Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4864
Toplam 15292766
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Va Hayfa, Va Esefa
07/04/2009 - 14:34
 
Günümüz dünyasýnda genel kullanýmda olan pek çok kavramýn, ideolojik ve ýrkçý imalar içeren, aþaðýlayýcý imalar içeren kavramlar olduðunu farketmeksizin, bu kavramlarý normal kavramlarmýþ gibi, masum kavramlarmýþ gibi kullanabiliyoruz.
 Birinci, Ýkinci, Üçüncü dünya gibi; geliþmiþ, geliþmemiþ toplumlar gibi tanýmlar farklý bir gerçekliði tanýmlamak üzere deðil, bu gerçekliði damgalamak üzere kullanýlýyor. Tarihin biçimini deðiþtiremediðimiz için, dönüþtüremediðimiz için, tarih bizi deðiþtiriyor, dönüþtürüyor; kapitalist kültürün kavramsal dünyasý içerisine bizleri hapsediyor. Statüko ile bütünleþtiðimiz için, eleþtirel bir kültür oluþturamýyor; baðýmsýz, özgün ve özgür bir dil kuramýyoruz. Statükocu, teslimiyetçi yaklaþýmlara ters düþen, açýlýmlar, yorumlar, davranýþ ve tercih biçimleri sistem tarafýndan propoganda yoluyla etkisiz hale getirilebiliyor. Tarihin anlamýný deðiþtirmeyi baþaramadýðýmýz için, ideolojik mülahazalarla, ýrkçý mülahazalarla, bütün bir insanlýðýn aldatýlmasýný, yanlýþ yönlendirilmesini engelleyemiyor; ulusal güvenlik mülahazalarýyla bütün kötülüklerin/barbarlýklarýn meþrulaþtýrýlmasýna seyirci kalabiliyoruz. Her toplumda ideolojik elitler, kendilerini her tür hukukun üzerinde görebiliyor. Ulusal güvenlik mülahazasýyla her tür hukuksuzluk mazur görülebiliyor.

Varoluþumuzu, hayatýmýzý kendi sözcüklerimizle, kendi kavramlarýmýzla inþa edemiyoruz. Kendi dünyamýz, kendi inançlarýmýz, sözcüklerimiz, kendi öykülerimiz doðrultusunda kuramýyoruz. Hayatlarýmýz hep büyük ikilemler ve çeliþkiler içerisinde geçiyor. Bütün toplumlarda, her alanda bir çözülme yaþandýðý için, bütün kimlikler bulanýk hale geliyor. Bizler, Müslümanlar olarak, kimliðimizi inançlarýmýz temelinde inþa etmek durumundayýz. Ýnsanlýða özgü, hayata özgü, tarihe ve varoluþa özgü bütünsel algýlarýmýz, kimliðimize nihai bir anlam kazandýrmalýdýr. Ýnsani, ahlaki, medeni iliþkilere imkan vermeyen bir gerçekçilik dünyasýnda yaþýyoruz. Uluslararasý iliþkilerde medeni iliþkilerin yerine çýkar iliþkileri, ideolojik iliþkiler geçti. Bu tür bir iliþki biçimi hiç bir þekilde adalet duygularýna yer vermiyor.

