Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 90
Toplam 15292883
En Fazla 20355
Ortalama 2611
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar
01/06/2009 - 15:35
 
Küreselleþmenin etkisiyle kimi kavram ve kurumlar, küreselleþen ölçekte kullanýma girdiler. Ýnsan Haklarý gibi, liberal düþünceler gibi kliþeler moda haline gelirken, bunun yanýnda küreselleþme dönemi, eþsiz ve benzersiz ýrkçýlýklarýn, faþizmlerin boy gösterdiði bir dönem oldu. Ýnsan Haklarý ve insan onuru dili/söylemi, Iraklýlarý, Afganistanlýlarý, Filistinlileri, Kürtleri, Hintli Müslümanlarý kapsamýyor. Ýnsan haklarý ve onuru dili/söylemi, tek yanlý, çok sorunlu, ýrkçý ve önyargýlý bir dildir. Azýnlýk ve çoðunluk gibi kategorilerin, modern zamanlarýn kurgusu olan, dýþlayýcý sýnýflandýrmalar yapmak üzere kullanýlan, ýrkçý kategoriler olduðunu, insani olmayan kategoriler olduðunu, belirtmek gerekiyor. Hangi gerekçeye dayalý olarak gerçekleþtirilirse gerçekleþtirilsin azýnlýk icat etmek, nesneleþtirici ve ötekileþtirici bir dil icat etmek, açýk bir barbarlýk, kültürsüzlük ve bedevilik iþaretidir.

  Ulus-devlet fikri, ulus-devlet dönemi, ulusal mitolojilerin üretilmesiyle birlikte güç kazandý. Küreselleþme, insani, ahlaki, kültürel ve felsefi bir içeriye sahip olmadýðý için; ulusal mitolojilerin neden olduðu baðnazlýklar/aþýrýlýklar aþýlamadý. Çok kültürcülük bir ütopya olarak kaldý. Her ulus/devlet, resmi ideolojinin merkezine egemen olan ýrký koyunca, azýnlýklaþtýrýlan etnik unsurlar doðal olarak bu geliþmeye tepki gösterdiler, bu durum onlarý bir karþýtlýk duygusuna sürükledi. Resmi denetimin, kültürün, manipülasyonun, propagandanýn kolaylaþtýrýlmasý için, azýnlýklaþtýrýlan kesimlere, resmi/egemen dilin dayatýlmasý, dil’le ilgili merkezileþtirme giriþimleri, yeni bir sömürgeleþtirme biçimi olarak tezahür etti. Bu yolla ideolojik iktidarlar etkili hale getirildi.

Günümüzde, büyük-küçük her ýrkçýlýk, düþman kimlikler icat etmek suretiyle, bunlara bir þekilde meþruiyet kazandýrmak üzere mücadele ederek,  ayakta kalmaya çalýþýyor. Bu nedenle, egemenlerin ýrkçýlýklarý mazur görülmeyeceði gibi, maðdur edilenlerin ýrkçýlýklarý da mazur görülemez. Ancak, maðdur edilenleri, maðdurlarý ýrkçýlýða zorlayan nedenler konuþulabilir, anlaþýlabilir. Masum bir ýrkçýlýktan hiçbir þekilde söz edilemez. Hangi nedenle olursa olsun, ulusal mitolojileri kýþkýrtmak üzere sahnelenen her giriþimin, azýnlýk sayýlan gruplar üzerinde kültürel þiddet etkisi uyandýrýr. Ulusal egemenliðin/güvenliðin zaafa uðrayabileceði mülahazasýyla, ýrkçý milliyetçilikleri kýþkýrtmak, her durumda onarýlmasý mümkün olmayan derin toplumsal/sosyal yýkýmlara neden olur. Ulus –devlet ve resmi ideoloji karþýtý her duygu ve düþünceyi, her tepki ve etkinliði “terörizm” olarak damgalamak kolaycýlýðý seçmek demektir. Ulus-devlet, homojenleþtirici, tek tipleþtirici, asimilasyoncu, bir güç olarak ortaya çýktýðýnda; resmi/ulusal ideoloji her tür azýnlýðý bir tehdit unsuru olarak gördüðünde; bir çatýþma ve gerilim ortamý/iklimi hazýrlamýþ olur. Hiçbir toplum hayata/tarihe bir azýnlýk olarak doðmadýðýný hatýrlamak/hatýrlatmak gerekir. Azýnlýk olarak sýnýflandýrýlan topluluklar sonradan, ýrkçý/politik nedenlerle azýnlýk haline getirilir.

