Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1299
Toplam 15294092
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
ZORBALIKLAR ÇAÐI
04/07/2011 - 13:12
 
Hangi amaçla üretiliyor olursa olsun, etnik siyaset bir þekilde nefret üretiyor, karþýtlýk üretiyor.

                 Etnik siyasetler her þartta kýsýtlayýcý/baskýcý sonuçlar doðuruyor. Irkçýlýklar, haklarýn evrenselliði düþüncesine itibar etmiyor. Her ýrkçýlýk, insaný, evrensel insanlýk ailesinden /deðerlerinden koparýyor ve boðucu yerelliklere mahkûm ediyor. Her ýrkçýlýk, her türlü bütünlükten yoksun bulunduðu için parçalý bakýþlarý yansýtýyor. Her ýrkçýlýk kötülüðün ve nefretin yenilenmesi, yeniden üretilerek çoðaltýlmasý anlamýna geliyor. Ortak insanlýk deðerlerine, erdemlerine, ahlakýna sahip olmayanlar, çok saçma bir gurur kaynaðý olan ulusal mitolojilere sýðýnýyor. Ulus-devlet`i tek meþruiyet kaynaðý olarak mutlaklaþtýran ülkeler, evrensel ahlaka, vicdana, hukuka itibar etmiyor. Etnik asabiyete sahip olan unsurlar, hiçbir þekilde ulusal sýnýrlarý aþan çerçeveler, yaklaþýmlar oluþturamazlar.

               Hiçbir ýrkçýlýðýn ortak insanlýða/insanlýðýmýza kazandýrabileceði her hangi bir olumlu deðer/düþünce/felsefe yoktur, olmamýþtýr. Irkçýlýklar kendi yerel dar sýnýrlarý/ufuklarý yanýnda ufuksuzluklarý içerisinde, insanlýðýn ilgisi dýþýnda yaþarlar. Her ýrkçýlýk, yerel ya da emperyal ýrkçýlýk bir þekilde bir fesat hareketine, bir kötülük hareketine dönüþür. Ýnsanýn gerçek anlamda insan olabilmesi için bütün ýrkçýlýklarý, bütün putçuluklarý terk etmesi gerekir. Her türlü ýrkçýlýða tapýnmak, sekülerizme tapýnmak, kapitalizme/liberalizme tapýnmak, ya da insanýn kendi ihtiraslarýna tapýnmasý, insanýn algýsal bir tefessüh durumu içerisinde bulunduðunu gösterir. Her hangi bir ýrka aidiyet, her hangi bir sisteme aidiyetle; bu ýrký ya da sistemi putlaþtýrmak birbirinden çok farklý þeylerdir. Bizler, Müslümanlar olarak, farklý ve çeþitli etnik birikimi, kültür ve geçmiþi bir arada tutan bir deðerler bütününü temsil ediyoruz. Hangi alanda olursa olsun her tür bencillik insaný alçaltýr, her alçalýþ insaný ahlaken yoksullaþtýrýr.

               Irkçýlýktan, ýrkçýlýklardan daha korkunç bir alçalýþ yoktur, olmamýþtýr.

               Ahlaki bütünlük, derinlik, içtenlik, sorumluluk duygusu demek olan “takva” Allah`ýn sýnýrlarýný gözetmek suretiyle saðlanabilir. Her ýrkçýlýk Allah`ýn sýnýrlarýný çiðnemek anlamý taþýr.