Ýnançlarýmýzý, düþüncelerimizi, kavram ve kurumlarýmýzý eyleme geçirecek bilinç ve duyarlýklardan uzaklaþýyoruz. Baþka bir dille konuþuyoruz, hangi anlam zemininde bulunacaðýmýzý kestiremiyoruz, anlam ikiliklerinden özgürleþemiyoruz. Etkili, kültürel, düþünsel, entelektüel, edebi, estetik çerçeveler, tarzlar, eserler üretmeyi baþaramadýðýmýz için kültürel emperyalizmlere maruz kalmaya devam ediyoruz. Kendi Ýslami dünyalarýmýzý kurabilecek bir iradeye sahip olmadýðýmýz için, Ýslam toplumlarý hep gerilim içerisinde, hep karmaþa içerisinde, hep huzursuzluk, bunalým ve istikrarsýzlýk içerisinde bulunuyor, Amerikan hayat tarzý ve dünya görüþü adýna, toplumlarýmýza her tür kötülük reva görülebiliyor. Çok kýrýlgan bir baðýmsýzlýk iklimi içerisinde yaþadýðýmýz için, kültürel hegemonyalara açýðýz. Direnerek, mücadele ederek baðýmsýzlýk kazanmakla; baðýmsýzlýklarýn biçimsel olarak, baþkalarý tarafýndan baðýþlanmasý birbirinden çok farklý þeylerdir.

Hayatlarýmýzý bir inanç/ahlak/deðer sistemi içerisinde onurlu bir þekilde direnerek sürdürmek; ya da maddi dünyanýn büyüsüne kapýlarak, bütün erdemlere yabancýlaþarak, þeyleþerek sürdürmek konularýnda nihai kararlýlýklar gösteremiyor, nihai tercihler yapamýyoruz. Þeyleþmenin insani olmayan bir konuma mahkûm olmak anlamýna geldiðini hatýrlamalýyýz. Her durumda, hakikatin ifadesi olmak gibi bir sorumlulukla karþý karþýya bulunan Müslümanlarýn, teslimiyetçiliði, köleliði, edilgenliði, statükoculuðu seçmeleri asla kabul edilemez. Duygusal algý biçimleriyle bütünleþtiðimiz, akýlcý algý biçimlerine kayýtsýzlýðýmýz sebebiyle tutsaklýklarýmýz sürüyor, bir yenilgi kültürü ile uzlaþýyoruz. Alýþkanlýklarýna mahkum olan toplumlar, koþullara da mahkum oluyor. Geçmiþçi saplantýlarýmýz/baðnazlýklarýmýz sebebiyle, geliþmeleri/olaylarý çok geç algýlamak gibi bir sorunumuz var. Siyasal /kültürel/düþünsel anlamda sistematik sömürgeleþtirmenin nesneleri haline getirildiðimiz için, günümüz dünyasýný etkileyemiyoruz, günümüz dünyasýný etkileyebilecek metinler, fikirler, kadrolar üretemiyoruz. Günümüz dünyasýný etkileyebilecek metinler üretmeyi baþaramýyoruz, ancak, geçmiþten intikal eden metinlerden etkilenmeyi sürdürüyoruz. Kültürel direniþ bilinci oluþturamýyoruz. Modern siyasal kültür, rasyonel, çýkarcý, hesapçý, pazarlýkçý bir kültüre dönüþüyor. Bütün kültürlerin içi boþalýyor. Paranoyak ideolojik hezeyanlar sürekli olarak ötekilik stratejileri oluþturuyor.

