý deðiþtirirken, emperyal statükonun kavram ve kurumlar karcýsýnda eleþtirel bir ima'da bile bulunamýyor. Aziz Ýslam'a bir bütün halinde sahip çýkamýyoruz. Aziz Ýslam ve Aziz Kur'an ya ahlaki rehberlikle sýnýrlý olarak, ya da metafizik konusu ila sýnýrlý olarak deðerlendirilebiliyor. Kur'an aklýyla düþünmediðimiz, Kur'an aklýyla görmediðimiz ve yaþamadýðýmýz için Kur'an-ý Kerim’in temel ilkelerinin evrensel ve ebedi baðlamda geçerli olabileceðini kanýtlayabilecek bir bilince, ufka ve çözümlemeye bir türlü ulaþamýyoruz. Ýslam'ý, yerel/geleneksel aklýn sýnýrlarý içerisinde temsil etmeye çalýþtýðýmýz için suçluyuz. Yerel akýl, sýradan gündelik hayatýn kaygýlarýný, ilgilerini aþmayý baþaramýyor.
Biz Müslümanlar, Selman-ý Fârisi gibi kendimizi, Ýslamýn oðullarý ve kýzlarý olarak tanýmlayamýyoruz.
Sahih bir bilinci somutlaþtýrmadýðýmýz için, hiç bir ýrkýn, rengin, deðer ölçütü olarak ele alýnmamasý gerektiðini, Ýslamýn bütün insanlýk için olduðunu hatýrlamýyoruz. Irkçýlýk, mezhepçilik bir putçuluk haline geliyor. Bir ýrka ya da mezhebe tapmak demek, baþkalarýna hayat hakký tanýmamak demektir.
Aziz Ýslam, gerçek bir eylem devriminin adýdýr.
Kur'an-ý Kerime dayalý temel, entelektüel referanslarý özgürleþtirmediðimiz takdirde, hiç bir "devrim" den asla söz edemeyiz. Güçlü, etkili, bilinçli bir varoluþ; tarihin, zamanýn farkýna vararak baþlar. Bilinçli bir varoluþ; evrensel aklýn rehberliðinde, etki kaynaklarýný, alanlarýný ve araçlarýný çoðal tarak, yeni boyutlar bularak, içimizdeki ve dýþýmýzdaki yaratýlýþý tefekkür ederek, radikal bir deðiþim için sýra dýþý nitelikli kadrolar, üretken entelektüeller yetiþtirmek suretiyle baþlar. Derin düþünmeyen, üretmeyen, sorumluluk almayan insan hiç yaþamamýþ gibidir. Ýnsan kendisini çoðaltarak, yeni baþlangýçlar yaparak, üreterek, kendisine büyük sorular yönelterek, gündelik sýnýrlarý aþabilir. Düþünme ve üretme yeteneðine sahip olmayan insan için, her þeye boyun eðmekten baþka bir yol yoktur. Dünyevi, maddi korkularýn baskýsý altýnda yaþamak, yaþamak deðildir. Her türlü korkuyu aþtýðýmýzda ancak özgür olabiliriz.
Kendisiyle ilgili tercihleri, kararlarý bir baþkasýna, taklit ettiði bir otoriteye býrakan insan, kendisine sahip olmadýðý için böyle hareket eder. Kar ve zarar kaygýlarýnýn belirleyici olduðu bir hayat, hayat deðildir. Bireylere ya da toplumlara zorla dayatýlan, zorla kabul ettirilen fikirler ahlaki olamaz. Ýslami kimlik ancak, eylemle tamamlanabilir. Yaratýlýþ amaçlarýyla baðdaþmayan konularla, sorularla, soyut spekülasyonlarla ilgilenmek yerine, sorumlu tutulduðumuz konularla, alanlarla ilgilenmeliyiz.
Piyasanýn, paranýn, bireyciliðin sýnýrsýz saltanatý karþýsýnda, içerisinde yaþamakta bulunduðumuz ürküntü veren sýradanlýklarý terk etmeliyiz. Ýçerisinde yaþadýðýmýz zamanýn merkezi sorunlarýmýn farkýna varabilmeliyiz. Gerçekleþtirilmesi mümkün olan sorumluluklarý üstlenmek konusunda asla tereddüt etmemeliyiz. Ýma’ýn dýþa dönük tezahürleri üzerinde yoðunlaþarak, toplumun ilahi deðerler doðrultusunda dönüþtürülmesi mücadelesi her an gündemimizde olmalý. Züht dünyadan uzaklaþarak deðil, dünyevi kirliliklerden, bayaðýlýklardan uzaklaþarak elde edilebilir.