               Kalbimizi, bilincimizi ilahi hikmete açýk tutarak, hayatý bir Kur`an öðrencisi olarak yaþamayý baþarabilseydik, Kur`aný Kerimin günümüz dünyasýyla/tarihiyle iliþkisini kurabilecektik. Bugün, Kur`aný Kerim üzerinde sýnýrsýz bir biçimde spekülasyonlar ve keyfi yorumlar yapýlýyor, ancak Kur`aný Kerimin günümüzle iliþkisi saðlanamýyor. Biz Müslümanlar için gerçek bir varoluþ, hatýrlamakla baþlar, her durumda, her alanda Allah`a (c.c.) baðýmlý olduðumuzu hatýrladýðýmýzda, hayatýmýz büyük bir anlam kazanýr. Hatýrladýðýmýzda sonsuz bir rahmet iklimi ile bütünleþiriz. Hesaba çekileceðimizi hatýrladýðýmýzda erdemli bir hayata ve iliþki sistemine katýlmýþ oluruz. Allah`a baðýmlýlýðýn bilincinde olduðumuzda sonluluðun ve yaratýlmýþlýðýn da bilincinde oluruz. Hayatýn her alanýna yönelik Ýslami sorumluluklarýmýz, çabalarýmýz, mücadelemiz, hizmetlerimiz ve iliþkilerimiz ahlaki cihad`la baþlar, anlam ve derinlik kazanýr. Ýslami anlam ve amaçlardan baðýmsýz biçimsel/yüzeysel bir ibadet hayatý düþünülemez. Bizler Müslümanlar olarak tarihsel hayatýn, siyasal ve toplumsal hayatýn zorunlu kýldýðý ilgiler ve sorumluluklar içerisinde bulunmak durumundayýz. Toplumsal yanlýþlar, siyasal yanlýþlar karþýsýnda susmamalý, toplumsal muhalefet ahlakýný temsil etmeliyiz.

     Küresel hareketliliðin yoðunlaþtýðý içerisinde yaþadýðýmýz dönemde topraða baðlý kültürlerin, kan ve ýrka dayalý kültürlerin insanlýða söyleyebilecekleri hiçbir þeyleri yoktur. Bu dönemde küresel baðlantýlýlýk durumu, eski ulus-devlet yaklaþýmlarýný tartýþýlabilir hale getirdi, daha önceleri çok güçlü olan ulus-devlet siyasette tayin edici en büyük güç olmaktan çýktý, siyasal güçlerden-unsurlardan yalnýzca birisi haline geldi. Yeni bilgi ve iletiþim teknolojileri, siyasette de yapýsal deðiþim/dönüþüm ihtiyacýný somutlaþtýrdý. Katý bürokratik faþizan yapýlar, küresel ölçekte yaþanan deðiþim hareketlerinin baskýsý sebebiyle Türkiye`de yaþandýðý üzere, eski keyfi/otoriter alýþkanlýklarýný saplantýlarýný aþýrýlýklarýný kolaylýkla sürdüremiyor. Her türlü iletiþim imkânlarýna sahip olan bir dünyada yaþýyoruz. Bu nedenle artýk hiç kimseye, hiçbir þey gizli kalmýyor. Günümüzde yerel baðlamda yaþanan geliþmelerin hangi ölçüde küresel baðlamýn bir sonucu olduðuna dikkat ederek, daha saðlýklý deðerlendirmeler yapabiliriz. Türkiye`de tanýk olduðumuz üzere, Türk ve Kürt ýrkçýlýðýna dayalý siyasetler, kýrsal köylülük ve taþralýlýk duygularýný aþmayý baþaramýyor. Irkçýlýða dayalý her türlü siyaset sahte gerçeklikler oluþturuyor. Ahlaki evrensellikler karþýsýnda her ýrkçýlýk çok zavallý bir konuma sürükleniyor. Her tür baðlantýlýlýðýn yoðunlaþtýðý bir dünyada, yerellik algýlarýnýn da gözden geçirilmesi gerekiyor. Günümüzde katý bürokratik yapýlar, vesayet sistemleri, medya iþgal ve istilalarý karþýsýnda büyük ölçüde dirençlerini yitiriyor. Birbirine baðýmlý dünyanýn yeni gerçekliði olan küreselleþme ulus-devlet modelini tartýþmalý hale getirdiði gibi, geri çekilmeye de zorluyor. Ulus-devlet siyasal/kültürel referans kaynaðý olmaktan çýkýyor. Bu nedenle Avrupa Birliði ulus-aþýrý yönetim uygulamalarýný hayata geçiriyor. Avrupa kendisini yeniden yapýlandýrýrken; aydýnlanma, modern bilim, ulus-devlet, piyasa kapitalizmi, özel mülkiyet, birey gibi eski referanslarýný yeniden eleþtirel anlamda gözden geçiriyor. Ulusal guru yaklaþýmý Avrupa`da her geçen gün anlamýný yitirirken; ulus-devlet siyasal modeli Ýslam dünyasý ülkelerinde maalesef halen etkisini sürdürüyor. Gerçeklikten çok uzak bir din dili ve algýsý içerisinde bulunuyoruz. Müslüman topluluklar histerik bir ulusalcýlýk, histerik bir mezhepçilik ile kuþatýlýyor. Uzun vadeli tarihsel ufuklara sahip olmamýz gerekirken mitler ve simgeler yýðýný bir kültürü muhafaza ediyoruz. Ýslami cemaatler, emperyal egemenliði sorgulamalarý gerekirken, meditasyon merkezleri gibi çalýþýyor. Küresel çaðýn imkânlarýndan yararlanmak yerine, küresel çaða hitap edebilecek yetenekleri ortaya çýkarmak yerine; türdeþleþtirilmiþ ulusal mitolojiler oluþturmak Ýslam toplumlarý için utanç verici bir durumdur.