Sanayileþme çaðýyla birlikte Avrupa, kendisini metropoliten merkez olarak konumlandýrdý. Bu tür bir konumlandýrma, sanayileþemeyen dünyanýn periferiye dönüþtürülerek, sömürgeleþtirilmesi sonucunu doðurdu. Sömürgeci ve ýrkçý temeller üzerinde kurulduðu halde, Avrupa uygarlýðý “evrensellik” iddiasýna kalkýþabildi. Sanayileþmeyi baþaramayan Ýslam dünyasý ülkeleri, sanayileþen dünyanýn gücü karþýsýnda etkisiz kaldýlar. Bu tarihsel týkanma durumu, Ýslam dünyasý toplumlarýnda, zamanýn/mekânýn/tarihin dondurulmasý þeklinde somutlaþtý. Sanayileþmeyle birlikte, bilim ve teknoloji büyük ilerlemeler kaydetti, ancak bu ilerleme tek boyutlu bir ilerleme olduðu için, bilim ve teknoloji kendi kaydettiði ilerlemenin mahkûmu haline geldi. Seküler ideolojik bilgi, bütün toplumlarda, ideolojik bir tahakküm için bir manipülasyon aracý olarak kullanýldý, bu günde kullanýlýyor. Seküler ideolojik bilgi hayatýn/tarihin ahlaki temellerini yýktýðý için, bütün toplumlarda çýkar ve iktidar iliþkileri, çýkar ve iktidar ihtiraslarý, öteki ile olan iliþkilerde ihtiyaç duyulan ortak ahlaki zeminin kaybolmasýna neden oldu. Ortak ahlaki zemin kaybolunca, insani iliþlilerin, konuþmalarýn, çözümlemelerin yerini resmi/katý/ideolojik/ýrkçý/faþist/otoriter iliþkiler, çözümlemeler ve konuþmalar aldý. Ahlaki kavramlara yabancýlaþan her toplumda, Türkiye’de de yaþandýðý üzere siyaset siyasal toplumsal sorunlarda tek geçerli ilke pragmatizm oldu.

Günümüzde, insani duygularý, rasyonel olmadýðý için reddeden, bir bilim zihniyetinin egemen olduðu yabancýlaþmýþ bir dünyada yaþýyoruz. Ýnsan yapýmý, ancak insani olmayan yapay dünyalarda yaþýyoruz. Böylesi bir dünyada barbarizm bir iliþki biçimine dönüþebiliyor. Karþý karþýya bulunduðumuz tarihsel olaylarý; ahlaki kavramlar/yaklaþýmlar/ çözümlemeler itibarsýzlaþtýrýldýðý/deðersizleþtirildiði için, tek düze ideolojik bir sözcük daðarcýðý ile ifade etmeye çalýþýyoruz. Hegemonya projeleri ve uygulamalarý yoluyla, þiddet koþullarýný kendisi hazýrlayan batý dünyasý, sürekli olarak ideolojik fanatizm üretiyor. Soðuk Savaþ sonrasý ve 11 Eylül sonrasý dönemde batý dünyasý bilinçli olarak, din ekseninde geliþen, bir çatýþma/karþýtlýk/kutuplaþma dili/söylemi oluþturdu. Ýslam imparatorluklar döneminde çoðunlular/ azýnlýklar tartýþmalarý, azýnlýk siyasetleri, azýnlýklaþtýrma stratejileri yoktu. Hoþnutsuz, huzursuz, tedirgin azýnlýklar yoktu.

Tarihte müdahale etme yeteneðine sahip olmayan halklar, toplumlar, bu yolda her hangi bir giriþimde bulunmadýklarý takdirde, tarihin oyuncaðý olmaya mahkûm olurlar.