Modern dünya, demokrasilerin, hýrsýzlarý /soysuzlarý, katilleri/iþkencecileri/soykýrýmcýlarý/çeteleri/fahiþeleri seçmelerinden asla her hangi bir rahatsýzlýk, tedirginlik ya da utanç duymazken; demokrasilerin, Ýslam’ý, Ýslami direniþ hareketlerini seçmelerinden son derece rahatsýz. Bu konuda en yeni örnek olarak Hamas örneði üzerinde önemle durulabilir. Hamas’ýn Ýslami temellere dayalý olarak bir baðýmsýzlýk ve direniþ mücadelesi veriyor olmasý, Hamas’ýn yalnýzlaþtýrýlmasý, etkisizleþtirilmesi için yetiyor. Hamas’ýn siyasal alanda yalnýzlaþtýrýlmasý, silahsýzlandýrýlmasý yönündeki küresel propoganda, maalesef, Müslümanlarý, Ýslami cemaatleri bile etkileyebiliyor. Hamas’ý yalnýzlaþtýrmak/yok etmek üzere Gazze’ye karþý giriþilen, insanlýk tarihinin en korkunç iþgal/istila/yýkým stratejileri, katliam ve soykýrým uygulamalarýný önemsizleþtirmek üzere batý dünyasý ýrkçý bir dil kullanýyor, ýrka dayalý ideolojileri, ýrk emperyalizmini, sistematik devlet terörünü, ideolojik aþaðýlamalarý, her türlü tehciri, bütün Ýslam dünyasýný tahkir etmeyi/incitmeyi/yaralamayý göze alarak sürdürebiliyor. Hamas’a yönelik, Filistin direniþine ve tüm direniþ hareketlerine yönelik siyasal/ideolojik katliam batý dünyasý ile büyük bir eþgüdüm içerisinde yürütülüyor. Her iki Batý, Amerika ve Avrupa, Gazze katliamlarýný/soykýrýmý, Siyonist ýrkçýlýðý/faþizmi açýkça ödüllendiriyor, Hamas’ý diz çökmeye zorlamak için her tür abluka ve kuþatmayla tehdit ediyor. Frantz Fanon’un deyiþiyle “Yeryüzünün Lanetlileri” sayýlmaya devam ediyoruz. Modern dünya, 20 nci yüzyýl boyunca Filistin halkýna tahmil ettiði büyük acýlarý, trajedileri, büyük yalnýzlýklarý daha da derinleþtirmek suretiyle 21 nci yüzyýla devretmiþ bulunuyor. Bütün bu olup bitenlerden modernizmin korkunç bir ideoloji olduðunu anlýyoruz. Bu arada belirtmek gerekir ki, Hamas’ý siyasal olarak yalnýzlaþtýrma giriþimlerine, bu yolda programlanan siyasal/ideolojik katliamlara; “hoþgörü” yaklaþýmýný esas alan, kendi gündem ve tarzlarýyla, kendi liderleriyle, bu liderin kitaplarýyla büyülenen, son yüzyýlýn en narsist cemaati de destek verebiliyor. Her zaman ve her þartta muktedirlerin yanýnda olan bu cemaat ve benzeri cemaatler, Ýslam dünyasýnda oluþan direniþ kültüründen, direniþ bilincinden, direniþ yaklaþýmýndan son derece rahatsýzlar. Muktedirlerin yanýnda saf tutanlar, teslimiyetçilikte karar kýlmýþ bulunuyorlar.

Va hayfa, va esefa,

Kendi gündemleriyle/liderleriyle büyülendikleri için, farklý kitaplar okumayan, farklý isimleri takip etmeyen, farklý hiç bir yorum ve yaklaþýmla ilgilenmeyen, farklý hiç bir etkinlik biçimini onaylamayan, tek boyutlu, tek çizgili yaklaþýmlarýn insanlýða kazandýrabilecekleri hiç bir olumlu katký olamaz.

