Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1377
Toplam 15294170
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR
25/09/2012 - 12:01
 
Maruz kaldýðýmýz zihinsel soykýrým nedeniyle, bütünlüðünü yitirmiþ, küçük parçalara bölünmüþ, marjinalize edilmiþ bir din algýsýyla oyalanýyoruz, avutuluyoruz, aldatýlýyoruz, uyutuluyoruz, Pýratik, gündelik hayatýmýzý Ýslami temel ilkelere dayalý olarak sürdüremiyoruz.

Aydýnlanma ideolojisi, insani her hangi bir yaratýk, ya da bir makine gibi tasavvur etti. Aydýnlanmanýn bir dünya görüþü haline gelmesiyle birlikte, insanlar insani alanlardan, ilgilerden, duyarlýklardan uzaklaþtýrýldýlar. Hümanizmle birlik­te, Allah (c.c.) varoluþun merkezinden çýkarýldý; varoluþun yerine insan yerleþtirildi. Aydýnlanmanýn gerçekleþtirmek istediði sistem, kutsal ve mutlak gibi kavramlar içermeyen bir sistem olarak düþünüldü. Bu sistem nezdinde insanlýk, maddi boyuta in­dirgendi. Ýnsan, duygusuz bir nesne gibi tanýmlandý. Ýnsanýn mad­di boyuta indirgendiði bir dünyada “güç” belirleyici bir ölçüt haline geldi. Sözünü ettiðimiz dünyada hayat, üretim / tüketim, kar / has gibi unsurlardan ibaret bir hayata dönüþtü. Bu tür bir dünyada, ahlak / fazilet / merhamet / adalet / hayâ / edep / iffet, bilim dýþý sayýlarak inkâr edildi. Günümüzde de büyük ölçüde hayat / dünya matematiksel paradigmalar, rakamlar ve miktarlarla deðerlendiriliyor.

Modern Batýlý modelin güç / sömürgecilik aracýlýðýyla mutlaklaþtýrýlmasýyla birlikte Batýlý olmayan dünya görüþü, ha­yat tarzý, tarih algýsý tarihin dýþýna sürüldü. Batýlý olmayan düþünce / kültür / tarih / insan deðersizleþtirildi. Batýlý olmayan dünya, tarihin son birkaç yüzyýlýnýn her alanda açýk ve somut bir tahakküme maruz kalarak geçirdi, geçiriyor. Sözünü ettiðimiz sü­reçler içerisinde, yani Aydýnlanmacý modern zamanlar boyunca, özellikle Müslüman halklar / toplumlar kültürel-düþünsel-zihinsel soykýrýma tabi tutuldular. Bu zihinsel soykýrým sebebiyle Müs­lümanlar tarihsel zamanlar karþýsýnda aðýr bir bilinç körlüðü, aðýr bir bilinç kaybý yaþadýlar, yaþamaya devam ediyorlar. Zi­hinsel soykýrýma maruz býrakýldýðýmýz için nice zamandýr kendi dilimizle konuþamýyoruz. Kendi dilimizle konuþma iradesine sahip deðiliz. Baþkalarýnýn dayatýlmýþ diliyle / sözcükleriyle / kavramlarýyla konuþuyoruz. Ýslami dilimizi / sözcüklerimizi / söylemimizi /kavramlarýmýzý / dünya-ahiret görüþümüzü / hayat tarzýmýzý / düþünme biçimimizi özgürleþtirmek için bir savaþýmýz yok. Örgütlenmiþ þiddet yoluyla tek bir kültür-uygarlýk algýsýnýn dayatýldýðý bir dünyada, dayatýlan bütün çerçevelere boyun eðdik. Geleneðimiz muhalefet ve eleþtiriye açýk olmadýðý için, bütün statükolara baðýmlý hale geldik. Yeni bakýþlar geliþtiremedik. Modern / seküler Batý’nýn evrensellik olarak sunduðu ideolojik çerçevenin, emperyalist bir çerçeve olduðunu çok geç fark ettik. Seküler kültür ile Ýslami kültür arasýndaki derin çatýþmayý sorgulamaya cesaret edemedik. Toplumlarýmýz bugün de büyük bir kýsýrdöngü içerisinde bulunuyor. Karþý karþýya bulunduðumuz çýkmazdan bir çýkýþ yolu arayanlar, bir baþka çýkmaza sürükleniyor.