Romantik heyecanlarla, popülist heyecanlarla, milliyetçi heyecanlarla tarihe müdahale edilemez. Sayýlarýn, kalabalýklarýn dönüþtürücü gücü yoktur.

Müslümanlar olarak, Ýslami anlamda, günümüzü biçimlendirecek, çok anlamlý þeyler üretmediðimizi itiraf etmek zorundayýz. 21.yüzyýlda nelere ihtiyacýmýz bulunduðunu, hangi alanda yada alanlarda varlýk ve mahiyet belirtebileceðimizi konuþmalýyýz. Bugünün gerçekliði nedir, bu gerçeklik karþýsýnda alýnmasý gereken tavýrlar nelerdir, bunlarý konuþmalýyýz. Günümüzün düþünsel, fikri, entelektüel, felsefi, siyasal, ekonomik ihtiyaçlarýnýn neler olduðunu belirleyebilmeliyiz. Geçmiþin öncelikleri ile, bu günün önceliklerinin birbirinden çok farklý olduðunu kabul etmeliyiz.

Sorumluluk almayan, üretmeyen, sosyal, siyasal, kültürel hareketlilik içersinde olmayan insanlar/toplumlar tarihin biçimlendirmesine katkýda bulunamazlar. Allah(c.c)’ýn, kendilerine ilahi bir baðýþ olarak bahþettiði akýl, idrak, irade ve eylem gibi yetenekleri gereði gibi kullanmayanlarýn içerisine düþtükleri zillet halinden þikâyete haklarý yoktur. Kaygýsýzlýk, kayýtsýzlýk, sorumsuzluk durumu bir hareketsizliði, eylemsizliði doðurur, bu durumdaki bireyler ya da toplumlar, statüko ile bütünleþir, deðiþim için hiçbir çaba harcamazlar. Kayýtsýzlýk ve sorumsuzluk durumu teslimiyetçilikle sonuçlanýr. Teslimiyetçilik; tarihsel olaylar, geliþmeler tarafýndan istenilen doðrultuda sürüklenmek þeklinde tezahür eder. Ýslam dünyasý toplumlarýnda mevcut durum; statükoculuk, gelenek halini almýþ olumsuz özellikler, baðýmlýlýk durumlarý ve yapýlarý deðiþmedikçe, deðiþtirilmedikçe, maruz kaldýðýmýz tahakküm politikalarýna son verilmeyecektir.

Var oluþ, hayat ve tarih, yalnýzca aklýn, yalnýzca kalbin, yalnýzca emeðin gücüne indirgenemez. Aklýn, kalbin ve emeðin gücünü birlikte harekete geçirmek gerekir. Aklýn, kalbin ve emeðin gücü, bilinç ve dayanýþma ile desteklendiði takdirde, Ýslam Ümmeti tarihi bir kez daha þekillendirebilir.

Kültürel yetkinlik ve siyasal yetkinlik birbirlerini tamamlayan unsurlardýr. Kültürsüz ya da kültürsüzleþtirilmiþ toplumlar, siyasal sorumluluk üstlenemezler. Güncel politik olaylarý, geliþmeleri deðerlendirirken, duygusallýklara kapýlarak karþý karþýya kaldýðýmýz temel sorunlarý, derin baðýmlýlýklarý unutmamalýyýz. Ýslam’a karþý, Ýslam kültür ve uygarlýk birikimine karþý, Ýslami deðerlere karþý, ideolojik planda, seküler planda sistematik bir biçimde savaþ veren, Ýslam’ýn bireysel alana hapsedildiði bir toplumda/ülkede/dünyada yaþadýðýmýzý unutmamalýyýz.

Kuþatýcý deðerlendirmeler, eleþtirel hesaplaþmalar yapmaya mecburuz. Ýradi bir kararlýlýða sahip olmalýyýz. Karþý karþýya bulunduðumuz sorunlarla yüzleþme ve bunlarý aþma yeteneðini geliþtirmeliyiz.                