            Bizler, Müslümanlar olarak yeni küresel gerçeklikler karþýsýnda yeni baþlangýçlar yapabilmek için, baþka/yeni/farklý bir düþünme ve algýlama ufku gerçekleþtirebilmeliyiz.

            Dünyayý algýlama ve tanýmlama tarzýmýzý yenileyemediðimiz takdirde, geleceði etkileme gücüne sahip olamayýz.

           Yerel kültürel tekbiçimlilikle deðiþen/dönüþen dünyanýn farkýna varamayýz.

          Geliþen olaylarý yerel/bölgesel/küresel baðlamlarýna dayalý olarak bir bütünlük içerinde deðerlendirebilmeliyiz.

         Geleneksel dini uygulamalarýn/pratiklerin/alýþkanlýklarýn Ýslami referans çerçevesi içerisinde olup olmadýðýný eleþtirel bir dikkatle çözümleyebilmeliyiz.

            Günümüzde kökten piyasacýlýk küreselleþiyor. Küreselleþme ekonomik sorunlar dýþýnda kalan sorunlarla ilgilenmiyor. Ulus-devlet egemenliklerinin yerine, büyük þirketlerin egemenlikleri geçiyor. Neoliberal ideoloji küresel bir aristokrasi oluþturuyor. Ýþ adamlarý aristokrasisinin Türkiye`de olduðu gibi halklarla, toplumlarla, insanlýkla her hangi bir þekilde iliþkileri olmadýðý gibi, halklara saygýlarý da yok. Günümüz dünyasýný rasyonel hesaplamalara dayalý iliþkiler belirliyor, evrensel insani erdemlere dayalý iliþkiler deðil. Hazcýlýk üzerine kurulu bir hayat tarzý, faydacý bir hayat tarzý meþrulaþtýrýldýðý için, bilgeliklerle bütünleþen bir hayat tarzý gerçekleþtirilemiyor. Genç kuþaklar Hiçbir anlam ve amaç duygusuna sahip olmaksýzýn, anlýk zevk arayýþýný yeni bir kültüre dönüþtürüyor. Bu kültür büyük bir sorumsuzluk kültürü olarak somutlaþýyor. Medya tarafýndan pazarlanan narsisizm kültürü gençlere anlýk mutluluklar kazandýrýyor. Narsisizm kültürü bencilce sürdürülen hayatlar oluþturuyor. Ýnsanlar yalnýzca kendileri için yaþýyor. Duyarsýzlaþmýþ toplumlarda bütün iliþkiler mesafeli iliþkiler haline geliyor.

         Yeni bir tarihsel bilince çok ihtiyacýmýz var.

         Tarihsel özne konumunu yeniden kazanabilmek için, yeni/farklý bir model önermeye, Ýslami bir model önermeye cesaret edebilmeliyiz. “Tarihin Sonu” iddialarýna inanmak, daha iyi bir dünyanýn, daha ahlaki bir tarihin, daha adil, daha insani bir sistemin mümkün olmayacaðýna inanmak demektir. Yeni bir model üretme yeteneðini/iradesini, yitiren, yeni bir modele ihtiyaç duymayan, daha ahlaki ve daha adil bir sisteme ihtiyaç duymayan kesimler liberal demokrasileri nihai bir yönetim biçimi olarak görüyor.

