Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4874
Toplam 15292776
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Bilincin Çaðrýsý
23/11/2009 - 15:50
 
Çok hoyrat bir dünyada yaþýyoruz. Hoyrat bir dünya sistemi ve hoyrat bir siyasal barbarlýkla kuþatýlmýþ bulunuyoruz. Ben neyi istersem onu yapabilirim zihniyetinin varlýðýný sürdürebildiði bir dünyanýn, pek çok vesile ile normal olmayan bir dünya olduðunu görüyoruz. Modern Batý dünyasýnýn tahakküm ve egemenlik içgüdüsü bir türlü kontrol edilemiyor. Ýdeolojik modernlik, modern olmayan her þeyi olumsuz olarak tanýmlýyor. Modernite; iyilik ve kötülüðü ahlaki anlamda deðil, maddi anlamda deðerlendiriyor. Topluma faydasý olaný iyi, zararý olaný kötü olarak algýlýyor. Ýnsan’a, insan ruhuna, ahlakýna zarar veren kötülükler hiçbir þekilde sorgulanmýyor. Modern hayat tarzý nezdinde daha fazla özgürlük, daha fazla sorumsuzluk, daha fazla kayýtsýzlýk, daha fazla keyfilik anlamýna geliyor.

Allah’ý ve dini inkâr eden seküler algý, bütün dini deðerlerden baðýmsýz hale gelen bireyden yeni deðerler icat etmesi istenmiþtir. Bunu baþaramayan birey sonunda nihilizm de karar kýlmýþtýr. Modern gerçeklik bir anlam bütününe sahip olamamýþtýr.  Bu nedenle modern bireyler birbirlerinin sorunlarýna karþý duyarsýzlaþmýþtýr. Günümüzde,  modern-seküler algý hayatýn her alanýnda aþýrýlýklar biçiminde ifadesini buluyor. Seküler algý, Ýlahi hakikatin yerine araçsal aklý ikame ederken, bütün anlam ve deðer sistemlerinin içine ilerleme fikrini koymuþtur.

 Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde, dünya politikasýný tek bir gücün kontrol edebiliyor olmasý gibi anormal bir durum yaþýyoruz. Amerika da baþkanlar deðiþiyor ancak, Amerikan megalomanisi hiç deðiþmiyor. Ýslam dünyasý toplumlarýnda konformist bir düþünce geleneði varlýðýný sürdürdüðü için Amerikan megalomanisi bir türlü sorgulanamýyor. Her bakýmdan güçsüz ve iradesiz hale gelen Ýslam toplumlarý,  Ýslami gruplar/cemaatler, düþünce adamlarý, gerek Amerika’nýn gerekse de ulus-devlet’in, yüzeylerin cilalanmasý anlamýna gelen giriþimlerini/açýklamalarýný/yorumlarýný büyük bir umutla selamlayabiliyor. Amerika, pek çok alanda gücünü ve itibarýný yitirmiþ olmasýna raðmen, ideolojik bir güç olarak dünyayý kendi ilkeleri doðrultusunda yönlendirmeye devam edebiliyor. Egemenlik ve tahakküm ihtiraslarýndan vazgeçmiyor. Ýslam dünyasý toplumlarý da bu durumdan çok rahatsýz görünmüyor. Amerika’nýn egemenlik ve tahakküm iliþkilerine karþý baðýmsýz bir politik bilinç ve tavýr ortaya konulmuyor. Konformist bir siyasal kültür iklimi ile bütünleþtiðimiz için, karþý karþýya bulunduðumuz olaylarýn aðýrlýklarýný/tahribatýný gereði kadar deðerlendiremiyoruz. Dünyada neler olup bittiðini anlamak için dünyanýn bir bütün olarak görülebilmesi gerekiyor. Günümüz dünyasý Küreselleþen bir ekonomiyle birlikte, Küreselleþen bir kültür yönünde ilerliyor. Düþüncelerimiz, fikirlerimiz, inançlarýmýz bizler bu inanç ve düþüncelere baðlý olduðumuz, bunlarý gereði gibi temsil ettiðimiz sürece hayatlarýný sürdürürler. Bir düþünceyi/fikri gereði gibi temsil etmek demek, bu düþünceleri/fikirleri hayatýn her alanýnda görünür kýlmak demektir, hissedilir kýlmak demektir.           

