Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1383
Toplam 15294176
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN
27/08/2012 - 13:08
 
Vakit çok geç olmadan, bir kez daha her þeyin bize anlatýlanlardan ibaret olmadýðýný fark etmeliyiz.

Teknobilimsel sistem ve kapitalist ekonomi; bütün anlamlarý, erdemleri, bilgelikleri ve ahlaký imha ederek, insanlýk dýþý gerçekler oluþturdu. Sýnýrsýz büyüme strateji­leri aðýr insanlýk sorunlarýna, büyük kötülüklere ve felaket­lere yol açtý. Endüstriyel uygarlýk bütün bir gezegeni çölleþtirdi. Teknobilimsel sistem bütün kendilikleri, kiþilikleri ve karakterleri erozyona uðrattý. Kapitalist ve neoliberal dünya görüþünün, hayat tarzýnýn hiç bir ahlaki referansý yok. Ýçerisinde bulunduðumuz dönemin karmaþýklýðý/belirsizliði sözünü ettiðimiz bu sistem yüzündendir. Karþý karþýya bulun­duðumuz karmaþa/belirsizlik/bunalýma raðmen, Avrupa kendi deðer­lerini Avrupa dýþý dünyaya dayatmaya devam edebiliyor. Batý uy­garlýðý hiç bir þekilde ýrkçý çerçeveleri aþmayý baþaramýyor, aþmayý düþünmüyor. Bu durum, Avrupa dýþý dünyayý rencide etmek, deðersizleþtirmek ve sömürgeciliði sürdürmekte ýsrar etmek an­lamý taþýyor.

Günümüz dünyasýnda piyasanýn evrenselliði dýþýnda bir evrensellikten söz etmek mümkün deðil. Bu tür bir evrensellik, sermayenin aklý’nýn, neoliberal aklýn dünya çapýnda etkili ol­masýný saðlýyor. Neoliberal akýl, kimliklerin/kültürlerin param­parça olmasýna neden oluyor. Neoliberal akýl ve kültür karþýsýn­da yerel kültürlerin direnci kýrýlýyor. Neoliberal akýl ve kül­tür karþýsýnda toplumlarýmýzda; Ýslami kaygýlar taþýmayan, nötr ve monoton, bir kiþiliði ve karakteri temsil etmeyen muðlak varoluþ biçimleri çoðalýyor. Bu durum karþýsýnda, bilincimizi sömürgeleþtiren, aþýndýran, çürüten süreçlerin maskesini düþürmek yerine, suskun, tepkisiz, apolitik gri/kirli hayatlar yaþayabiliyoruz. Avrupa ve Amerika kendi dünya görüþlerini hayat tarzlarýný, Avrupa dýþý dünyaya faþizm ve savaþ yoluyla kabul ettirmeye çalýþýyor. Modern-seküler proje yoluyla, Ýslam toplumlarý neoliberal fikirlere açýk hale getirilecekti, Türkiye’de ki geliþmelere bakýlýnca bu projenin büyük ölçüde etkili olduðu görülebiliyor. Toplumlarýmýzda referans kaynaðý olarak Avrupa deðer sistemini almak, Avrupa kavram ve kurumlarýný benimsemek, kendi deðer sistemimizden uzaklaþtýðýmýzý, kendi deðer sistemimize güvenmediðimizi, kendi deðer sistemimizi yeter siz bulduðumuzu gösteriyor. 

Ýslami bir dünya için mücadele etmekten vazgeçtiðimiz anlaþýlýyor. 

Günümüz dünyasýnda Müslümanlarýn ne isteyeceklerine, nasýl isteyeceklerine Müslüman olmayanlar karar veriyor.