       Bir tiranlýklar ve zorbalýklar çaðýnda yaþadýðýmýzý asla unutmamalýyýz.

       Toplama kamplarý çaðýnda yaþadýðýmýzý unutmamalýyýz.

       Irkçý gündeme, ideolojik akla, ýrkçý akla mecbur ve mahkûm olmadýðýmýzý hatýrlamalýyýz.

        Küreselleþmeyi Batý`ya nispet etmekte acele edilmemelidir. Küresel bir kültür ve uygarlýk olarak Ýslam, Hýristiyanlýktan çok farklý bir biçimde tarihi adaletle biçimlendirilmiþtir. Ýslam tarihi içerisinde, dini engizisyon araçlarýyla kabul ettirmeye çalýþmak gibi bir vahþet yoktur. Günümüzde Avrupa Birliði bir yanda millet kavramýndan uzaklaþarak daha geniþ çapta kültürel bütünleþme yolunda ilerlerken, bir diðer yanda çok azgýn bir Ýslamofobiye cesaret veriyor. Çok kültürlülük Ýslam ve Müslümanlarý içermiyor. Müslümanlar her durumda “öteki” kalmaya devam ediyor. Ötekinin yaþadýðý katliamlar/trajediler/iþkenceler Afganistan, Irak ve Filistin`de yaþanan acýlar, Hindu ýrkçýlýðýnýn Gucerat ve Keþmir`de gerçekleþtirdiði katliamlar insanlýðýn tarihsel bilincine kaydedilmiyor. Klasik sömürgecilik döneminde sömür-geciliði meþrulaþtýrabilmek için, sömürgeleþtirilen halklarýn özgürlüðe liyakat kazanmadýklarý þeklinde çok aþaðýlýk ve çok ahlaksýz gerekçeler kullanýlýyordu. Yeni sömürgecilikler de ayný zihniyeti sürdürüyor. Her dönemde maðluplar ya ölümü ya da itaati seçmeye zorlanýyor. Küresel bir baský sistemine, küresel anlamda ideolojik iktidarýn saldýrýlarýna maruz kaldýðýmýz halde, bu noktada güçlü sorular sormaya cesaret edemiyor, kýsa vadeli umut`larda teselli arýyoruz. Sözünü ettiðimiz sistem dünyayý her alanda yaðmalayan, tüketen, hunharca tahrip eden bir sistemdir. Modern seküler zamanlar, insanlýðý biyolojik bir kavrama indirgediði için, küresel kötülükler karþýsýnda vicdani tepkiler gerçekleþtirilemiyor. Modernleþmeler toplumlarýn laikleþtirilmesi anlamýný da içeriyor. Bu nedenle din`in yerine bilimsel akýlcýlýk ya da materyalist akýlcýlýk konuluyor. Günümüzde bilim ve teknoloji, ölüm-imha-yýkým güçlerinin elinde. Evrensel çapta bir bilinç, kararlýlýk ve eylem geliþtirme yeteneðine sahip olmadýðýmýz için muhafazakârlýklara, gelenekçiliklere sýðýnýyoruz. Muhafazakârlýklarýn hiçbir zaman sorgulama yapma ihtiyacý duymadýklarýný unutuyoruz. Bir eylemde bulunmaksýzýn, etkinlik ve içerik üretmeksizin yaþamak, her tür dayatmaya açýk olmak anlamý taþýr. Bir insan sorumluluk sýnýrlarýnýn bilincinde olduðunda, erdem sahibi olur. Muhafazakârlýklara, gelenekselciliklere kapanýp kalmak, yeni toplum/siyasal/tarihsel gerçekliklere ilgisiz/kayýtsýz/yabancý kalmamýza neden olur. Geçmiþi biçimsel olarak, bir folklor olarak sürdürmenin hiçbir anlamý olamaz. Gelenekselciliði bir süreklilik biçimi olarak yorumlamak suretiyle, gelenekselciliðe olumlu olarak yaklaþýlabilir; ancak, gelenekselciliðin bu süreklilik içerisinde karþý karþýya geldiði yozlaþmalarý, bayaðýlaþmalarý, çürüme ve kokuþmayý da dikkate almak gerekir.

