Birbirlerini anlama ihtiyacý duymayan kibirli ve kayýtsýz uygarlýklar, yalnýzca çatýþma ve gerilim üretirler. Milliyetçilikler ve mezhepçilikler, evrensel bir cemaat olan Ýslam cemaatini de bölmüþ, çok sýnýrlý yerelliklere mahkûm etmiþtir. Kültürler ve uygarlýklar arasý alýþveriþe açýk olan Ýslam, bugün kendi bünyesine arýz olan milliyetçiliklerin ve mezhepçiliklerin tehdidi altýndadýr. Küreselleþme çaðýnda Müslümanlarýn evrensel insanlýðýn ilgisini çekebilecek çerçeveler/yaklaþýmlar üretmeleri gerekirken yerel duyarlýk ve kültür biçimlerine kapanmalarý normal karþýlanabilecek bir durum deðildir. Dini bölünmeler ve karþýtlýklarýn, etnik bölünmeler ve karþýtlýklarýn, mezhepsel bölünmeler ve karþýtlýklarýn emperyal stratejinin belirlediði karþýtlýklar olduðunu hatýrlatmak gerekir. Etnomerkezci, mezhep merkezci her yaklaþým eksiksiz bir dargörüþlülüðün yansýmasýdýr.

Modern-seküler zamanlar boyunca, modern-seküler düzen/model mutlaklaþtýrýlýnca, baþka bir düzen-model düþünülemez hale gelmiþti. Avrupa modelini tek model olarak dayatmak yerine, birçok modelden biri olarak yorumlamak, deðerlendirmek, insanlýðý ýrkçý ideolojilerin neden olduðu kötülüklerden koruyabilirdi. Modern-seküler zamanlar boyunca üretilen, özgürlük/eþitlik/insan haklarý/demokrasi gibi modern sistemin kutsallaþtýrdýðý kavramlarýn Batý dýþý dünyayý hiç bir þekilde kapsamadýðý, bu kavramlarýn her zaman ýrkçý baðlamlarda kullanýldýðý görüldü. Özgürlük kavramý da; muhaliflerin, ötekileþtirilenlerin, farklýlarýn özgürlük haklarýný içermeyen, ayrýmcý bir kavram olarak uygulandý, uygulanýyor. Bir halkýn, bir kültürün, bir inancýn ötekileþtirilmesi demek, bu halkýn/kültürün/inancýn sömürgeleþtirilmesi, düþman haline getirilmesi anlamý taþýr. Bir halký, bir kültürü ve inancý ötekileþtirmek demek, bu halký/inancý/kültürü insanlýk ailesi dýþýna sürmek, tarihin dýþýna sürmek demektir. Modern zamanlarýn icadý olan ulusal egemenlik yaklaþýmý farklý'ya, azýnlýða hayat hakký tanýmaz.

Türkiye’de Cumhuriyet tarihi boyunca yaþadýðýmýz üzere, resmi/egemen ideolojik kültürü paylaþmayan unsurlar ötekileþtirilerek iç düþman ilan edildi. Ulus-devlet, tek millet ve tek kültürü dayatýnca, her tür milliyetçi sapma resmi ideoloji adýna meþru hale getirildi. Ýmparatorluklar döneminde geçerli olan aidiyetler dini aidiyetlerdi, ulus-devletler döneminde dini aidiyetlerin yerine milli aidiyetler geçti. Resmi kültürü ideolojiyi kavram ve kurumlarý benimseyenler seçkin ve üstün vasýflarla tanýmlanýrlarken, resmi ideolojiye/kültüre muhalefet edenler, eleþtirel bir mesafeden bakanlar gerici/mürteci gibi aþaðýlayýcý etiketlerle tanýmlandýlar. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde karþý karþýya bulunduðumuz kimlik sorunlarý/çatýþmalarý/gerilimleri; dýþlama, aþaðýlama ve ötekileþtirme uygulamalarýna, politikalarýna tepki olarak ortaya çýktý. Ýdeolojik manipülasyonlarýn, ýrkçý manipülasyonlarýn insan zihnini felce uðrattýðýný, olaylarýn içerisinde yaþayarak gördük. Siyaseti pragmatizmden ibaret sayan bir zihniyet sebebiyle tarihsel altüst oluþlar yaþadýk. Karþýlýklý çýkar iliþkisini ilke haline getiren modern dünya görüþü ve hayat tarzý, toplumlarý her tür deðerden baðýmsýz bir süreçler sistemi olarak deðerlendirdi. Uygarlýk adýna, ilerleme adýna düzenlenen sömürge seferleri insanlýða dehþet ve kýyým çaðlarý yaþattý. Modern uygarlýk, þiddet, iþkence, soykýrým, kitlesel terör'le özdeþleþti. "Ýslami terör" tanýmýný icat eden Batýlýlar, Yirminci Yüzyýl boyunca Nazizm, Faþizm ve Komünizm adýna ürettikleri tarihte benzeri görülmeyen katliamlarý çok çabuk unuttular. Ýslama ve Müslümanlara yönelik çok yönlü saldýrýlar, yok saymalar, iþkenceler, toplama kamplarý, katliamlar ve iþgaller karþýsýnda nefs-i müdafaayý seçen, direniþi seçen Müslümanlar ne yazýk ki, "terörist" olarak damgalanýyor. Emperyalist sömürgeciliðin, yaðma ve talan'ýn, iþgal ve istilanýn olduðu her yerde elbette direniþ olacaktýr, mücadele olacaktýr. Böyle bir durumda direniþ ve mücadele yoksa eðer, insanlýk bütünüyle tükenmiþ demektir, Müslümanlýk tükenmiþ demektir. Günümüzde Ýslam toplumlarýnda hurda haline gelmiþ bir zihniyet, gelenekçi/muhafazakar/saðcý/hoþgörücü bir zihniyet direniþ mücadeleleri konusunda; harabeye/enkaza dönüþtürülen ülkeler/hayatlar/toplumlar/þehirler/kültürler ve tarihler karþýsýnda utanç verici bir sessizlik sergilemektedir.