Amerika’nýn yeni baþkaný, Türkiye ziyareti sýrasýnda, bütün Amerikan hükümetlerinin her durumunda Ýsrail’in yanýnda bulunacaðýný, Ýsrail’in dokunulmazlýðýný, Ýran’a ise bir þekilde dokunulabileceðini vurguladýðý halde, Ýslam ülkelerinde döktükleri ve dökmeye devam ettikleri masum milyonlarýn kanlarýnýn hesabýný vermeden, kimi duygusal ve romantik jestlerle Türkiye’nin gönlünü kazanabilmiþtir. Ýslami kesimlerin, Müslüman aydýnlarýn gönlünü kazanabilmiþtir. Ýslami kesimler, Müslüman aydýnlar hemen her konuda korkunç bir referans karmaþasý/belirsizliði ve bunalýmý yaþýyor. Baðýmsýz bir entelektüel dil/söylem üretemeyenler büyük bir entelektüel yoksunluk ve yoksulluk içerisindedirler. Ýslam dünyasý toplumlarýnda Kolonyalizmle birlikte baþlayan entelektüel baðýmlýlýk maalesef devam ediyor. Müslümanlar için kimi konularda Ýslam referans kaynaðý olmaya devam ederken; özellikle dünyevi olaylar, siyasal olaylar/geliþimler/yapýlar söz konusu olduðunda liberal-ulusal yaklaþýmlar referans kaynaðý olabiliyor. Sözünü ettiðimiz bu referans karmaþasý pek çok Müslüman aydýn’ý çok ciddi algýsal hezeyanlara sevk ettiði halde, karþý karþýya bulunduðumuz entelektüel altüst oluþlar sebebiyle bu hezeyanlar fark edilmiyor. Ýslam’ýn tevhidi sýnýrlarýný dikkate alamayan, tevhidi sýnýrlarýný, kavramlarýný tanýmayan yeni bir Ýslam ve Müslüman modeli ortaya çýkýyor. Bu yeni modelin küresel bir projenin yansýmasý olarak ortaya çýkmýþ olabileceðini gösteren pek çok somut kanýt var.

Musiki ve dansla beslenen, þiir bir maneviyatçýlýk, burjuvaziye özgü yeni bir din olarak güçleniyor. Çok ilginçtir, musiki ve þiirsellikle beslenen bu maneviyatçýlýk emperyalist düþünce üretim merkezleri tarafýnda desteklenirken, gelenekçi/görenekçi Ýslami kesimler tarafýndan da ayný duygularla desteklenebilmektedir. ‘’Ne olursan ol yine gel’’ yaklaþýmýný Batý dünyasý da çok olumlu buluyor ve içtenlikle onaylýyor. Batýlýlar, sözünü ettiðim bu þiirsel maneviyatçýlýðýn, direniþ düþüncesi/kültürü ve direniþ hareketleriyle mücadelede çok etkili olabileceðini düþünüyor. Bu nedenle Batý’da Mevlana-Mevlevilik bir moda akým haline geliyor. Burada konumuz musiki ve þiiri sorgulamak deðil, þiirin ve musikinin Ýslami bir yorumun temeli haline getirilmeye çalýþýlmasýna dikkati çekmekten ibarettir. Aklýn ve bilginin yerine ‘’aþk’ý’’ koyan, aþktan ibaret bir din yaklaþýmý hiçbir þekilde mazur görülemez. Küresel irade, içerisinde yaþadýðýmýz dünyanýn/tarihin/siyasetin sorunlarýyla ilgilenmeyen, toplumsal/siyasal sorumluluklarla deðil, ruhsal derinliklerle/ilgilerle yetinen bir din yaklaþýmý üzerinde çalýþýyor. Bu baðlamda günümüzde kimi Ýslami cemaatlerin “hoþgörü“ kavramýný ulu-orta/keyfi bir propaganda kliþesi halinde çok yanlýþ zeminlerde kullanýyor olmasý dikkatlerden kaçmýyor. Özne ile nesne arasýndaki iliþkide, güçlü ile zayýf arasýndaki iliþkide “hoþgörü” öznenin nesne yararýna, güçlünün zayýf yararýna hareket etmesi þeklinde biçimlenir. Ayný þekilde çoðunluðun azýnlýk yararýna, azýnlýðý anlayabilmek için giriþimde bulunmasýnda bir “hoþgörü” tezahürüdür. 