Kitle duygularýný harekete geçirmek kolaydýr, bu nedenle kolaycýlýklarý bir yana býrakarak, kitlelerin gerçeklerle buluþmalarýný saðlamak gerekir. Demode antikalýklardan ve hiçbir dayanaðý bulunmayan hastalýklý romantizmlerden vazgeçmeliyiz.

Demode antika yaklaþýmlar, yeni sorunlar karþýsýnda, küresel sorunlar karþýsýnda, Siyonist faþizm karþýsýnda etkili olamamýþtýr, yetersiz kalmýþtýr. Yeni sorunlar karþýsýnda, yeni düþünce/fikir hareketlerinin, yeni yapýlanma ve iliþki biçimlerinin, yeni eylem biçimlerinin, yeni  anlatým-ifade yollarýnýn ortaya konulmasý kadar doðal bir geliþme olamaz. Zihinsel algýsal bir deðiþimin/yaklaþýmýn evrensel anlamda gerçek kýlýnmasý mücadelesi bugün en önemli sorunlarýmýz arasýndadýr. Dýþlanmaktan, etiketlenmekten yalnýzlaþtýrýlmaktan korktuklarý için yeni bir baþlangýç yapmaya cesaret edemeyenlerle hiçbir deðiþim gerçekleþtirilemez, hiçbir mücadele yürütülemez. Büyük bir davanýn, büyük bir kavganýn sorumluluðunu taþýyanlar, her türlü risk’i göze almak zorundadýr.

Günümüzde, ilahi/insani/ahlaki deðerlerin bütünüyle baðýmsýz bir gerçeklik karþýsýndayýz. Deðerlerden baðýmsýzlaþtýrýlmýþ bir dünyada oluþan büyük boþluklar, ideolojik/ýrkçý sapkýnlýklar tarafýndan doldurulmaya çalýþýlýyor. Seküler kültür hiçbir boþluðu dolduramýyor. Özgürlük kavramý etrafýnda her tür sansasyonel ve spekülatif deðerlendirmenin yapýldýðý bir dünyada, yalnýzca piyasalarýn özgürleþmesi saðlandý, ancak Ýslami özgürlükler için hiçbir irade ortaya konulmadý. Kendilerini tehdit altýnda hissettiklerini belirten Türkiyeli Yahudilere her türlü güvence verilirken; kendi ülkelerinde parya muamelesi gören, Ýslami özgürlüklerinden yoksun býrakýlan, Ýslami baþörtüleri sebebiyle eðitim haklarý ellerinden alýnan kesimler hiç hatýrlanmýyor. Ýslami kesimlerin her tür mahrumiyete/aþaðýlanmaya /dýþlanmaya/ etiketlenmeye alýþtýklarý düþünülüyor olmalý. Günümüz dünyasýnda, yalnýzca Müslümanlar Ýslami siyasal görüþlerini, politik dünyada temsil imkânýna sahip deðiller. Sorgulayýcý bir zihne sahip olmadýðýmýz için, alýþkanlýklarýmýza kapanarak hayatlarýmýzý sürdürüyoruz. Kendimizi yenileyemiyor, yeni þeyler öðrenemiyor, yeni sorular soramýyor, yeni tavýrlar alamýyor, yeni duruþlar gerçekleþtiremiyoruz. Geleneklerin, göreneklerin, muhafazakârlýklarýn, kamuoyunun baskýsý altýnda yaþamaya alýþtýðýmýz için, kendi dönemimize özgü bir dil oluþturamýyoruz. Her kuþaðýn kendi dönemine özgü bir dil, çözümleme ve söylem oluþturmasý gerekir. Gerçek böyleyken bizler, bizlerden çok önce gelen kuþaklarýn söylemlerini/çözümlemelerin/yaklaþýmlarýný tüketmeye devam edebiliyoruz. Bizler önceki kuþaklarýn birikimlerinden yararlanabiliriz, ancak onlarýn kullandýðý dil, gerçekleþtirdikleri çözümleme biçimleri, kendi dönemlerinin ihtiyaçlarýna cevap vermek üzere üretilmiþ bir dil ve çözümlemedir. Günümüzde de genç kuþaklar, bu önem ihtiyaçlarýna uygun bir dil gerçekleþtirme sorumluluðu altýnda bulunduklarý için, bizim kuþaklarýn düþüncelerine mahkûm olamazlar. Genç kuþaklar bütün üstatlarý, bütün aðabeyleri eleþtirel okumalýdýrlar, eleþtirel olarak izlemelidirler. Genç kuþaklar 21.yüzyýlý etkileyebilecek bir bakýþ/duyuþ/bilinç tarzý üretmenin yollarýný bulabilmelidir. Bir parçasý olduðumuz bugünün ilgilerine ve sorularýna bir bütünlük içersinde cevap vermek üzere kuþatýcý bir söylem oluþturabilmeliyiz.

