Günümüz dünyasý;hukukun, ahlakýn, vicdanýn askýya alýn dýðý; hukuk yoluyla deðil, þiddet yoluyla egemenliklerin saðlandýðý bir dünyadýr. Ulaþým, iletiþim teknolojilerinin, serbest piyasa idolojilerinin egemen olduðu bugünün dünyasýnda, hiç bir ahlaki ve vicdani çaðrý yanký bulmamaktadýr. Ýdeolojik kültür, hukuk ahlaký ve kültürü, felsefe ahlaký ve kültürü içermediði için, yýkýcý sonuçlara neden oluyor.
Modern devlet, hikmet ya da felsefeye ihtiyaç duymadýðý için, insanlýk sorunlarý teknik sorunlar olarak ele alýnýyor. Modern seküler kültür aidiyet sorunlarýný/siyasetlerini çözümleyemediði gibi, bu sorunlarý derinleþtirdi. Ortak kökeni reddeden milliyetçilikler; birlikte yaþama kültürüne sahip olabilmek için, ortak kader anlayýþýný benimsemeleri ve buna saygý duymalarý gerekirken, bu hassasiyeti gösteremediler, kimlik kutuplaþmalarýna neden oldular. Emperyalizm, ortak kökene sahip olan milletleri bile, emperyalist çýkarlar doðrultusunda sayýsýz parçalara böldü. Bu konuda Arap milleti örneði kaydedilmelidir. Emperyalistler, sözünü ettiðimiz parçalarý gerçek anlamlardan baðýmsýzlaþtýrarak bu parçalara sembolik ve duygusal anlamlar yüklediler, bulanýk ve muðlak baðlýlýklar kazandýrdýlar. Sömürgeci modernlikler tarafýndan desteklenen seküler milliyetçilikler, Ýslam milleti algýsýný/bilincini erozyona uðrattý. Günümüzde de, yine bu seküler milliyetçilikler sebebiyle Ýslami bir dayanýþma/bütünleþme gerçekleþtirilemiyor. Ýnsanlýk tarihinde küre sel bir medeniyeti ilk kez Ýslam gerçekleþtirdi. Ýslam toplumlarý sömürgeci modernlik dönemiyle büyük bir bellek kaybý yaþadýklarý için, sözünü ettiðimiz medeniyet birikimine karþý kayýtsýzlýk içindeler. Bu bellek kaybý sebebiyle Ýslam toplumlarý, Türkiye örneðinde izlenebileceði üzere, büyük bir kýsýr döngünün tutsaðý haline gelmiþlerdir. Ýslam toplumlarýnda yaþanan bellek kaybý sebebiyle Müslüman halklar daha çok kýsmi bir Müslümanlýk'la iktifa ediyor. Yine Ýslam toplumlarýnda koþullara göre deðiþen, farklý çýkarlara hizmet için kullanýlan Ýslami yaklaþýmlar da var. Ýslami cemaatler, muhalefet iradeleri yok edilen, sistemle uyumlu kýlýnan, ehlileþtirilmiþ cemaatler olarak varlýklarýný sürdürüyor. Müslüman halklardan ýlýmlý olmalarý isteniyor. Ilýmlýlýk, tavýrsýzlýk, pasiflik, edilgenlik anlamýna geliyor. Ilýmlý Ýslam'la, güçsü ifadesiz ve iradesiz bir Ýslam amaçlanýyor. Günümüzde Batý dünyasý, Ýslam medeniyetine karþý ideolojik bir zafer kazandýðýný iddia ediyor. Batý'lý modelin nihai bir model olduðunu savunuyor. Çevremize baktýðýmýzda her konuda hegemonik Batýlý bakýþ açýlarýnýn yürürlükte olduðunu görüyoruz. Kibirli bir bencillik içerisinde bulunan Batý dünyasý, insanlýk karþýtý endüstrileþme çaðýnýn neden olduðu insani tahribat ile yüzleþmeye cesaret edemiyor. Ýnsanlýk etnik temizlik ve soykýrýmla Hýristiyan modern dönemde tanýþtý. Endüstrileþme çaðý, önce insanýn ruhunu yok ettiði için, þimdi tabiatýn ruhu kolaylýkla yok edilebiliyor. Endüstriyel uygarlýk, tabiatý bir hammadde gibi görüyor. Batý dünyasý, çýkarlarýnýn tehdit altýna girebileceðini düþündüðü ülkelere her tür yakýcý/yýkýcý müdahaleyi gelenek haline getirmiþtir. Modern dünyanýn efsaneleþtirdiði siyasal kavram ve kurumlara raðmen, günümüzde