Ýslam’ýn ve Müslümanlarýn, liberal-seküler demokrasiyle rekabet edebilecek, bir içeriðe sahip olmadýðý konusunda Müslümanlarýn ikna edildikleri görülebiliyor. Bilim, kültür, siyaset, felsefe, sanat/edebiyat'ta baðýmsýz üretkenliðin, ilginin, çabanýn, araþtýrma ve sorgulamanýn sona erdiði tarihten bu yana toplumlarýmýzda Ýslam yalnýzca bir maneviyat biçimi olarak varlýðýný sürdürüyor. Ciddi bir bilinç bunalýmý yaþadýðýmýz için, sürekli tahakküm üreten Avrupa merkezci dili gereði gibi sorgulayamýyor, bu dilin mutlakçýlýðýný reddedemiyoruz. Din, sanat, siyaset bir bütünlüðün, eksiksiz bir bütünlüðün adý iken; bu bütünlüðü temsil etme iradesi gösteremiyoruz. Din'i de, sanat ve siyaset'i de, özel alanlara hasrederek; kamusal alana hitap etmeyen, kamusal alaný etkileyemeyen, dönüþtüremeyen, etkilemek ve dönüþtürmek iddiasý taþýmayan, kendi içine kapanmýþ bir din/sanat/siyaset dili oluþturuyoruz. Bu dil, maddi dünyanýn/hayatýn gerçeklerine kapalý, sezgisel alana/ilgiye açýk bir dil haline gelmiþtir.

Müslümanlar olarak, kendi Ýslami fikirlerimiz adýna mücadele etmiyoruz. Bize dýþardan dayatýlan dünya görüþleri adýna mücadele ediyoruz. Bu nedenledir ki; hem toplumlarýmýzda, hem bütün dünyada “demokrasi” haþa, nihai bir referans kaynaðý olarak, yoðun bir biçimde gündemde kalabiliyor. Ýslam toplumlarýna yönelik kanlý “demokrasi” seferleri sürüyor. Aziz Ýslam kendi asli bütünlüðü içerisinde bir referans ve meþruiyet kaynaðý olmaktan çýkarýldýðý için, bugün, meþruiyet kaynaðý olarak “demokrasi” ye, ýlýmlý/hoþgörülü Nurculuða, Neonurculuða, ýlýmlý/hoþgörülü Mevleviliðe/Mesnevi'ye atýfta bulunuluyor. Allah’ýn (c.c.) din'i aziz Ýslam’ýn yerine, sözünü ettiðimiz akýmlar geçiyor. 

Kendi deðerler dünyamýza yabancýlaþtýðýmýz için, korkunç bir tüketim ve iletiþim kasýrgasý içerisinde bir o yana, bir bu yana savruluyoruz. Din'i hayat/düþünce; gizli/batýni/sembolik, manevi anlamlarýn dünyasýna çekiliyor. Ýslam; hukukun, siyasetin, ümmetin ve evrenselliðin dýþýna çekiliyor. Mistik ilgiler, iliþkiler, kültür bir kez daha moda haline geliyor. Düþünsel derinlikler ve yoðunluklardan, derinlikli ve sorumlu varoluþlardan, bilinçli üretkenliklerden, entelektüel birikim ve eylemden, merkezi ve temel sorunlar etrafýnda bir bilinç oluþturmaktan somut/baðýmsýz Ýslami duruþlar sergilemekten uzaklaþýyor, yeniden ayrýntýlara kapanýyor, bir kez daha tarihin taþrasýna dönüyoruz. Müslümanlar olarak tarihin merkezinde yokuz. O halde, bu yakýcý gerçek üzerinde düþünerek, tarihin merkezine nasýl dönebileceðimizi konuþmalýyýz. Hiç bir alanda yeni bir þey üretemiyorsak, olduðumuz yerde duruyorsak, bulunduðumuz yeri Ýslami anlamda deðerlendirmeye cesaret edemiyorsak, tarihe yeniden dönmemiz mümkün olamaz.