Genel çizgiye, geleneksel çizgiye, temayüle mecbur deðiliz. Bütün alýþkanlýklarýmýzý, statükocu yaklaþýmlarýmýzý gözden geçirerek, topluma/insanlýða yeni bir içerik sunabilmeliyiz. Masallar/menkýbeler/rüyalar/kerametler/vb. anlatarak, popülizmler yaparak sayýlarý çoðaltmak mümkündür. Nitelikleri çoðaltmak için seferber olmalý, genel- geçer çerçeveleri aþabilmeliyiz. Kamuoyunu hoþnut edecek, kamuoyunun hoþgörü ile karþýlayabileceði bir dil ve söylem kullanmak, kamuoyuna maruz kalmak demektir. Kamuoyuna maruz kalanlar yeni bir çýkýþ yolu bulamazlar. Kamuoyu provoke ederek dikkat çekmeye çalýþmak marazi bir durumun tezahürüdür. Bu tür yaklaþýmlar Ýslami ahlakla baðdaþtýrýlamaz. Kamuoyuna, statükoya maruz kalan bir anlayýþ/zihniyet, kamuoyunu deðiþtiremediði gibi, kamuoyu tarafýndan dönüþtürülür.

Ýlahi hakikati temsil yolunda, toplumsal onaya ihtiyaç duymamalýyýz. Hiçbir cemaat/hizip/mezhep/topluluk, kendi hareketlerinin önceliklerini daha önemli sayamaz.

Modern zamanlar boyunca yaþanan tarihsel geliþmeler ve olaylar karþýsýnda bütün modern kavramlarýn ne kadar sorunlu, ne kadar yetersiz, ne kadar zayýf, ne kadar yanlýþ, ne kadar iki yüzlü, ne kadar geçek dýþý olduðunu bütün bir insanlýk açýkça gördü. Ýslam dünyasý, Ýslam kültür ve uygarlýk sistemi, sözünü ettiðimiz bu yetersiz sorunlu, yanlýþ ve ikiyüzlü kavramlar aracýlýðýyla deðersizleþtirilmeye, etkisizleþtirilmeye çalýþýldý. Modernlikler, ideolojik temelde yapýlandýrýldýðý için tek tip bir hayat tarzýný dayattýlar, farklý kalma hakkýna saygý göstermediler. Modern zamanlar boyunca insanlýk, ruhsuz bir uygarlýða, ruhsuz bir tarihe maruz kaldý. Batý uygarlýðý, ruhsuz, basmakalýp kurallar uygarlýðý olarak varlýðýný sürdürüyor. Modern rasyonalist bilim anlayýþý, insan bedenini biyolojikleþtirerek, týbbileþtirerek nesnelleþtirerek nesnelleþtirdi. Nesneleþtirilen modern insan pek çok insani yetiden mahrum hale getirildi. Modern bilim de sömürgecilik yoluyla. Manevi deðerler/duygular, estetik deðerler/duygular, sanatlar modern bilim anlayýþýnýn sýnýrlarý dýþýna çýkarýldý.