          Ýslami kimliðin yerine, hangi mezhep olursa olsun, mezhep kimliði koymak, Ümmet dayanýþmasýný terk ederek mezhep/cemaat/hizip dayanýþmasýný öncelemek çok büyük bir basiretsizlik, baðnazlýk, algýsal bozukluk ve idraksizlik örneði teþkil eder. Ümmet bilincini ve dayanýþmasýný terk ederek, aziz Ýslam`ý her hangi bir halkýn ya da coðrafyanýn mülkü gibi görmek Ýslam`ýn asli tabiatýný tahrif anlamý taþýr.

        Ulusal saflýk sapkýnlýklarýndan uzak durmak gerekir.

        Her þeyin dünyevileþtiði, ticarileþtiði bir dönemde Ýslami hizmetler de ticarileþiyor.

        Büyük sayýlarýn/kalabalýklarýn, çok büyük paralarýn/sermayenin çekiciliðine kapýlan, büyük sayýlarýn ve paralarýn baskýsýna direnemeyen unsurlar, Neo-nurculuk örneðinde gözlemlediðimiz üzere bir cemaate katýlmaktan çok, büyük bir ticari faaliyete katýlmýþ oluyor. Bu tür cemaatler faaliyetlerini daha çok büyük bir pazarlama ve reklam faaliyeti olarak sürdürüyor. Ahlaki ilkeleri, temelleri, sorumluluklarý ihmal ederek, cemaat çýkarýna tapýnan unsurlar, ahlaki alanýn dýþýnda ne tür baþarýlar kazanýrlarsa kazansýnlar, bunun her hangi bir deðeri olamaz. 


Bu Makale 4400 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Zinaya yaklaþmayýn. Çünkü o, son derece çirkin bir iþtir ve çok
kötü bir yoldur."

( Ýsra Suresi - 32)

Bir Hadis

CENNET BAHÇELERÝ: MESCÝTLER

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), ashabýna gönülleri mescitlere baðlý kimseler olmalarýný tavsiye etmiþ ve Allah’ýn adýnýn anýldýðý, O’nun tazim edildiði, ilim meclislerinin kurulduðu bu mekânlarý cennet bahçelerine benzetmiþtir. Konuyla ilgili olarak Ebû Hüreyre (r.a.) ile Hz. Peygamber (s.a.s.) arasýnda þöyle bir diyalog yaþanmýþtýr: Allah Resûlü (s.a.s.) bir gün, “Cennet bahçelerine uðradýðýnýz zaman oralardan bolca istifade ediniz.” buyurdu. Bunun üzerine Ebû Hüreyre (r.a.), “Yâ Resûlallah, cennet bahçeleri neresidir?” diye sordu. Resûl-i Ekrem (s.a.s.),“Mescitler.”diye cevap verdi. Ebû Hüreyre (r.a.), bu defa kendisine mescitlerden bolca istifade etmenin ne anlama geldiðini sordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) de “Sübhânellahi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilahe illâllahü vallahü ekber”sözlerini söylemek suretiyle Allah’ý zikrederek ve O’nu yücelterek mescitlerden istifade edebileceði cevabýný verdi.

(Tirmizî, Deavât, 82)

Bir Dua

“Allah’ým! Tövbelerimizi kabul eyle, süphesiz ki sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine þükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiðin nimetleri kabul edenlerden eyle ve bize nimetlerin devamýný ihsan eyle.”

(Hâkim, Temin, No: 977)

Hikmetli Söz

Üç þey üzüntü ve kederi giderir, gönlü açar:
Allah’ý anmak,Allah dostu ile buluþmak, hikmet sahibi kimselerin
sözlerini dinlemek.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com