Yeni bir tarih baþlatabilmek için, zamana meydan okuyarak, statükolara meydan okuyarak, yeni bir insan, yeni bir toplum, yeni bir siyaset oluþturarak, yeni bir irade kurmamýz gerekir. Yeni ihtiyaçlar, zorunluluklar söz konusu olduðunda yeni yorumlar yapmak, yeni bir mücadele baþlatmak, geçmiþe saygýsýzlýk yapmak, geçmiþi inkar etmek anlamý taþýmaz. Zamanýn ihtiyaçlarýný dikkate almayan, geçmiþin yorumlarýný kullanmaya devam eden, geçmiþin sorunlarý ile bugünün sorunlarý/yanýtlarý arasýnda farklýlýklar olabileceðini düþünmeyen, zamana/tarihe kayýtsýz kalan, zamaný donduran bir yaklaþým biçimi hiç bir gerekçeyle sürdürülemez.

Tarihin gerçekleriyle yüzleþmek ve hesaplaþmak yerine, kolaycýlýðý seçerek, geçmiþle oyalanmak büyük bir çürümenin yansýmasýdýr.

Sanayileþme ve modernleþme ile baþlayan tarihsel dönemi gereði gibi anlayamamak/çözümleyememek, bu tür bir çözümlemeye ihtiyaç duymamak, aklý, bilimsel çabayý, araþtýrmayý reddederek, ayrýntýlara, geçmiþe, hamasete kapanmak, aklý mahkûm etmek, hurafelerin tahakkümünü kabul etmek demektir. Hayatýn/tarihin/dünyanýn gerçeklerinden kaçan, karþý karþýya bulunduðumuz sorunlardan, tehditlerden, felaketlerden kaçan, mistisizme sýðýnan, tek boyutlu ilgilere, tek boyuta, tek yoruma, tek akla kapanan bir yaklaþým, her durumda zihni/fikri geriliðe, donmaya neden olur.

Ýslami; bilgi ve bilinçten yoksun,    duyular ve duygular þeklinde yaþamak, temsil etmek, hiç bir biçimde savunulamaz, meþrulaþtýrýlamaz. Yalnýzca gönüllere hitap eden, yalnýzca ilahi aþktan söz eden bir dil kurumsallaþtýrýlamaz.

Günümüzde yaþattýðýmýz geçmiþin efsanevi bir geçmiþ mi, yoksa inþa edici bir geçmiþ mi olduðu konusunda eleþtirel bir dikkate/görüþe sahip olabilmeliyiz. Kültürel baðlýlýklarýmýz, geleneksel baðlýlýklarýmýz, dünyaya/tarihe kapalý kalmak anlamýna gelmemelidir. Geçmiþe ait tecrübe birikimini tekrar edemeyiz, ancak; bundan bize yol gösterebilecek sonuçlar elde edebiliriz.

Müslümanlar olarak tam, eksiksiz bir bilinç edinmemiz için, bütün ayrýmcý tanýmlarý/kategorileri aþmamýz gerekiyor. Ýslami farkýndalýðýmýzý yoðunlaþtýrmamýz, çoðaltmamýz gerekiyor. Mezhepçi, hizipçi yaklaþýmlar/yapýlar, dünya çapýnda, Ümmet çapýnda bir bilinç edinmemizi engelliyor. Mezhepçi/hizipçi yapýlar açýkça bilinç düþmanlýðý yapýyor. Geçmiþi hiçliðe indirgeyenleyiz, silip süpüremeyiz. Yeni bir baþlangýç yapmak, geçmiþten kopmak anlamýna gelmez. Yeni bir baþlangýç, geçmiþten seçici olarak yararlanabilir. Geçmiþ bugünü etkileyebileceði gibi, bugüne özgü yaklaþýmlar da geçmiþi etkiler. Yeni bir tarihsel bilincin inþasý için geçmiþi nesneleþtirmemek, geçmiþin de bugünü nesneleþtirmemesi gerekir. Geçmiþ, yeni bir inþa için, bize yardým edebileceði gibi; bizi kýsýtlayabilir, engelleyebilir. Bunun için, geçmiþin eleþtirel bir bilinçle günümüze intikali saðlanabilmelidir.