Ýslama ve Müslümanlara yönelik ideolojik ve ýrkçý dil, bugün akademik dil halinde etkisini sürdürüyor. Ýslami zihnin Müslüman zihnin soykýrýma maruz kaldýðý günden bu güne; dini hayat / düþünce / kültür; gerçek hayatla, gerçek tarihle ve toplumla ilgilenmiyor. Dini hayat, soyut felsefi / hikemi spekülasyonlarla, skolâstik / mistik / metafizik konularla ilgileniyor. Bu nedenle bugün, Ýslami dünya / ahiret görüþünden söz edemiyor, daha çok Ýslami maneviyat / hikmet / tasavvuf / ahlak biçiminden söz edebiliyoruz. Ýslami cemaatler maddi güç / etki sahibi olmayan çalýþýyor, sayýlarý çoðaltma mücadelesi veriyor. Ýslami cemaatlerin/ partilerin Hakikati temsil etmek gibi bir gündemleri yok. Büyük bir propoganda ve halkla iliþkiler ürünü olan cemaat / hizmet akýmlarý büyük bir bencillik, büyük bir kayýtsýzlýk ve büyük bir korkaklýk içerisindeler. Bu cemaatler kendi çýkarlarýna gölge düþüreceðinden korkarak insanlýðýn karþý karþýya bulunduðu zulümler / faþizmler / katliamlar / iþgaller / istilalar hakkýnda hiç konuþmazlar, fikir belirtmezler. Bu cemaatler / hizmetler kendi çýkarlarýný / gündemlerini / yöntemlerini sürdürebilmek için küresel haydutlarýn, tiranlarýn / kan dökücülerin hizmetine girmekte hiç bir sakýnca görmezler. Bu cemaatler / hizmetler muhafazakâr / milliyetçi /mezhepçi / hizipçi ve ticari akýlla hareket ettikleri için Ümmet aklý'na yabancýdýrlar.

Maruz kaldýðýmýz zihinsel soykýrým nedeniyle, bütünlüðünü yitirmiþ, küçük parçalara bölünmüþ, marjinalize edilmiþ bir din algýsýyla oyalanýyoruz, avutuluyoruz, aldatýlýyoruz, uyutuluyoruz, Pýratik, gündelik hayatýmýzý Ýslami temel ilkelere dayalý olarak sürdüremiyoruz. Aziz Ýslamý, gerçekçilikten çok uzak bir inanç sistemi gibi algýlýyoruz. Söylem planýnda yaþattýðýmýz bir dönüþüm arzusunu yapýsal / kurumsal bir deðiþime dönüþtüremiyoruz. Duygusal ve mistik bir dindarlýk biçimi, bilinçli Müslümanlýktan rahatsýz oluyor.  Her þeyi ekonomiye indirgeyen bir dünyada yaþadýðýmýz için, bilinç ve kültüre ihtiyaç duymuyoruz. Bâtýni anlamlara sahip olduklarý iddia edilen cemaat liderlerinin tiranlýðý sebebiyle nitelikli kadrolar yetiþtiremiyoruz. Hep bir parçaya takýlýp kalýyoruz. Þii ya da Sufi etkilere karþý Vahhabiliði seçiyoruz. Bugünkü konumumuz radikal bir statükoculuðu yansýtýyor. Statükolar içerisinde tükeniyoruz. Ýslami içerik her geçen gün daha ucuz, daha bayaðý, daha ticari hale geliyor, popülist bir duyarlýk biçimine dönüþüyor. Popülist duyarlýklar sebebiyle olaylarý bir bütünlük içerisinde kavrama yetisine sahip olamýyoruz.