Avrupa tarihe kapalý olarak yaþýyorken, Ýslami kültür ve uygarlýðý ile kurduðu temastan sonra, özellikle de teknolojik alanda büyük ilerlemeler kaydetti. Ýslam ordularý, Ýspanya’ya geldiklerinde, yeni bir uygarlýk bilinciyle geldiler, hiç kimseden dinlerini ve dillerini deðiþtirmelerini talep etmediler. Museviler de Hýristiyanlar da, dini bir özgürlük içersindeydiler. Ýslam’ý seçen Ýspanyollar daha çok evlilik yoluyla ya da kiþisel tercih yoluyla hareket ettiler. Müslümanlar, Ýspanya da, Ýspanyaya özgü, Endülüs’e özgü bir üslup ve tarz geliþtirdiler. Ýspanyaya kabileler halinde gelen Müslümanlar, Endülüs’te kentli bir kültür ve kentli halk oluþturdular. Endülüslü müslümanlar kendi dönemlerinde en yüksek kültür, en yüksek sanat, en yüksek edebiyat biçimlerini oluþturdular. Dünyanýn en iyi, en seçkin, Filozoflarýný, tarihçilerini, hukuk ve týp adamlarýný, mimarlarýný ve dil bilimcilerini, yetiþtirdiler. Müslümanlarýn Endülüs’ü terk etmek zorunda kalmalarýyla birlikte, Katolik Krallar, Ýspanyaya kültürel türdeþliði, dini türdeþliði, dinsel türdeþliði çok þiddetli bir biçimde dayattýlar. Her türlü Ýslami etkiyi silip süpürmek üzere, korkunç ýrkçýlýklar ürettiler. Katolik Krallarýn baþlattýðý bu ýrkçý zihniyet, kültürel ve dini türdeþlik 1492’den sonra bütün totaliter ideolojilere bu konuda ilham verdi, vermeye devam ediyor. Modern Katolik Krallarýn açtýðý yolda ilerliyorlar. Modernlikler, dünyayý ve insanlýðý türdeþleþtirmeye çalýþýyorlar. Tahakküm edenler, sömürenler, “uygar” olarak tanýmlanýyor; zayýflar, maðdurlar, maðluplar, iþgal ve istilalara, iþkence ve sürgünlere, katliam ve soykýrýmlara maruz býrakýlanlar ise “terörist” olarak tanýmlanýyor. Ýnsanlýk, güçlü/egemen olan faþistlerin ürettiði kavramlarla düþünmek zorunda býrakýlýyor. Bütün bu özgün kültürleri yýkýma uðratan ve bayaðýlaþtýran kapitalizm, ekonomik bir barbarlýk biçiminde tahribatýný sürdürüyor. Gazze örneðinde görülebileceði üzere, Siyonist demokrasinin gerçekleþtirdiði her tür vahþet ve devlet terörü, müsamaha ile karþýlanýrken; Hamas Ýslami tercihler yaptýðý için, yalnýzlaþtýrýlýyor. Ýsrail’in nükleer faaliyetleri hiçbir biçimde denetlenemiyor, tartýþma konusu bile yapýlamýyor. Siyonist veba Yahudi olmayanlarýn etnik temizliðe tabi tutulmasýný, Müslümanlara karþý nükleer silah kullanýlmasýný savunabiliyor. Benzeri görülmemiþ bir vahþetle insani olan her þeyi yok eden, bütün yýkým biçimlerini, bütün vahþet biçimlerini, fütursuzca harekete geçiren Siyonist faþizm, kendisini Ýslam’a ve Müslümanlara konumlandýrdýðý için, modern uygarlýðýn himayesi altýnda yýkýma devam ediyor.

Gazze Soykýrýmý sýrasýnda ve sonrasýnda ideolojik ýrkçýlýðý ve ideolojik duygusuzluðu Küreselleþtiðini gördük. Günümüz dünyasýnda, ideolojik ýrkçýlýk /duygusuzluk, Siyonist faþist bir siyasal var oluþ modern dünyada her hangi bir rahatsýzlýða neden olmuyor. Günümüzde yaþadýðýmýz çok aðýr insanlýk sorunlarý karþýsýnda, Modern Batý dünyasýnda hiçbir þekilde bir kavramsal açýklýk, netlik ve dürüstlük görülemiyor. Ýnsanlýðýn, ilahi hakikate, ahlaka, ilahi anlam ve amaçlara açýk olan fýtratý, ýrkçýlýklar ve ideolojik sapkýnlýklar tarafýndan kirletiliyor. 