Modern hayat ve siyaset tarzý, ahlaki yaklaþýmlarýn ve çözümlemelerin geçmiþe özgü yaklaþýmlar olduðuna inanýyor. Bugüne özgü yaklaþýmlarýn temelinde ahlakilik deðil, kârlýlýk ve verimlilik var. Modern teknik geliþme ve ekonomik büyüme, insani varoluþu tehdit ederek sürüyor. Bilimin yerküre için tehdit haline geldiði bir dünya ile karþý karþýyayýz. Modern zamanlara kadar, ortak insanlýk fýtratýnýn utanç verici olarak takbih ettiði pek çok þey, özellikle de cinsel serbestlik, modernizmin himayesi altýnda meþrulaþtýrýlabiliyor. Burada, hayvanlarýn fiziksel özelliklerini, cinsel iliþkilerini sergilemekten utanç duymadýklarýný kaydetmek gerekir. Modern batý düþüncesi, bugün pek çok konuda, pek çok kavramla ilgili olarak çok bulanýk fikirler taþýyor. Modernitenin bugün çaresiz kaldýðý pek çok insani sorun var. Modernitenin, varoluþun/hayatýn anlamý, deðerleri konusundan baþlayarak pek çok konuda dinin yardýmýna ihtiyacý var. Günümüzde, modernite tarafýndan cesaretlendirilen bireyci akýlcýlýðýn neden olduðu sorunlar, entelektüel dünyada tartýþýlýyor. Dini deðerleri esas alan, aile deðerlerini esas alan bir toplumsallaþma fikri batý toplumlarýnýn yeniden gündemine giriyor. Modernite, bedenle ruhu, akýlla sezgiyi, kamusal alanla özel alaný birbirinden ayýrmanýn neden olduðu gerilimleri yaþýyor ve bütün bu unsurlarý yeniden bir araya getirmenin ihtiyacýný duyuyor. Modern bilim ve seküler dünya görüþü ruhla-beden arasýndaki tamamlayýcý iliþkileri gerçekleþtiremedi. Maddecilik de, maneviyatçýlýk da kendi baþlarýna var olamazlar, var olamamýþlardýr. Ýslam, maddi olanla, manevi olaný kapsýyor, bir bütünlüðe kavuþturuyor. Ekonomik/politik ideolojik tanýmlarla düþünen günümüz toplumlarý, hiç bir alanda, entelektüel /felsefi/düþünsel/kültürel/hikemi özgün eserler üretemiyor. Kapitalist hayat tarzý sebebiyle toplumsal hayatýn her safhasýnda, her tür iliþki biçiminde, büyük parçalanmalar, büyük yýrtýlmalar yaþanýyor. Siyaset, büyük kalabalýklara hitap ettiði için, büyük kalabalýklarýn ilgisine ihtiyaç duyduðu için kültürel konular, kültürel sorunlar ile ilgilenmiyor. Bugün, ahlak, adalet, sorumluluk temelinde þekillenen bir dil/düþünce/ fikir sistemi kurmak hayati önemi olan bir konu haline gelmiþtir. Ahlaki kurallardan baðýmsýz bir toplum, varlýðýný teknik anlamda sürdürebilir; ancak insani anlamda sürdüremez. Günümüzde meþru olmayan cinsellik biçimlerini Papa sorgularken, Ýslami kurumlar susuyor. Kötülükleri teþhir edemiyor, sorgulayamýyoruz. Ýslami bütünlüklere yabancýlaþýyoruz. Ýslam düþüncesini, felsefesini, tarihini tevhidi anlamda ve ümmeti kuþatacak þekilde yorumlayabilecek entelektüel üretim yapamýyoruz. Ýslami çevrelerde, aklý ikinci plana atan, sezgiyi birinci plana alan romantik görüþler etkili hale geliyor.

Anlýk, günlük, sansasyonel, magazinel olaylarla sýnýrlý bir medya dünyasý, korkunç bayaðýlýklar sergiliyor. Kontrol edilemeyen, sorgulanamayan dizginsiz hazcýlýk, modernliðin desteðini alarak, geliþmesini tahripkar bir biçimde sürdürüyor. Kitle kültürü, haz kültürü televizyon ve internet aracýlýðýyla her eve giriyor. Popüler kültür, toplumlarý aynýlaþtýrýyor, içi boþ kliþelerden ve biçimlerden ibaret bir kültür halini alýyor. Bu kültürle bütünleþen toplumlar, kitleler, eleþtirel ve baðýmsýz düþünme yetisini yitiriyor. Günümüz insaný rasyonelleþtikçe ruhsuzlaþýyor ve bir kimlik kargaþasý yaþýyor. Anlýk zevklere, tutkulara hitap eden günümüz sanat anlayýþý, kapitalist dünya görüþünün ve hayat tarzýnýn hizmetinde. Günümüzde, sanat piyasa koþullarýna, piyasa mantýðýna hitap ediyor, bu koþullara boyun eðiyor. Ruhsal yoksullaþmalara neden olan, ruhsuz ve sýradan bir kültür hayatý, moda’lar tarafýndan yönlendirilebiliyor, propoganda aygýtlarý tarafýndan kontrol edilebiliyor.