Modern-seküler zamanlarda, Ýlahi Vahyin denetiminden baðýmsýzlaþan akýl, ideolojilerin emrine girerek, temyiz edici özelliðini yitirmiþtir. Aklýn, ideolojilerin emrine girdiði günden bu güne kadar bütün bilgi alanlarý problemlidir. Modern seküler model insan aklýnýn sýnýrlarý olabileceðini kabul etmiyor. Bu nedenle de baskýcý, ötekileþtirici, terörize edici bir deðer sistemi oluþturuyor. Bu deðer sistemi nazarýnda dünya yalnýzca büyük bir pazardýr. Bu büyük pazar yerinde maddi ve manevi alanlar / ilgiler / baðlamlar arasýnda bir denge oluþturulamýyor. Ýnsan'ýn çýkar peþinde koþan seküler bir varlýk olduðu düþünülüyor. Modern-seküler eðitim modeli, tektipleþtirici, makineleþtirici, nesneleþtirici, programlanmýþ makineler yetiþtiriyor. Modern zamanlarda “özgürlük” hayatýn her alanýnda var olmasý gereken ahlaki sýnýrlamalarýn kaldýrýlmasý olarak anlaþýlýyor.

Rönesans-Aydýnlanma ve modernleþmenin mutlaklaþtýrýlmasýyla birlikte, Batý dýþý dünyanýn bütünüyle sömürgeleþtirilmesi gerçekleþtirildi. Ýslami zihnin kontrol altýna alýnmasýndan sonra, Ýslam düþüncesi, kültür ve medeniyeti deðersizleþtirilmiþ ve anlamsýzlaþtýrýlmýþ oldu. Batýlý normlarýn evrenselleþtirilmesinden sonra, tüm Ýslami normlar maalesef yerelleþtirilmiþ ve millileþtirilmiþ oldu. Ýslami zihnin soykýrýma maruz býrakýlmasýyla birlikte, biz Müslümanlar varlýðýmýzý ancak folklorik baðlamda, kültürel baðlamda sürdürebiliyoruz. Bugünün dünyasýnda öteki’nin var olma hakký yok. Ýthal algýlama biçimleriyle hiç bir alanda özgün bir çerçeve, yorum, inþa gerçekleþtiremiyoruz. Her tür baðýmlýlýk zihni bir çölleþmeye neden oluyor. Halen içerisinde bulunduðumuz baðýmlýlýk biçimleri; kendimize, inanç ve düþüncelerimize güvenimizi kaybettiðimiz için ortaya çýktý. Yaþadýðýmýz özgüven kaybý, hastalýklý bir aþaðýlýk duygusuna dönüþtü. Derin ve yoðun bir anlam duygusuna sahip olmadýðýmýz için kimliðimize ve kültürümüze yabancýlaþtýk. Ümmet ahlakýný terket-iðimiz için bugün ne yazýk ki; çok dar, çok sýð aidiyet alanlarýna kapanmýþ / kapatýlmýþ bulunuyoruz. Çok dar, çok sýð aidiyet alanlarýna kapatýldýðýmýz için, küresel resmin / tablonun / iklimin bütününü göremiyoruz. Çok dar aidiyet alanlarýyla bütünleþtiðimiz için, küresel / emperyal / liberal diktatörlük bugün Ortadoðu'da mezhep merkezli yeni bir çatýþma zemini oluþturuyor. Zihinlerimiz Ýslami bütünlüðe göre deðil, hizip / mezhep / etnik köken parçalarýna göre konumlandýrýldýðý / programlandýðý için, mezhep ve etnik köken merkezli çatýþmalarda hakkaniyetten ayrýlarak saldýrgan bir tavýr alabiliyoruz. Ýslami bünye, milliyetçilikler / mezhepçilikler / gelenekçilikler / hizipçilikler /muhafazakârlýklar / menkýbecilikler / hurafecilikler / liberalleþmeler / kapitalistleþmeler yoluyla içeriden çok ciddi bir biçimde zayýflatýlýyor. Toplumlarýmýzda tevhidi bilinci, ümmet bilincini dejenere eden yaklaþýmlar daha çok temsil imkaný bulabiliyor. Bunalým dönemlerinde özellikle politik kadrolar milliyetçi duygularý istismar ediyor, mezhepçi duygularý sömürüyor. Neonurculuk örneðinde de görülebileceði üzere, Ýslami bütünlük büyük bir deformasyona tabi tutuluyor. Sentezci-milliyetçi dil meþru sayýlabiliyor. Karþý karþýya bulunduðumuz algýsal yozlaþma nedeniyle teslimiyetçi ve belirsiz varoluþlar sergiliyoruz. Eleþtirel analizler yapmadýðýmýz için, yapýsal sorunlar / bunalýmlar kronik hale geliyor. Kimi kesimler geçmiþi taklit etmek suretiyle, kimi kesimler de moderniteyi taklit etmek suretiyle var olmaya çalýþýyor. Yüzeysel ve biçimsel öykünmecilikler sebebiyle tarihsel geliþmelerin farkýna varamýyoruz.