Günümüzde temel Ýslami referanslarla, yaþamakta bulunduðumuz hayatlar arasýnda büyük çeliþkiler, derin uçurumlar var. Gönüllerinizde Ýslami yaþattýðýmýzý sanýrken, kafalarýmýzda kapitalist arzularý büyütüyoruz. Bu çeliþkileri aþabilmek için, bütün varlýðýmýzla düþünmeli, bütün varlýðýmýzla kendimizi uyar malýyýz. Ýslami referanslarý özgürleþtirmeyi, bu yolda bir mücadele vermeyi düþünmeksizin yaþamak, nesneler gibi yaþamayý seçmek demektir. Kendimizi deðiþtirmeden, deðiþim talep edemeyiz. Bir zihniyet deðiþimi yaþamadan statükolarý deðiþtiremeyiz. Statükolarý deðiþtirmek, temel sorunlarýmýz etrafýnda ortak bir irade oluþturmak suretiyle gündeme taþýnabilir. Ýnsan’ý köleliðe, pasifizme, teslimiyetçiliðe, konformizme sevk eden her yaklaþým sorgulanarak reddedilmelidir.
Zihinsel bir kadavra gibi yaþamaya mahkûm olmaktan daha kötü, daha aþaðýlýk bir konum olamaz. Ýslam'ýn, iman'ýn dýþa dönük, toplumsal hayata dönük tezahürlerini gerçek kýlmak gibi onurlu bir sorumluluðumuz olmalý.
Emperyal-modern-seküler dünya kendi deðer sistemini mutlaklaþtýrarak, farklý deðer sistemlerine hayat hakký tanýmýyor. Bu nedenledir ki, Batý dünyasý, Ýslam toplumlarýný, halklarýný, kültürlerini olumsuz bir kaç kliþeye indirgiyor. Ýnsani toplumsallýklar, ahlaki toplumsallýklar birer birer kayboluyor. Piyasa, hayatýn bütün boyutlarýný kontrol ediyor dönüþtürüyor. Piyasa sorumsuz bir güç olarak hükümranlýðýn sürdürüyor. Kitlelerin algýlarý, piyasanýn talepleri doðrul tuþunda yönlendiriliyor. Piyasa, iletiþimi de istediði yönde þekillendirebiliyor. Maddi çýkar mülahazalarýnýn tayin edici olduðu bir dünya’da, bir deðer mücadelesi kaygýsý taþýyanlar birer birer sahneden çekiliyor. Düþünsel yoðunluklarý, derinlikleri ihmal ettiðimizde, her alanda büyük bir kýsýrlaþma yaþanýyor. Taklit'e dayalý kliþeler, gerçekliði gereði gibi görmemizi engelliyor. Her alanda dramatik bir erozyon, zihinsel/ruhsal bir gevþeklik yaþanýyor. Yeni zamanlarý dikkate almayan, pasif, demode bir dil ve yaklaþýmla, ancak geleneklerin gereði yerine getirilebiliyor.
Ufuklarýmýzý deðiþtirmek zorundayýz.
Gerçeklikten uzak bir yaklaþýmla kamuoyunu deðiþtirmek ve harekete geçirmek mümkün olamaz. Gerçekçi olmak demek Ýslami ideallerden uzaklaþmak anlamýna gelmez. Bir fikri, bir dava'yý, bir düþünce'yi, bir mesajý somutlaþtýrarak temsil etmek için, bütüne yönelik bir ilgi ve bütünsel bakýþ sahibi olabilmeliyiz. Amerikanlaþtýrmanýn maskesi olan küreselleþme karþýsýnda, muhafazakâr statükoyu savunmakla hiç bir sonuç elde edilemez. Alýþkanlýklarýmýzý aþarak daha geniþ bir ufka ve tartýþma alanýna çýkabilmeliyiz. Etnik ya da mezhepçi yaklaþýmlarla ahlaki bir evrenselliðe ulaþamayýz. Etnik ye da mezhepçi yaklaþýmlar ve baðnazlýklardan hiç bir þekilde ve hiç bir yerde örnek bir kiþilik ve örnek bir kimlik çýkmaz, çýkarýlamaz. Ahlaki bütünlüðe sahip olmayanlar iktidarlar karþýsýnda gerçeðin ifadesi olamazlar. Hangi mülahaza ile olursa olsun, iktidarlarýn yanýnda hizalananlar, her hangi bir deðiþim ve dönüþüme öncülük edemezler.