Aþýrý bireyciliðin yeni bir kültüre dönüþmesi hiçbir ahlaki/manevi otoriteye ihtiyaç duymayan genç kuþaklarýn ortaya çýkmasý sonucunu doðurdu. Kadýnlarýn iþ hayatýna atýlmalarýyla birlikte, aile ve aile deðerlerinde ciddi bir biçimde ihmale uðradý. Modern-seküler kadýn-aile algýsý sebebiyle, doðum ve evlilik oranlarýnda ciddi düþüþler yaþanýyor, boþanma oranlarý artýyor, nüfus azalýyor, gayrimeþru çocuk sayýsýnda ve suç oranlarýnda ciddi artýþlar olduðu görülüyor.
Ahlaki kurallara saygý duymayan bir dünyanýn/toplumun geleceðinden söz edilmez. Günümüz dünyasý/toplumlarý/siyasetleri, ekonomik krizleri büyük bir korku/kaygý/dehþet içerisinde takip ederken, ahlaki krizleri hiç kimse umursamýyor, kültürel krizleri kimse konuþmuyor. Ekonomik iyileþme haberleri ile çok mutlu olan bireyler/toplumlar/, ahlaki/kültürel iyileþme olup olmadýðýný merak bile etmiyor. Ahlaki sorunlar toplumun/siyasetin gündeminde deðil. Bugünün dünyasýnda, kiþisel çýkar, ulusal çýkar mülahazalarý erdemli iliþkilere, erdemli politikalara imkan vermiyor.
Toplumsal baðlardan, ahlaki baðlardan baðýmsýz bir özgürlük anlayýþý, ahlaktan baðýmsýz bir bilgi çaðý, sosyal-kültürel çöküþü hazýrladý. Sýnýrsýzlýðýn özgürlük olarak algýlanmasý, kuralsýzlýðý yeni bir kural haline dönüþtürdü. Bireycilik, hiçbir þekilde ahlaki bir denetimi kabul etmiyor.
Ortak deðerlere saygý kalmayýnca, bireyler, toplumdan soyutlanýyor, yalnýzlýðý, iliþkisizliði seçiyor. Ortak deðerlere saygý kalmayýnca toplumsal çürüme derinleþiyor. Ruhsuz, anlamsýz, ideolojik/ýrkçý deðerleri paylaþmakla, toplumsal bütünlük korunamýyor. Toplumsal sermayenin, toplumsal-kültürel birikimin tükeniþi nedeniyle toplumsal bunalýmlar yaþýyoruz. Toplumsal sermayeyi, birikimi reddeden toplumlar hiç bir yeniden yapýlanmayý, inþa’yý, açýlýmý gerçekleþtiremezler. Din’i hayatýn biçimci tekdüze alýþkanlýklara, tekrarlara dönüþmesi de din’i sermayenin/birikimin taþlaþmasýna neden olur.
Ýslam; birlik ruhunun, bilincinin, dayanýþma ve bütünleþme sanatýnýn adýdýr.
Ýslam’a yabancýlaþan, yabancýlaþtýrýlan etnik kimlikler, ortak bir insani zeminde buluþmayý baþaramýyor. Ýslam, tarih boyunca bütün farklý unsurlara bir arada bulunma, bir arada yaþama yeteneði/bilinci/ahlaký kazandýrdý. Bütün insanlarýn ortak insanlýklarýný tanýyan Ýslam, bu hayati niteliði sebebiyle hiç bir ýrkçýlýða izin vermedi, hiçbir ýrkçýlýðý mazur görmedi. Türkiye örneðinde yola çýkarak görebileceðimiz üzere; toplumlarý resmi/ideolojik/ýrkçý yaklaþýmlarla, kurallarla, cezalarla, yaptýrýmlarla yönetmek yeterli olmuyor. Toplumlarý bir arada tutan daha çok resmi olmayan ortak deðerler toplamýdýr. Modern-serküler hayat tarzý sözünü ettiðimiz ortak deðerler toplamýna yabancýdýr, yabancý kalmaya devam etmektedir. Din dýþýnda hiçbir düþünce ve hayat tarzý ahlaki bir sistem, ahlaký bir bütünlük oluþturmayý baþaramadý.
Bugünün dünyasý yozlaþmýþ/bayaðýlaþmýþ gerçekler dünyasýdýr. Küresel egemenlik adýna, dünyayý istedikleri gibi þekillendirme saplantýlarý, Ýslam dünyasý ülkelerini, kentlerini, kültürlerini ve insani hayatlarý enkaza çeviriyor. Deðerlerin çöküþü, insanlýðýn çöküþünü hazýrlýyor. Ýslam dünyasý ülkeleri algýsal/ahlaki bir kötürümlük içerisinde bulunduklarý için emperyalistlerin çýkar ve ihtiyaçlarýna cevap vermeye çalýþýyor. Ýran, emperyalist projenin bir parçasý olmayý reddettiði için büyük tehditler, büyük komplolar karþýsýnda bulunuyor. Emperyalist projenin bir parçasý olmayý kabul eden Filistin yönetimi, Gazze ve Hamas’ýn bütünüyle imhasý için Ýsrail’le iþbirliði yaparak insanlýk tarihinin en utanç verici teslimiyetçiliðini gerçekleþtiriyor. Ekonomik ýrkçýlýðý güçlendiren neoliberal ekonomik düzen her durumda maddi/manevi yoksulluklarý derinleþtiriyor. Ekonomik faþizm açgözlülük ve kâr ihtiraslarýný vahþi bir kültüre dönüþtürüyor.