Pek çok þeyin deðiþtiði bir dünyada, toplumlarýmýz ayrýntýlarýn, yüzeyselliklerin, basitliklerin, çok önemsiz þeylerin, hurafelerin baskýsý altýnda bulunuyor. Toplumlarýmýz bir yanda neoliberal dünya görüþünün, bir diðer yanda, mistik/batýni/maneviyatçý anlayýþ biçiminin nesneleþtirici etkilerine maruz kalýyor. Patolojik bir nostalji toplumlarýmýzýn zihin dünyasýný çürütüyor. Günümüzün gerçeklerinden kaçan Müslümanlar mistik/batini uyuþturuculara sýðmýyor. Karþý karþýya bulunduðumuz sorunlarla yüzleþmek yerine, geri çekilerek, bu sorunlarý biriktirmek maalesef bir gelenek halini almýþtýr. Dünya tarihini, tarihsel geliþmeleri, oluþumlarý, altüst oluþlarý, deðiþim/dönüþüm hareketlerini anlamak, çözümlemek, bu geliþmelerin ýþýðýnda, kendimizi, konumumuzu, ufkumuzu, vizyonumuzu yeniden deðerlendirmek hayati bir zorunluluk halini almýþtýr. Mistik/batini uyuþturuculara yönelmek ölümcül bir sapmadýr. Bu uyuþturucular sebebiyle, bugün, Türkiye’de yaþandýðý üzere; kitlelere, topluma, Ýslami anlamda, toplumsal deðiþimi gerçekleþtirebilecek nitelikte bir içerikle hitap edilemiyor. Ýslami düþünce ve kültür hayatýnýn, öncelikle Ýslami sorunlar, beklentiler, yanýtlar, talepler, umutlar ve eylemlerle ilgili olarak, somut, anlaþýlabilir kavramsal bir çerçeve ortaya koymasý gerekir. Ýslami potansiyelimizi yeniden keþfederek, ortak gelecek için, ortak bir bilincin yaþanýlabilir, temsil edilebilir hale getirilmesi önceliðimiz olmalýdýr. Her toplumda, kamuoyunun ilgisini çekebilecek, güçlü/etkili bir dil için, her þeyden önce Ýslami anlamda büyük bir özgüvene, Ýslami bir kiþiliðe ve onura ihtiyacýmýz olduðunu hatýrlamalýyýz. Bugün, toplumlarýmýzda, Ýslami hayat, daha önce de temas ettiðimiz üzere Nurculuk, Neonurculuk, Mevlevilik ve benzeri akýmlar/örneklerde de yakýndan takip edilebileceði üzere, nasslara dayalý akli/hukuki içeriði olmayan, tevhidi bilinci temsil etmeyen, duygusal/sezgisel/hamasi/masalsý propoganda etkinlikleriyle sýnýrlý hale gelmiþtir. Duygusal/hamasi propoganda faaliyetlerinden etkilenen kitlelerin düþünsel-eleþtirel sorgulamalar yapma ihtiyacý duymamalarý Ýslami açýdan endiþe verici bir durumdur.

Zihinsel bir yeniden inþa yaþamaksýzýn, hiç bir çabadan sonuç alamayacaðýmýzý, küresel çaðda Ýslami bir varoluþu temsil edemeyeceðimizi hatýrlamalýyýz. Modern zamanlarda, bilincimiz Avrupamerkezci dil tarafýndan sömürgeleþtirilmiþti, bugün, bilincimiz, kendilerini Ýslam’a nisbet eden, mistik/batini akýmlar tarafýndan sömürgeleþtiriliyor. Bu vahim geliþme karþýsýnda özellikle genç kuþaklarýn, genç ve dinamik bir bilinçle, deðiþim/yenilenme yeteneðine sahip olarak, dünya olaylarýna, tarihsel geliþmelere nüfuz ederek, eleþtiri ve analiz yeteneði kazanarak, Ýslami bütünlüðün dilini tarihe kazandýrmalarý gerekir. Aziz Ýslam ümmetinin bütününü kuþatacak, etkileyecek, uyaracak, ayaða kaldýracak, dikkatini çekebilecek bir düþünce/deðer/eylem, bilinç sistemi için, acil ve derinlikli çabalar, put kýrýcý tavýrlar, düþünceler üretebilmeliyiz. Mistik, gelenekselci, batýni din tasavvurunun hiç bir biçimde sorgulanmamasý, tartýþýlmamasý düþündürücüdür.

