Dünya ölçeðinde tek baþýna sorumsuzca hareket eden ABD, kin,düþmanlýk, korku ve mutsuzluk üretiyor; uydu rejimler kurabilmek amacýyla keyfi bir þekilde ülkeler istila ediyor; bu uðurda çatýþmalar ve savaþlar gerçekleþtiriyor. Ýsrail’le birlikte her tür terörizmin en canilerini gerçek-leþtiriyor. Özellikle orta doðu’da, ABD nin çýkarlarýný tehlikeye sokabilecek bütün oluþumlar, geliþmeler ve yapýlar birer birer etkisizleþtiriliyor. Bunun için ABD orta doðuya askeri açýdan bütünüyle hakim olma hazýrlýklarý yapýyor. En karanlýk seçenekleri sorumsuzca kullanan ABD ve Ýsrail militarizmi, dünyayý kirletiyor, çirkinleþtiriyor. Orman yasalarý uygulayan ABD ve Ýsrail, kitlesel katliamlara, imha savaþlarýyla, etnik temizliklerle ölüm üretiyor, ölüm ve acý daðýtýyor. Tek yanlý yaklaþýmlarla tek yanlý basit gerekçelerle, çok karanlýk ve açýk olamayan iliþkilerle, gerçekler çarpýtýlarak dünya çapýnda bir haçlý seferi sürdürülüyor. Sistemli ve programlý bir þekilde Ýslam ve Müslümanlarla ilgili kötü imaj üretiliyor. Militarizm ve faþizm, insanlýk vicdanýný ve bilincini esir almaya çalýþýyor. Bütün bu geliþmeler karþýsýnda güçsüz ve savunmasýz durumda bulunan Ýslam dünyasý toplumlarýnýn toplumsal ve siyasal tepkileri çok yetersiz kalýyor. Güçlüler çok saldýrgan,zayýflar ise çok savunmacý bir dil kullanýyor. Bütün bir insanlýk ideolojik , politik kalýplara konulmuþ bilgilerle yanlýþ yönlendiriliyor ve aldatýlýyor, gerçekler gizlenebiliyor. Bütün özgün kültürler Amerikan popüler kültürü tarafýndan kirletiliyor. Yalnýzca eðlenceye yönelik bir kültür olan popüler kültür aracýlýðýyla bir örneklik, bayaðýlýk, kayýtsýzlýk ve baþý boþluk yayýlýyor. Spor bir çýlgýnlýk ve fanatizm biçimine, futbol bir ideolojiye, kapitalist sisteme özgü bir endüstriye dönüþüyor. Televizyonlar emperyalizmin en tahripkar aracý olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Emperyalizm televizyon aracýlýðýyla kendi ideolojilerini,siyasetlerini ve hayat tarzlarýný dayatýyor. Markalar özellikle genç kuþaklar için bir kimlik belgesi halini alýyor Pop kültürü niteliksizliði, kalitesizliði, estetiksizliði, düzensizliði üretiyor ve pazarlýyor. Eðlence kültürü endüstrisi hiçbir ahlaki, kültürel ve entelektüel yargýya sahip olmayan, çürümüþ ,yoz ve müptezel kiþilikleri; içi boþ yeteneksiz þöhretleri; þarkýcý, sinema yýldýzý ve futbolcularý idol haline getiriyor. Tüketim kültürü tarafýndan toplumlar, kitleler tüketimin çekiciliðine ölçüsüzce koþullandýrýlýyor.Ýnsanlýðýn dünyasý yalnýzca Ýdeolojik ve politik bir dil ve söylemle tanýmlanýyor.