Günümüz dünyasýnda, her toplumda ötekileþtirilen, yalnýzlaþtýrýlan, aþaðýlanan konumlarýyla anlaþýlmayý bekleyen, adalet ve hakkaniyet bekleyen, insan muamelesine muhatap olmayý bekleyen Müslümanlar, kimlere ve hangi nedenlerle “hoþgörü”  besleyecekler?
Ýslam, hayatýn her alanýnda, her aþamasýnda bütün iliþkilerde hukuku temel alan bir yaþam biçimi öðütler. Sorumlu bir özgürlük anlayýþý, Allahýn koyduðu sýnýrlar içerisinde yaþayan/yaþanan bir özgürlüktür.  Bu sýnýrlarý aþarak özgür olmak demek kötülüklerle birlikte yaþamayý seçmek demektir.
Ýslam, her an yeniden doðan bir varlýk ve kainat bilinciyle var olmak demektir.

Ýslami var oluþ, anlamlý ve amaçlý bir var oluþtur. Amaç hayatýn ve tarihin içerisinde tevhidi bilinci/tarzý/tavrý/üslubu/iliþki biçimlerini gerçek kýlmaktýr.
Ýslami her yükümlülük, ayný zamanda toplumsal bir yükümlülüktür. Ýslami bir yükümlülüðü yerine getiren, ayný zamanda toplumsal bir yükümlülüðü yerine getirmektedir. Allah istediði için yaptýðýmýz her tercih, her hareket, her uygulama kutsalýn bir tezahürüdür. Her namazýn toplumsal bir eylem içinde, toplumsal bir eylem bilinciyle gerçekleþtirilmesinin ne kadar muhteþem bir tablo olacaðýný, olabileceðini hatýrlamalýyýz. Her durumda Ýslami ibadetlerin toplumsal/siyasal içeriði dikkate alýnmalýdýr. Özgürlüðümüz ilahi hukukun, ilahi ahlakýn, ilahý sorumluluklarýn, sýnýrlarý ve ufku içerisinde anlam ve deðer kazanýr. Hukuk, ahlak ve sorumluluktan baðýmsýz bir özgürlük anlayýþý, günümüzde olduðu gibi hayatý/tarihi/dünyayý her türlü fesada sürükler.
Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde Ýslami anlam ve amaçlar maalesef göreceli hale geliyor. Liberal yorumlar/yaklaþýmlar/iliþkiler, Ýslami öncelikleri önemsiz hale getirebiliyor. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemin olaylarýyla ilgili olarak Müslümanlar, Ýslami yorumlardan çok liberal yorumlara deðer veriyor. Gündelik hayatýn içerisinde ilgilerimiz ve iliþkilerimiz Ýslami esaslardan baðýmsýz hale geliyor. Ýdealize ettiðimiz hayatlar ile halen içersinde yaþadýðýmýz hayatlar birbirinden çok farklý. Bütün yaþadýklarýmýz sebebiyle öncelikle Ýslami bilincin/duyarlýlýðýn/samimiyetin/içeriðin/inceliðin tarihe hitap edebileceði þekilde, tarihin dikkatini çekebilecek þekilde harekete geçirilmesi gerekiyor. 
Ýslami bilincin çaðrýsýný yeniden bütün varlýðýmýzla hissetmemiz gerekiyor.
Allah’a karþý sorumlu olduðumuzu bütün varlýðýmýzla hissederek yaþamamýz gerekiyor.
Ýslami bilincin yoðunluklarý, kalbimizin yoðunluklarý ile güç kazanýr, harekete geçer.                                                
Hayatýmýzýn her safhasýnda daha çok bilgi için, daha çok bilinç için, daha çok mücadele için, daha çok nitelik için yollara düþmeli, yolarda buluþmalý, yollarda dayanýþmalýyýz.
Aþkla yoðurduðumuz bilincimiz umudumuzdur.

Ýçersinde yaþadýðýmýz dönemin koþullarýnda tarihi etkileyebilecek yoðunlukta etkinliklerde bulunmadýðýmýz takdirde koþullara ve tarihe maruz kalmaya devam edeceðiz. Tarihi etkileyebilmek için sürekli bir üretkenlik çabasý içerisinde olmak þarttýr. Koþullara göre deðiþen tercihler gündelik aþaðýlýklar içerisinde yaþadýðýmýzý gösterir. Faþizmler, zulümler karþýsýnda insan olarak, toplum olarak yetersiz kalmak ahlaken yetersiz kalmak demektir. Kurumsal sorunlar etrafýnda tartýþmayý býrakýp ilkelerimizi nasýl hayata geçirebileceðimizi konuþmalýyýz. Eskiden nasýldýyý konuþmak yerine þimdi nasýl olmalýyý konuþmalýyýz.