Baðlayýcý ahlaki yükümlülüklere yabancýlaþan seküler hayat tarzý, aþýrý bencillikleri ve fýrsatçýlýklarý meþrulaþtýrýyor. Bireysel çýkarlarý için, toplumsal ve deðerleri ve sorumluluklarý dikkate almayan yeni bir birey tipi ortaya çýkýyor. Ortak insanlýk fikrini reddeden, etnik köken merkezli deðerlendirmeler, politikalar, hareketler, Türkiye’de de maalesef normalleþiyor. Etnik köken merkezli deðerlendirmelerin normalleþmesi ilkelliðin, barbarlýðýn, faþizmin normalleþmesi anlamý taþýr.
Toplumsal deðerlerin ve iliþkilerin bozulmasý, özellikle büyük kentlerde güvenlik kontrol noktalarýndan geçilerek girilebilen, tecrit edilmiþ, toplumun geneli ile iliþkisi olmayan yeni semtlerin oluþmasýna yol açtý. Bu siteler fiziksel olarak kentlere yakýn, ancak toplumsal olarak, manevi olarak kentlere uzak, kapalý ve topluma tepeden bakan siteler olarak inþa ediliyor. Ahlaki deðerlerden, ölçülerden, iliþkilerden baðýmsýzlaþan toplumlar anomi ve kutuplaþmaya sürükleniyor. Kültürel hayatýn ekonomik tercihleri belirlemesi gerekirken ekonomik tercihler kültürel hayatý belirliyor. Kendi düþünce sistemimizi, kültür ve bilgi sistemimizi bir bütünlük ve baðýmsýzlýk içerisinde inþa etmediðimiz için, seküler-liberal bilgi-düþünce-kültür sistemine maruz kalmaya devam ediyoruz.
Farklý varoluþlar arasýnda sýkýþýp kaldýðýmýz için, nihai tercihler yapamýyoruz, gerçeðe boyun eðdiðimiz için gerçeði sorgulayamýyoruz. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dünyayý kendi inanç ve düþüncelerimiz doðrultusunda görüp, anlayýp, yorumlayamamak gibi bir sorunumuz olduðunu kabul etmeliyiz. Dünyayý dönüþtürebilmek için, doðru tanýmlamak gerekir. Günümüzde, ötekileþtirilen, sessizleþtirilen, dilsizleþtirilen Ýslami cemaatler, adaletsizliðe, zulme, faþizme karþý hiçbir muhalefet, sorgulama, öfke yükseltemiyor, yalanlarý deþifre etmiyor, gerçeðin ifadesi olmaya çalýþmýyor. Sözünü ettiðimizi Ýslami cemaatler bugünün kirli gerçekleri karþýsýnda bir öfke yükseltmeleri gerekirken, tam tersi bir tavýr içerisine girerek öfke yerine hoþgörüyü yükseltiyor. Bütün iliþkileri çýkara göre þekillendiði bir dünyada; Ýslami cemaatlerin bile, iliþkilerinin çýkara göre düzenlediði bir dünyada samimiyet maalesef bütünüyle kaybolmuþtur. Çýkarýn hizmetine giren akýl, çýkarýn hizmetine giren duygular samimiyete hayat hakký tanýmýyor.
Paragöz bireycilik gibi, paragöz cemaatçilik de sýnýr tanýmadan yayýlýyor. Bireyleri biyolojik makinelere dönüþtüren süreçlerden geçiyoruz.
Kayýtsýzlýk, sorumsuzluk þeklinde tezahür eden modern özgürlük anlayýþý, hayatýn her alanýnda büyük bir karmaþaya ve nihilizme neden oluyor. Serserilikle, baþýboþlukla bütünleþen ahlakýn rehberliðine ihtiyaç duymayan bu özgürlük anlayýþý, bütün anlam sistemlerinin temellerini tahrip ediyor. Anlam sistemleri tahribata uðrayýnca hayatýn bütün yönleri ticarileþiyor, din’i hayat bile ticaretleþebiliyor. Bir direniþ iradesi, bir muhalefe iradesi ortaya koyamayan Ýslami cemaat hareketleri, teslimiyetçi suç ortaklýklarýný bir geleneðe dönüþtürüyor. Ýslam ve Müslümanlar, çok büyük meydan okumalarla sürekli olarak sýnanýrken, Ýslami cemaatler siyasal bilinçten yoksun bulunduklarý için, bedeli çok aðýr suskunluklar/sessizlikler içerisindeler. Ýslami anlam ve amaçlar adýna, dünyevi olandan feragat etmek yerine, dünyevi hazlar, tutkular ve çýkarlar adýna Ýslam’dan feragat ediliyor.
Her Müslüman Ýslami hayata/dünyaya bilincini ve gönlünü açtýðýnda; evrensel enginliklere, iyiliklere, güzelliklere açýlýr. Günümüzde Müslümanlar evrensel enginliklere açýlmak yerine hizip/cemaat baðnazlýklarýna/fanatizmlerine kapanýyor. Her fanatizm biçimi insanýn bütün ahlaki melekelerini/yeteneklerini felce uðratýr. Fanatik akýllý olmak istemez, akýllý olmaya ihtiyaç duymaz. Akýllý olmaya ihtiyaç duymayan baðnazlýklar, bu özellikleri nedeniyle taþlaþmýþ ve antikalaþmýþ yorumlarý tüketmeye devam ederler. Hizip/cemaat baðnazlýklarýna, fanatizmlerine kapananlar insanlýk durumlarýyla ilgili kaygýlar taþýmazlar, sorumluluklar almazlar.