Seküler, bireyci, rasyonalist hayat tarzý olan modernlik; sanayileþme, kentleþme, teknolojik geliþmelerle birlikte din dýþý bir dünya oluþturdu. Din'in kamusal alandan uzaklaþtýrýlmasýyla birlikte ahlaki, toplumsal, sosyal ve kültürel çürüme dönemi baþladý. Seküler ideolojiler din'i kamusal alandan bütünüyle uzaklaþtýramadýlar, ancak kamusal alan üzerindeki etkisini ciddi bir biçimde zayýflattýlar. Modern seküler kültür insanýn kendi bireyselliðini gerçekleþtirebilmesi için, bütün tarihsel, kültürel baðlardan kopmasýný saðladý. Bütün tarihsel-kültürel baðlardan kopan birey þimdi yalnýzca niceliksel bir varlýk olarak hayatýný sürdürüyor. Hesapçý zihnin egemenliði altýnda bulunan bireysel hayatlar, matematik formüllerle sýnýrlý hale geliyor. Mutlak deðerlerden baðýmsýz hayatlar sefalet ve sefahata sürükleniyor. Seküler algýlar sebebiyle temel/mutlak deðerlerin göreceli hale getirilmesi, hem algýsal, hem de ahlaki bir bunalýma neden oluyor. Sömürgeciliðin sekülerizm yoluyla Ýslam dünyasýna giriþi, Ýslam'ý dýþlamaya, etkisizleþtirmeye yönelik bir programýn sonucudur.  Napolyon'un 1798 de Mýsýr'ý iþgal etmesiyle birlikte ve takip eden dönemde, sömürgeci politikalar yoluyla, Ýslam-Arap dünyasý modern-seküler düþüncenin etki alanýna girmiþ, Ýslami/tevhidi bütünlük bu dönemde bozulmuþtur. Bu nedenle sekülerizmin sömürgeci bir dayatma olduðunu bilmek gerekir. Modernleþme ve sekülerleþme, Ýslam Devrimiyle (1978-1979) Ýran'da büyük bir yenilgiye uðratýldýðý için, emperyalist Batý dünyasý Ýran'ý pek çok vesile ile sýk sýk kuþatýyor, baskýlýyor, tehdit ediyor. Batý'lý medya imparatorluklarý Ýran'a karþý çok kirli, çok acýmasýz bir ideolojik ve psikolojik savaþ sürdürüyor.

Batý dünyasý ekonomik ve politik üstünlüðe sahip olduktan sonra, bu üstünlüðü kullanarak Katolik dünyaya özgü sekülerizmi de emperyal projenin bir parçasý olarak Batý dýþý dünyaya ihraç etti. Ýslam dünyasý Portekizliler tarafýndan baþlatýlan deniz seferleri/keþifleri/fetihleri döneminden bu yana emperyalist bir irade ile karþý karþýya bulunuyor. Bu seferler askeri seferler olduðu kadar ticari/dini/fikri seferlerdir. Katolik dünyaya özgü sekülerizm, baskýcý/baðnaz kilise uygulamalarý karþýsýnda etkili olunca, ayný uygulamalarýn Ýslam toplumlarýnda da ayný sonuçlarý verebileceði gibi yanlýþ bir kanaate varýldý. Seküler, modern, ideolojik baskýlar nedeniyle, modern kavram ve kurumlarla uzlaþma yolunu seçen Müslümanlar, bu uzlaþý yaklaþýmý sebebiyle, Batý karþýsýnda eleþtirel bir tavýr alamadýlar, bir sorgulama ve hesaplaþma gerçekleþtiremediler. Bu uzlaþý yaklaþýmý sebebiyle yeni bir Ýslami yorum, çerçeve üretme ihtiyacý duymadýlar.  Ýslam toplumlarýnda entelektüel/zihni üretkenlik durdurulunca, Ýslam manevi hayatla sýnýrlý bir din haline geldi. Bir yanda modern-seküler yapýlarla uzlaþan, bir diðer yanda geleneksel yapýlar/yaklaþýmlarla bütünleþen bir din algýsý, Ýslami anlamda hiç bir yeni yorum/çözümleme üretememek gibi olumsuz sonuçlar doðurdu.