Geçmiþe özlem duymak bugünün bunaltýcý gerçekliði karþýsýnda hiç bir þey ifade etmiyor.

Ýthal hayat tarzlarýyla, ithal kültürel ve siyasal modellerle umudu somutlaþtýramayýz. Umudu somutlaþtýrabilmemiz için, Ýslam toplumlarýnda genç kuþaklarýn geleceðe nasýl hazýrlandýklarýný saðlýklý bir biçimde deðerlendirebilmemiz gerekir. Genç kuþaklarýn Ýslami bilgi, inanç, düþünce, dünya görüþü ufkunu bir bütünlük içerisinde insanlýðýn dikkatine kazandýrabilecek bir bilince ve birikime sahip olmadýklarýný itiraf etmeliyiz.

Ýslami bilince sahip olmaksýzýn, Ýslami birikime sahip olmanýn bir kýymeti yoktur.

Çeviri, taklit ve kopya yoluyla bilgi edinen birey ya da toplumlar, hiç bir alanda özgün bir þey üretemezler. Günümüz dünyasýnda televizyon bilgi iletme aracý olarak deðerlendirilemez. Televizyon daha çok kitleleri resmi doðrultuda yönlendirme aracýdýr. Küresel-emperyal sistem televizyon / medya yoluyla kitleleri hem kontrol ediyor, hem de nesneleþtiriyor. Ortadoðu'da yaþanan ayaklanmalarýn ortaya koyduðu çarpýcý bir gerçek var; Bu ayaklanmalar, Ýslami baðlamda hiç bir stratejiye, vizyona, liderliðe, nitelikli kadrolara, etkili bir programa sahip olmayan, siyasal söylem olarak Batýlý paradigmalarý referans noktasý olarak alan yoksullarýn ve dýþlanmýþlarýn ayaklanmalardýr. Ortadoðu'da kimi diktatörler gidiyor, ancak diktatörlükler devam ediyor. Sembolik seçimlerle kitleler oyalanýyor. Bu ayaklanmalar sýrasýnda da görülebileceði üzere; ilgili ülkelerde Batýlý paradigmalarýn sýnýrlarý içerisinde ve denetimi altýnda bulunmak kaydýyla, Ýslama sýnýrlý bir alan býrakýlýyor.

Emperyal/küresel tiranlýk, Müslümanlarýn, Ýslami cemaatlerin, partilerin, cemaat / hizmet liderlerinin yardýmlarýyla Ýslamcý / devrimci / direniþçi düþünceyi, yöneliþi, eðilimleri ve hareketleri bütünüyle tasfiye etmeye çalýþýyor. Amerika, Ortadoðu'yu kendi çýkarlarý doðrultusunda bir kez daha yeniden þekillendirmeye çalýþýyor. Suriye'de halen yaþanmakta olan iç savaþ bu amaca yönelik olarak baþlatýlmýþtýr. Türkiye’de de ya kýndan izlenebileceði üzere Ýslami gruplar / cemaatler / partiler yerel Baas diktatörlüðü karþýsýnda, emperyalist küresel diktatörlüðün yanýnda yer almýþlardýr.