Ýnsani iliþkileri, eþyalar arasý iliþkilere dönüþtüren süreçler yaþýyoruz.

Her þeyi aklýn tahakkümü altýna alma saplantýlarý sürüyor, tek boyutlu bir varoluþun düþünülemeyeceði unutuluyor.

Günümüzde yaþanan katliamlar, soykýrýmlar, faþizmler, emperyalist iþgal ve istilalar, toplama kamplarý, tehcirler, insani/ahlaki büyük erdemleri bilgelikleri içeren büyük kültürlerin öldüðünü gösteriyor.

Ahlaki deðerler özelleþiyor.

Ýyi-kötü algýsýnýn, helal-haram algýsýnýn temelleri sarsýlýyor.

Ýslam topraklarýnýn, Ýslam kültür ve uygarlýðýna ait anýtsal yapýlarýn/deðerlerin hiç bir þekilde dokunulmazIýklarý kalmamýþtýr.

 Ýslam topraklarýnýn, Ýslam kültür ve uygarlýðýna özgü anýtsal yapýlarýn dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýldýðý, kaldýrýlabildiði bir dönemde hiç bir iyimserlikten söz edilemez. Ýslam dünyasý ülkelerinde kimi ailelerin bir sistem haline dönüþmelerini anlamak ve kabul etmek mümkün deðildir. Müslümanlar olarak, kültürel güvenliðimizin kalmadýðýný itiraf etmeliyiz. Hayatýn her alanýnda Avrupa merkezci bir söyleme maruz býrakýlýyoruz. Sanat/edebiyat hayatý konformist bir tarzý/yolu /yöntemi benimsemiþ görünüyor. Bugünün dünyasýnda, yalnýzca Çin, Hindistan ve Japonya kendi kültürel özelliklerini, özgünlüklerini koruyabiliyor.

Medya kuruluþlarý büyük ölçüde ticari kuruluþlara dönüþtükleri için, piyasa mantýðýna teslim olmuþlar, “býrakýnýz yapsýnlar” anlayýþý içerisinde kuralsýzlýðý seçmiþlerdir. Medya dünyasý, niteliksel bir düþüþ yaþýyor. Medya sembolik bir iktidarý temsil ediyor, olaylarýn yönünü biçimlendirmeye çalýþýyor. Elektronik medya döneminde artýk her hangi bir iliþki ve eylem için ortak bir mekânda buluþmak gerekmiyor. Medya kültürü tüketimciliði kýþkýrtýyor. Elektronik medya iletiþimi küreselleþtiriyor. Ýnternet olumlu amaçlar için, kullanýlabileceði gibi, olumsuz amaçlar için de kullanýlabiliyor, Televizyon yeni bir hayat tarzý oluþturuyor. Farklý boyutlarda, farklý þekillerde, tanýmlanmasý güç, karmaþýk dönüþümler geçiriyoruz. Kötülükler ve sapkýnlýklar deðil, ahlaki tercihler sorgulanýyor. Müslümanlar liberal kültürle tanýþýyor, buluþuyor ve bütünleþiyor.

Aziz Ýslam’ý bir bütünlük bilinci içerisinde hayata ve tarihe kazandýrmak gibi çok onurlu bir sorumluluðu üstlenenler, bulunduklarý her yerde, Ümmet’e özgü bütün hassasiyetleri temsil edebilecek yeni düþünsel, kültürel, entelektüel merkezler oluþturmak zorundadýr. Kendi kendimizi özgürce tanýmlama yeteneðimizi yeniden kazanmamýz gerekir. Aklýmýzýn, kalbimizin ve bilincimizin bütünlüðü her bakýmdan çok önemlidir. Bilinçsiz akýl gibi, ahlaksýz bir akýl da sorunludur. Akýlsýz bilinç gibi, ahlaksýz bir bilinç de eksiktir. Din’i hayat tarzýyla, akýlcý çözümlemeleri karþý karþýya getirmenin anlaþýlabilir bir yaný yoktur. Bireycilik insaný her tür aidiyet duygusundan uzaklaþtýrarak yalnýzlaþtýrýr.