Ýslam toplumlarýnýn ve Ýslami kesimlerin günümüzde karþý karþýya bulunduðu yabancýlaþmalar, yozlaþmalar karþýsýnda eleþtirel bir duyarlýlýða çok ihtiyacýmýz var. Toplumlarýmýz baskýcý, kýsýtlayýcý, biçimci, gelenekçilikler tarafýndan yenilenmeye kapalý bir zihniyet tarafýndan, otoriter yönetimler tarafýndan, kadýnýn konumunu geleneklerin belirlediði bir yaklaþým tarafýndan sürekli olarak engelliyor. Bir diðer yanda Müslümanlar tarihsel bir baðlam olan, bu baðlam içerisinde düþünülmesi/tartýþýlmasý gereken, ancak durum böyle olduðu halde bütün zamanlara ve bütün toplumlara teþmil edilen hegemonik bir kavram olan laiklik tarafýndan da ciddi bir þekilde kýsýtlanýyor. Avrupa’da kilisenin baðnaz otoritesiyle mücadele etmek üzere gerçekleþtirilen laiklik, bütün modern zamanlarýn en baðnaz hareketine dönüþtürülmüþ bulunuyor. Laiklik söz konusu olduðunda en aþýrý, en fanatik, en ölçüsüz modernlik Türkiye’de yaþanýyor. Türkiye’de laiklik uygulamalarý kadýný Ýslam’dan baðýmsýzlaþtýrýlarak modernleþtirilmesi, feminist anlamda tanýmlanmasý sonucunu doðurdu. Laik modernite ve laik feminizm özellikle sanat/edebiyat alanýnda sýnýrsýz bir müstehcenliðe yol açtý. Hýristiyan batý tarihinin kendisine özgü bir kurumu olan laikliði, Hýristiyan batý tarihine özgü bir uygulamayý Ýslam toplumlarýna dayatan mantýk düpedüz saçma bir mantýktýr.

Ýnsaný, insani yanýndan mahrum eden bir maddileþme, her tür manevi-ruhsal deðerden baðýmsýz bir aklileþme insanlýðý bir bunalýmdan baþka bir bunalýma sürüklüyor. Liberter bireycilik ve serbest piyasa büyük ahlaki düþüþlere neden oluyor. Yaþadýðýmýz son küresel ekonomik krizle birlikte maddicilik ve bencillik bütün toplumlarda sorgulanabilir hale geldi ve bu sorgulamalar sýrasýnda sosyal/toplumsal dayanýþma düþüncesi, aile deðerlerine dönülmesi düþüncesi yeniden insanlýðýn gündemine girdi. Bu konular,  etrafýndaki hassasiyetler tarih boyunca Ýslam’ýn ve Müslümanlar’ýn hep gündeminde olmuþtur.

Tüketim hastalýklarý bütün dünya’da çok büyük sorunlara neden oluyor. Tüketim hastalýklarýna maruz kalan toplumlarýn, Ýslam’ýn bu konudaki önerileri/çözümleri üzerinde ciddiyetle çalýþmalarý gerekir. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde mutlaklaþtýrýlan, bir “din” gibi algýlanan bütün ideolojik putlar, dýþarýdan her hangi bir müdahale olmaksýzýn yetersizlikleri, iþlevsizlikleri, sýk sýk büyük krizlere neden olmalarý sebebiyle birer birer çöküyor. Yakýn geçmiþte devlet ekonomilerini kutsayan siyasetler çökmüþtü, þimdi de serbest piyasa modeli/putu çöküyor.