 Müslümanlar ilkesel temelde düþünmek, yapmak, tercihte bulunmak, sorgulamalar yapmak, hayýr dernek gibi yeteneklerden yoksun býrakýldýklarý için; yalnýzca cemaat / parti / hizip liderini taklit ve takip ettikleri için bir muhalefet ve sorgulama bilinci oluþturulamýyor. Maruz kaldýklarý zihinsel karmaþa nedeniyle bir bunalým durumu yansýtan cemaat / parti / hizip liderleri, ulema hareketleri yanlýþ tercihleri sebebiyle, yanlýþ algýlarý sebebiyle hesaba çekilemiyor. Sözünü ettiðimiz tablo sebebiyle bugün baðýmsýz bir kültürel varoluþtan söz edemiyoruz, Müslümanlar bir yanda her þeyi yasaklayan katý gelenekçi yaklaþýmlarla; bir diðer tarafta her þeyi mubah / meþru sayan liberal hoþgörü yaklaþýmý arasýnda gidip geliyor.

Ýçerisinde bulunduðumuz kültürel kuþatma karþýsýnda Ýslami dünya görüþüne, siyaset görüþüne, eðitim / öðretim anlayýþýna iliþkin baðlýlýklarýmýzý / yaklaþýmýmýzý yeniden gözden geçirmeli, yenilemeli ve güçlendirebilmeliyiz. Her etnik merkezci, mezhep merkezci dil, bir çatýþma ve gerilim nedenidir. Hangi toplumda olursa olsun terör, her tür saðlýklý oluþumu, çabayý, inþayý geciktirir. Terör üreten de, teröre maruz kalan da tarihe geç kalýr. Hangi alana iliþkin olursa olsun, yüzeyse temelsiz algýlamalara itibar etmemeliyiz. Bir zulme tepki verirken, bir baþka zulme seyirci kalmamalýyýz. Kimlerin yanýnda, kimlerin karþýsýnda nasýl konumlandýðýmýzý, nasýl durduðumuzu yeniden deðerlendirmeliyiz. Ýncelikten yoksun tartýþma ortamlarýndan uzaklaþmalýyýz. Medya tutsaklýðýndan özgürleþebilmeliyiz. Etnik merkezci, mezhep merkezci, hizip merkezci, tek akla dayalý yorumlarý açarak, küresel yankýsý olabilecek bîr söylem oluþturabilmeliyiz. Bütün süreçlerin çok hýzlý yaþandýðý bir dünyada, bütün statükolar karþýsýnda teyakkuz durumunda olmalýyýz. Ýradesizleþtirici, düþüncesizleþtirici, köleleþtirici baðýmlýlýklara kesinlikle son vermeliyiz. Ýnsan aklýyla insan iradesini birlikte eðiten bir anlayýþ oluþturmalýyýz. Erdemli olmak, güçlü ve iradeli olmayý gerektirir. Bu nedenle þahsiyat duygusu güçlü ve yoðun baðýmsýz kiþilikler yetiþtirebilmeliyiz. Kendi þuurumuzun farkýna varmalýyýz.

Her þartta Ýslami bir stratejiye sahip olabilmeliyiz. Sömürgecilik döneminde sömürgeciliði meþrulaþtýran bir bilgi biçimi icat edilmiþti. Bugün bizler bu bilgileri tüketmeye devam ediyoruz. Toplumlarýmýza yönelik bilgi siyasetlerini eleþtirel bir dikkatle takip ettiðimizi iddia edemeyiz. Ýslama Ýslamcýlýða, devrimci ve direniþçi hareketlere yönelik bilgiler kirletilmiþ, çarpýtýlmýþ bilgiler emperyal proje doðrultusunda üretilen bilgilerdir. Objektif bilgi ile resmi bilgiler arasýnda çok ciddi uçurumlar olduðunu hatýrlamamýz gerekir.