Tarih, yeniden inþa mücadelelerinin öyküsüdür.

Tarih kronolojisi bilgisine sahip olmak, tarih bilincine sahip olmak demek deðildir.

Kapitalizmin, sanayileþmenin, elektronik enformasyon devriminin, finansal hareketlerin oluþturduðu tarihsel dinamikler karþýsýnda, Ýslami alternatifler, çözümler üretmek yerine teslimiyetçi, mistik, batini alanlara kapanmak, Amerikan ve Siyonist Ýsrail perspektiflerini/yöntemlerini/önerilerini paylaþmak ahlaki/düþünsel intihar anlamý taþýr.

Vakit çok geç olmadan, bir kez daha her þeyin bize anlatýlanlardan ibaret olmadýðýný fark etmeliyiz. Her hangi bir cemaatin/hizmetin Amerikan ya da Siyonist Ýsrail güdümünde hareket ediyor olmasý çok büyük bir cinayet ve ihanettir. Pasif itaatin, edilgenliðin, dirençsizliðin, tepkisizliðin saðlýklý bir yöntem olmadýðýný kavrayabilmeliyiz.

Kendi zamanýmýza iliþkin sorumluluklar alarak, kendi zamanýmýzýn insaný olmalý, kendi zamanýmýzý þekillendirmeliyiz. Bütün dünyayý içerisine alabilecek bir düþünsel meraka sahip olarak kendi sýnýrlarýmýzý aþma imkâný bulabiliriz. Yeni bir ufuk açmak için, eleþtirel zekâya sahip olabilmeliyiz. Yerel/etnik/hizipçi bir dilin/söylemin/kültürün mensuplarý olarak, coðrafi bir bölgenin mensuplarý olarak deðil; evrensel insanlýk ve Ýslam ailesinin, yani ümmet'in onur'lu/baðýmsýz bir üyesi olarak konuþmalýyýz, yazmalýyýz, üretmeliyiz. Genel geçer bilgi/propoganda/magazin gibi þeylerle oyalanmamalýyýz. Günümüzde insanlýða ve dünyaya sunabileceðimiz hiç bir þey üretmediðimizi mahcubiyet içerisinde hatýrlamalýyýz. Küresel dünyaya, ancak, kimliðimizden, kiþiliðimizden, kültür ve medeniyet deðerlerimizden koparak katýlabiliyoruz. Küresel dünyaya kendimiz kalarak katýlamýyoruz. Küresel dünyaya katýlabilmek için yapay/sahte/insanlýk dýþý varoluþlar sergiliyoruz. Sömürgecilerin dayattýðý hayat ve düþünce tarzlarýyla bütünleþerek hayatta kalmaya çalýþýyoruz. Küresel kültüre entegre olmak için, her tür aidiyet bilincinden uzaklaþýlýyor. Her türlü düþünce/yorum/yaklaþým/siyaset maalesef zamanýn baskýsý altýnda þekilleniyor.