Ýlahi var oluþ bilincine, kaynaklarýna ve hikmetlerine yabancýlaþtýðýmýz için; aklýn/kalbin ve emeðin birlikte üretimi olan bütünlüðü kaybettiðimiz için; tek bir bilinç halinde hareket etme yeteneðine sahip olmadýðýmýz için; ýrkçý ve ideolojik saldýrý dalgalarý karþýsýnda Müslümanlar olarak savunmasýz bir konumda bulunuyoruz. Küresel gündemi etkileyebilecek gücümüz, irademiz bilincimiz eylemlerimiz olmadýðý için, bu saldýrýlara katlanýyoruz.

Özgürlüðün bir bütünlük durumu olduðunu hatýrlamak ve hatýrlatmak gerekir.Kimi konularda, kimi alanlarda, kimi durumlar ortaya çýkan; kimi konularda, kimi alanlarda, kimi durumlarda, kimi konularda varlýðýndan hiçbir þekilde söz edilmeyen bir özgürlük yaklaþýmý olamaz. Kýsmi özgürlük, parçalara bölünmüþ bir özgürlük, kimi zaman tanýnan, kimi zaman gündemden kaldýrýlan bir özgürlükten söz edilemez.

Küresel yankýlar uyandýrabilecek, küresel etkiler oluþturabilecek, bir dil/ kültür oluþturamadýðýmýz takdirde, küresel umutlara hak kazanamayacaðýmýzý hatýrlamalýyýz. Sözün anlamý/aðýrlýðýný/derinliðini insanlýða duyurabilmek için, tarihin dikkatini çekebilmek için, güçlü bir dil/kültür/edebiyat oluþturmamýz þarttýr.

Hiçbir tehlikeyi, hiçbir riski göze almayan nostaljik heyecanlarla, tarihte  tarihe tanýklýk edemeyiz.