 Her þeyin metalaþtýrýldýðý, alýnýp satýlabildiði, baþarýnýn da imal edilebildiði bir dünyada, Ýslami düþüncenin hangi ölçüde, baðlamda, alanda özgür olduðu konusunda kendimize rahatsýz edici de olsa derinlikli sorular sorabilmeliyiz. Hayatýn anlamdan boþaltýlmasý ve sekülerleþmesiyle birlikte hayatýn içerisinde büyük kýrýlmalar, parçalanmalar yaþandý. Sekülerleþmeyle birlikte hayatýn her alaný, her tür etkinlik ticari bir boyat kazandý. Hayatýn her alanýnýn hesaplanabilir hale getirilmesi, hayatý bütünüyle ruhsuzlaþtýrdý. Bugün her þey bir tüketim ürününe dönüþüyor. Günümüzde sanat / edebiyat ürünleri de ticari yasalarýn baskýsý altýnda. Bilincimizin estetik boyutu yoksullaþýyor. Sahici duyarlýklar kayboluyor. Edebiyatýn / sanatýn evrensel içeriði dikkate alýnmýyor. Entelektüel bir direniþten, baþkaldýrýdan söz edemiyoruz. Tavizsiz bir dürüstlük sergileyemiyoruz. Ýnsanlýðýn gerçek sorunlarý sol-sað-liberal-kapitalist-seküler kliþelere sýðmýyor, bu kliþelerle açýklanamýyor. Bu kliþelerin akýlsýz ve ahlaksýz kliþeler olduðunu anlamamýz gerekiyor. Ulusal egemenlik ideolojileri büyük kötülüklere yol açýyor. Bizlerin, Müslümanlar olarak daha çok, daha yoðun farkýndalýklara ihtiyacýmýz var. Önyargýlý yorumlar, ideolojik yorumlar ýrkçý / mezhepçi / cemaatçi yorumlar insanlarý olgusal zeminlerden uzaklaþtýrýyor, hakkaniyet duygusundan, adalet duygusundan mahrum ediyor. Ýdeolojik ve ýrkçý ihtiraslar, her tür kötülük aracýný meþrulaþtýrabiliyor. Irkçý / mezhepçi / cemaatçi oluþumlar kendi gündemlerine kapanarak, tarz ve yöntemlerine kapanarak, diðerleriyle iliþkilerini koparýyor. Tarihsel felaketler, zulümler, adaletsizlikler karþýsýnda edebiyat / sanat hayatýnýn politik tavýrlar almasý, politik muhalefet oluþturmasý gerekir. Edebiyatýn iþlevleri üzerinde yeniden düþünmeli, kurmaca dünyalarýn ne ifade ettiðini tartýþabilmeliyiz.

Müslümanlarýn, Ýslamcýlarýn günümüz dünyasýnda bilinçli en üst seviyesine ulaþmalarý hayati bir sorumluluktur. Kendimizi en güzel ve en etkili yollarla anlatmanýn yollarýný / imkânlarýný çoðaltabilmeliyiz.

Gelenekçi, görenekçi, muhafazakâr, mistik, saðcý, statükocu, hoþgörücü unsurlar tarafýndan sürdürülen bilinç düþmanlýðýnýn maskesini düþürebilmeliyiz. Hayal kurmakla, bu hayallere mahkûm olmanýn ayný þeyler olmadýðýný fark etmeliyiz. Hiç bir konuda kavramsal bir çerçeveye sahip olmadýðýmýzý, bu durumun mazur görülebilecek bir durum olmadýðýný bilmeliyiz.

Zamanýn eskittiði kimi çýkarýmlarý yeniden gözden geçirebilmeliyiz.