Günümüzde toplumlarýmýz iki aþýrýlýk arasýnda, mistisizmle pozitivizm arasýnda sýkýþýp kalmýþtýr. Zihinlerimiz iþgal altýndadýr. Zihinlerimizin baðýmsýzlaþmasý için, entelektüel sömürge olmaktan kurtulabilmek için, seküler bilginin baskýsýndan özgürleþmeliyiz. Acýmasýz gerçeklik çaðlarýnda, barbarlýk ve faþizm çaðlarýnda duygusallýklara yer olmadýðýný çok güçlü bir biçimde hatýrlamalýyýz. Zihinlerimiz üzerindeki sömürgeci tahakkümü entelektüel anlamda gerçekleþtireceðimiz bir cihad'la kaldýrabiliriz. Toplumlarýmýzda taklit'in meþrulaþtýrýlmasý ve bir gelenek halini almasýyla birlikte içerik üretimi durdurulmuþtur. Zihni durgunluk, taklitçilik sürüler oluþturuyor, sürüler ise herkes tarafýndan kolaylýkla yönetilebiliyor. Yenileyici bir akýlla, yeniden içerik üretebilecek bir noktaya gelebilmek için, yeni bir tefekkür, çözümleme, eleþtiri ve içerik üretimi yöntemi olarak içtihad'ýn hayata geçirilmesi þarttýr. Ýçtihad yalnýzca hukuk'la sýnýrlý deðil, hayatýn bütün alanlarýyla ilgili bir etkinlik olarak düþünülmelidir. Taklitçi gelenek, sorumsuz, kayýtsýz, bilinçsiz kitleler oluþturuyor. Taklit'i seçen insanlar, çevreler, akýllarýný kullanma yeteneklerini yitiriyor. Taklit, tevhidi anlamda baðýmsýz bir bilincin ve kiþiliðin oluþmasýný engelliyor. Taklit'i seçmek demek kolaycýlýðý ve düþüncesizliði seçmek demektir. Taklitçilik, geleneðin, göreneðin, statükolarýn dokunulmaz kýlýnmasýyla sonuçlanan bir zihniyet oluþturuyor. Ýçtihad kurumunun günümüzde yaþanan kimi olumsuz örneklerde karþýlaþtýðýmýz üzere, modern seküler, liberal dünya görüþü doðrultusunda istismar edilmemesi için, tevhidi dünya görüþü doðrultusunda samimi bir dikkat ve samimi bir duyarlýlýða ihtiyaç vardýr.

Bizler, Müslümanlar olarak bizden önceki kuþaklarýn yorum ve yaklaþýmlarýna kayýtsýz kalamayacaðýmýz gibi, bu yorum ve yaklaþýmlarý tekrara mahkûm da deðiliz. Bizden sonra gelen kuþaklar da, bizim zamanýmýzýn yorum ve yaklaþýmlarýna mecbur olmayacaklar, kendi zamanlarýnýn ihtiyaçlarý doðrultusunda yeni deðerlendirmeler yapacaklar. Her durumda zihinlerimizi, dikkatimizi, bilincimizi bugünün dünyasýna, gerçekliðine ve tarihine açabilmeliyiz. Gerçek sorunlarý konuþmak yerine, mistik-hikemi spekülasyonlar yapmak, entelektüel bir felç durumunun yansýmasýdýr.

Günümüzde, yeni boyutlar bularak, yeni ufuklar açarak, yeni yanýtlar üreterek, bir bilinç deðiþim ve dönüþümünü ancak genç kuþaklar baþarabilir. Tarihsel, siyasal olaylara, geliþmelere müdahil olmayan, bunlarýn dýþýnda kalan, dünyaya yönelik sorumluluklar almayan bir Ýslami yaklaþým söz konusu olamaz. Ýslam, ilahi hakikatin zaman-mekan' a bir düzen vermesini ister. Ýslam, ahiret için olduðu kadar, hatta daha çok dünya içindir. Zaman-mekandaki varoluþumuz. Allah'ýn (c.c.) iradesini burada somutlaþtýrmak içindir. Zaman-mekaný bir oyun ve eðlence haline getiren yaklaþým seküler bir yaklaþýmdýr. Ýlahi vahiy iklimine yabancýlaþan modern seküler birey cinsel içgüdülerin tahakkümü altýna giriyor, hayvani þehvet duygularý, karanlýk tutkular ve saldýrgan dürtüler ediniyor.