Statükolarýn ve muktedirlerin himayesini seçmek, teslimiyetçiliði bir kader haline getirmenin sonucudur.

Aziz Ýslam’ýn, 10 ncu yüzyýl sonrasý dönemde resmi yorumlarýn sýnýrlarý içerisine hapsedilerek, dondurulmasýyla birlikte; her tür yenilenmeye karþý anlaþýlamaz bir muhalefet oluþtu. Ýspanya, (1492) Viyana (1529-1685) ve Ýnebahtý Deniz Savaþý yenilgileri sonrasýnda, Batý kapitalizminin yayýlýþý, sömürgeciliðin tarihe giriþ süreçlerine Ýslam Dünyasý gerekli yanýtlarý veremedi. Osmanlý imparatorluðunun daðýlmasýyla birlikte yaþanan siyasal çöküþ; küresel kapitalizmin dönüþtürücü etkilerinin Ýslam toplumlarýnda somutlaþmasý, toplumlarýmýzý yeni bir kuþatmayla karþý karþýya getirdi. Bu kuþatmaya ilk tepkiler, Mýsýr’da ihvan-ý Müslim’in, Pakistan’da Cemaat-i Ýslami ile ortaya çýktý. Sözünü ettiðimiz bu cemaatler sýnýrlý bir alanda etkilerini sürdürüyor olsalar da; yapýsal dönüþümler gerçekleþtirmeyi baþaramadýlar. Bu hareketler, Ýslam toplumlarýnýn karþý karþýya bulunduðu düþünsel, kültürel, siyasal ikilemleri aþamadýlar. Yapýsal dönüþüm, modern tarihte, Ýran’da Ýslam Devrimi ile birlikte gerçekleþti. Hac, Ýslami küreselleþmenin en elveriþli zemini iken; bu zeminde hiç bir siyasal tavra, duruþa, eyleme izin verilmiyor; dolayýsýyla. Hac’dan hiç bir þekilde bir siyasal irade, sorgulama çýkmýyor, Ulus-devletler ve seküler milliyetçilikler tarafýndan Ümmet sayýsýz parçaya bölündüðü için, Hac duygusal bir ibadet biçimi olarak yaþatýlýyor. Müslümanlar, kiþisel ibadetlerini yerine getirme özgürlüðü dýþýnda hiç bir özgürlüðe sahip deðiller. Her toplumda Müslümanlar resmi korkularýn nesnesi haline getirilmiþlerdir. Her türlü korkunun nesnesi haline getirildiðimiz için, kitabi olmayan bir din anlayýþý, fýkhi temelleri/kaygýlarý bulunmayan bir din anlayýþý hayatýmýzda yer bulabiliyor. Þeriat’a iliþkin temel ölçütlere yabancýlaþan tasavvufi hareketler artýk yalnýzca psikoterapi gruplarýnýn iþlevlerine benzer iþlevleri yerine getiriyor. Akli ölçüleri içermeyen, ruhsal dindarlýk biçimleri cesaretlendiriliyor. Eleþtirel denetim yapma yeteneðimiz, sorumluluðumuz, geleneðimiz olmadýðý için, her cemaat kendine özgü bir yol tutturabiliyor. Ýslami çevrelere arýz olan, kiþi kültü, Müslümanlarý, bütüncül Ýslami yaklaþýmlardan uzaklaþtýrýyor. Bir Müslüman’ýn varoluþunu bir tek kiþinin birikimi ve yaklaþýmý ile sýnýrlandýrmasý kadar büyük bir baðnazlýk ve fanatizm olamaz. Müslümanlar kült kiþilerde olaðanüstü/olaðandýþý ilahi nitelikler vehmediyor. Kendilerinde olaðanüstü/olaðandýþý nitelikler olduðu düþünülen kiþiler, bu düþünceden hareketle, özel egemenlik, saltanat, iktidar, ayrýcalýk ve otorite biçimleri oluþturuyor. Bu tür egemenlikler, saltanatlar çok yoðun, çok aþýrý, ölçüsüz, duygusallýklarla, kitlelerin dini duygularýný harekete geçiriyor, Ýslami ilkeler, ölçüler ve yasalar yerine, kiþilere itaat kimi dini tevillerle meþrulaþtýrýlýyor ve kesinlikle sorgulanamýyor. Özel egemenlik/otorite biçimini gerçekleþtirerek, izleyicilerinin mutlak itaatlerini saðlayanlarýn yanlýþ eylemleri, yanlýþ tercihleri hiç bir þekilde eleþtirilemiyor, tartýþýlamýyor. Sözünü ettiðimiz egemenlik biçimlerine sahip olanlarýn yanlýþ eylemlerinde, yanlýþ tercihlerinde her durumda bir “hikmet” aranýyor, bir “hikmet” bulunabiliyor. Özel egemenlik ve saltanat biçimlerini gerçekleþtirenlerin bu egemenliklerini kesintisiz bir þekilde sürdürebilmeleri için, haklarýnda sistematik bir biçimde menkýbe ve keramet üretilmesi gerekiyor. Günümüzde bu ihtiyaca cevap vermek üzere her cemaat kendi çapýnda bir menkýbe/keramet/rüya/hamaset atölyesi ya da fabrikasý oluþturmuþtur. Menkýbe/ keramet imalatý bugün bir endüstriye dönüþmüþtür.