Bu Makale 4416 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

23/10/2014 - 15:29 ÇIKAR MÜLAHAZALARI

©

09/06/2014 - 11:06 EYLEMDE BULUNARAK VAR OLMAK

©

05/05/2014 - 12:34 ÝSLAM’IN EVRENSEL VÝZYONU ÜZERÝNDE ÇALIÞMAK

©

09/04/2014 - 12:20 YABANCI ZAMANLAR

©

01/02/2014 - 13:55 HEPÝMÝZE YAZIKLAR OLSUN

©

04/12/2013 - 14:15 TRAVMATÝK BÝR TARÝH

©

04/10/2013 - 14:23 RADÝKAL SEÇENEKLER

©

12/08/2013 - 16:22 NEOLÝBERAL DÝKTATÖRLÜK

©

16/07/2013 - 12:54 MAÐARALARA KAPANMAK

©

19/06/2013 - 16:31 KANIKSANMIÞ BAÐIMLILIKLAR

©

20/05/2013 - 14:38 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

19/03/2013 - 14:43 ZÝHÝNSEL BÝR KADAVRA GÝBÝ YAÞAYAMAYIZ

©

19/02/2013 - 11:31 ZÝHÝNLERÝMÝZE VURULMUÞ SÖMÜRGECÝ PRANGALARI PARAMPARÇA ETMEDÝKÇE HÝÇ BÝR ÞEY ÝYÝ OLMAYACAK

©

28/01/2013 - 14:14 TARÝHSEL TANIKLIKLAR YAPMAK, TARÝHSEL SORUMLULUKLAR ALMAK

©

21/11/2012 - 15:15 GÜVENÝLEBÝLÝR UMUTLAR ÝÇÝN, GÜVENÝLEBÝLÝR BÝR BÝLÝNÇ GEREKÝR

©

25/09/2012 - 12:01 ÝSLAMÝ ZÝHÝN KONTROL ALTINDA BULUNUYOR

©

27/08/2012 - 13:08 YENÝDEN ÝNÞA MÜCADELESÝ ÝÇÝN

©

23/07/2012 - 11:51 BÝR BAÞKALDIRI DÝLÝ OLUÞTURMAK

©

28/06/2012 - 12:43 BÎR YIKIM ÇAÐINDA VAROLMAK

©

04/06/2012 - 11:52 ZÝHÝNSEL VESAYETÝ AÞMAK

©

25/04/2012 - 15:15 MODERN - SEKÜLER SINIRLARI AÞMAK

©

26/03/2012 - 11:58 YAPISAL ENGELLERÝ AÞMAK

©

02/01/2012 - 12:27 ROMANTÎK-NOSTALJÝK UYKULARDAN UYANMAK

©

28/11/2011 - 13:21 GEÇMÝÞÝN YASINI TUTMAK, YA DA GEÇMÝÞE TAPINMAK

©

03/10/2011 - 12:20 TARÝHE TANIKLIK VE ÂLÝMLER

©

05/09/2011 - 14:39 NAÝF UMUTLAR VE OPORTÜNÝST HOÞGÖRÜ ANLAYIÞI

©

03/08/2011 - 11:27 Tehlikeli Savrulmalar

©

04/07/2011 - 13:12 ZORBALIKLAR ÇAÐI

©

03/06/2011 - 12:19 Yüzeyin Altýndakileri Görmek Gerek

©

09/05/2011 - 12:10 Bir Karasaban Çaðýnda

©

07/03/2011 - 13:33 Anlamlarýn Gücü

©

14/02/2011 - 12:16 ENGÝNLERE AÇILMAK

©

06/01/2011 - 16:06 Küstah ihtiraslar

©

02/12/2010 - 11:14 Ahlaki Bir Öfke

©

14/10/2010 - 19:08 AHLAKÝ ALANI TERKETMEMELÝYÝZ

©

22/06/2010 - 12:28 Nostaljiye Sýðýnmak

©

18/05/2010 - 12:18 Entelektüel Baðýmsýzlýk Ýçin

©

16/04/2010 - 11:51 Umudun Kalbi

©

22/03/2010 - 16:47 Yeni Bir Bilincin Yolunu Ýzlemek

©

18/02/2010 - 12:22 Baðýmlý Varoluþlar

©

21/01/2010 - 10:59 Teslimiyetçi Suç Ortaklýklarý

©

23/11/2009 - 15:50 Bilincin Çaðrýsý

©

23/10/2009 - 10:11 Tarihin Sýnavýndan Geçmek

©

24/09/2009 - 11:27 Yýkýcý Gerilimler

©

24/07/2009 - 11:30 Ýnsanlýðýn Evrensel Ufku: Müslümanlýk

©

25/06/2009 - 10:29 Popülizme Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 15:35 Ýdeolojik Irkçýlýklar Ve Duygusuzluklar

©

28/04/2009 - 16:28 Modernliðin Sapkýnlýklarý

©

07/04/2009 - 14:34 Va Hayfa, Va Esefa

©

09/03/2009 - 15:18 Duygusal Tepkiler ve Siyasal Sessizlik

©

10/11/2008 - 22:49 Vazgeçmemeyi Öðrenmeliyiz

©

05/09/2008 - 13:33 Anlam ve Amaç Belirsizlikleri
 
 

Site Ýçi Arama

19 Sevvâl 1445 |  28.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

"Þüphesiz Allah, iman edip salih amellerde bulunanlarý, altýndan ýrmaklar akan cennetlere sokar.

Ýnkar edenler ise, metalanýrlar ve hayvanlarýn yemesi gibi yerler; ateþ, onlar için bir konaklama yeridir."




( Muhammed Suresi - 12)

Bir Hadis

Peygamberimiz þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Kederden, üzüntüden, tembellikten, cimrilikten, korkaklýktan, borç yükünden ve halkýn galeyana gelerek taþkýnlýðýndan sana sýðýnýrým.”

(Nesâî, Ýstiâze, 25)

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Sen yardým istenilensin, dualar ancak sana ulaþýr, dualarý sen kabul edersin, güç ve kuvvet ancak Allah ile birlikte vardýr.”

(Tirmizî, Deavât, 94)

Hikmetli Söz

Öfke, tutuþturulmuþ bir ateþgibidir. Her kim ki öfkesine hakim olursa, onu söndürür ve her kim onu salýverirse ilk yanan kendisi olur.




Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com