Düþünsel hayatta, dünyada pek çok deðiþim yaþandýðý halde biz bunlarý hiç dikkate almýyor, yüz yýl boyunca, yüzlerce yýl boyunca ayýn metni yeni bir yorum / deðerlendirme / eleþtiriye tabi tutmaksýzýn okumaya devam edebiliyoruz. Geçmiþte yaþayan Müslüman âlimlere fakihlere, fikir ve tasavvuf adamlarýna, onlarýn düþünce ve hayat tarzlarýna bir tür dokunulmazlýk ve kutsallýk kazandýðý için, bu zevatý ve yaklaþýmlarýný eleþtirel anlamda, gerçekçi bir çerçeve içerisinde deðerlendiremiyoruz. Geçmiþe doðru düþündüðümüz için gerçeklere nüfuz etme yeteneðimiz geliþmiyor. Kur'an ve Sünnet'e dayalý yorumlar yerine; cemaat çýkarý için oluþturulan keyfi / çarpýtýlmýþ yorumlar yoðun bir biçimde kullanýlabiliyor. Geçmiþin mirasýný kutsallaþtýrmak ve dondurmak yerine, bu mirasý bugünü/ þimdiyi etkileyebilecek bir güce ve imkâna dönüþtürmek icabediyor. Metafizik, felsefi, hikemi, toolojik, spekülatif soyut tartýþmalar hepimizi salih amellerden, eylemlerden alýkoyuyor.

Geçmiþte Vahyin ve aklýn ýþýðýnda geliþtirdiðimiz baðýmsýz düþünsel yeteneklerimizle dünyayý ve tarihi þekillendiriyor ve dönüþtürebiliyorduk. Zihninizin Avrupamerkezli dünya görüþü tarafýndan sömürgeleþtirilmesiyle birlikte, bu dünya görüþü tarafýndan þekillendiriliyoruz.

Dünyayý dönüþtürme yeteneðimizi kaybettik.

Kendimizi kaybettik.                      

Geçmiþe, þimdiye ve geleceðe ayný bilinçle bakabilmeliyiz. Geçmiþ, þimdi ve gelecek arasýnda bütünlüklü bir bakýþ açýsýna sahip olabilmeliyiz.

Vakur, baðýmsýz, onurlu duruþ / varoluþ sahibi olabilmeliyiz.

Konumsuzluk mazur görülebilir bir durum olamaz.

Ne olduðumuza, kim olduðumuza, nerede ve kimin yanýnda durduðumuza / duracaðýmýza artýk bir karar vermeliyiz. Yenilendikçe geleceðe doðru, yenilenmeye direndikçe geçmiþe doðru yürümeye devam edeceðiz.                         

 Kuþkusuz, içtenlikli, bilinçli, sürekli çabalarýmýz karþýlýk bulacaktýr.

Aziz Ýslam'ýn bireysel / manevi inançlar alanýna kapatýldýðý, bir mitoloji gibi algýlandýðý, duygusal bir söyleme indirgendiði bir zamanda yoðun bir biçimde bilinç üretmek zorundayýz.

Taklit'i bir alýþkanlýk haline getirenler, algýlama ve anlama yeteneklerini kaybederler.                         

 Gayba iliþkin inançlar bütününü ilahi vahyin bize sunduðu imkânlar içerisinde anlayabiliriz. Aklýmýzla içerisinde yaþadýðýnýz dünyadaki konumumuzu, sorumluluklarýmýzý, ufkumuzu, tavrýmýzý, duruþumuzu seçeriz. Aklýmýz ilahi vahyin ýþýðý altýn da sorumluluklarýmýzýn sýnýrlarýný ve boyutlarýný belirler. Tek akýl her þeyi bilemez, her þeyi açýklayamaz, her þeyi kuþatamaz. Tek akýl tam bilgiye ulaþamaz. Bu nedenledir ki; içtihad ve müþavere öngörülmüþtür. Tek akla dayalý yorumlarý körü körüne kabul ettiðimizde hiç bir biçimde yeni bir yapýlanmaya, yönteme ihtiyaç duymayýz.