Ne yapmalarý gerektiðine bir türlü karar veremeyen topluluklar, sürekli olarak kendilerini tekrar etmek zorunda kalýrlar. Her hangi bir cemaat, her hangi bir topluluk ve hareket, temelsiz bir üstünlük duygusu ile bütünleþtiðinde, her hangi bir toplum ve devlet, üstünlük ideolojisi ile hareket ettiðinde, kendi kendisinin ufkunu kapatmýþ olur, kendisinden baþka bir cemaati, kendisinden baþka bir toplumu ya da devleti göremez hale gelir. Fikirlerle deðil, sloganlarla yönetilen bir tarih her zaman bitip tükenmeyen çatýþmalara sahne olur. Sloganlarla yönetilen modern ideolojik tarih, Müslümanlar için bir kabus haline gelmiþtir. Adaletsiz ve barbar bir tarih dönüþtürülmesi gereken bir tarihtir. Irkçý yalanlarla, ideolojik yalanlarla tarihe vaziyet edilemez, tarih belirlenemez.

Ýslam toplumlarýnýn her alanda devrimci dönüþümlere ihtiyacý var. Irak’da, Afganistan’da, Filistin’de, Gazze’de, direniþ hareketleri/mücadeleleri emperyalizme, faþist Siyonizme mahkum olmadýðýmýzý kanýtladýlar. Ýslam toplumlarýnda yaþanan siyasal felç/zillet durumunun, Ýsrail’e hayat verdiði unutulmamalýdýr. Tek bir topluluk olarak, Ümmet olarak bir araya gelme ahlakýný, bilincini, sorumluluðunu yeniden, bir kez daha harekete geçirebiliriz. Hizipçi, ýrkçý, mezhepçi narsisizmlerin tutsaðý olmayan herkes böyle bir harekete bütün bir varlýðýyla katýlabilir. Kendilerini aziz Ýslam ailesinin, deðerlerinin, kaygýlarýnýn, sorumluluklarýnýn bir parçasý sayanlar için, her tür etnik aidiyeti, mezhep aidiyetini, ülke aidiyetini aþmak bir sorun teþkil etmeyecektir. Bir bencillik çaðýnda, bencil olmayan tercihler yaparak, tarihin dikkatini çekebiliriz, gidiþata dur deme iradesi gösterebiliriz. Bencillik çaðýndan sorumluluk çaðýna geçebilmek için büyük fikirler, büyük kültürler ve büyük bilgelikler gerekir. Ýslamýn büyük fikirler, büyük kültürler ve büyük kültürlerle tarihi dönüþtürmeyi baþardýðýný hatýrlamalýyýz. Bir kent dini olarak tarihe giren Ýslam sadeliðiyle tarihi etkiledi. Kent kültürü bir uygarlýðýn varlýðýna iþaret eder. Hiç bir baðnazlýk/bencillik/aþýrýlýk kent din’i olan Ýslam’a yakýþmaz, yakýþtýrýlamaz.