Her hangi bir insanýn, toplumun ya da kültürün maruz kalabileceði en büyük felaketlerden baþlýcasý bilinçsizlik, kayýtsýzlýk ve duyarsýzlýktýr. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde Müslüman halklarýn/toplumlarýn/ülkelerin onurlarýnýn yerde süründüðü bir dönemde Ýslami bilincin, duyarlýlýðýn bitiriliþine tanýk oluyoruz. Çok zayýf bir hafýzamýz var, her þeyi unutuyoruz. Irak’da, Afganistan’da savaþ terörü, keyfi terör devam ederken Türkiye’yi ziyaret eden Amerikan baþkanýný, Müslüman halklarýn maruz býrakýldýklarý bu kadar acýyý/trajediyi unutarak, hiç bir þey olmamýþ gibi selamlayabiliyoruz. Þiddeti meþrulaþtýrýlan uygarlýkla diyalog kurmaya çalýþýyoruz. Bir eylem üretmeyen, bir sorgulama/eleþtiri/muhalefet bilinci üretmeyen toplumlar/kültürler sonunda bizim Türkiye’de yaþadýðýmýz teslimiyetçilikte, statükoculukta, muhafazakârlýkta karar kýlýyor. Bizlerin Müslüman olarak bugün tarihin kaydýna geçecek, tarihe dönüþecek eylemlerimiz yok. Tarihe dönüþecek eylemleri günümüzde direniþ mücadeleleri, devrimci mücadeleler gerçekleþtiriyor. Putlaþtýrdýðý bütün ideolojileri birer birer yýkýlan modern dünya, ideolojik baðnazlýðý, ideolojik ýrkçýlýðý ve fanatizmi bir kenara býrakarak Ýslam dünyasýna yönelik olarak gerçekleþtirdiði her tür emperyalist tahakküme son vererek, Müslüman haklara çektirdiði, halen çektirmekte olduðu acýlar sebebiyle hesap vererek, özür dileyerek, bu acýlara son vererek karþýtlýklýklara dayalý çatýþmacý bir dil/iliþki yerine anlamaya yönelik bir dil bulunmak zorundadýr. Bireyciliðe, bencilliðe, kazanç hýrslarýna/ihtiraslarýna dayalý bir uygarlýðýn Ýslam’dan öðrenebileceði çok þey vardýr. Ayný þekilde Müslümanlarýn da modern dünya ya bir karþýtlýk ve çatýþma perspektifinden bakmak yerine anlamaya dayalý bir yöntem geliþtirmesi gerekir. Modern dünya da, Ýslam dünyasý da ideolojik zehirlenmelerle yüzleþmeyi baþarabilmelidir. Modernizmi, sekülerizmi evrenselleþtirmek adýna sürdürülen ideolojik engisizyona öncelikle son verilmelidir. Modern dünya, egemen konumu sebebiyle korkunç bir kibir içerisinde bulunduðunu fark etmiyor. Kibir, bireyleri olduðu kadar toplumlarý da her tür eleþtirilerin dýþýnda tutar. Ötekileþtirilenleri, zayýflarý, farklýlarý kendi kibirli ölçütleriyle deðerlendirenler hiçbir þekilde adil bir deðerlendirme yapamazlar. Kibirli her yaklaþým, tek yanlý ve ön yargýlý bir yaklaþýmdýr. Ön yargýlarla konuþanlarýn birbirlerini anlamalarý beklenemez. Batýlýlar Müslümanlarý, Müslümanlar da batýlýlarý karikatürleþtirmemeli, tahkir etmemeli birbirlerinin gerçeklikleri içerisinde doðru tanýmlamaya çalýþmalýdýr. Modernizm, liberalizm ve piyasa ekonomisinin zaferini takdis ederek “tarihin sonu” nu ilan edenler þimdilerde, liberalizmin, piyasa ekonomisinin derin bunalýmý, çöküþü karþýsýnda þaþkýnlýk içerisindeler. Daha öncede büyük çapta tarihsel geliþmeler/inþalar olmayacaðý yönünde kehanette bulunan “tarihin sonu” ideologlarý,  Ýran’da baþarýya ulaþan Ýslam devrimiyle birlikte büyük bir sarsýntý yaþamýþlardý.

Kontrol edilemeyen sorumsuz bir akýlcýlýk sebebiyle modenizm de, postmodernizm de bir durgunluk dönemine girdi. Bütün kültürler üretici iþlevlerini yeteneklerini kaybedince bir týkanma durumuna giriyor. Bugün pek çok kültür ve Ýslam kültürü talihsiz bir zeminde varlýðýný sürdürüyor. Yenilenme, yeniden üretme, eylemde bulunma istek ve irademizi yitirdiðimizde her tür düþüþ baþlýyor, yozlaþma baþlýyor.  


Bu Makale 4407 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

18 Sevvâl 1445 |  27.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ýn izniyle kendisine itaat edilmesinden baþka bir þeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde þayet sana gelip Allah'tan baðýþlama dileselerdi ve elçi de onlar için baðýþlama dileseydi, elbette Allah'ý tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardý.

( Nisâ sûresi - 64)

Bir Hadis

Büreyde (ra) anlatýyor:

Hz. Resulullah (sav) buyurdular ki:

“Mü'min alnýnýn teriyle ölür.”


Tirmizi, Cenâiz 10

Bir Dua

Allah’ým! Sevgini, seni seven kimsenin sevgisini ve sevgine ulaþtýracak ameli istiyorum. Allah’ým! Sevgini, bana canýmdan, ailemden ve soðuk sudan daha sevimli eyle.”

(Tirmizi, Deavât, 74)

Hikmetli Söz

Gönül Çalab’ýn tahtý Çalab gönüle baktý Ýki cihan bedbahtý Kim gönül yýkar ise.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com