Filistinlilerin, Iraklýlarýn, Afganistanlýlarýn, Çeçenistanlýlarýn kendi kaderlerini tayin haklarý yok, kendilerini savunma haklarý yok, ülkelerini savunma haklarý yok, direniþ haklarý yok. Modernlikler, ýrkçýlýklar, ideolojiler^ "öteki" icat ederken, "öteki"nin her tür insani nitelikten yoksun olarak inþa ediyor. Ötekileþtirilenler bir þekilde "terörizm"le özdeþleþtiriliyor. Terörizmle ilgili söylem hiç bir þekilde bir gerçekliði yansýtmýyor. Emperyalist dünya önyargýlara dayalý karþýtlýklar imal ve icat ediyor. Küresel dünyanýn, Ýslam ve Müslümanlar hakkýnda kuramsal, kurumsal ve yapýsal önyargýlarý var. Bu nedenle her yerde üzerimize faþizm yaðýyor. Tepkisizliðimiz sebebiyle sürekli olarak ahlaki yenilgiler alýyoruz. Bütün suçu tarihin bugünkü faþist güçlerine yükleyemeyiz. Tahakküm, sömürü, iþkence, ayrýmcýlýk, ötekileþtirme, iþgal ve katliam kültürüne Yunus Emre, Mevlana ve Ýbn-i Arabi okuyarak/konuþarak; "hoþgörü", "diyalog" söylemleriyle yanýt veremeyiz. Faþizme "hoþgörü" olamaz, faþizmle "diyalog" kurulamaz. Bütün Müslümanlarýn bir irade modeli haline gelmek gibi çok aðýr, ancak çok onurlu bir sorumluluklarý var. Sessizce geçiþtirdiðimiz çeliþkilerimizle, kayýtsýzlýklarýmýzla samimi bir þekilde yüzleþebilmeliyiz. Anlam ve amaç belirsizlikleri içerisinde yaþayamayýz. Kendi kararlarýmýzý verme yeteneðine, kendi tercihlerimizin sorumluluklarýný üstlenme yeteneðine sahip olmalýyýz. Ýslami bünye paramparça olduðu için bu bünyeden "artý yeter" diyen bir ses yükselmiyor, bir irade çýkmýyor. Bütünle iliþkisini kesmiþ, kendisini bütün yerine koyan sorunlu parçalar, sorumluluk ve eylem alanlarýnda görünmeyen konformistler halinde yalnýzca gizemli konularla ilgileniyor. Bilmek gerekir ki, sorunlu parçalarýn dayanýþmasýndan ancak sorunlu bir bütün çýkar. Bu nedenle her parçanýn kendisini iyileþtirmesi gerekir. Ýyileþme için de her tür bencilliði aþmak gerekir. Gerçek bir iyileþme için, sýfýrdan baþlayarak toplumlarýmýzýn bilincini yeniden inþa etmemiz gerekir. Söylem ve eylem düzeyinde bilinçli bir tutuma; en geniþ anlamda düþünce, yöntem, deneyim alýþ veriþine önem vermeliyiz, îslam temellerini, ruhunu, niteliklerini korumaya özen göstererek deðiþime açýk olmalý; yeni düþünce/fikir alanlarý açmalý; gerçekçi bir bilgeliðe sahip olmalý; her konuda, her yerde yalýnlýk ve abartýsýzlýk içerisin de bulunmalýyýz. Ortak/temel aidiyet kaynaðý/çerçevesi olarak Ýslam'ýn her tür çatýþmayý önleyeceðine olan inancýmýzý güçlendirmeliyiz. Tek boyutlu bir gündemle kendimizi sýnýrlandýrmamalýyýz. Ne pahasýna olursa olsun, ahlakýn ve vicdanýn savunulmasý konusunda yoðunlaþmalýyýz. Hiç bir þey, her hangi bir hizb ýrkýn, kabilenin, sýnýrlarý içerisine hapsedilen bir düþünce hayatý kadar kasvetli ve sýkýcý olamaz. Kendi kendilerini, dilleriyle, kültürleriyle ifade etmelerine imkan verilmeyen topluluklardan baðlýlýk ve sadakat beklenemez. Bireyler ve toplumlar olarak, kolektif bir irade ortaya koyarak, kolektif bir özne biçiminde ortaya çýkarak, maruz býrakýldýðýmýz ideolojik ve ýrkçý cinnete bir dur dememiz gerekir. Bireysel ve toplumsal varoluþlarýnýn bilincine varamayan bireyler ve toplumlar hangi yönde olursa olsun kolaylýkla yönlendirilir, kullanýlýrlar.