Karþý karþýya bulunduðumuz trajediler bir kader olamaz. Ortak bir bilinç, ortak bir kültürü, ortak bir kültür ortak bir dayanýþma zeminini gerekli kýlar. Bu ortaklýklar saðlanamadýðý takdirde, kolektif bir irade oluþturulamaz.

Ýnsanlýðýn dünyasý, modernist/postmodernist/rasyonalist/ seküler dünyalarý/dünya görüþlerini/hayat tarzlarýný, bütün tezahürleriyle yaþayarak tecrübe etti. Sözünü ettiðimiz dünya görüþlerinin, hayat tarzlarýnýn sömürgeci ve ýrkçý bir dünya oluþturduðunu hepimiz yaþayarak gördük. Modern bilim de, modern kavram ve kurumlar da, rasyonalite de, sýnýrsýz bir biçimde halen ideolojik amaçlarla kullanýlýyor. Bütün bu olup bitenler ahlaki bir dünyayý, adil bir dünyayý, daha iyi bir dünyayý imkansýz kýlýyor. Kapitalist hayat tarzý ve düþünce biçimi çok kaba, çok küstah ve çok duygusuz iliþki biçimleri oluþturuyor. Bedensel ve zihinsel anlamda insanlarý sömüren, maddi ve fiziksel tatmin için insanlarýn hayatlarýna el koyan kapitalist hayat tarzý, hepimizi kalbimize yabancýlaþtýrýyor. Kapitalist dünya, insanlýðýn bütün imkânlarýný, teknik gücün, sanayi gücünün üstünlüðü için harcýyor. Sanayi gücünün üstünlüðüne inanan bir sistem, insaný bir istatistik malzemesi olarak görüyor.


Bu Makale 4422 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

18 Sevvâl 1445 |  27.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ey imân edenler! Allah'a karþý takvâlý olun ve sözü doðru söyleyin.

( Ahzâb sûresi - 70)

Bir Hadis

Abdullah Ýbni Ömer radýyallahu anhümâ þöyle dedi:

Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hastalýðý aðýrlaþýnca kendisine, namazý kimin kýldýrmasýný istediði soruldu:

- “Ebû Bekir’e söyleyin, namazý kýldýrsýn!” buyurdu.
Bunun üzerine Âiþe radýyallahu anhâ:
- Ebû Bekir yufka yüreklidir. Kur’an okurken kendisini tutamaz,aðlar dedi.

Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Söyleyin Ebû Bekir’e, namazý kýldýrsýn!” buyurdu.



Buhârî, Ezân 39; Müslim, Salât 94

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Sen yardým istenilensin, dualar ancak sana ulaþýr, dualarý sen kabul edersin, güç ve kuvvet ancak Allah ile birlikte vardýr.”

(Tirmizî, Deavât, 94)

Hikmetli Söz

Terbiye ana kucaðýndan baþlar; her söylenilen kelime, çocuðun þahsiyetine konan bir tuðladýr.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com