Ýdeolojik temelli eðitim anlayýþý genç bireylere kendi varlýklarýnýn özneleri olma imkanýný vermiyor. Bu tür bir eðitim anlayýþý içerisinde bireyin önce bir özne olarak bir irade ve ifade tarzýna sahip olmasý mümkün deðildir. Eðitimi yalnýzca zihinsel bir etkinlik olarak almamak, ahlâkî, kültürel ve edebî bir etkinlik olarak görmek gerekiyor. Hayattan ve insanlýktan kopuk ideolojik temelli bir eðitim anlayýþý dayatmacý bir eðitim anlayýþýdýr. Ýdeolojik eðitim ve ideolojik söylem, Ýslâmî kimliði toplumdýþý ve yabanýl bir kimlik olarak tanýmlýyor. Ýslâmî kimliðin siyasal süreçlere ve kararlara katýlmalarýný barbarca engelliyor. Ýslâmî kimliðin sözü, söylemi, hayatý, ortak hayatýn dýþýnda tutulmak isteniyor. Araçsal ve yararcý bir eðitime muhatap olan, kültürel ve ahlâkî eðitimden yoksun olan modern bireyler, insanlýk durumlarýna bütünüyle yabancý kalabiliyor. Ýdeolojik temelli eðitim anlayýþý Öteki'nin tanýnmasýna ve saygý görmesine imkân vermiyor. Eðitimin ideolojik gereksinimlere cevap vermek üzere yapýlandýrýldýðý toplumlarda, insanî, ahlâkî gereksinimlere cevap bulunamýyor. Batý Dünyasýnýn kendi kültürünü, hayat tarzýný, kavram ve kurumlarýný, askerî ve ekonomik müdahaleciliðini, akýldýþý ve ahlâkdýþý dayatmalarla küreselleþtirmesi, küresel bir mücadele ile karþý karþýya bulunduðumuzu gösteriyor. Bu dönem insanlýðýn büyük anlamlardan, büyük amaçlardan, büyük davalardan uzaklaþtýrýlarak metalaþtýrýldýklarý bir dönemdir. Tarihin akýþýný doðru yorumlamak ve kendi tarihimizi üretmek, kendi tarihimizin eyleyeni olmak gibi büyük bir sorumluluk altýndayýz. Toplumsal, kültürel ve ahlâkî eyleyenlerin ve etkinliklerin sahneden çekildiði toplumlarda yapýsal deðiþim ve dönüþüm yaþanamaz. Herhangi bir kültür, genç ve dinamik karþýt kültür karþýsýnda kendisini savunamýyorsa, dinamiklerini ve içeriðini koruyamýyorsa, bu kültür bir çöküþ ve çözülme sürecine girmiþ demektir. Kendilerini yenileme potansiyeli ve birikimi olan kültürler bu çözülme sürecine dur diyebilirler. Ýçerisinde bulunduðumuz dönemde Ýslâm Dünyasý toplumlarý kendi imkânlarýný ve birikimini hareket geçirmek yerine, tarihin insaf ve merhametine sýðýnmýþ görünüyor. Ýslâm Dünyasý toplumlarý bugünün tarihinin insaf ve merhametten yoksun bulunduðunu görmek istemiyor. Bu dönemde, anlam duygularýný diri tutmamýz, kültürel anlamlarý çoðaltmamýz gerekirken; birbirimizle derunî anlamda iliþkiler kurmamýz gerekirken; inanç dünyamýza yabancýlaþýyor, bencil hesapçýlýklara yöneliyor ve hayatý daha çok kazanmaktan ibaret bir etkinlik olarak görmeye baþlýyoruz. Ýnsanda hüzün ve dehþet uyandýran bir ýssýzlýk ve uðursuz bir sessizlik karþýsýndayýz. Deðiþim ve iletiþim çaðýnda yaþýyor olmamýza karþýn, Ýslâmî kimliðin çok ilkel müdahalelerle yalnýzlaþtýrýlmasý anlaþýlabilir bir durum deðildir. Sessizliðe gömülmeyelim. Hayatý anlamlý kýlabilmek için ahlâkî bir öfkeye sahip olalým. Anlýk, mevsimlik ve konjonktürel kimliklere îtibar etmeyelim. Ýnançlarýmýzýn, dilimizin, kavramlarýmýzýn, deðerlerimizin onurunu korumalýyýz. Hayatýn her alanýnda büyük bir inanç ailesinin sorumlu ve onurlu bir üyesi gibi davranmalýyýz. Hayatýn her alanýnda ölçülü, ilkeli ve tutarlý olmayanlarýn etkili ve güvenilir olamayacaðýný bilmeliyiz. Daha yüksek ahlâkî düzeylere, daha yüksek kültürel düzeylere ulaþmalýyýz .