Bir toplum, kendisini, hayat tarzýný, dünya görüþünü, seküler/liberal doðrultuda dönüþtürdüðünde, Allah'a (c.c.) ve Ýslam'a yabancýlaþýr. Böyle bir toplum, Ýslami bir gelecek umut edemez. Ýlahi yardýma hak kazanabilmek için, Ýslami hayat tarzý ve dünya görüþü doðrultusunda deðiþmemiz gerekir. Ýslami anlamda deðiþim/dönüþüm sürecine öncülük edecek kadrolar hayatýn her alanýna hitap etme yeteneðine, birikimine sahip nitelikli kadrolar olmalýdýr. Ýslam dünyasý toplumlarý, Ýslami düþünce hayatý, modern-seküler dünyaya, askeri anlamda olmaktan çok zihinsel-anlamda/baðlamda maðlup oldu. Bu maðlubiyet durumu ne yazýk ki, bugünde derin bir biçimde sürüyor. Sekülerizm, Ýlahi Vahyin, Ýslami bütünün bölünmezliðini, Ýslam’ýn bütün boyutlarýnýn birliðini paramparça etti. Bu durumla ilgili olarak güçlü ve etkili sorgulamalar yapamadýðýmýz için, bugün Avrupamerkezci kavramsal ufuklar ve Aydýnlanma kategorilerine göre düþünmeye devam ediyoruz. Ýslami zihin/akýl/bilinç taþralaþtýrýldýðý için, avamileþtirildiði için, eleþtirel bir duruþ gerçekleþtiremiyoruz. Taþralý zihin, avami akýl, hiç bir þekilde baðýmsýz bir düþünce, irade, yorum geliþtiremiyor, bu nedenle de her türlü manipülasyona açýk bulunuyor.

Ýslam toplumlarýnda, Türkiye’de de görülebileceði üzere kitleler fikirlerle, sorgulamalarla asla ilgilenmiyor; yalnýzca duygusal manipülasyonlarla ilgileniyor. Kitleler bir inancýn, fikrin, düþüncenin, program ve projenin, vizyonun etrafýnda deðil, kutsallaþtýrýlan kült kiþilerin etrafýnda toplanýyor.

Seçici bir akla, üretken ve eleþtirel bir akla sahip olmadýðýmýz için, muhakeme yetisine sahip olmadýðýmýz için, bilinç üretemediðimiz için; ideolojik/politik irade algýlarýmýzý istediði yönde yönetebiliyor. Cemaat/hizmet faaliyetleri bile günümüzde piyasa stratejilerine göre yapýlandýrýlýyor. Cemaat lideri ticari bir marka haline getiriliyor. Bütün hizmetler açýkça büyük bir “gösteri” biçiminde sunuluyor, pazarlanýyor. Bu konuda, patolojik bir söylem/ retorik oluþturuluyor.

 

Zihni özgürlükten, baðýmsýz kiþiliklerden yoksun bulunduðumuz için, ana akým kültürün/dilin/söylemin sýnýrlarý dýþýna çýkamýyoruz. Küresel gündemi seçici bir dikkatle, duyarlýkla takip edemiyoruz. Gerçeklerle ilgilenmek yerine sansasyonla ilgileniyoruz. Ýliþkilerimizi maalesef araçsal amaçlar doðrultusunda geliþtiriyoruz. Romantik beklentiler, talepler içerisinde bulunduðumuz için, gerçeklere nüfuz etme konusunda ciddi zorluklar çekiyoruz. Gerçeklere her zaman çok geç kalýyoruz. Bu durum normal karþýlanamaz bir durumdur. Zihinlerimiz olaylarý nasýl görmemiz gerektiði konusunda baþkalarý tarafýndan önceden hazýrlanýyor, algýlarýmýz bu konuda þekillendiriliyor, bizler, daha sonra olaylarý nasýl yorumlamamýz isteniyorsa öyle yorumlamaya baþlýyoruz.

Ýçerisinde bulunduðumuz dönemde Suriye'de yaþanan iç savaþ ve istikrarsýzlýðý mezhep dayanýþmasý ya da mezhep karþýtlýðý gibi, çok ucuz, çok basit, çok bayaðý kliþelerle açýklamaya çalýþmak da algýlarýmýzýn nasýl ustalýkla çarpýtýldýðýna iliþkin somut bir örnek teþkil ediyor. Bugün, küresel tahakküm ihtiraslarýnýn önünde Ýran ve Suriye ciddi bir engel teþkil ediyor. Suriye'ye yönelik istikrarsýzlaþtýrma giriþimleri bütünüyle Ýran'ý yeniden þekillendirmek adýna yürütülüyor. Suriye'de “muhalefet” henüz nasýl bir Suriye istediði konusunda hiç bir mutabakata sahip deðil. Küresel emperyal strateji Orta Asya'da nüfuz sahibi olmak istediði için, bu strateji karþýsýnda Ýran ve Suriye'yi bir engel teþkil etmekten çýkarmak istiyor.