Dünyevi sananlarý Müslümanca yaþayabildiðimiz takdirde ebedi zamanlarý, ebedi nimetleri ve baðýþlarý kazanabiliriz.

Ýslamýn hayatýmýz üzerindeki etkisinin duygusal baðlamla sýnýrlý hale gelmesine izin vermemeliyiz.

Ýçerisinde yaþadýðýmýz çaðý, dünyayý, tarihi, toplumu kültürü gerçekçi bir yaklaþým ve yöntemle deðerlendirmek ve elde edeceðimiz sonuçlara göre yeni bir baþlangýç yapmak zorundayýz. Küresel olaylarý, geliþmeleri bütün boyutlarýyla / nedenleriyle ve sonuçlarýyla takip ederek, Îslami bir duruþ, düþünüþ ve üretkenlik içerisine girmeliyiz. ,

Tarihsel / küresel somut gerçekliklerden uzak, bu gerçekliklerin farkýnda olmayan, bu gerçekliklerle ilgili çözümlemeleri olmayan bir Ýslami yaklaþým olamaz. Ýslamýn somut / pratik hayatýn dýþýnda yaþatýlmasý / konuþulmasý kabul edilemez. Ýslamýn, Kur'an-ý Kerimin kimi gruplarýn / çevrelerin / cemaatlerin çýkarlarýna hizmet edecek þekilde yorumlanmasý kadar vahim bir sapma olamaz. Bu sapmalar sebebiyle bugün bizler Ýslamý gereði gibi temsil edemiyoruz. Ýslami inançlarýmýzla hayatýmýz arasýndaki mesafe her geçen gün daha çok açýlýyor. Ümmet’in bütününü kuþatacak kültürel ve siyasal bir gündem oluþturmayý baþaramadýk. Bu doðrultuda bir gündem oluþturabilmek için aziz Ýslam Ümmet'inin bütün renklerini, bütün farklý unsurlarýný temsil edebilecek genç kuþaklarýn / kadrolarýn entelektüel ve psikolojik yeterlilik kazanarak ortak sorumluluk almalarýný saklamak gerekir.

Allah (c.c.) için ortaya koyduðumuz eylemlerle ahlaki üstünlüðe sahip olabiliriz.

Hepimiz taþýyabileceðimiz sorumluluklara muhatabýz.

Ýslami varoluþumuz, Allah'a itaat ve sorumluluklarýmýzý gereði gibi yerine getirmekle somutlaþýr.

Ýnsanlarý sahip olduklarý, temsil ettikleri erdemlerle, niteliklerle tanýmlarýz.

Hiç kimseyi, hiç bir gerekçeyle ilahlaþtýramayýz.

Aziz Ýslamýn sýnýrlarý dýþýnda kalan bir anacýmýz olamaz. Ýçe dönük kiþisel eðilimler, kiþisel takva yaklaþýmý bizleri toplumsal sorumluluklara yabancýlaþtýrmamalýdýr. 


Bu Makale 4466 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Onlar, gaybe inanýrlar, namazý dosdoðru kýlarlar ve kendilerine rýzýk olarak verdiklerimizden infak ederler.

( Bakara Suresi - 3)

Bir Hadis

Hz. Ebû Hüreyre (radýyallahuanh) anlatýyor:

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kuvvetli kimse, (güreþte hasmýný yenen) pehlivan deðildir.

Hakiki kuvvetli, öfkelendiði zaman nefsini yenen kimsedir."


Buhârî, Edeb 76; Müslim, Birr 107; Muvatta, Hüsnü'lhalk 12

Bir Dua

“Allah’ým! Kullarýný mahþerde topladýðýn veya mahþerde kaldýrdýðýn gün beni azabýndan koru.”

(Tirmizî, Deavât, 18)

Hikmetli Söz

Þudur cihanda en beðendiðim meslek, Sözün odun gibi olsun hakikat olsun tek. d Enbiya yurdu bu toprak, þüheda burcu bu yer, Bir yýkýk türbesinin üstüne, Mevlâ titrer.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com