Ýçerisinde yaþadýðýmýz güç çaðýnda, sömürgecilikle savaþmanýn tek yolunun ortak bilinç ve irade oluþturmaktan geçtiðini hatýrlamak gerekiyor. Günümüzde, baðýmsýz bir duruþ, tarz, yorum, tavýr geliþtirmek, bu yorumu/duruþu onurlu bir biçimde temsil etmek pek çok riski, yalnýz kalma riskini göze almakla mümkün olabilmektedir.

Baðýmsýz/özgür içerik/yorum üretmek, eylemde bulunmak demektir.

Bugünün dünyasýnda da görülebileceði üzere neoliberal emperyalist tiranlýk, Müslümanlarý da dilediði yönde yönetebiliyor, araçsallaþtýrabiliyor, bir kukla gibi kullanabiliyor. Îran-Suriye iliþkileri baðlamýnda sürdürülen tartýþmalarda da görülebileceði üzere, Müslümanlar, kimi Ýslamcýlar neo liberal-küresel tiranlýðýn propogandasý doðrultusunda konumlarýný belirliyor, bu propoganda doðrultusunda mezhepçi reflekslerini somutlaþtýrýyor.

Tarihsel zamanýn dinamiklerini doðru anlamayanlar, tarihsel zamanýn peþinde bir çöp gibi sürükleniyor.

Küresel/emperyal gündem etrafýnda küresel yorum bilinci ve ufku oluþturamayan, yerel baðlýlýklarý, hizip/ mezhep baðlýlýklarýný aþma iradesi gösteremeyenler hiç bir biçimde devrimci bir özne gibi hareket etme imkâný bulamýyor.

Hayatýn ve tarihin içerisinde varoluþsal/nihai tercihler yapabilmek için devrimci özne olmak gerekiyor.

Küresel çaðda Ýslami bilinç doðrultusunda var olmayý seçenlere selam olsun.


Bu Makale 4462 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Siz cansýz (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah’ý nasýl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda O’na döndürüleceksiniz.




( Bakara Sûresi - 28)

Bir Hadis

Ýbnu Abbas (r.a.) anlatýyor:

“Cibril (a.s.) Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yanýnda otururken yukarýda kapý sesine benzer bir ses iþitti.
Baþýný göðe doðru kaldýrdý. Cibril (a.s.) dedi ki:

“Ýþte gökten bir kapý açýldý, bugüne kadar böyle bir kapý asla açýlmamýþtý.”

“Ýþte arza bir melek indi, þimdiye kadar bu melek hiç inmemiþti.” Melek selam verdi ve Hz. Peygamber (s.a.v.)'e:

“Sana verilen iki nuru müjdeliyorum. Bunlar, senden önce baþka hiçbir peygambere verilmemiþlerdi: Onlardan biri Fatiha suresi, diðeri de Bakara suresinin son kýsmý. Onlardan okuduðun her harfe mukabil sana mutlaka büyük sevap verilecektir.” dedi.

Müslim, Müsâfirin 254

Bir Dua

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eðer bizi baðýþlamaz, bize acýmazsan mutlaka ziyana uðrayanlardan oluruz!”

Araf Suresi-23

Hikmetli Söz

Birlikten ayrýlan,
birbirleriyle uðraþan
milletler önce
cesaret, metanet,
özgüven gibi karakter
özelliklerinden
uzaklaþýyor; sonra da
kuvvetine, heybetine,
istiklaline sonsuza
kadar veda ediyor.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com